Bombalar, Deniz Baykal'ın fikrini değiştirmediCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kazdıkça çıkan bomba ve silahlara rağmen Ergenekon sanıklarını savunmayı sürdürdü. Baykal, "Türkiye'nin gündeminin saptırılmasına, bir korku imparatorluğuna teslim edilmesine, Türkiye'mizdeki dürüst, namuslu, aydın düşünceli, cumhuriyetçi insanların baskı altına alınmasına, bu memleketin ahlaklı evlatlarının en haksız suçlamalarla mağdur edilmesine karşı elbette mücadele edeceğiz." dedi.
Baykal, belediye başkan adaylarının açıklanması dolayısıyla Bursa'da düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tarihî bir dönüm noktasında olduğunu söyledi. Ülkenin korku imparatorluğuna teslim edilmesine karşı mücadele edeceklerini vurgularken halkın gerçek gündeminin saptırılmasına da izin vermeyeceklerini kaydetti. Türkiye'nin yeni bir noktaya geldiğini ve yıllarca CHP'ye oy vermemiş, merkez sağda sorumluluk üstlenmiş insanların partilerine katıldığını savunan Baykal, "Şimdi gün Türkiye'ye sahip çıkma günüdür. Anayasal düzene, laik demokratik cumhuriyete, ulusal bütünlüğe, Mustafa Kemal Atatürk'e sahip çıkma günüdür." ifadelerini kullandı. Her yerde bir ulusal silkiniş ruhunu gördüklerini aktaran Baykal, 'Türkiye'nin durumun ciddiyetini anladığını ve tehlikeyi gördüğünü' ileri sürdü. Baykal, şöyle devam etti: "Kimsenin Türkiye'yi bölmesine izin vermeyeceğiz. Kimsenin kimliği ve inancı suçlama konusu olamaz. Laik, demokratik cumhuriyet olarak devamını sağlamak hepimizin temel görevi. Türkiye'yi bir Ortadoğu ülkesi haline dönüştürenlere geçit yok. İzin vermeyeceğiz."
Baykal, daha sonra bazı başkan adaylarını açıkladı. CHP'nin 7 ildeki adayları şöyle: Sena Kaleli (Bursa), Cem Hatunoğlu (Sakarya), Prof. Dr. İsmail Hakkı Düğer (Kütahya), Ahmet Talat Arca (Uşak), Tanju Özcan (Bolu), Ülgür Gökhan (Çanakkale), Ertan Şener (Yalova).
Aşureye kaşık sallamak, zulme 'dur' demektir CHP lideri Baykal, genel merkezde aşure dağıtma geleneğini sürdürdü. Kurmaylarıyla birlikte partililere aşure ikram eden Baykal, birlik mesajı verdi. Aşurenin arkasında köklü olaylar bulunduğunu belirten Baykal, "Aşure, paylaşmayı, kaynaşmayı, bir araya gelerek daha güzelini, iyisini ortaya koyabilmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Aşureye kaşık sallamak bir anlamda zulme, haksızlığa, acılara artık 'dur' demektir." dedi. Aşurenin belli bir mezhebe özgü olmadığına işaret eden Baykal, şöyle devam etti: "Aşure Türkiye'de ayrışmanın değil kaynaşmanın, bütünleşmenin simgesi haline gelmiştir. Çünkü biz hep birlikte aynı ıstırabı yaşıyoruz. Bu acılar tarihte yaşandı, günümüzde de var. Sadece Gazze'de değil her coğrafyada var. Maalesef Türkiye'de de, Ankara'da da var.'' Baykal, yaşanan acıların ve çatışma anlayışına sürükleyen yanlışın temelinde inançların istismarı olduğuna dikkat çekti. Baykal, "Bu tuzağa düşmeyeceğiz." ifadesini kullandı. Baykal, konuşmasında iki hata yaptı. Aşure gününün Muharrem ayının sonunda olduğunu dile getirdi. Arapçada 'onuncu' anlamına gelen aşure günü, Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilişinin hicri yıldönümü olan 10 Muharrem'de idrak ediliyor. Baykal'ın ikinci hatası ise 'Muharrem' yerine 'Muammer' demesi oldu. Ancak Baykal, bu hatasını düzeltti.

Dilerim hep avukat olarak kalır... Yakında sanık olarak ergenekon davasına iştirak ederse şaşırmam.

Kılıçtaroğlu'da beni göz altına alırlarsa onur duyarım demiş......

Kılıçtaroğlunun çapını bilmeyen yoktur.Onurlu işleriyle onusuz işleri okadar daralmış karışmış ki neyin ne olduğunu şuan çözememekte.İşşallah kılıçtaroğplunu içeri alırlarda bizde onur duyarız ama gerçek onur.