![]() |
#1 |
![]() ![]() Yüzölçümü.................: 213 km2 Toplam Nüfusu.............: 28 085 (2000 Genel Nüfus Sayımı'na göre) Şehir Merkezi Nüfusu .....: 15 154 (2000 Genel Nüfus Sayımı'na göre) Nüfus Yoğunluğu ..........: 167 TARİHİ DURUMU : Malatya’nın ikinci yerleşim yeri olan ve 1988 yılına kadar Eskimalatya ismi ile anılan İlçemizin tarihi çok eskidir. Malatya şehrinin ilk kuruluş yeri bugünkü Bahçebaşı Kasabası içinde yer alan Aslantepe Höyüğüdür. Bu alan özellikle M.Ö.XX ve XIX. yüzyıllarda işlek kervan yollarının kesiştiği bir bölümdür. O zaman ki Asur ve Urartu kaynaklarında bu yöre MALDİA, MELİT, MELİDE ve MELİTEA olarak değişik biçimlerde isimlendirilmiştir. M.S. I. y. y.da Aslantepe Höyüğündeki bu yerleşim birimi bugünkü Eskimalatya üzerine kaymıştır. Dolayısıyla bu tarihten itibaren 1836 yılına kadar geçen ve Malatya tarihi olarak anlatılan bölüm aslında Battalgazi İlçesinin tarihidir. Romalılar ve Bizanslılar döneminde büyük bir şehir haline gelen Eskimalatya etrafı surlarla çevrilmiş, doğuda askeri bir üs olarak önem kazanmıştır. Bizans egemenliğinde olduğu halde yıllarca Sasanilerin akınına uğramış, VII. y.y.dan X.y.y.a kadar Araplarla Bizanslılar arasında el değiştirmiştir. Araplar tarafından MALATİYA adıyla anılan kent 1101 yılında Danişmentlilerin, 1105 yılında Anadolu Selçuklularının, 1399 yılında ise Osmanlıların eline geçmiştir. 1401 yılında Timur’un ordusu tarafından yağmalanmıştır. Daha sonra Osmanlılarla Memluklular arasında çekişmeye konu olmuş ve Dulkadiroğullarının yönetimine girmiştir. 1515’de I. Selim’in Osmanlı topraklarına kattığı kent daha sonra Dulkadiriye Eyaletine bağlı Malatya Sancağının Merkezi yapılmıştır. XIX.y.y.ın başında sürekli ayaklanma ve eşkiya saldırıları yüzünden şehir harap duruma düşmüş ve halk kent çevresindeki bağlarda yaşayınca kentin gelişmesi durmuştur. Doğu Anadolu’daki Osmanlı orduları komutanı Hafız Mehmet Paşa karargahını Harput’tan Malatya’ya taşıyınca halk kenti terketmiş ve boş kalan evlere askerler yerleştirilince bağların yoğun olduğu Aspusu yöresine giden halk geri dönmemiş ve bu mahalde yeni Malatya gelişmeye başladı. Ordu Nizip savaşı için Eskimalatya’dan ayrılınca kent boş kaldı. Halk harabeye dönmüş evlere dönmedi. 1839 Mayıs’ından sonra Eskimalatya eski bir yerleşim birimi olarak varlığını sürdürdü. Cumhuriyet Döneminde Malatya’nın il olmasından sonra Eskimalatya’da 1928 yılında belediye, 1932 yılında nahiye oldu. 1987 yılında Eskimalatya Belediyesi Encümeninin ittifakla aldığı kararla “ESKİMALATYA” ismi ünlü Türk İslam Komutanı ve Kahramanı Battalgazi’nin burada yaşamasından dolayı değiştirilerek “BATTALGAZİ” adını aldı. Eskimalatya Kasabası 19.06.1987 tarih ve 3392 sayılı kanunla (04.07.1987 tarih ve 19507 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.) ilçe oldu. 01.05.1988 tarihinden itibaren İlçede kuruluşlar faaliyetlerini sürdürmeye başladılar. ESKİMALATYA KALESİ: Bugünkü Battalgazi-Malatya karayolunun Doğu kenarı ile Derme Çayı arasında kalan ovanın geniş düzlüğünde yer alır. M.S.79-81 yıllarında Roma İmparatoru Titus zamanında bir garnizon olarak yaptırılmıştır. Roma İmparatoru Trajan (M.S.98-117) tarafından büyütülmüş ve daha sonra inşaat geliştirilerek MELİTENE’nin şehir suru şekline dönüştürülmüştür. Abbasiler, Selçuklular, Anadolu Beylikleri, Memluklular ve Osmanlılar zamanında çeşitli onarımlar ve eklemeler yapılmıştır. Bugün harap vaziyette olmakla birlikte tek tük kalıntılarına rastlanmaktadır. ESKİMALATYA: 1838 yılına kadar şehir Merkezi olup, yarım metreden çıkabilecek uygarlık izlerini yansıtan seramik parçaları ile ilgi çekmekte, çevrede bulunan han, camiler, türbeler, Namazgah ve hamam kalıntıları ile yıkılmış anıtlar mevcut olup, bunların çoğunun İslam Uygarlığı yapıtları olduğu yapılan araştırmalardan anlaşılmıştır. U L U C A M İ: Türkler, Selçuklu İmparatorluğu döneminde İran’daki dikdörtgen bir avlunun dört yanına birer eyvan olan Medrese şemasını camilere uygulamışlardır. Bu nedenle böyle camilere Eyvanlı veya Medrese planlı camiiler denmiştir. İran’da bu plan camilerin ana planı olmuş, malzeme olarak tuğla tercih edilmiştir. Anadolu’nun fethinden sonra Anadolu Selçukluları teni yurtlarında daha bol olan taşı kullanmışlar, yeni planlar uygulamışlardır. Ulu Camii Selçuklu geleneğini ilimizde temsil eden tek eser olarak önem taşımaktadır. 1224 yılında Anadolu Selçuklu hükümdarı 1.Alaeddin Keykubat tarafından Mimar Yakup Bin Ebubekir El Benna El Malati’ye yaptırılmıştır. Bu camiinin kitabesini hala Malatya Saray Mahallesi Camiinde olduğu bilinmektedir. Ulu Camiinin 1247 yılında tadilatı ve tamiratı yapılmıştır. 1515 yılında Memluklular, 1649 yılında Osmanlılar, 1903 ve 1966 yıllarında ise Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce onarımı yapılmıştır. Avlulu, Eyvanlı, Mihrapönü, Tuğla Kubbeli, Çini İşlemeli, Taş Duvarları ince işçiliği bakımından zengin, Kubbesi 16 köşeli, tavanı Nesih yazılı bir Ayet, koyu kahverengi parlak çini Mozaiklerle süslüdür. Yazı Ustası Ahmet Bin Yakup’tur. Minberi hala Ankara Etnografya Müzesindedir. Büyük ölçüde restorasyona ihtiyaç vardır. MELİK SUNULLAH CAMİİ / Vaiz Baba / Vaiz Ocağı: Bazı kaynaklarda Karacaköy Camii ismi İle anılmakta olan bu esere halk arasında, Vaiz Baba veya Vaiz Ocağı ismi de verilmektedir. (A.Gabriel'in Adile Camii ismi ile andığı bu eseri "Koca Vaiz Türbesi" şeklinde adlandıranlar da vardır.) Korkusu olanları buraya götürürler. Önemli bir ziyaretgahtır. Son zamanlarda yeniden inşa ile küçük bir mescit haline getirilmiştir. Minare kaidesi üzerindeki Memluk kitabesi 796 h.(1394 m.) tarihlidir. Bu kitabe, minarenin Memluk Sultanı Melikül-Zahir Berkuk zamanında Abdullah Hüsnü oğlu Çerkeş tarafından yaptırıldığı bildirilmektedir AKMİNARE CAMİİ: Surun dışında Derme Deresi kenarında tek minaresi ve tek kubbesi vardır.1573 yılında Zaim Yusuf oğlu Hikmet Bey tarafından yaptırılmış bir Osmanlı eseridir. Meydanbaşı Mahallesindedir. Gelecek kuşaklara kalabilmesi için restore edilmesinde yarar vardır. KARAHAN CAMİİ : 1589 yılında Abdullah oğlu Hüsrev Bey tarafından yaptırılmış olup, İlçemiz Karahan Mahallesinde bulunmaktadır. TOPTAŞ CAMİİ : Surlar dışındadır. Toptaş mahallesinde olup kimin veya kimler tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. 1581 yılında Miralay Hüsrev Bey tarafından 1827 yılında Musullu İsmail ve Mustafa Efendiler tarafından onarılmıştır. Klasik bir Osmanlı Camisidir. ALACAKAPI CAMİİ : Alacakapı Mahallesindedir. 1585 yılında mescit olarak yaptırılan bir Osmanlı eseridir. SÜTLÜ MİNARE CAMİİ : Meydanbaşı mahallesinde surların dışında tek kubbeli ve minareli camiidir. Yapılış tarihi bilinmemektedir. 16.y.y Osmanlı dönemi eseridir. HALFETİH MİNARESİ : Selçuklular zamanından kalmıştır. Tamamen tuğladan yapılmıştır. Ulu camiinin benzeridir. 13.y.y’da yapıldığı sanılmaktadır. Sekizgen tuğla kaide üzerine silindirik olarak yükselir. Firuze renkli çiniler ve Şerefe altındaki Kufi Kitabe dikkati çekmektedir. Restore edilmesinde yarar vardır. EMİR ÖMER CAMİİ VE TÜRBESİ : 1556 yılında yapılmış bir Osmanlı eseridir. ALİ BABA NAMAZGAHI : 1243 tarihinde Sacettin İshakoğlu Kemalettin Kamyol tarafından yaptırılan bir Selçuklu eseridir. Şehir surları dışında Meydanbaşı mahallesindedir. SAHABİYYE KÜBRA MEDRESESİ : 13.y.y’da Alaeddin Keykubat dönemi Selçuklu eseri karakterinde olmakla birlikte 14.y.y’da Emir Cemalettin Hızır tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Ulu Camiinin güneyindedir. AHMET DURAN TÜRBESİ : 18.y.y’da yapıldığı sanılan bir Osmanlı eseridir. Seyit Battalgazi’nin arkadaşı Ahmet Duran’a ait olduğu bilinir. ALİ BABA TÜRBESİ : İlçemizde aynı adı taşıyan mezarlığın içinde bulunmaktadır. KARABABA TÜRBESİ : Battalgazi Türbesi girişinde aynı adı taşıyan mezarlığın içindeki türbedir. Karababa’nın asıl adının Şeyh Hasan olduğu son zamanlarda ele geçen bir şiirden anlaşılmıştır. EDİR İLE BEDİR TÜRBESİ : Battalgazi İlçesinde Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nun kuzey batısında bulunmaktadır. Dairesel bir duvarın önünde bulunan tek mezardır. BEŞ KARDEŞLER : Battalgazi İlçesinde Ulu Camii karşısındadır. Harap bir vaziyette bulunmaktadır. Seyit Battalgazi’nin çocuklarının bu yerde yattığı söylentisi yaygındır. ÜÇ KARDEŞLER : Battalgazi İlçesi Ulu Camii ile Hötüm Dede Türbesinin arasında bulunmaktadır. SEYİT GAZİ : Seyit Battalgazi’nin namaz kıldığı yer olarak bilinmektedir. Kırklar Tepesi altında Orduzu yolu üzerinde olup İlçe Merkezine uzaklığı 2 Km’dir. HASAN-İ BASRİ TÜRBESİ : M.S.7.y.y’da Basra’dan geldiği, Malatya çevresinde yaşadığı rivayet olunur. Ermiş bir kişi olarak bilinmektedir. Türbesi Korucuk üzerindeyken Karakaya Baraj Gölünün oluşmasıyla Battalgazi İlçesi Kırkkardeşler mevkiindeki yere taşınmıştır. Türbeye çok sayıda ziyaretçi, gelmektedir. SIDDI ZEYNEP KÜMBETİ : 12.y.y Selçuklu eseri olduğu sanılmaktadır. Battalgazi’nin hanımı olan Zeynep adlı bir kadına ait olduğu söylenir. KANLI KÜMBET : 13. ve 14.y.y ‘a ait mimarisinden Selçuklu eseri olduğu anlaşılmaktadır. SİLAHTAR MUSTAFA PAŞA KERVANSARAYI : 637 yılında IV.Murat’ın Vezirlerinden Silahtar Bosnalı Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. 68x76 metrelik bir alanda yer alır. Avluya giriş doğusundadır. Kervansaray kesme taştan yapılmış üzeri Tonoz sistemi ile örtülmüştür. Yazlık (açık) ,kışlık (kapalı) mekanları vardır. Her ikisi de dikdörtgen planlıdır. Doğudaki giriş üzerinde yer alan ve bir yandaki basamaklarla çıkılan mescidin konumu özgündür. Revaklı cephenin ortası havuzludur. Ana kapının iki yanında iki hancı odası bulunur. Doğuya bakan Revaklı cephede altısı bir yanda , altısıda diğer yanda olmak üzere 12 ocaklı dükkan veya oda vardır.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Battalgazinin güzellikleri anlatmakla bitmez fatih kardeşime teşekkür ederim bir battalgazili olarak
![]() selam ve dua ile.... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Vay abim yorum yazmış.. Eline sağlık..
![]() |
|
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Sağol duygu ama neden şaşırdın
aslında haklısın galiba pek alışılmadık bir durum benim yorum yazmam ama alışcaz ablası idare et ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
battalgazi, malatya |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|