Ben de yıllardır AKP den utanıyorum ama sonuçta ülkenin başında. Sertap Erwenerde ingilizce söylemişti ve ingilizce global bir dil anladınız mı? Ne yani sizin laflarınıza baksak çıkıp arapça söylese çok daha hoşunuza gider değil mi? Bende islamcı tarıkatlardan utanıyorum. Sokaklarda kara çarşaflarla sarıklarla gezxiyorlar ne yapalım. Onlar benim ülkemimşi ŞLAİK ATATÜRK'ümün ülkesinimi temsil ediyorlar hayır ASLA DSA EDEMEZLER. Bu yüzden çok konuşma AZRA oldu mu? Beğenmiyorsan humeyninin ülkesi yanıbaşımızda. Gidiverirsin.

Allah Allah...Ne tuhaflaştık yahu...Herşeyimiz bitmiş,bütün problemlerimizi,meselelerimizi halletmişiz sıra buna geldi öyle mi?Gerçekten inanamıyorum.Vaktinize yazık emeklerinize yazık.Tepki veriyorsunuz da kimin umrunda?200 kişiyi 300 kişiyi kim muhattab alır?Muhattab alınmak için değilse bu uğraşınız,bunca hiçlik neden?Bir tarafı inşaa ederken,farkında olmadan bir tarafı yıkım içinde bırakıyor bizi bize düşürüyorsunuz.Bence daha iyi düşünün ne demek istediğimi anlarsınız.Gerek yok bu kadar küçük meselelerle meşgul olmaya,kafa yormaya heleki bir grup kurarak yok ses getirecek yok basında yankı uyandıracak vs. gibi vakalara.Kimsenin haddine düşmez,düştüğünü sanır.Aşırıya kaçan tepkiler bunlar...Ortada bir yanlış var evet ama çok daha büyük bir yanlışı bizler yapıyoruz.Yine de saygım sonsuz deyip,iyi çalışmalar diliyorum...

Kusura bakma ama monoton bir söylemin ötesine geçemedin!Hele ki senden böyle basit bir yorum beklemezdim asla!Burada ciddi bir yıkım,erozyon,yokolmuşluk söz konusu sen kalkmış ne diyorsun..Ben daha fazla kırıcı olmamak adına susuyorum..Başımıza ne geliyorsa oturduğumuz yerden atıp tutmaktan,seyirci kalmaktan geliyordur!

Allah aşkına günlerdir siz sanki çok farklı şeylerden mi bahsediyorsunuz. Sürekli aynı şeyler,sürekli dön başa.Ne sağlıyor bu bizlere?Ben oturduğum yerden atıp tutuyorum evet sanırım siz ayakta atıp tutuyorsunuz, öylemi? Kusura bakmayın ama ben bu şekilde bir olayın içinde varolacaksam seyirci kalmayı tercih ederim.Ben en başından beri susuyorum bakmayın birkaç kelam ettiğime bunlar sustuklarımın sızıntıları yalnızca.Bu sebebten ötürü ben artık bu konu hakkında yorum yapmak istemiyorum.Ayrıca özür diliyorum sizi yanılttığım için,hani beklemiyormuşsunuz ya böyle bir yorum benden!Verimli saatler diliyorum...

Valla Azranın biyere gitmeyecği kesin ama sen ve senin gibiler çok istiyolarsa başka ülkeye gidebilirler hatta gidinde Türkiye rahatlasın biraz..Madem bu kadar çağdaşlık meraklısısınız ne halt yemeye ülkemdesiniz ananızıda alıp gidin lütfen

Karşılıklı olarak ne kadar tehlikeli söylemlerde bulunduğunuzun farkında mısınız? Burada söz konusu olan Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray çekişmesi/şakalaşması değil. Türkiye giderek bir arada yaşama kararlılığını yitiren, bir millet olmanın vasıflarını kaybetmeye yüz tutan en az üç toplum kesimine bölünüyor. Tecrübeli bir devlet adamı olan bakan Cemil Çiçek seçimden sonra buna dikkat çekmeye çalıştı ama hem ne dediği anlaşılamadı ve tepki gördü; hem de anlaşılan o ki pek ciddiye alınmadı.

Farklı sosyal veya etnik kimlikten, dünyayı farklı algılayan milyonlarca insandan bahsediyoruz. Sizin dediğiniz gibi olacaksa: Herkes başını alıp gider mi, yoksa giderken ülkenin bir bölümünü de yanında mı götürür acaba?

Siyasetle ilgilenen her sorumlu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının görevi ayrılıkları değil, ortak noktaları ve bütünlüğü vurgulamaktır diye düşünüyorum.

Mehmet Şeker - Yeni Şafak
[email protected] Düm tek tek Bu yıl Örovizyon şarkı yarışmasında ülkemizi Şakira'nın temsil etmesi önemli bir hadise elbette. Biraz kilo vermiş galiba.

Ortadaki tablonun, böyle şakadan bir girişi hak etmediğini söyleyemezsiniz.

Hadise Hadise diyorlardı, gördük Hadise'yi.


* * *
Biz evvelce, Servet Yesari Bey'in Hisar Buselik eseri dolayısıyla, "can ile canan arasında" biliyorduk hadiseyi.

Hatırlayalım...

"Bir hadise var can ile canan arasında

Kaldım yine bir ateş-i hicran arasında..."

Yanılmışız; meğer bu zamanın hadisesi başka türlü imiş.


* * *
Şimdiki zamanın Hadise'si Türkiye'yi örovizyonda temsil etmesi için seçildi.

Yarı finali geçti, sıra geldi finale.

Hadise şarkısını söyleyecek, hep beraber el çırpacağız.

Hadise göbek atacak, biz bakacağız.

Birinciliği kazanırsa, kalkıp cümbür cemaat oynayacak, havalara zıplayacağız.

"İşte Türkiye'nin gücü" diyeceğiz!

Dünya görsün, yine birinci olduk diye bağıracak, manşetler atacağız.

"Düm tek tek..."


* * *
Aylar öncesinden hazırlanan ve sır gibi saklanan sahne kıyafetini de gördük sonunda.

O kıyafet çok tartışıldı.

Önceden de tahmin ediliyordu tartışmaya yol açacağı.

Kostumü tasarlayan ünlü modacıyı ayakta alkışlayanlar da oldu, yerin dibine batırırcasına eleştirenler de.


* * *
Aslında ona 'kostüm' demek bile fazla.

'Kos' dense yeter.

'Tüm'ü olmayan bir kostüm.

Ve onu tasarlamak için modacı olmaya da gerek yok.

Hele "ünlü modacı" olmaya hiç gerek yok.


* * *
Kızımız güzel dans ediyor ama şarkı Türkçe değil, İngilizce.

Daha önce İngilizce şarkıyla birincilik kazanmıştık, şimdi niye olmasın?

O parçanın Türk müziğini ne kadar temsil ettiğini müzik üstatlarına sorun, sokaktaki insanlara sorun.

Çakma Şakira olarak anılması muhtemel Hadise'nin insanımızı ne kadar yansıttığını da kendinize sorun.


* * *
"Düm tek tek" birinci olursa, iyi bir damar bulmuşuz demektir.

Gelecek sene için de "Düm düm tek" diye parça yapalım.

Yalnız çok rica ediyorum, şarkının sözleri yine İngilizce olmasın.

Bu defa Fransızca olsun.