03-16-2008, 16:10 | #1 |
Başsavcı'nın dedesi şeyh..
Başsavcı'nın dedesi şeyh
Atalarının Kürtlük ve Nakşilikle ilgisine karşın Yalçınkaya ailesi tipik bir Cumhuriyet ailesi 16.03.2008 13:37 Savcının dedesi Nakşi şeyhi Yalçınkaya'nın anne tarafından dedesi olan Kürt Hacı Ali Efendi, Urfa'nın geçmişinde iz bırakmış ünlü bir Nakşi şeyhi olarak biliniyor. Kürt Hacı Ali Efendi, yaşadığı dönemde "Haydari Medresesi'nin müderrisi" diye tanınıyor. AKP'ye kapatma davası açarak dikkatleri üzerine çeken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurahman Yalçınkaya , Urfalı ünlü din bilginlerinden Kürt Hacı Ali Efendi 'nin torunu olarak biliniyor. Babası Cumhuriyetin ilk öğretmenlerinden olan Yalçınkaya'nın bir dayısı da RP'den belediye meclis üyeliği yaptı. AKP'yi şoka uğratan kapatma davasının açıklanmasının ardından hükümete yakın gazeteler, yargının bağımsızlığı ve görevlerini bir tarafa bırakıp bir cumhuriyet savcısının Urfa'daki geçmişini deşerek bir şeyler bulmaya çalışıyorlar. Onları çok şaşırtacak bağlantılar, Urfalı din bilginlerinin laikliğe yaklaşımları ile aynı zamanda tarihin bu açıdan tam 84 yıl sonra tekerrür ettiğini de gösteriyor. 3 Mart 1924'te hilafetin kaldırılması için 53 milletvekili TBMM'ye yasa teklifi verdiklerinde başlarında Urfalı bir din bilgini olan Şeyh Saffet (Mustafa Kemaleddin Yetkin) vardı. 3 Aralık 1866'da Urfa'da doğan Şeyh Saffet, Kahire'de El Ezher'de okumuştu. Halveti tarikatının şeyhiydi ve ülkedeki bütün dergâhların bağlı olduğu Meclis-i Meşayih'in de başkanıydı. Şeyh Saffet, Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nda üç dönem Urfa milletvekili olarak yer aldı. 2. TBMM'ye de Urfa milletvekili olarak seçildi. Şeyh Saffet Efendi'nin ilk imzayı attığı hilafetin kaldırılmasını içeren yasa teklifinin girişinde şöyle yazıyordu: "Türkiye Cumhuriyeti dahilinde, makamı hilafetin vücudu, Türkiye'yi dahili, harici siyasetinde iki başlı olmaktan kurtaramadı. İstiklalinde ve hayatı milliyesinde ortaklık kabul etmeyen Türkiye'nin görünüşte ve dolaylı bile olsa ikiliğe tahammülü yoktur. Asırlardan beri Türk milletinin sebebi felaketi ve ilanihaye fiilen ve ahden Türk İmparatorluğunun vasıtai inkırazı olan Hanedanın hilafet kisvesi altında Türkiye'nin mevcudiyetine daha etkili tehlike olacağı yüklenilen deneyimlerle, katiyen sabit olmuştur. Bu Hanedanın Türk milletiyle ilintili olan her vaziyet ve kuvvei mevcudiyeti milliyemiz için tümden tehlikedir!" Hilafetin kaldırılmasına bir din bilgininin öncülük etmesi kamuoyunda büyük şaşkınlık yarattı. Bağnazların her fırsatta saldırdığı çağdaş din bilgini Şeyh Saffet'in oğlu olan ünlü edebiyatçı Suut Kemal Yetkin Urfa milletvekili olarak görev yaptı. Şeyh Saffet'in adını taşıyan tekke ise Urfa'nın Ellisekiz Meydanı'nda duruyor. Tarihin tekerrürü... Hilafetin kaldırılması için bayrak açan Urfalı bir din bilgininden 84 yıl sonra laikliği korumak için iktidar partisine kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurahman Yalçınkaya'nın da benzer ilişkileri bulunuyor. Yalçınkaya'nın anne tarafından dedesi olan Kürt Hacı Ali Efendi, Urfa'nın geçmişinde iz bırakmış ünlü bir Nakşi şeyhi olarak biliniyor. Kürt Hacı Ali Efendi, yaşadığı dönemde "Haydari Medresesi'nin müderrisi" diye tanınıyor. Babası Molla Muhammet Efendi 'nin de 1800'lerin ortalarında kentin ünlü medreselerinde dersler verdiği söyleniyor. Din bilgini Kura Muhammed Hafız ile Nakşibendi halifesi Şeyh Müslüm Hafız 'ı da yetiştirdiği belirtilen Kürt Hacı Ali Efendi, 1911'in şubat ayında öldüğünde ilginç bir olay yaşanıyor. Kentte evlerin yüksekliğinde kar yağınca cenaze kaldırılamıyor. Bunun üzerine şehirdeki bütün gayrimüslimler yolları kardan temizleyerek cenazenin gömülmesine katkı sağlıyorlar. Bu durum ünlü bilginin o dönemde tüm inanç çevrelerince çok sevildiğini kanıtlıyor. Atalarının Kürtlük ve Nakşilikle ilgisine karşın Yalçınkaya'nın ailesi tipik bir Cumhuriyet ailesi olarak biliniyor. Urfa'nın Bıçakçı Mahallesi'nde büyüyen Yalçınkaya'nın babası Behzat Yalçınkaya da Cumhuriyetin ilk dönem öğretmenlerinden biri olarak anlatılıyor. Yalçınkaya'nın dayısı Ali Güner 'in ise aralarında Refah Partisi'nin de olduğu bazı partilerden Urfa Belediyesi meclis üyeliği yapması dikkat çekiyor. Bağnazlar hilafetin 1300 yıllık etkisinin TBMM'nin üç buçuk saatlik oturumunda ortadan kaldırılmasına öncülük eden Şeyh Saffet'i günümüzde de affetmiyor. Dinci basının Urfa sokaklarındaki dedektifçilik oyununa bakılırsa, bu kez hedef tahtasına hem etnik hem de ümmetçi kafayla mücadele eden bir savcı oturtulmak isteniyor! Mehmet FARAÇ - CUMHURİYET
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
03-16-2008, 16:10 | #2 |
Başsavcı'nın dedesi şeyh..
Baykalında dedesi galiba hacıydı yanlış hatırlamıyorsam
bunun kide şeyh bunlara noluyorda kitapsız oluyor.. |
|
03-16-2008, 16:11 | #3 |
Başsavcı'nın dedesi şeyh..
Gerçekliğini bilemeyiz ancak güzellikten nasibini almamış şahsiyet >
|
|
03-16-2008, 16:12 | #4 |
Başsavcı'nın dedesi şeyh..
Bunlar boşuna mı "Benim dedem de hacıydı,benim ananem de örtülüydü.."diyorlar
|
|
03-16-2008, 16:13 | #5 |
Başsavcı'nın dedesi şeyh..
Babası Peygamber olupta kafir olan var onun için herkes kendi ameli ile sorgulanır babasının seyh dedesinin peygamber olması önemli değil...
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|