09-05-2008, 10:44 | #1 |
Baykal da ziyaret edecek mi?
Öyle uzaktan uzağa ahkâm kesmekle, Ergenekon'un avukatıyım falan demekle iş bitmiyor.
Gideceksin… Avukatı olduğunu dillendirdiğin davaya müdahil olacaksın. En azından (kavlince) fahri müvekkilin konumundaki değerli emekli paşaları ziyaret edeceksin. Şuncacık şeyi de yapmadıktan sonra sabah akşam bu davada avukatım desen kaç para. Ordu temsilcisinin ziyareti “vefa”ysa, seninki düpedüz sorumluluktur. Çünkü söz ağızdan çıktı; onların avukatıyım dedin bi kere. Ardından fiiliyat gelmeyen sözü ben neyleyim? Şu yalan dünyada fiiliyatla irtibatı kesilmiş söze “boş söz” demeyen bir Allah kulu var mı? Boş söze rağbet olsaydı Süleyman Demirel'e nur yağardı. Hazrette kamyon kamyon var, kim dönüp bakıyor. Milletvekili ziyaret yasağına ilişkin savcılık kararını sakın bahane yapma. Karardan önce nerdeydin? Elini çabuk tutup saygıdeğer paşalarımızı ziyaret eden bir Sefa Sirmen, bir CHP Kocaeli Milletvekili Hikmet Erenkaya kadar da mı olamadın? Kandıra Cezaevi'ne ziyaretçi gönderen Genelkurmay'dan kopya çekip de, Sefa Sirmen veya Erenkaya'nın CHP adına ziyaret ettiğini dillendirsen de bu saatten sonra kimse inanmaz, boşa kostaklanma. Yapacağın şey, sıradan bir milletvekilinin ötesinde ana muhalefet partisi lideri özgüveni ile bir yolunu bulup değerli paşalarımızı ziyaret etmektir. Başka yolu yok. Haa, “Ergenekon avukatıyım lafın gelişi, yoksa o kadar da uzun boylu değil” diyeceksen… Hukuka adalete güvenin gereği olarak, “Siyasetin hep kendine yontan keserini yargıdan uzak tutmak gerekir…” yollu düşünceler geçiyorsa akılcağızından o başka tabii. O zaman da şu genel başkan yardımcılarına bir çift laf edeceksin: “Genelkurmay Başkanlığı'nın iki eski değerli komutana sahip çıkma isteği içinde olmasını yadırgamıyoruz…” diyen Onur Öymen'e… Gözaltındaki emekli paşalar hakkında, “TSK'dan hiçbir sahip çıkma veya benzeri tepki kamuoyuna yansımadı. Kamuoyunda bu vefasızlık olarak görüldü…” diyebilen, Korgeneral Galip Mendi'nin TSK adına yaptığı Kandıra Cezaevi ziyaretini “Ordu yanlıştan dönmüştür…" şeklinde değerlendiren Mustafa Özyürek'e… Sayın Baykal ordunun sahip çıkmasından senin bu adamların ne anlıyor? Mesela, ne yapacaktı TSK? Yargıya isyan mı edecekti?.. Yahu ordunun sahip çıktığı bir paşayı yargılamak mümkün mü? Orduya rağmen değil bir general, bir astsubay bile yargılanabilir mi? (Şemdinli'nin “iyi çocuğu” Ali astsubayı kastetmiyorum; herhangi bir astsubayı demek istiyorum.) Nasıl sahip çıkacaktı ordu? “Yargılayamazsınız…asarım…keserim…” mi diyecekti? Veya… Tansel Çölaşan'dan mülhem, 27 Mayıs'ın ne kadar cici bir darbe olduğunu dillendirip, aba altından sopa mı gösterecekti? Yoksa… “TSK, 28 Şubat'ta sivil toplum örgütü gibi davranmıştır…” şeklinde methettiğin haline tekrar bürünüp, savcılara brifing falan mı verecekti?.. Sayın Baykal… Genel başkan yardımcılarına şuncağızı demeyecek misin: “Özden Örnek'in darbe günlüklerine rağmen Şener Paşa dahil gözaltındaki bütün paşaların aklanmasını dilemek başka, ordunun sahip çıkmasını beklemek başka…” Savcılık makamının emekli paşalar hakkındaki ek iddianamesinin mezkur ziyaretin gölgesinden kurtulamayacağını, “Geç kalmış bir ziyaret” diyerek alkışladığınız halin yargıyı töhmet altında bırakacağını söylemeyecek misin? Mesela, Onur Öymen'e “Ordu komutanlara sahip çıkarsa; yargıya kim sahip çıkacak?..” diye sormayacak mısın? Ben neler söylüyorum böyle! Partisinin itirazını inceleyen Anayasa Mahkemesi'ne (mealen) “Eğer bizim itirazımız istikametinde bir karar çıkmazsa çatışma çıkar…” şeklinde tehditler savuran bir liderden neler bekliyorum?! Oruç kafama vurdu galiba! Vazgeçtim sorularımdan; Kandıra ziyareti ne zaman, ondan haber versin yeter? Salih TUNA yeni şafak
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|