|
![]() |
#1 |
![]() Başörtüsü yasağı ilkellik
Başbakan Erdoğan, kadınları, genç kızları, kılık kıyafetine göre, inancına, aidiyetine veya aile yapısına göre üniversite eğitiminden mahrum bırakmanın ilkel ve gerici bir tutum olduğunu söyledi. Erdoğan, kadın haklarının tartışıldığı platformlarda başı açıkların, başörtülülerin eğitim hakkını savunmamasını da eleştirdi. ![]() ŞAMİL KUCUR / İSTANBUL Başbakan Erdoğan, başörtüsü sorunun çözümü için de başı açıkların da kadın dayanışmasının gereği olarak mücadele vermeleri gerektiğini söyledi. Conrad Otel'de düzenlenen "Kadının Güçlendirilmesi ve Beşeri Güvenliğin İnşası" konulu Küresel Eylem İçin Parlamenterler 32. Yıllık Forumu'na katılan Başbakan Erdoğan, kadın erkek eşitliği veya eşitsizliği konuşulurken, özellikle kadınların kendi aralarında eşitlik ve eşitsizlikte de dayanışmalarını çok önemsediğini söyledi. Kadınların toplumsal hayatın aktif ve etkin bir parçası haline gelmesi için en önemli hususların başında eğitim konusunun geldiğini vurgulayan Erdoğan, "Her alanda olduğu gibi, eğitimde de kadınlarımızın herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmaması, kılık kıyafetine, inancına veya sosyal statüsüne bakılarak eğitim hakkından mahrum bırakılmaması gerekiyor" diye konuştu. EMPATİ GEREKİYOR Türkiye'de bunu gerçekten takip ettiğini, bazı televizyon kanallarında kadınların tartışmalarını izlediğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Orada, kadın erkek fırsat eşitliği, haklar noktasında eşitlik veya eşitsizlik konuşulurken, bakıyorum ki kılık kıyafetinden dolayı eğitim özgürlüğünü kaybetmiş bunu yaşamayan hanımlara, hanım kızlarımıza karşı, başı örtülü olmayan bayanlar, onların haklarını savunmuyor. O noktada kalkıp bir mücadele vermiyor. Şimdi, bu adil bir yaklaşım tarzı mı? Önce buradan işe başlamamız gerekir. Önce kadınların kendi dayanışmasını sağlamak gerekir. Bakıyorsun bir başörtülü bayan, kalkıp başı açık bayana için 'Ben senin haklarını savunacağım' diyor. 'Seni mahalle baskısından kurtarmak için her türlü mücadeleyi vereceğim' diyor. Ama öbür taraftan, başını örtmeyen hanım kardeşim, kalkıp başı örtülü olan için 'Ben de senin için bu mücadeleyi vereceğim' diyemiyor. İşte işin sırrı bu." İNSAN HAKLARINA AYKIRI "Şunu açıklıkla ve samimiyetle ifade etmek istiyorum: Kadınları, genç kızları, kılık kıyafetine göre, inancına, aidiyetine veya aile yapısına göre üniversite eğitiminden mahrum bırakmak, üniversitenin özgürlükçü niteliğini aşındıran ilkel ve gerici bir tutumdur. Aynı şekilde, kılık kıyafetlerinden, inançlarından ya da geldikleri ülkelere bakarak, kadınları, çeşitli hizmetleri almaktan mahrum bırakmak, demokrasinin ve insan haklarının özüyle çelişmektedir." REKLAM ARACI OLMAYIN Modern dünyada kadının istismarına, bir meta olarak, bir reklam aracı olarak kullanılmasına da şiddetle karşı çıktıklarını belirten Erdoğan, "Kadının bir reklam aracı olarak kullanılmasına karşı bütün kadınlarımızın da bana göre engel olma mücadelesini vermesi gerekir. Kadına yönelik her türlü şiddet ne ise kadının bir reklam aracı olarak bana göre taciz edilmesi de aynıdır" dedi. Kendine güveniyorsan cübbeni çıkar da gel Başbakan Erdoğan, Balıkesir'in Gönen ilçesinde Gönen Belediyesi'nin yeni hizmet binasının açılışında yaptığı konuşmada, yaptığı açıklamayla TBMM'nin iradesine ipotek koymaya çalışan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'yı sert bir şekilde eleştirdi. Kendilerini yargıyı siyasallaştırmakla itham edenlerin oturdukları yargı makamını bir siyasi partinin il başkanlığı gibi kullandığını ifade eden Erdoğan şunları söyledi: "Bunlar kendilerini Cumhuriyetin tek ve yegane sahibi sanıyorlar. TBMM'nin üzerinde kendisini görme gayreti içinde olanlar var. Eğer kendini o seviyede görmek istiyorsan, sana bu millet bir şey söyler, 'Güveniyorsan kendine, gelecekteki makam hesaplarını yapma, çıkar cübbeni gel siyaset meydanında bu mücadeleye gir', adama bunu söylerler. Cumhuriyetin sahibi millettir. Ortada demokrasiye yönelik ciddi bir üslup hatası var, TBMM'ye yönelik çok ciddi tehdit var. TBMM, başkanı aracılığıyla gereken cevap vermiştir. Siyasi partiler gereken cevabı vermiştir. Ancak CHP, kendisini de ve kendi varlığını da kendi yetkisini de hedef alan bu tavır karşısında ne yazık ki her zaman yaptığını yapmış, statükodan yana tavır almıştır. Ana muhalefet partisi CHP'den bu olayda demokratik iradeye gölge düşüren bu yanlışlık karşısında millet lehine bir duruş beklerdik. CHP, herşeyin eskisi gibi olduğunu zihniyetin değişmediğini bir kez daha ispat etti. Yani CHP'de eski hamam eski tas.' CHP'YE CURCUNA HAKİM CHP'nin başörtüsü konusunda gösterdiği zigzaglı tavrı da eleştiren Başbakan Erdoğan, "Sandık kurulunca 'biz çözeriz' diye halkın karşısına çıkanlar, sonra çark ettiler" dedi. CHP Grup Başkanvekili'nin başörtüsü yüzünden Cumhuriyet resepsiyonunu boykot edeceğini açıkladığını, genel başkanın ise "böyle bir kararımız yok" dediğini anlatan Erdoğan, "Horozu çok olan köyün sabahı geç olur. Çok seslilik iyidir hoştur, ancak ahenk yoksa senfoni değil kakafoni olur curcuna olur. CHP'de davul kimin boynunda tokmak kimin elinde görmekte zorlanıyoruz. CHP'yi de genel başkanını da dik durmaya, sözlerini tutmaya davet ediyorum" diye konuştu. Erdoğan, karanlık güçlerin Türkiye'de zaman zaman 28 Şubat'ta olduğu gibi kirli oyunlarla, bir takım provokasyonlarla siyasete rota çizmenin gayreti içinde olduklarını söyledi. Daha önce sahte hocalarla, Danıştay saldırısı, Dörtyol, İnegöl provokasyonlarıyla milletin sindirilmeye çalışıldığını, şimdi de tahrik edilen üniversiteli gençler ve ilkokullardan çekilen fotoğrafların provokasyon aracı olarak kullanıldığını kaydeden Erdoğan, "Ne provokasyonlara göz yumarız, ne de yapanlara eyvallah deriz. Bu yöntemlerin son kullanma tarihi çoktan dolmuştur" diye konuştu.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|