AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 01-11-2008, 02:12   #1
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart Bazı sorular bilinçaltını ele verir... ( M. EMİN KAZCI )
[color=blue]9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, geçtiğimiz yıl yapılan bir röportajda şöyle diyordu:
“Hep şunu söyledik; herkes göğsünü gere gere ‘ben Müslümanım’ diyecek. Vatandaşım, ‘Müslümanım, Müslümanlığın icaplarını yapıyorum, acaba bundan dolayı beni muaheze eden, beni suçlayan var mı’ gibi endişeye hiç kapılmamalı.”
Aynı röportajın bir başka yerinde de şöyle diyordu Demirel:
“Ama gene biz gayet açıklıkla söyledik ki, camiye gidene, namaz kılana, oruç tutana, hacca gidene, zekat verene kimse bir şey demiyor. Onlar İslâm’ın şartları...”
Gerçekten de Demirel, siyasi hayatı boyunca biri yakınma, diğeri de soru formunda olan şu iki şeyi hep söylemiştir:
1- Bu ülkede herkes göğsünü gere gere ‘ben Müslümanım’ diyebilmeli.
2- Bu ülkede kimin camisine, namazına, orucuna bir şey diyen var?
Ancak, bu iki sözün söylendiği ortam göz önüne alındığında, aradaki bir fark hemen görülecektir.
Demirel, “Bu ülkede herkes göğsünü gere gere ‘ben Müslümanım’ diyebilmelidir” sözünü genellikle seçim mitinglerinde ya da muhalefetteyken, “Soruyorum size, bu ülkede kimin camisine, namazına, orucuna bir şey diyen var?” sözünü ise, iktidarda bulunduğu dönemlerde söylemiştir.
Ben oldum olası, soru sorulmasını cevaptan daha çok önemserim.
Zira sorulan soru aynı zamanda o soruyu soranın çapını, zekasını, ahlaki ve fikri kalibresini göstermek bakımından son derece aydınlatıcı bir ölçü hükmündedir.
Bundan dolayıdır ki, “Bu ülkede kimin namazına bir şey diyoruz, kimin hacca gitmesine bir şey diyoruz, kimin oruç tutmasını engelliyoruz?” türünden tuhaf soruları pek sevmem.
Dahası, bu tür soruların ancak çok baskıcı ve otoriter bir zihnin ürünü olabileceğini düşünürüm.
çünkü bu soruların zımnen ima ettiği şey, “Aslında halkın namazına, orucuna bir şey de diyebiliriz ama demiyoruz, aslında engel de olabiliriz ama bakın işte olmuyoruz”dur.
Normal bir ülkede hatıra bile gelmemesi gereken sorular soruluyor ve vatandaşın orucuna, namazına vs karışılmaması adeta onlara lütfedilmiş bir hak gibi sunuluyorsa, orada bir sıkıntı var demektir.
Elbette vatandaşın namazına orucuna karışılmayacak.
Bunun aksi nasıl düşünülebilir ki?
Tabii ki karışmayacaksın, tabii ki dileyen camiye de gidecek, oruç da tutacak.
Ama Türkiye’de birileri ikide bir “Kimin namazına, camisine karışılıyor” diye sorma gereği duyuyorsa, anlıyoruz ki, o ülkede iyi gitmeyen bir şeyler var ve üzeri örtülmek isteniyor.
örneğin, Norveç’te niye hiçbir gazeteci “Biz kimin Pazar günü kiliseye gitmesine karışıyoruz?” diye bir soru sormak gereği duymuyor?
Ya da İtalya’da niye hiçbir siyasetçi “Bu ülkede herkes göğsünü gere gere ‘ben Hıristiyanım’ diyebilmedir” demek gereğini hissetmiyor?
Ertuğrul özkök, işi daha da ileri götürüp “Bu ülkede kimin kelime-i şehadet getirmesine karışılıyor?” bile diyor.
Bu tür yaklaşımların “şecaat arzederken sirkatini söylemek”ten farkı yok.
Oysa, ister günlük hayatında dindar olsun, isterse olmasın, aydınlık bir vicdana sahip olan herkesin kabul ettiği bir gerçek var:
Türkiye’deki sekülerlikle özdeşleştirilip anakronik bir pozitivizmle bezenmiş laiklik anlayışı, başka hiçbir ülkede bulunmayan bazı özellikleri dolayısıyla, uygulamada yığınla sorun ortaya çıkarıyor.
Bırakalım başörtüsü konusunda yaşanan ayrımcılıkları, başörtülüleri adeta bir viruslermiş gibi ikide bir mercek altına alıp “artıyor-azalıyor” diye inceleyen araştırma ve anketleri, kurban derisi tartışmalarını, bir okulun bodrumunda namaz kılan çocukların bile manşetlere çekilmesini, ‘Deprem ilahi ikazdır’ diyenlerin cezaevine gönderilmesini falan bir yana…
Bu ülkede bir siyasi partinin iftarda tasavvuf müziği çalması bile gericilikle ilişkilendirilmiş ve bir parti yöneticisi de “İftarda pop müzik çalamazdım ya!” diye kendilerini savunmak zorunda kalmamış mıydı?
Sanki konjonktüre göre değişik öcüler imal etmeyen, cadı avlarının, yasaklamaların, sürgünlerin, ayrımcılıkların, hak mahrumiyetlerinin hiç yaşanmadığı güllük gülistanlık bir ülkede ya da bir başka gezegende yaşıyoruz da, birileri çıkıp “Ne var ortada? Kime ne deniliyor” türünden komik söylemlerde bulunuyorlar.
“Komik olmak”, herkesin en doğal hakkı tabii.
Ama komikliği ciddi bir fikirmiş gibi savunursanız, ortaya “trajedi” çıkıyor!..

münaşaka
AK Parti’nin sosyal demokrat orijinli milletvekillerinden Haluk özdalga, CHP lideri Deniz Baykal’ı “Umutlarını yitirmiş kovboylara” benzetmiş.
Bence haksızlık etmiş.
çünkü benim bildiğim Baykal, “CHP’yi her zaman ana muhalefet partisi yapabilmek” umudunu…
Hiçbir zaman kaybetmez!..

sözünözü
İnsanın kendi aklını beğenmemesi için, aklından ötesini görebilmesi gerekir. (Persius)
[/color
]


M. Emin KAZCI / VAKİT 10/01/2008

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 01-11-2008, 14:26   #2
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Bazı sorular bilinçaltını ele verir... ( M. EMİN KAZCI )
“Komik olmak”, herkesin en doğal hakkı tabii.
Ama komikliği ciddi bir fikirmiş gibi savunursanız, ortaya “trajedi” çıkıyor!..


Kesinlikle.Müslüman ülkede sorulan sorulara bakılınca gerçekten trajikomik( gülmüyor da değilim bu hallerine ).

İnsanın kendi aklını beğenmemesi için, aklından ötesini görebilmesi gerekir.

Çok güzel bir sözmüş.Hemen aklımın bir köşesine not edeyim.

Teşekkürler Nusret
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-11-2008, 14:40   #3
Kullanıcı Adı
Feride
Standart Bazı sorular bilinçaltını ele verir... ( M. EMİN KAZCI )
bizim ülkemizde, malesef bu tarz sorular bu tarz tartışmalar gündelik hayatın bir parçası olduğundan dolayı heralde alıştık gibime geliyor. ama bu durum tam manasıyla yazıya dökülüp, gerçekler objektif bir gözle yazınca, hakikaten ne kadar trajikomik tartışmaların içerisinde olduğumuzu, ne kadar trajik olaylarla sıklıkla yüzyüze geldiğimizi daha net anlamış oluyoruz..

insanların dini inançlarını sorgulamak kimi zaman bazı kişilerce bir hak, sorgulamamak ise, Demirel'in de dediği gibi "Bu ülkede kimin camisine, namazına, orucuna bir şey diyen var?" (sözde) bir iyilik hareketi olarak görülüyor. ikisi de vahim bir sonuç her halükarda.....
Feride isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-11-2008, 14:59   #4
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart Bazı sorular bilinçaltını ele verir... ( M. EMİN KAZCI )
Rica ederim ümtli bekleyiş. İlgilendiğininiz için ben teşekkür ederim...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 01-11-2008, 15:37   #5
Kullanıcı Adı
güliş
Standart Bazı sorular bilinçaltını ele verir... ( M. EMİN KAZCI )
İnsanın kendi aklını beğenmemesi için, aklından ötesini görebilmesi gerekir. (Persius)
evet çok güzel bir söz. yazı daçok güzeldi paylaşımın için teşekkür ederim...
güliş isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-11-2008, 15:41   #6
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart Bazı sorular bilinçaltını ele verir... ( M. EMİN KAZCI )
Rica ederim....
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi