Evet artık liderliği kaptırmayacak konuma geldik. 1 litre benzin 3,65 TL. Türkiye tarihinde eşi benzeri görülmemiş bu rakama yine AKP imzasını attı. Benzin 5 tl olur mu evet olur. Ekonomiyi iyi bilmez ve iyi yönetemezseniz 5 değil 15 de olur.

Bak bakalım vergiyi kim koymuş benzine?
Bu düzeni bu şekilde yapan kim?
Zammı AK Parti mi yapıyor yoksa hükümete bağlı gelişmiyor mu bu durum?
Yakında kapitalizmi Ak Parti getirdi dersiniz siz.
Bu sabah bir köpek gördüm yavrum karşıdan karşıya geçerken araba çarpmış. Nerde bu hükümet nerde bu millet?

Akaryakıt zammına hayır?? Akaryakıt'a hayır! Daha doğrusu fosil yakıtlara hayır!
Akaryakıt fiyatı hükümet kim olursa olsun artacak, artmaya da devam edecek.

bilmem belki olur...
ama benim benzinli arabam yok...
biri dizel digeri lpğli...

seçimler yaklaşıyor. mecbur memura emekliye zam yapılması gerek. ee tabi kömürlerin de daha fazla artması lazım. ülkede üretimde yok nerden kapanacan bu açık? vatandaşın cebinden. tamam zam yapılır ona sözümüz yok herkes yaptı da. durup durupda yılın son gününde bu kadar insafsızca zam yapılmaz.

izninizle bir fıkra anlatayım

temel ile dursun ondan bundan sohpet ederken zamlardan konu açılır.
temel dursuna:
- "ula temel yine benzine zam celmiş daa"
temel de saf saf:
- "benim icin fark etmiy daa.ben HEP 50 YTL"LİK ALIYRUM"

Eğer geçmişteki hükümetlerin yaptığı hataya düşerde vergilerde gevşeme yaparsak ülkenin düzelmeye başlayan ekonomisini yeniden bozarız. Ne yazık ki ülkemizdeki ZEKİ! insanlar devletten vergi kaçırma ustası oldukları için gelir vergisini devlet yeterince alamıyor. Alamadığı içinde en sağlam vergi kaynaklarına yöneliyor. Bu düzeni değiştirmek öyle bir-iki yılda olacak iş değil. Nitekim atılacak her adımın önünde bir medya ordusu ve saçma sapan bir muhalefet var. Akaryakıttan alınan vergiler ne yazık ki devletin gelirinin en önemli kalemi. Bütçe açığımız zaten hali hazırda yeterince büyük. Akaryatıktan daha az vergi istiyorsa insanlar her alışverişlerinden sonra fiş alacaklar, kurdukları işlerde vergiyi nasıl kaçırırım diye düşünmeyecekler, herşeyi devletten beklemeyi bırakacaklar.

Değme milliyetçilerin dahi vergi kaçırmak için binlerce taklalar attığı bir ortamdayız. Herkes adam gibi vergisini öderse devlette ÖTV de indirime gider, bir çok malın fiyatı da düşer. Bütçe dengesini oturtmadan bunlar nasıl olacak biri bana söylesin?

Herkes daha çok maaş istiyor, daha ucuz mal almak istiyor. Ama vermeye gelince köşe bucak kaçıyor. O zaman ben soruyorum nasıl olacak bu iş? Devlet sana nasıl daha çok maaş verecek? Nasıl daha ucuz benzin alacaksın?

Önce herkeste vergi bilinci oluşması lazım.

Veri kaçıran vatan hainidir.
Elindeki çöpü sokağa atan vatan hainidir.
Öğrenciliği bitmesine rağmen hala öğrenci pasosuyla seyahat eden vatan hainidir.
Maaşı asgari gösterip devletten ve SSK dan para kaçıran vatan hainidir.
Kaçak elektrik+su kullanan vatan hainidir.

Bu örnekler saymakla bitmez. Herkes elini taşın altına koyacak. Devlet indirsin ÖTV yi almasın vergiyi demekle olmaz. Biz gerçekten de vatanını seven insanlar mıyız? Önce bu soruya dürüst cevap vermek lazım. Sonra çevremizde de bu bilinci geliştirmemiz lazım. Aksi taktirde benzinde bu fiyatlar devam eder. Yada devlet yukardaki saydığım örneklerde olduğu gibi kabul eder ve çok sert önlemler alır, polis devleti oluruz.

Buyrun anlatmaya çalıştıklarımı özetleyen bir olay: (Turizm ile ilgili gerçi ama en büyüğünden en küçük işletmeye kadar herkes bu düzende ilerliyor ne yazık ki!!!)

PÜF NOKTASI DÖRT DEFTERDE

Her işin bir “püf noktası” var. Maliye’nin, vergileri indirme yönünden, üzerinde durduğu bir nokta var. O da “dört defter” ile ilgili...

Geçenlerde, turizm yatırımcılarıyla, yemekli bir toplantı vardı. Ağırlıklı olarak, turizmdeki KDV indirimi ve yatırım indirimi konularının ele alındığı toplantıda, konaklama vergisi ve istihdam üzerindeki ağır yük gibi konular da tartışıldı.

İNDİRİM NE ZAMAN?

Toplantının ana konusu, bir süre önce Hürriyet’te yayınlanan “Turizmde Ciddi Bir Yanlışlık Var” başlıklı yazımla ilgiliydi. Okumayanlar için, kısaca özetleyelim. Avrupa ülkelerinde, ikisi hariç, turizm gelirlerine uygulanan KDV oranı, o ülkedeki genel KDV oranının üçte biri ya da yarısı kadardı. Türkiye’de de Başbakan’ın 2005 yılı başlarında söz verdiği yönde, KDV’nin yüzde 18’den 8’e indirilmesi isteniliyordu.

Toplantıdaki son konuşmacı, Gelir İdaresi Başkanı Osman Arıoğlu, merak edilen konu da KDV oranlarının ne zaman indirileceği idi.

Arıoğlu, uzun süren konuşmasında sık sık “Şükrü Hoca’nın yazdığı, dört defteri bire indirirsek, KDV oranlarını da indireceğiz” diyordu. Sonunda, turizmciler dayanamadılar;

“Şu dört defter olayı nedir? O’nu anlatsanız, biz de öğrensek” dediklerinde, Arıoğlu, “Ben Şükrü Hoca kadar güzel anlatamam” diye, bana anlattırmak istediyse de yanaşmadım. O da anlatmaya mecbur kaldı. İşin doğrusu, güzel de anlattı...

DÖRT DEFTER

İşadamının ORTAĞI, önemli bir ödemesi nedeniyle paraya ihtiyacı olduğunu söylemiş. O da “Defterler içeride, git bak ona göre al” dediğinde, ortağı; “O defterler, Maliye’ye göre tutulan defterler. Sen asıl diğer defteri söyle o nerede?” demiş ve ikinci defterde yazılı olanlara göre, parayı almış.

Bir süre sonra KARISI gelmiş. Alış-verişe gideceği için para istemiş. İşadamı da “İçeride ikinci defter var. Ona bir bakayım” dediğinde, karısı; “O ortağın için tuttuğun defter. Üçüncü defter nerede, sen onu söyle” demiş ve üçüncü deftere göre parasını alıp gitmiş.

Akşama doğru, işadamının METRESİ gelmiş. Güzel bir kürk beğendiğini söyleyerek, para istemiş. İşadamı da “İçeride üçüncü defter var. Bakalım, ne kadar para varsa ona göre vereyim” dediğinde, metresi; “O defter, karın için tuttuğun defter. Sen dördüncü defteri göster” demiş ve dördüncü deftere göre, istediği parayı alıp gitmiş.

Arıoğlu, fıkrayı anlattıktan sonra turizmcilere bakarak şunları söyledi;
“- Bu dört defter ne zaman bire inerse, o zaman gelirler gerçek durumu yansıtacak. Biz de vergi oranlarını o zaman indireceğiz.”