|
![]() |
#1 |
![]() Anayasa değişikliğinin gündeme geldiği günden bu yana, CHP lideri Baykal’ın izlediği çizgi tutarsızlıklarla dolu. Bu tutarsızlıklar nedeniyle birçok insan Sayın Baykal’ın “Uzlaşma” önerilerini ciddiye almıyor, samimi bulmuyor. Bu konuda çıkıp bir öneride bulunduğunda çoğu insan “Acaba bu önerinin içinde ne var?” diye merak edip incelemek yerine, “Acaba bu önerinin altında ne var, Baykal ne kurnazlık planlıyor?” diye soruyor. CHP Lideri böyle bir algının neden-nasıl oluştuğunu merak edip araştırmalıdır. Böyle bir algıya kendi izlediği söylem ve yöntemlerindeki tutarsızlıklar sebep oluyor. Bu anayasa değişikliği ilk gündeme geldiğinde Sayın Baykal, “AYM tarafından irticai eylemlerin odağı haline geldiği tespit edilen AK Parti Anayasa değişikliği yapamaz. Anayasa’ya dokundurtmam” tepkisini verdi. Sonra AK Parti hazırladığı taslağı CHP’ye de götüreceğini söyleyince, “Kapağını açmadan iade ederiz” dedi. Daha sonra bu Meclis, AYM’den sorunlu iki partinin varlığı nedeniyle Anayasa değişikliği yapamaz” dedi. Baktı ki, STK’lar, bazı siyasi partiler toptan karşı çıkmak yerine öneri sundular, iktidar partisi de bu önerileri dikkate alarak revize etti ve değişiklik Anayasa Komisyonuna kadar geldi, CHP, bu kez de bir imza krizi çıkardı. AK Parti teklifini yeni imzalarla yenileyerek komisyona tekrar getirdi ve CHP’nin oyuncağını elinden aldı. Bu arada birçok araştırma şirketi bu anayasa değişikliği teklifinin referandumdan geçip geçemeyeceğine ilişkin kamuoyu araştırmaları yaptılar. Sanıyorum bu araştırmalar Baykal’ın eline de ulaştı. Araştırmalarda ‘evet’ oranının yüzde 65’leri bulduğu ortaya çıktı. Ayrıca CHP tabanı ve sosyal demokratlar 12 Eylül darbe anayasasına sahiplendiği için genel merkeze tepki vermeye başladılar. İş kötüye gitmeye başlayınca Baykal daha önce söylediklerinin tümünü unutarak, yeni bir manevra yaptı ve “Değişiklik paketini ikiye ayırın. Bizim karşı çıktığımız 3 maddeyi ayrı bir paket yapın. Diğer maddeleri (27 madde) hep birlikte kolayca geçirelim, 3 madde için referanduma gidin” dedi. Emin olun bu teklifi duyunca herkes şaşırdı. Baykal’ın ‘Dokundurtmam’ noktasından buraya kadar gelmesi önemliydi.
Önce “Dokundurtmam” deyip sonra bu öneriyi getirmek tam bir çelişkidir. Neyse dedik ve bu öneriye memleket adına sevindik. ABD’ye giderken uçakta, heyecanla Başbakana sorduk, “Efendim Sayın Baykal yüksek yargı ve parti kapatmalarla ilgili üç maddeyi ayrı tutalım, diğer 27 maddeyi birlikte Meclis’ten geçirelim. Üç maddeyi referanduma götürsünler diyor, ne dersiniz?” Başbakan “Eğer yasal olarak mümkünse olur. Neden olmasın? Bireysel düşüncem olabileceği istikametinde. Ancak yasal olarak mümkün olması lazım ve AYM’ye gitmeyeceklerinin taahhüdünü vermeleri lazım. Üç madde de olsa millete gitmekten çekinmeyiz. Yeter ki işin ucunda millet olsun” diye karşılık verdi. Bu iş ‘tamam’ dedik. İlerleyen saatlerde başbakan uçağın içinde yürürken, tekrar yanımıza gelince ayaküstü sohbet ettik. “Sorun kalmadı. Sizce Baykal sözlerinize ne cevap verecek?” diye tekrar sorduk. “Tecrübemle söylüyorum ki, Sayın Baykal yeni bir mazeret bulacak. Geri adım atacak” diye açıklama yaptı. Şaşırdık, hatta bir arkadaş “İstihbaratınız mı var?” diye sorunca “Hayır. Tecrübemle söylüyorum” cevabıyla karşılaştık. Biz Baykal’ın geri adım atmayacağını ve bu fırsatı kaçırmayacağını düşünüyorduk. Başbakan da “üç madde ayrılıp referanduma öyle gidilse bile yüzde 60’tan az destek çıkmayacağına” inanıyordu. Çünkü elinde birtakım araştırmalar vardı. Hakikaten Başbakan haklı çıktı ve Sayın Baykal, bu fırsatı değerlendirmek yerine hiç gereği yokken, “üç maddeyi seçimden sonraya bırakalım” gibi ikinci bir teklif getirdi. Birinci teklife olumlu cevap almışsın, o teklif orta yerde dururken ikinci teklif neyin nesi? Birinci teklifine ‘Hayır’ cevabı mı verildi ki, ikinci bir teklif sunuyorsun? Yoksa birinci teklifine ‘Evet’ denebileceği hiç hesapta yok muydu? Diğer taraftan “27 maddeyi ayırıp birlikte çıkaralım, 3 maddeyi referanduma götürelim” diyorsun, uzlaşma turlarında 11 maddeye itiraz ettiğin ortaya çıkıyor. Üç maddeyi 11 maddeli üç konuya çevirdin. Bu da yetmiyormuş gibi, komisyonda partin paketin üç maddesine değil, tamamına muhalefet şerhi koymuş. Bir taraftan millete ne kadar uzlaşmacı olduğunu göstermek için televizyon ekranlarından, “Yapmayın. Gelin uzlaşalım” diyeceksin ama arkadan da 30 maddenin tamamına muhalefet şerhi koyacaksın. “3 madde hariç diğerlerini beraber çıkaralım” diyeceksin, ama 11 maddeye itiraz edeceksin. İşte milletin kafasını bulandıran ve Sayın Baykal’ın samimi olmadığı algısını oluşturan sebep; anayasa değişikliği konusunda sergilediği tutarsız ve çelişkili tavırdır. Aslında Sayın Baykal, en başından beri bu Anayasa değişikliğini engellemeye çalışıyor. Anket sonuçları ve tabanın baskısı nedeniyle ‘uzlaşma arıyor’ görüntüsü vermeye çabalıyor. Bu manevralarla milletin gözünde ‘Darbe anayasasını’ koruyan bir parti görüntüsü vermek istemiyor. Nuri Elibol/Türkiyegazetesi
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|