|
11-14-2008, 10:15 | #1 |
Başkanlık sistemi
BAŞKANLIK SİSTEMİ
ALPEREN GÜRBÜZER Osmanlıyı örnek alarak başkanlık sistemini 1787 tarihinde itibaren uygulayan ABD süpergüç olmanın keyfini yaşıyor. Başkanlık sisteminin getirdiği kolaylıklar bu ülkeye istikrar getirmiştir. Cumhuriyeti kurarken ilhamımızı Fransa’dan almamıza rağmen, Fransızların başkanlık modelini tam uygulamasa da yarı başkanlık sistemini hayata geçirmiş modelini görmezlikten geliyoruz. Fransa 1956’dan itibaren pürüzsüz bir şekilde yarı başkanlık sisteminin nimetlerinden faydalanıyor habire. Tarihi geleneğimizde uygunluk arzeden Başkanlık modeli istikrar açısından Türkiye için zaruridir. Sistemden kaynaklanan tıkanıklığa son vermek arzusunda isek, katılımcı demokrasiyi, dar bölgeli iki kademeli seçim sistemini, ekonomik katılımı ve âdem-i merkeziyetçi (yerinden uygulamalar) anlayışını gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bütün bu unsurların koordineli bir şekilde yürütülmesi içinde Başkanlık sistemi elzem gibi gözüküyor. Oligarşik parti yapılanmaları, sivil toplum örgütlerinin işlerlik kazanmaması siyasi tıkanıklığa yol açmaktadır. Militarist yapılanmalar siyasi partilerin iç bünyelerinde denetimi sıfıra indirerek sert politik sistemi doğurmuştur. Milletvekili hür iradesini ortaya koyamayarak liderinin iki dudağı arasında çıkan her cümleye amade olmak mecburiyeti hissediyor ve konumunu liderine borçlu hissediği için sözünden dışarı çıkamamaktadır. Anayasa değişikliğine gidilirken ülkemize soluk aldıracak tarzda toplum gerçekleriyle örtüşecek biçimde yapılmalı. Yeni Anayasamız sanayi toplumu, hatta bilgi toplumunun içinde bulunacağı şartları da göz önün de bulundurarak hazırlanmalı. Aynı zamanda geleneksel yapılarımızla da barışık kılacak ve milletin vicdanı olacak anayasa şart. Sıkı parti disiplinli anlayışlardan dolayı iktidarlar Meclisi emrine amade biçiminde kullanabiliyorlar. Hükümeti sorgulamak mekanizmaları işlemediği zamanda denetim gerçekleşemiyor. Verilen gensoruların yüzde doksan dokuzu reddedilmiştir bugüne dek. Meclis soruşturmaları meclis araştırmaları ve genel görüşmelerde çıkan tablodan şu netice ortaya çıkıyor; Meclisin denetleme görevini yapamadığı gerçeği. Parlamento çoğunluğunu parçalara ayırmak nisbi temsil sisteminin adıdır. Oysa mevcut yapılanma dikta heveslilerine cesaret vermekte ve meclisi fonksiyonsuz kılmaktadır. O’nun için dar bölgeli iki turlu seçim sistemi kanunu bir an evvel çıkartılmalıdır. Demokratik parlamenter anlayışımıza renk katacak güçlü yürütme yapılanmasına da gidilmeli. Demokrasinin sık sık kesintiye uğramasının sebeplerinden biride anında karar verebilecek elastiki yürütme modelimizin olmamasıdır. Yani demokrasiyi seçilmişlerden ibaret sanmak yürütmenin önünde en büyük handikabımız. Osmanlı altı yüzyıl Başkanlık sistemini uygulayarak uzun seneler ayakta kalabilmiştir. Bugünkü siyasi geleneğimizede başkanlık modelini monte etmekte fayda var. Cumhuriyet döneminde siyasi geleneğimizin en büyük eksikliği Başkanlık sisteminin olmamasıdır. Fransa’yı her şeyde örnek almışız, ama her nedense Başkanlığı düşünmemişiz. Zira Başkan hem yetki sahibi hem de sorumlu merciidir. Tarihte birçok devlet kurmuşuz, hemen hepsi parlemantarizme dayanmaz, fakat başkanlık modeli esas alınmıştır. Nitekim farklı kimliklere sahip ülkelerde en iyi modeldir başkanlık sistemi. Tek etnitisiye sahip ülkelere has bir uygulamadır parlamentarizim. Halka dayanan ve halkın oyu ile yetki ve sorumluluğu üstlenen başkanı ister istemez meclisi de denetleyebilecektir. Seçilmişlerimiz gücünü milletten almayıp parti başkanından alması parlemontuyu pasifleştirmektedir. Parlementerler ekonomiyi kontrol etmek ve kanun yapmak gibi iki ana görevleri yapması gerekirken, bu işleri iktidarlar yürütmekte. Böyle olunca da yetkisiz TBMM ortaya çıkmakta. Oysa başkanlık modelinde yetki iktidara değil parlamentoya verilecektir. Bu modele geçtiğimizde parlemontonun itibarının artmasının yanısıra çok partili hayat normal seviyesine inebilecektir. Her zaman istikrardan söz ederiz ama, istikrarı sağlayacak başkanlık sistemine geçit vermeyiz bir türlü. Bütçe çalışmalarının hükümetin parlemontodan bağımsız yürütmesi, kanun tasarılarının parlemontodan değilde hükümet üyelerince hazırlanması gerçekten düşündürücüdür. İki başlı yönetim anlayışlar da israr ettikçe istikrasızlığın bataklığına saplanmaktayız. Dar bölge sistemi ile iki türlü seçim modelinde partilerin birbirine muhtaçlığı sözkonusu olacağından partiler arası kavgalar yumuşayacaktır. Çünkü bu sistemde diğer partilerin taraftarlarının oylarına ihtiyaç vardır. Başkan parlemontoya gelen insanları en uygun insanları görevlendirerek bildiği proğramı devreye sokarak istikrar ortamı hazırlamış olacaktır. Kuvvetler ayrılığı prensibinin başkanlık modelinde daha işi işleme şansı vardır. Başkan herkesin başkanı addedileceğinden yasama yürütmeye, yürütmede yasamaya müdahale edemeyecektir bu sistemde. Milli Şef döneminde yürütme yasamaya el attığı için kuvvetler ayrılığı prensibi büyük yara almıştır. Üstelik 1982 Anayasasında ise tam tersi durumla karşı karşıya kaldık, yasama yürütmenin önünü tıkayacak maddeler konularak işler daha da karmaşık hal almıştır. Atanmışların seçilmişlerin önünde olması bu durumu teyid ediyor zaten. Başkanlık modeli gerçekleştiğinde millet devlet ikiliği de ortadan kalkacak, gerçek manada bütünleşme ve kaynaşma meydana gelecektir elbet. Zaten halkın devlete bakışı devlet baba formülüdür. O halde devlet baba geleneğini başkanlık modeline dönüştürmek zor olmasa gerektir. Hatta bugün kanayan yaramız olan Güneydoğu meselesinde bu sistemle çözüleceğine inanıyoruz. Güney Amerika ülkelerinin şartlarına bakıp da başkalık sisteminden vazgeçmek büyük bir hata olur. Eski sömürge ülkelerinin(Arjantin-Latin Amerika ülkeleri) bizimle ortak yanımız olmadığı için başkanlık sisteminden vazgeçmemimizi gerektirmez. Çünkü tarihi geleneğimiz doğruluyor bu konuda bizi. Velhasıl; Dinimizde yerini bulan; iki kişi bir arada olsa bile birinizi başkan seçiniz sözü boşuna söylenmiş değil ki. Vesselam.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
11-16-2008, 18:06 | #2 |
Alperen hocam bu yazma aşkı nerden geliyor böyle Bunun sırrı nedir?
|
|
11-16-2008, 18:09 | #3 |
yazılanlar daha fazla ilgi çeker aslında ama biraz fazla mı uzun
kaleminiz dert görmesin. okumadan yorum yazdım ama hemen okuyorum. |
|
11-16-2008, 20:10 | #4 |
Başkanlık sistemi türkiye için çok gerekli vede bir an önce bu sisteme geçilmesi Türkiyemiz açısından yarar sağlıyacaktır..
bilhassada doğu ve güney doğu ile ilgili kargaşaların önlenmesi ve 3 başlılıktan kurtulmamız için bir an önce başkanlık sistemine geçilmelidir. Rahmetli özal da bu sisteme geçmeyi önerdi ve nerdeyse kıyamet kopmuştu o yıllarda.. yina aynı senaryolarla karşımıza çıkacaklardır..ama önemli olan bizlerin bu ülke yönetiminden ayrılmadan köklü projeler,köklü yatırmlar, ve köklü reformlar yapmamız gerekmektedir ... Bu köklü reformlara ülkemin ve ülke insanımızın ihtiyacı vardır.. guzel konuya değinmişin alperen..teşekkurler...! |
|
11-17-2008, 11:59 | #5 |
Ben teşekkür ederim payşlaşımınız için.
|
|
08-23-2009, 12:00 | #6 |
Başkanlık sistemi için yapılan yorumlar kaydadeğer. Cümlenizden Allah razı olsun.
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|