![]() |
#1 |
![]() Yönetimin tepe noktasındakileri ‘padişah’... Geri kalanı da ‘tebaa’ sanan eski ve köklü anlayışın... Gözü açılmış... Solukları hızlanmış...
Kulakları da keskinleşmiştir... Başbakanla mı? Evet başbakanla... Aslında randevu on birde idi... Ama Ankara’yı sis basınca uçaklar çalışmadı... Başbakan karayolunu seçti... Randevu da öğle yemeğine çevrildi... * * * Öğle yemeği mi? Evet, öğle yemeği... Hapşırık gibi soru gelecektir... Onların demirbaşlarından biri de ‘ne yediniz?’ Peşinen söyleyeyim: Somon, mevsim salata... Zeytinyağlı fasulye... Peynir kavun... Beyaz şarap ve kahve... * * * Ben Fransa’da öğrenciyken... AB konusunda azimli ve tavizsiz bir Türkiye yanlısı olan ve son yayınlanan ‘Türkiye’ye evet’ adlı kitabı için ülkemize gelen Michel Rocard, bir dönem Conflans-Sainte-Honorine’in Belediye başkanıydı... Mitterand’ın iktidara gelmesiyle birlikte, onun amansız bir muhalifi ve Rocardizm’in kurucusu olmasına rağmen bakan oldu... 1988 yılından 1991’e kadar da başbakanlık yaptı... Sonra Sosyalist Parti Genel Sekreteri oldu... 1994 yılından beri de Avrupa Parlamentosu Üyesi... Minik entelektüel bir sol partiden gelip başbakanlığa yükselen ve iktidar yıllarında unutulmaz icraatlarda bulunan Fransız siyasetinin efsane isimlerinden Michel Rocard ile aynı masada yemek yerken, ona dikkatlice baktım... Çok yakın zamanlarda atlattığı sağlık badirelerine rağmen iyi görünüyordu... Ufak tefek ama kendinden emin, esprili ve ince formülasyonlarla masayı lezzetlendiren, sorularla konuşmaya yol açan tavrı capcanlıydı... Baktım, ceketinin yakasında minnacık mavi bir gül şeklinde bir rozet var... Bu Fransız Devleti’nin tüm başbakanlara verdiği bir nişanmış... * * * Birazdan Galatasaray Üniversitesi’ne... Yakında Türkçe de çıkacak olan ‘Türkiye’ye evet’ adlı son kitabını imzalamaya ve bir konuşma yapmaya gidecekti... Neler mi konuşuldu? Kıbrıs’tan Ermenistan’a, Kürt Sorunu’ndan Türkiye’nin AB üyeliğine geniş bir alanda koca bir ufuk turu... * * * Kahvelere geçmeden hemen önce... Rocard sigara için izin istedi... Ve ‘unutulmaz icraatlarından’ birini hatırlattı: Sigara yasağı... Sonra da Fransız usulü bir espri patlattı: ‘Ama’ dedi, ‘o yasağı diğerleri için koydum’... Eskiden günde ortalama bir paket içiyormuş... Şimdi ona indirmiş... Ama ardı ardına birini yakıp, diğerini söndürünce, siyasetçilerin her zaman da doğruyu söylemediklerini hatırladım... * * * Başbakan Rocard, 29 Ekim’de, gelecek yıl 7 Haziran’da yapılacak olan Avrupa Parlamentosu Üyeliği’ne aday olmayacağını açıkladı... Böylece, 78 yaşındaki eski başbakan, seçildiğinden bu yana geçen kırk yıllık siyasi yaşamına ve on beş yılı bulan Avrupa Parlamentosu üyeliğine son verecek... Kısacası fiili siyasi hayattan çekilecek... Yaşam maceramın önemli figürlerinden birinin ‘emekli’ kavramıyla tanışacak olması doğrusu biraz içimi burktu... O yabancı diyarlardaki öğrencilik yıllarımın ertesinde, kendimin de 25 yıllık İstanbul Üniversitesi hocası olduğumu unutur gibiydim... Başbakanı uğurladık... * * * Ardından ben de yola koyuldum... Boğaz pırıl pırıldı... Sakin öğle sonrasında... Yaz kış demeden kendine her daim ve her aydan bir kaç gün kontenjan ayırmaya başlamış gibi görünen ‘pastırma yazının’ cazibesi sanki her şeyi esir almıştı... Çünkü etrafta sadece... Açık ve parlak gökyüzünde reverans yapan bir kaç martıyla, balık tutmaya çalışan ufak bir tekne vardı... 27 Kasım 2008 Perşembe
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|