AK Gençliğin Buluşma Noktası
Siyaset Siyaset haberleri bu bölümde paylaşıyoruz.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 03-25-2008, 21:30   #1
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Baykal kendinden geçti
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Medyanın bir kısmı TMSF'nin eline geçmişti, anlaşılan bir kısmı da Başsavcı'ya geçecek'' dedi.

CHP Lideri Deniz Baykal, adeta coştuğu grup toplantısında, sık sık Başbakan Erdoğan'ın ve AK Partili Bakanların konuşmalarına da yer vererek, muhalefet dozunu yükseltti. Sık sık, " Türkiye çok tehlikeli noktalara sürükleniyor" diyen Baykal, yargıya da ince mesajlar göndermeyi ihmal etmedi, "Ak Parti 5 yıl daha Türkiye'yi yönetirse ne olur?" diye soran Baykal'ın bu ifadeleri ise, kapatma davasının gerekçesi gibiydi. İşte Baykal'ın grup toplantısındaki konuşmasının tüm ayrıntıları:

BAŞIBOŞ BİR TÜRKİYE TABLOSU


"Kaygı verici bir tablo ile karşı karşıya bulunduğumuzu söylemek isterim. Maalesef Türkiye çok vahim bir tablo ile karşı karşıya kalacaktır. Hem Ergenekon olayı hem de parti kapatma girişimini boşa çıkarmak için hazırlandığı söylenen anayasa çalışmasını sizlerle paylaşacağım. Bu ağır konuları konuşmak bizim görevimizdir. Türkiye bu kadar önemli sorunlarla karşı karşıyayken bu sorunlara gereken şekilde zaman ayıramamanın üzüntüsü içinde olduğumu ifade etmek istiyorum. Ekonomimiz ciddi ve tehlikeli bir gidiş içinde. Olumlu tek bir gelişme olmamıştır. Piyasa daralmıştır, insanlar çeklerini, senetlerini ödeyemez hale gelmiştir. Bunlar ülkenin gerçek sorunları. İmkanı olanlar kendisini yurt dışına atmış, atamayanlar güç koşullarla mücadele ediyorlar. Geleceğine umutsuzca bakıyorlar. Hiçbir ekonomik sorunla ilgili ciddi bir çalışma yok. Başıboş bir Türkiye sürükleniyor. Bunu yeterince anlatamamanın üzüntüsünü paylaşmak istiyorum."


 

ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 03-25-2008, 21:30   #2
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Baykal kendinden geçti
"SAYGIN İSİMLER GÖZALTINA ALINDI"

"Ülkenin temeli ile ilgili bütün konumlarının gelip toparlandığı, ülkemizin ana niteliği ve kimliği ile ilgili konumlarda bir süreden beri kaygı verici bir tablo ile karşı karşıyayız. Önce her hafta büyük olaylarla çalkalandık. Geçen hafta Anayasa Mahkemesi'ne başsavcılığın gönderdiği iddianamenin tartışmalarının içinden geçiyorduk. Bu siyasi çekişmeler daha rayına oturmadan, netlik kazanmadan yeni bir tablo ortaya çıktı. Birden bire bir süreden beri çeşitli düzeylerde vurgulanan konu kamuoyumuzun ilgisini çeken bir temel konu haline geldi. 21 Mart günü sabaha karşı büyük bir operasyon yapıldı. Kamuoyunu etkileyen şerefli, saygın isimlernin, önemli başyazarın, ülkenin en köklü gazetesinin en köklü yazarının Sayın İlhan Selçuk’un, Kemal Alemdaroğlu’nun ve Doğu Perinçek gibi önemli bir siyasinin gösterişli bir operasyonla evlerinden alındığını gördük. Bu Türkiye’de tartıştığımız konuların artık çok önemli noktalara sürülmekte olduğunu ortaya koyan bir manzaraydı. Elbette ortada bir soruşturma konusu varsa yetkililer hukuka uygun gerçekleştireceklerdir. Toplumda bir azılı cani takip eder gibi, bilim adamlarının, yazarların, liderlerin apar topar sabaha karşı evleri basılarak saatlerce aranarak gözaltına alınması ister istemez ne oluyoruz, nereye gidiyoruz, bu insanlar bunu hak edecek bir tablonun içinde mi, her halde önemli bir tespit yapıldı diye toplum büyük bir telaşa kapıldı. 48 saat bu insanlar gözaltında tutuldu. İlhan Selçuk bu 48 saatin 4 saatinde sorgulandı. Yargıç değil, mahkeme değil, bu işlemi gerçekleştiren makam, savcı ‘afedersiniz, yapacak bir şey yok, sizi mahkemeye sevketmeye gerek görmüyorum’ diyerek onu serbest bıraktı. Bu önemli bir noktayı işaret ediyor. Böyle bir tutuklamanın arkasında olgunlaşmış bir dosya bulunmadığı izlenimi oluştu."

GÖZALTI ŞEKLİ DARBE ZİHNİYETİNİN ÜRÜNÜYMÜŞ

"Hukuk devleti ve demokrasi güven anlayışı içinde olur. 'Canım bir şey yokmuş' diye bunu izah etmek mümkün değildir. Neden gözaltına aldınız, niçin bıraktınız. Toplumun saygın insanları 'gel buraya' diye 'bir soruşturmanın icabı seni sabaha karşı sorgulayacağız' diyerek alınıyorsa kaygı verici bir tablodur bu. Bunun doğru anlaşılmasını istiyorum. İlhan Selçuk ve Alemdaroğlu’na geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum. Bir büyük stres Alemdaroğlu’nu sağlık sorunları ile karşı karşıya bıraktı. Perinçek’e de konuyla hiçbir ilişkisinin bulunmadığını diliyorum. Böyle olaylar darbeden sonra olurdu. Darbeden sonra gözdağı vermek için saygın, önemli, değer verilen insanların hedef haline getirildiğini, ağır muamelelere tabi tutulduğunu yakın tarihteki deneyimlerimizden biliyoruz. Ama demokrasi işlerken ilk kez böyle bir uygulamaya tanık olduk. Darbeden sonra başvurulan yöntemlere şimdi başvuruluyor. Bir darbe zihniyetinin parçası olabilecek uygulamaları şimdi görüyoruz."
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-25-2008, 21:31   #3
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Baykal kendinden geçti
BAYKALCA PERDE ARKASI

"Bu son tutuklama, gözaltına alınma olaylarının perde arkası var. Önce Ümraniye’de bir tablo ortaya çıktı. Bazı kişilerin silah ve cephane ile ilişkili olarak bir örgütlenme sergiledikleri ile ilgili kesitler yayınlandı. Bazı çalışmalar yapıldı, bazı bulgular ortaya çıktı. Bu olaydan sonra uzunca bir dönem, konu siyasi çevrelerin yakın ilgisi içinde, onların gündeminde ağırlıklı bir konu halinde değerlendirilmeye çalışıldı. Türkiye’de daima çeteleşme olayları olmuştur. Bazen siyasi hedefleri olmuştur, ekonomik hedefleri olmuştur. Ortaya çıkan bu olayın çok özel bir olay olarak ele alınmakta olduğunu, siyasi sahiplenme duygusunun ortaya çıktığını gördük. 2006 Mayıs’ındaki Danıştay saldırısından bu yana siyasetçilerin ağzında bulunan bir iddia somut olarak ortaya çıktı."

DANIŞTAY'A FANATİK DİNCİLER SALDIRMIŞ

"Hatırlarsınız saldırıdan sonra, biz fanatik bir mercinin bu saldırıyı gerçekleştirdiği anlayışı etrafında bu olayların fanatik dinci gruplar tarafından yapılıyor olmasından duyduğumuz üzüntüyü dile getiren değerlendirmeler yaptık. Bu ozaman ciddi olarak tartışılmıştı. Başbakan bunun üzerine saldırı ile ilgili olarak, şu açıklamayı yaptı: ‘Saldırı derin komplo, içinde Baykal da var.’ Bunun üzerine ben ‘Başbakan, suçluların telaşı içindedir, saçmalıyor, rejimin kırılma noktasına sürüklenmekte olduğunu, bunun benim de içinde bulunduğum bir komplo olduğunu söylüyor. Türkiye’yi böyle bir duruma sürükleyenler de Başbakan ve arkadaşlarıdır’ diye cevap verdim. Başbakan daha o tarihte olayın bir komplo olduğunu iddia etti. Bunun arkasında benim de bulunduğumu söyledi. Bu mantığını 24 Mayıs 2006’daki grup toplantısında aynı anlayış içinde dile getirmeye devam etti: ‘Kanlı komplonun arkasında da ihanet çetesi çıktı, bu açık bir provokasyondur. Vatandaşlarımız nelerin niçin yapıldığını mutlaka iyi bilmeli.’ Olay yargıya intikal etti. Olay sırasında yakalanan kişinin bu konunun faili olduğu ortaya çıktı. Bunun fanatik dinci zihniyeti dolayısıyla bunu işlediği ortaya çıktı. Bu olayın arkasında her hangi bir komplo da çıkmadı."
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-25-2008, 21:32   #4
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Baykal kendinden geçti
VE BAYKAL'DAN KOPMLO TEORİLERİ

"Şimdi yeni bir tablo ile karşı karşıyayız. Ümraniye’de ortaya çıkan olay sonrasınra benzer bir söylem içine girdi iktidar. Siyasetçiler ve Medya Ümraniye olayları ile derin bir çatenin bağlantısını kurmaya yönelik sistematik çalışma başlattılar. Haziran 2007’de olayın ardından yakalanan emekli askerlerin aralarında güçlü bir irtibat olduğu söylendi. 9 temmuz 2007’de yine Dışişleri Bakanı Gül, yazılmamak kaydıyla ‘Ümraniye baskınına dikkat edin, bu iş çok büyüyecek’ dedi. Zekeriya Öz bir gün sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına getirildi ve Ergenekon ile ilgili çalışma başlatıldı. 2008 Ocak’tan itibaren de Ergenekon Terör Örgütü zanlıları hakkında ise üye ifadesini kullanmaya başlandı. Dava birden bire terör örgütü konumuna geldi. O günden sonra bütün çete olayları ile, Atabeyler, Sauna, Girdap, Garih, Hablemitoğlu cinayeti sanki bu çete ile ilgili imiş gibi bir süreç başlatıldı. Bu çerçevede Danıştay saldırısını gerçekleştiren kişi de bu kapsamda ifadesi alındı. Böyle bir genişletme çabası o zamandan beri yürütülüyor. Başbakan, çeteler ve örgütlü suçlara karşı kararlı bir ohperasyon başladığını söyledi. Güvenlik güçlerini başarılarından ötürü tebrik etti. Ergenekon ile ilgili olarak da ‘Gizli ajandaları olanlar birer birer çözülüyor’ dedi. 17 Şubat 2008’de ‘Başı var, bize yardımcı olursanız ortaya çıkaracağız, ayak direyenler var. Cımbızla ayıklaşacağız, bu işi sonuçlara götüreceğiz. Biz kararlıyız, bunları ortaya çıkarma gayreti içindeyiz’ dedi."

YARGIYA AĞIR HAKARETLER

"Daha sonra önemli olaylar ortaya çıkınca, Başsavcı Anayasa Mahkemesi’ne başvurunca AKP'li bakanlar dediler ki 'bu Ergenekon davasının bir anlamda intikamıdır. Ona karşı başlatılan bir işlemdir.' Bunu kim söyledi, AKP’li Bakanlar. Başbakanın söylediği yansıdı yalanladılar, 'ben söylemedim' dedi. AKP yönetimi bu konuyu bir yalın hukuk süreci içinde değil, siyasal va medyatik bir destekle ve ilgi ile yürütme anlayışı içine girdi. Siyasi tartışmalar hızlanınca Ergenekon ile ilgili yayınların birden bire önem kazandığını gördük. Ciddi saptamalar yapıldı. 26 Ocak’ta Yenişafak Gazetesinde 'İlhan Bey elde mi?' diye bir ylazı çıktı ve Cumhuriyet gazetesi karargahtır denildi. 3 Mart’ta Akşam’dan bir gazeteci Oray Eğin, 'herkesin ağzında başka gazetecilerin tutuklanacağı dolayışyor' diye yazdı. İlhan Selçuk’u ima ederek onun tutuklanacağını yazıyorlar. Yani Ergenekon dosyasını bir hukuk dosyası, yalın bir hukuk dosyası, emniyet güçlerinin ve savcıların ele aldıkları bir soruşturma doasyası olarak ele almanın ötesinde AKP’ye ve Başbakan'a yakın yazarların, gazetelerin kamuoyuna açıklamalar yaptıkları doğrudur. En son olarak da bir gazete 8 aydır süren bu soruşturmanın nihayet 15 gün içinde iddianamesinin çıkacağını ilan etti. İddianemede hangi cezaların kimler için gösterileceğini söyledi. İlhan Selçuk’un örgüt üyesi değil de bilerek onlara ylardım etme suçu işlediğini yazdı. Arkadaşlarımız bunları anlamak istediler. Bir tesadüf müdür. Türkiye’de müthiş çarpıcı gözaltılar ortaya çıktı. Bunun güven veren bir hukuk süreci içinde ele alındığını söylemek mümkün mü? Medyanın bir kısmı TMSF ye, bir kısmı da savcılığa devredilecek galiba. Bu tablo acı bir tablodur."

BAYKAL'IN KEHANETLERİ

"Bu manzara karşısında da dedim ki, ‘AKP artık kadrolaşma dönemini bitirdi, şimdi kendi derin devletini inşa etme aşamasına gelmiştir.’ Bu benim samimi tespitimdir. AKP’nin kendi derin devletini, hassas kurumlar nezdinde, kadrolaşma çalışmalarını belli bir noktaya getirdikten sonra artık yönlendirmeye başladığı kanaatindeyim. Ben 1995’te de ‘Devlet kuşatma altına girmiştir’ diye bir tespit yapmıştım. O tespitten sonra da Susurluk olayı ortaya çıktı. Şimdi haklılık içinde ifade ediyorum, AKP derin devletini kuruyor. Güvenlik güçleri, emniyet birimleri, yargıda çok önemli mesafeler yer yer alınmıştır. Adliyeye yargı personelinin alınması ile ilgili tartışmaların altında bu çaba yatmaktadır. Ben bu tespiti yaptım. Başbakan ‘AKP derin devletini kuruyor' söylemimizden rahatsız olmuş, 'Derin devletin mimarı sizsiniz, siz kurdunuz’ diyor. Biz derin devleti değil, Türkiye cumhuriyetini kurduk. O devlet için kadrolaşma yapıldığı doğrudur. Çağdaş hukuk, çağdaş bilim yaygınlaştırıldı. Anayasamıza göre kadrolaşmayı ta kuruluştan itibaren yaptılar. Çağdaş kadrolaşma işi gerçekleştirildi."
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-25-2008, 21:33   #5
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Baykal kendinden geçti
YARGIYA DERS VERMEYE KALKIŞTI

"Rejimi fiilen değiştirme niyetindeki insanları bilinçli olarak oraya taşıma çabası vardır. Şimdi yaşanan olay budur ve bu her zaman hukuka uygun olarak değil, yer yer özel ilişkiler ortaya konularak yapılıyor. Cumhurbaşkanı geldi bu sürecin önü açıldı. YÖK başkanı atandı. Sizin gerçek düşüncenizle niyetiniz farklı mı? Ben demiyorum, YÖK Başkanına ‘düşünceni söyleme’ diyenler söylüyor. Devlet AKP zihniyeti doğrultusunda yeniden yapılanıyor. Bu anayasamızın temellerini değiştirmeye yönelik sistematik bir çabadır. Hepimiz gördük. Bu süreç, bir an önce netleştirilmelidir. Herkes sorumluluğunu üstlenerek ne biliyorsa kanıtı ile açıkça ortaya koymalıdır. Onu bunu suçlama döneminden Türkiye’yi geçirmeye kimsenin hakkı yoktur. Yargı bu işlerin üstesinden gelmelidir. Böyle bir tehlikenin ortaya çıktığı açıktır, bir an önce netleşmelidir. AKP’nin yayın organları şimdi neymiş gerçektler.. bu bir bombadır, nerde patlar, kime yönelir hep beraber göreceğiz. Yapılan açıklamalar kaygıları arttırıyor. İlhan Selçuk’un bugünkü izlenimleri gayet önemlidir. Olayı tehlikeli biçimde yaygınlaştırma, yeni yeni emeller seçilerek tehlikeli bir noktaya gelinme ihtimali selçukun soruşturmadan çıkarttığı sonuç olarak milletimizle paylaşılmıştır. Olayın bağlantıları, ilişkileri, araşıyları görülmüştür. Çok açık. Bundan sonra herkes bu bilgiler ışığında bakacaktır. Söylenen her sözü irdeleyeceğiz. İlhah Selçuk’un derhal bırakılmış olması bu tespitin önemini ortaya koymuştur. Bir daha böyle yanlışlıkların yapılmamasını, herkesin yetki sınırları içinde görev yapmasını diliyorum."

PARTİ KAPATMANIN ZORLAŞTIRILMASI BÜYÜK BİR TEHLİKEYMİŞ

"Bir diğer tehlikeli konu AKP’nin kapatılması ile ilgili müracaattan sonra Anayasayı değiştirerek bu girişimi etkisiz kılma çabasıyla gerçekleştirilen hazırlıktır. Bu çok önemli bir konudur. Yapılması söz konusu olan değişiklik, sadece AKP’nin kendisini kurtarma sonucunu verecek bir değişiklikten ibaret değildir. Amacı kendilerini kurtarmaktır, hukuk devleti ile bağdaşmaz. Başlayan yargı sürecini boşlukta bırakmak için anayasa değiştirmek kabul edilemez bir şeydir. Anayasanın 138. maddesi yürütülmekte olan bir dava ile ilgili mecliste değerlendirme yapılmasını engellemiştir. Davayı etkilemesi söz konusu olacağı için bu konuda konuşma yasaktır demiştir. Siz söz söylemenin yerine, orayı etkilemek için o davaya yönelik olarak anayasa değişikliği yapıyorsunuz. Anayasanın da bunu içine sindirebileceğini tasavvur etmek mümkün değildir. Sayın Başbakan sık sık laiklik diyorsunuz. Başka nitelikleri de var cumhuriyetin. Bir hukuk devletidir der. Hukuk devleti kimliğini hatırlatma gereğini duyarım. İşte bu saçmalıklar yapılmasın anlamında bir hukuk devletidir. Hem bunları yapacaksınız hem de hukuk devleti kimliğini koruduğunuzu söyleyeceksiniz. Kendinizi kurtarmak için yönetmelik değiştirdiniz. Kendinizi kurtarmak için yasa değiştirdiniz. Bakanlar kendileri için 4 defa af çıkardılar. Başbakan kendisi ile ilgili ylargı sürecini askıya almak için kanun çıkardı."

YİNE TEHDİT ETTİ

"Şimdi kendi çıkarlarını koruyabilmek için anayasa değişikliği noktasına geldiler. Yargı sürecinin askıya alınması değil, anayasamızın temellerinden birini oluşturan laiklik ilkesinin ihlal edilmesi halinde, laiklik konusundaki kararlılığın uygulanabilirliğini ortadan kadıracaklardır. Laiklik ilkesinin içini boşaltacaklardır. Değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilkesi ne oldu. Bununla ilgili hassasiyet tamamen ortadan kaldırılıyor. Bizim anayasamız din istismarını laiklik ilkesiyle engellemiş bir anayasadır. Bu çok temel bir olgudur. Bunun ortadan kalkması halinde Türkiye’de demokrasinin anlam taşımaz bir hale geleceğini söyleyeyim. Anayasayı laiklik ilkesini ihlal eden bir siyasi kuruma karşı Türkiye seyirci konuma düşecek ise o maddenin hiç bir anlamı kalmayacaktır. Bu hareket sıradan bir anayasa değişikliği olmanın ötesine geçmiştir. Yani o yapılırsa, artık anayasa o bildiğimiz anayasa olmayacaktır. Başkalaştırılmış, dönüştürülmüş olacaktır. Herkes aklını başına alsın. O sıradan değildir. Ben bunları söylüyorum Başbakan rahatsız oluyor. Eğer bu mini paket oylanırsa bu laikliğin oynaması demektir. Laikliği biz anayasaya halk oylaması ile koymadık. O cumhuriyetimizi kurarken atılan bir çok önemli devrim gibi bizim hukuk sistemimizin bir parçası olarak geldi. Halk oyalaması ile bunu ortadan kaldırmak sağlıklı olmayacaktır. Çok tehlikeli bir çatışmayı devletin temeline koyarsınız."
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-25-2008, 21:34   #6
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Baykal kendinden geçti
[size=8pt]BU MESAJA DİKKAT

"Biz başbakanla polemik yapıyoruz, sürtüşme peşindeyiz, kavga ediyoruz da gerginlik var, yok böyle bir şey. Onunla bir tartışma içinde değiliz. Gerginlik ana muhalefetle iktidar arasında değil, iktidarın devlet düzeniyle, laiklikle kavgasından kaynaklanıyor. Muhalefet sustuğu zaman öyle mi olur, kavga bizimle değil, anayasayla, yargıyla, devlet düzeniyle, anayasamızın temel ilkeleriyle. Herkes bir yumuşama istiyor ya, iktidar da muhalefet de gerilimi düşürsün. Biz sustuğumuz zaman gerilim düşer mi? Ben sustuğum zaman bu yoldan çıkacağını garanti ediyor musun? İyi niyetle temenniler yaparak bu olaylar toparlanmıyor. Anayasaya sahip çıkacaksın, çıkmayanlara karşı tavır takınacaksın. Son bir haftadır televizyonlara bakın, Türkiye tehlikeli bir bölünmenin içine girmiştir. Bir coğrafyasında barikatlar kuruluyor, taşlar, sopalar, bu manzara bizi nereye götürüyor, 2002’de bu iktidar geldiği zaman böyle bir Türkiye mi vardı? 5 yıl daha kalırlarsa Türkiye ne hale gelir? Geldiğimiz nokta bu değil mi? Türk Bayrağı ayaklar altında. Güvenlik güçleri hedef halinde. PKK’ya övgüler, APO’ya övgüler. Seyrettin, destek verdin, teşvik ettin, bu gün buraya geldi. Bu iktidar 5 yıl daha kalsın Türkiye çok ağır bir bedel ödeyecek. Anayasamızın çok temel ilkeleri törpüleniyor. Türkiye çok tehlikeli bir bölücülüğün içine sokuluyor. Gerilimi düşürmek isteyenler, iktidarı muhatap alma cesaretini göstermelidirler. Yanlışı takip etme imkanı tanımayarak gerilimi düşürürsünüz. Gidecekler var, gitmeyecekler var, biz gitmeyeceğiz. Tarihi bir dönüm noktasında olduğumuzu belirtmek isterim, herkes aklını başına alsın. Yer yer yargı siyasetin bir parçası haline gelebilir. Partiler gelir geçer ama Türkiye devam eder."


HABERVAKTİM
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-25-2008, 21:41   #7
Kullanıcı Adı
Benide_Kapatın
Standart Baykal kendinden geçti
İnşallah 100 yıl daha yaşarsın. Ve bu süre içinde günahlarını affettirmeye de fırsat bulamazsın. Günahların arttıkça artar. İşte o zaman Cehennemde bir devlet kurarsın.....
töbe töbe
Benide_Kapatın isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi