04-01-2009, 16:34 | #1 |
BAYKALA FAZIL SAY'DAN ÖZEL MEKTUP !!
Fazıl Say'dan CHP lideri Deniz Baykal'a özel mektup...
Müzisyen Fazıl Say seçimin hemen ertesi günü Deniz Baykal'a bir mektup yazdı.. İşte 'normal ve mutlu bir ülkede' yaşamak isteyen bir Türk sanatçının, bir aydının muhalefet partisinden bekledikleri.... Mustafa Kemal Atatürk,bugün bu saatte yaşıyor olsaydı, muhtemelen: "AKDENİZ'DEKİ ORDULAR!!İLK HEDEFİNİZ, ANADOLUDUR! İLERİ!!!"emrini verirdi... Ülkenin deniz kenarındaki hemen hemen bütün şehirleri AKP'nin elinden geri alındı dünkü seçimde... Ege, Akdeniz tamamen... Karadeniz'in ve Marmara'nın da çoğu... Büyük kısmı CHP de toplanarak... Batı Anadolu . (İzmir mesela) kilitlenmiş durumda...Ezici bir üstünlükle. Güneydoğu, Kürtler,... Çok haklı olarak DTP de karar kıldılar.. Onlarınki de ezici üstünlük... Orta ve Doğu Anadolu ve tabiki Ankara ve İstanbul'un milyonlarca nüfuslu varoşları , iktidar partisi AKP de... Bu da %39 demekmiş tam olarak... Ak Parti'yi zor bir 3 yil bekliyor.. Ama unutmayın: Tayyip Erdoğan usta bir liderdir.. En azından bu elindeki %39 u asla kaybetmiyecektir, ve siz gelip %39 dan fazlasını almadığınız sürece de biz burada boşuna dil döküyor olacağızdır... Ülkenin batısı Yunanistan doğusu Afganistan gibi... İnsanları da öyle... Atatürk:"Ben halkı niye dinleyeyim? Halk beni dinlesin!" diyen, cesur tip bir liderdi... Bu ama,"tarihe not düşen" büyük liderlerin uslubudur.. Kendisinden sonra öyle bir lider gelmedi... Büyük bir bağlama üstadı olan Arif Sağ'ın: "Ben sazımı ne dinleyeyim? Sazım beni dinlesin!" demesi gibi... Aynı şekilde,Arif Sağ'dan daha iyi bağlama çalan henüz yok... Ludwig van Beethoven ,sağırlığında bile bütün insanlığa kendini dinletmekte... Niye Deniz bey, " Toplanalım psikolojisi"nde size destek vermekteyiz... "Bölünmeyelim,ufalmayalım,ezilmeyelim, mahvolmayalım" psikolojisi... Ne sizin parti başkanlığınız, ne Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul liderliği , umurumuzda değildi ... Derdimiz endişelerimizdi... Ve onlar hala varlar... Kılıçdaroğlu'nun dürüstlüğü... Düşünün ki bir Sezen Aksu var, sürekli Tarkan ve Ajda Pekkan'ı eleştiriyor, "Kirli söylüyorlar" diyor(yolsuzluk yapıyorlar der gibi misali örnek), "dürüst değiller" diyor (playback yapar onlar der gibi keza) vesaire... Ama eninde sonunda halk da Sezen Aksu'ya soracaktır: "Peki ya sen ne yaptın?" diye... Biz de sadece beklemedeydik, Kılıçdaroğlu kazansaydı neler yapacaktı diye... Yöntemi ama: "Müthiş bir şey" değildi! Hem de hiç değildi... Zaten kazanamadı da... Yazık oldu, görmek isterdik, "gelse ne yapardı?"yı... Sayın Baykal, Eskişehir,Ordu ve İstanbul-Şişli'nin laik oy olmasına , ama seçim haritasındaki renginin farklı olmasına üzülmediniz mi siz?? Artık ne zaman Türkiye'nin sol-laik oy bölünmesinden kurtulacağız?? Ne zaman?? 1980'ler ve 90'lar da kaç kere fırsat tepildi bu sebepten... Sırf bu bile "huzursuzluk"... hepimizde... Ben Eskişehirli olsam mesela : şehrimde mucizeler yaratmiş bir Büyükerşen'den asla vazgeçmem. Ama Türkiye genelinde DSP'nin %2 oy alacağını da bilerek... Hazin bu... Sorumlusu sizsiniz... Anadolu şehirlerinde ise endişeler iyice artmakta, Elazığ?? Sivas?? (Aşik Veysel'in Sivas'ı... uzun ince bir çıkmaz sokaktayım!! benim sadık yarim %2 CHP!!) laiklik tamamen unutulmuş durumda... Neden AKP'nin yoğun olduğu yerler özellikle... Kadınlarımız etekle dolaşamıyor, marketlerde bira bile satılmıyor, bilim ve sanat zaten yok... tarikatlar çoktan almış başını gitmiş, dinci siyaset başa geçmiş... Neden Neden karşı siyaset üretilmemiş Neden sahaya çıkılıp bu mücadele verilmemiş?? Neden?? Var mı iktisadi açılımlarınız?? bu şehirlerin insanlarına hitap etmek konusunda? Eğer yoksa, CHP'nin başına ,sizin yerinize, "iktisadi ve gercekçi fikirleri-projeleri olan" birisini istiyoruz. Açık ve net... Çünkü ülkemizin de, hayatlarımızında, en kritik , en belirleyici yıllarndayız... Varsa fikirler, ne ala , uygulamaya geçilmesini hemen isteriz... Deniz bey, Mevzubahis konusu olan şey yaklaşik 2o-3o milyon insanın endişeleridir.. Ve bu endişeler gerçekten ciddi boyuttadır... Bu şaka bir rakam değildir... 3o milyon : 3 kere Macaristan, 5 kere İsviçre 16 kere Estonya eder... Bu muhim bir güçtür... Ve bizler ,atılım görmek istiyoruz... Otekileşmekten kurtulmak, Ergenekon vs gibi paranoyalardan ve şeriat gibi travmalardan çıkmak , normal bir ülkede mutlu bir şekilde yaşamak istiyoruz... Türkiye'nin öteki yüzü de aynı şeyleri istiyor elbet... Var mı ikisini toparlayacak gerçekçi bir iktisadi fikir Piyano ile "Ney" fevkalade güzel beraber müzik yapabilir Deniz bey... Yeter ki beste iyi olsun... Ve buradaki iyiden kasıt , iki enstrumanı da cok iyi tanımaktan geçer... Piyano ile Ney beraber müzik yaparken, nelere dikkat edilmesi gerektiğini bilmekten geçer... Ortaya bir ilk çıkabilir ve bu muhteşem olabilir... Varoşlar Ordaki insanlar için ne yapacaksınız Su anda tamamen toplanmiş olan laik birlikten alacağınız destek ile büyük şehirlerimizin( adini bile duymamış olduğumuz semtlerinde yasayan ) yeni sahiplerine neler sunmak istiyorsunuz? Var mı "eğitim projeleri"niz?? İşsizliğe çözüm?? Kültür sanat projeleri?? Bunlara destek olacak "sivil toplum örgütleri"... ya da "sponsorlar" O insanlara AKP'den daha fazla şey sunacak mısınız bu 3 yıl içinde Güneydoğu'da oyunuz sıfır! Sıfır aslında iyi bir başlangıç noktasıdır... Tabi fikirler varsa... Kürtlere nasıl yardımcı olacaksınız? Kürt sorununa nasıl çözümler getireceksiniz Deniz bey, Bu mektubumu okuyan insanlar muhtemelen mektubun altına kendi sorularını da ekleyeceklerdir... Ve size sorulacak cok soru var.. Ama bir sey gerçek: Yapmak zorundasınız... Yapamıyorsanız da yerinizi en saygın bir şekilde bu işlerin üstesinden gelebilecegine inanan genç bir yeteneğe bırakın... Bizler uzun zamandır "inanç" görmedik.. Cok uzun zamandır... Seçim mitingleri sırasında,Tayyip Erdoğan'ın dil sürçmeleri sonucu çıkmış yanlış cümleleri üzerinde (kronometre ile tutmak zorunda kalmıştım) tam 52 dakika konuştunuz.. Sürekli bir "eşek" tartışması... Katır... At... İnek... Her mitingde... Kendimi haftalarca 3 yaş zekasının içinde buldum ve cok sinirlendim bu duruma... Size oy veren %24 bu zekanın çok üstünde. Bunları bilin isterim.. Bu yazımın altına muhtemelen yüzlerce kişi kendi eleştirilerini de yazacaktır... Hepsini okuyun... Size verilen %24 oy asla "size" değildi... Toplandik biz... Endişelerimizden ötürü... (Bu betimlememin kısmen haksız olduğunu biliyorum, burada belediye seçimleri söz konusu olan...Çok başarılı cok değerli belediye başkanlarınız da kazananlar arasındadır... Haksızlık yapmak istemezdim..Ama Antalya örneği , bu seçimin genel itibariyle mahalli değil siyasi oldugunun en güzel örneğidir.Senden benden daha laik ve şehrine cok güzel hizmetler hediye etmiş bir başkan idi Menderes Türel... ta ki , AK Parti'ye Antalyalıların şu ortamda daha fazla oy veremeyeceği asıl gerçek olandır...) Her zaman dostlukla... saygıyla içtenlikle HABER3
Konu Üç mevsim tarafından (04-02-2009 Saat 14:22 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
04-01-2009, 16:41 | #2 |
BUNLAR GÖLGELERİ İLE OYNUYOR....CHP Mİ PEHHH....&24'Ü GEÇTİMİ 1950'DEN BU YANA AYNI TAS AYNI HAMAM... Konu Yıldırım tarafından (04-01-2009 Saat 16:44 ) değiştirilmiştir.. |
|
04-01-2009, 16:45 | #3 |
Bölünmeyelim,ufalmayalım,ezilmeyelim, mahvolmayalım" psikolojisi
ben bu mektupta tamamen aşşağılık psikolojisi gördüm... çare arıyormuş...bulması gerekiyormuş...varoş kesimmiş... içki satılmıyormuş...derde bak derde... asıl desene sen naptında aldın bu oyları.... benim gibi kendni bilemeyenler sıf dinsizlikği savunan tek partisin diye verdi desen daha kısa bir mektup olacaktı... işte şu seçimlerde tek sevdiğim taraf...seçimden sonra sol kesimin paçaları tutuşuyor ve ben bunların bu telaşlarına,velvelelerine,KORKULARINA bayılıyorum... haydi devam bu korkular hiç bir zaman bitmeyecek.. |
|
04-01-2009, 16:50 | #4 |
Bu ülke de sol tek başına ancak tek partili dönemde iktidar olabildi, Fazıl say baya dertli , ama içlerine öyle bir korku sinmiş ki bunu başarmak bile yeterli
|
|
04-01-2009, 16:53 | #5 | |
Alıntı:
İşte bu yüzden sevmiyorum bu adamı... Hep ben, biz diyor.. Ak Parti döneminde ilk defa sinema ile tanışmış bölgelerimizden haberi yok. Mesleğinin doruk noktasına Ak parti döneminde ulaşmıl olmasına rağmen vefasızlık diz boyu. Ülke çapında yapılan kültür merkezleri, Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan Kültür Merkezlerin'den daha fazla. Varoşları hor görmesi, insanların giyim kuşamlarına ak parti karışıyormuşçasına açıklamalar yapması ve daha sonra bu insanlar beni neden sevmiyor şeklinde ön yargıları olması talihsizliktir. Bu adamlar öz eleştiri yaparken dahi işin b... çıkartıyorlar. |
||
04-01-2009, 18:26 | #6 |
Ya bu adam niye hala duruyor bu ülkede? Hani yaşamak istemiyordu? Önce sözlerinizi tutun beyler, sonra konuşmaya yüzünüz kalır belki...
|
|
04-01-2009, 22:09 | #7 |
|
|
04-02-2009, 00:32 | #8 |
|
|
04-02-2009, 14:21 | #9 |
düzenleme yapıcama alıntı yapmışım yaa
|
|
04-02-2009, 14:56 | #10 |
Say'ın Türkçesi müzisyenliği kadar kuvvetli değilmiş
1 Nisan 2009 Çarşamba, 17:15 POLİTİKA Dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say, son birkaç yılda siyasi bir figür olarak Türkiye sahnesine dalmak hevesinde. Say röportajlarıyla, protestolarıyla siyasi bir cephede yerini sağlamlaştırdı da. Maalesef, müzisyen olarak dünyada kazandığı ünün, kendisini siyasi deha da yaptığı şeklinde bir yanılgıya saplanmış durumda. Aydınlıktan, bilimden, akıldan, kültürden söz edip duran ancak bu kavramlarla ilgisi alakası gerçekten zayıf zümrenin temsilcilerinden biri olarak ortaya çıktı. Say'ın son siyasi hamlesi daha da acı bir gerçeği ortaya çıkardı: Fazıl Say, ilkokul düzeyinde Türkçe bilgisine sahip. Anadilinde doğru imlayla yazı yazamıyor. Say'ın aldığı aydınlık, bilimsel eğitim onu Türkçe dilbilgisi konusunda pek ileri taşımamış. Nereden mi biliyoruz? Say'ın yerel seçim sonrasında CHP lideri Deniz Baykal'a yazdığı ve bugün pekçok yerde yayınlanan mektubundan. İşte Say'ın de'leri da'ları yanlış yazdığı, noktalama işaretlerinin adeta namusunu kirlettiği, anlamını tam bilmeden kullandığı için eşanlamlılarıya kullandığı kelimelerle dolu mektubundan bölümler. Örnekleri çoğaltmak mümkün ama o kadar uzatmaya gerek yok. "Büyük kısmı CHP de toplanarak..." ("de" bitişik olmalıydı) "Güneydoğu, Kürtler,... Çok haklı olarak DTP de karar kıldılar.." (virgülden sonra üç nokta ne anlama geliyor? Son satırdaki "de" de bitişik olmalı. Ayrıca, Kürtler niçin "çok haklı olarak" DTP'de karar kılmışlar? Siyasi dahimizin bunu izah etmesini de beklemek hakkımız.) "Orta ve Doğu Anadolu ve tabiki Ankara ve İstanbul'un milyonlarca nüfuslu varoşları , iktidar partisi AKP de..." (Doğrusu "tabii ki" olacak. Son satırdaki "de" de bitişik olmalı) "En azından bu elindeki %39 u asla kaybetmiyecektir" (Doğrusu "kaybetmeyecektir" olmalı) "yolsuzluk yapıyorlar der gibi misali örnek" ("der gibi misali örnek" eşine az rastlanır bozuklukta bir kuruluş. "Gibi", "misal","örnek" sözcüklerinden bir tanesini kullanmak yeterli olurdu) "Deniz bey, Mevzubahis konusu olan şey yaklaşik 2o-3o milyon insanın endişeleridir.." ("Mevzubahis"teki "mevzu" zaten "konu" demek olduğu için burada yeniden kullanılması yanlış.) Mektupla ilgili son not: Say, hayat mücadelesi veren Türk halkını eğitmeye kalkışmadan önce kendisine sağlanan büyük imkanlar içinde anadilini doğru yazmayı öğrenmeli. Yukarıda belirtilen yanlışlar bu mektupta bulunan yanlışlardan sadece bir kaçı. Say'ın mektubunda bunun gibi daha bir çok yanlış bulunmakta... |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|