|
03-06-2012, 14:59 | #1 |
Bebek Katilleri !
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
03-06-2012, 16:56 | #2 | ||||||
Sizin hiç bebeğiniz paramparça oldu mu?! Suriye'de insanlık tarihinin en büyük katliamlarından birisi yaşanıyor. Esed güçlerinin katliamından en büyük payı savunmasız bebekler alıyor.
http://www.pressmedya.com/?aType=vid...ri&videoID=217 Beşşar Esed'in askerlerinden bebek katliamı (+18) Hizbullah ve İran destekli Baas güçlerinin Rastan'da başlattığı saldırı bebek ve çocuk katliamına dönüştü!
http://www.pressmedya.com/?aType=vid...ri&videoID=216 |
|||||||
03-06-2012, 19:37 | #3 | |||
Suriyeli Bebeğin Gözyaşları Suriye'de roket saldırılarından dolayı yaralanan bir bebeğin görüntüleri yaşananları özetler nitelikte.
http://www.pressmedya.com/?aType=vid...ri&videoID=214 |
||||
03-07-2012, 00:25 | #4 | |||
Suriyeli Annenin Yavrusu İçin Feryadı
http://video.sutunhaber.com/HD142991...n-Feryadi.html |
||||
03-07-2012, 20:47 | #5 | |||
Suriyeli babanın dramı (Video) İsyanın devam ettiği Suriye, dünya basını için hala kapalı bir kutu. Arap medyasının ele geçirdiği son video ise vahşetin boyutlarını göz önüne seriyor. Keskin nişancılara hedef olan bir çocuk ve çaresiz babası... 07 Mart 2012 Çarşamba - 15:26 Kanlı olayların devam ettiği Suriye'de keskin nişancıların savunmasız halkı hedef aldığı iddiaları her geçen gün artıyor. Arap basınında yayınlanan bir video kaydı, Filistinli çocuk Muhammed Durra ve babasının dramını hatırlattı. Görüntülerin en çarpıcı yeri öldüğü tahmin edilen oğlunun yanında duran şoka girmiş bir baba. Ne yapacağını bilemediği anlaşılan baba, sokak ortasında çaresizce etrafına bakınırken keskin nişancıların ateş etmeye devam ettiği görülüyor. Görüntülerin Suriye'de isyanın ilk başladığı Dera kentinde şubat başında çekildiği belirtildi. İddiaya göre video cenaze törenine katılan savunmasız sivillerin, Suriye ordusunun keskin nişancıları tarafından hedef alındığı sırada çekildi. Videonun devamında kurşunlara aldırış etmeden etrafına boş gözlerle bakan baba, çevredekiler tarafından kenara alınıyor. Ancak o noktada da keskin nişancılardan korunmaya çalışan kadın ve çocuklar göze çarpıyor. BABASININ KUCAĞINDA ÖLMÜŞTÜ Arap basını, Suriye'nin Dera kentinde yaşanan bu olayı, 2000 yılında El Aksa İntifadası'nda İsrail kurşunlarına hedef olan Filistinli çocuk Muhammed Durra ve babasının yaşadığı trajediye benzetti. Aksa İntifadası'nın ilk günlerinde İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucunda Muhammmed Durra babasının kucağında yaşamını yitirmişti. Kaynak: Ntvmsnbc http://www.timeturk.com/tr/2012/03/0...nin-drami.html
|
||||
03-08-2012, 03:36 | #6 |
|
|
03-08-2012, 03:39 | #7 |
cnn türkte dış haberlerden sorumlu balık etli hatun suriyeye gidip haber yapmıştı Şam da,dün de ntv de yayınlandı ntv de kel sakin sesli kişi suriyeye şam'a gidip haber yaptı.Kanal ve sunucular hariç haberler tammen aynıydı,gidip gezdikleri yerler,konu içeriğinni aynı olması vs. Vay anasını dedirten olaydı ama şaşırmadım Gerçeği saklama taktiği tabi bunlar.
|
|
03-08-2012, 04:19 | #8 |
Fatih Tezcan Suriye'den Yazdı: Kısa yazabiliyorum. 3 gün Kuzeydeyken basta Azaz olmak üzere; Türkiye sınırındaki tüm Direnişçiler Mucahidun-u Simal yani Kuzey Mücahidleri adı altında toplandılar ve ben de kuruluş toplantısındaydım. Her şeyi görüştük, çektim. İnşaallah gelirsem yayınlarım. Şu anda ise Suriye Ordusundan ayrılan Genellerden (burada General demek istemiş galiba) birisinin yanındayım. Belki bugünlerde bu generalin, Türkiye’de bir kanala bağlanmasını sağlayabilirim. O ve yanındaki diğer yüzbaşılarla da; bakkalla, esnafla, öğretmenle de her şeyi konuşma imkanı bulduk. Durumları zor, kafaları karışık. Allah’a dayanmışlar, gerisini boşlamışlar. İki kere çatışmaya doğru yola çıktık ama olmadı. 5 dakikada hayat ters yüz oluyor burada. Hafif silahlarla koca orduya kafa tutuyorlar. Halk tam anlamıyla korku içinde yaşıyor. Elektrik, su, mazot vs her şey mahrumiyette... İğrenç haberler alıyorlar bazen ve çok öfkeleniyorlar. Mesela Şebbiha bir yerdeki kadınları; elbisesiz, sokaklarda yürüttüğünde yanımdaki General, o köyü arayarak bunu yapanları mümkünse sağ istediğini söyledi... Bizim uydu telefonundan başka dünyayla iletişimleri yok. İslam ve Hürriyet ve itibardan başka bir dertleri de yok. İtidal üzereler... NATO gelmesin ama Türkiye bize yardim etsin gibi bir görüşleri var. Nusayrileri Alevileri öldürmekten bahsedecek birileri, Ceyşi Hür yani "Özgür Ordunun arasında barınamaz." sözünü, Kuzeydeki ve ortadaki tüm liderlerden duyuyorum zira Esed'in ve destekçilerinin iç savaş çıkartmak istediklerini net idrak etmişler. Her halukarda şunu net söyleyebilirim ki Türkiye'de, Suriye üzerinden iki yüzlü bir yalan fırtınası dönüyor. Hassasiye ve korku ve tarafsızlık adı altında, insani değerleri alaşağı eden bir propaganda biçimi düzenleniyor. Eğer hiçbir şey gerçek değilse benim uydu telefonuma girmek neden, benden önceki bulabildikleri tüm BAĞIMSIZ gazetecileri öldürmek neden! Onların oldukları yerlere özel saldırılar neden ve saire... Eğer sıhhatle çıkabilirsek gelince anlatırız izlenimlerimizi nasipse. Fatih Tezcan / İdlib- Suriye http://analizmerkezi.com/yazar/fatih...zdi-24070.html Fatih Tezcan Canlı Yayında Suriye'den Bildirdi! VİDEO http://analizmerkezi.com/haber/fatih...deo-28091.html |
|
03-14-2012, 01:56 | #9 |
|
|
03-16-2012, 01:04 | #10 |
Mermiler mi büyük bedenim mi küçük anne? Adımıbilmiyorum… Daha doğrusu kaç adım var bilmiyorum. Baba dediğim adam bana “Baba”, anne dediğim kadın “Ruhum”, Abla dediğim kız “Sevgilim”, oyun oynadığım çocuklar “Ahmed” diyorlar. Şehrimizin adını da bilmiyorum. Ama çok büyük ve rengârenk bir şehir. Her gün, her gece bir tarafından büyük ışıklar çıkıyor ortaya. Her gün bir tarafında evler, yollar, binalar yanıyor. Alevlerin üzerinden dumanlar yükseliyor. Çok keyifli oluyor. Televizyonda gördüklerim gözlerimin önünde gerçekleşiyor. Hiç bitmesin bu oyun diyorum ama kadınların, çocukların, erkeklerin ağlamaları sesleri yükseliyor bu alevlerin arasından. Sesler, göklere ulaşmak için dumanlarla yarışıyorlar sanki… Ama bazen korkuyorum. İlk kez duyduğum çok yüksek sesler geliyor… Patlama diyorlar, silah diyorlar, bomba diyorlar, tank diyorlar, top diyorlar. Ve bir de Esed, Nusayri, İranlı milisler, Hizbullahçılar diyorlar. Hangi patlamanın adı Esed, hangi bombanın adı İranlı milis, hangi tank denen o dev demir makinenin adı Nusayri, hangi topun adı Hizbullah bilmiyorum. Yoksa yoksa hepsinin adı Esed, İranlı milis ve Nusayri, Hizbullah mı anne? Ah anne keşke yanımda olsaydın. “Bu ne” diye sorunca hemen cevabını verirdin. Bazen inadına bir milyon kere aynı şeye “bu ne” diye soruyordum. Hiç bıkmadan, kızmadan bir milyon kere adını tekrar ederdin o şeyin adını. Ama baba dediğim adam bir kaç kere tekrar edince beni korkutan bir sesle adını söylüyordu sorduğumun… Anne, abla, baba! Neredesiniz, çok korkuyorum. Patlama dediğiniz sesler çok büyük oldu. Kulaklarım o seslerden başka şey duymuyor artık…. Kaçtığımız bu yere daha çok o sesler geliyor. “Mermiler, top mermileri, tank mermileri, dikkat edin, imdat” diye bağırıp çağırıyorlar. Niye kimse kızmıyor bu mermileri atanlara? Halbuki ben küçücük kibriti elime alır almaz bağırıp çağırıyordun, evi yakacaksın diye. Şimdi o yürüyen dev demirler kibrit gibi küçük alev çıkarıyor ama mermi denen şeyleri düştüğü yerleri yakıp yıkıyor. Neden kimse kızmıyor bunlara anne? Biliyorum, sen burada olsaydın onlara çok kızardın. Ama yoksun işte. Kaybolup gittin birden. Neredesiniz? Babam nerede, ablam nerede? Neden Ebu Semir amca beni getirdi? Sizin geleceğinizi söylüyor ama bir milyon kez oldu uyuyup kalkıyorum hala gelmediniz. Ebu Semir amcanın çocukları da gelmedi daha. Sesler daha da yakına geliyor anne korkuyorum. Anne bu oyun korkutuyor beni. Artık televizyondaki gibi beni eğlendirmiyor. Her tarafımda mermi dedikleri şeylerin açığı çukurlar, çıkardıkları yangınlar var. Şimdi o korkunç sesler her tarafımızda. İnsanlar bağırıyor kaçıyor. Ebu Semir Amca da yatmış kalkmıyor bir türlü. Bütün elbisesi kırmızı olmuş. Hâlbuki beyaz gömleğini daha bugün giymişti… Of anne yaaaa!? Bacaklarım nerede? Karnımdan dışarı sarkan bu şeyler ne? Top mermisi diye bağırıyorlar anne. Gözlerim kararıyor… Uykum geliyor. Bacaklarım nerede anne? Baba!? Ne zaman geldiniz. Bacaklarım da gelmiş. Anne kaç gündür neredeydin? Neden beni o kadar yalnız bıraktın? Ebu Semir amca, kanlı gömleğini ne çabuk yıkayıp temizlemişsin öyle? Top mermisi mi büyük, bedenim mi küçük Anne? Erdal Şimşek - 14 Mart 2012 - Milat |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|