![]() |
#51 |
![]() Arkadaşlar ben özür dileyerek kitabı okuyamadığımı söylemiştim ancak forumda yaşanan veri kaybından silinmiş. Birşeye emin olmadan söz vermemek lazımmış bir daha anladım.
Tarihsever'in bu mesajından sonra meraklandım şimdi kitap için ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#52 |
![]() Veri kaybından önce gerek konu gerek de kitapla alakalı değerlerndirmelerde bulunmuştum ama tekrar yazmak durumdayım sanırım.. Evvela, kitapla alakalı yorumları ve konu güncelliğiyle yakından ilgilenen reyAkbay ve Tarihsever'e teşekkürler.. Kitap pek çok terkiple ve yoğun betimlemelerle doluydu.. Bazen sıkıcıydı.. Kitapta çok beğendiğim kısımlar olduğu gibi, hoşlanmadığım bölümlerde vardı.. Bazıkısımlarda sanki çözemediğim gizemler vardı da diyebilirim.. Kitaptan altın çizdiklerim ise şu satırlardı: ….. çocuğun gündüzlerini değil gecelerini gördü.. Görünenle yetinirsen eğer sadece tırtılı bilirsin. Çirkindir ya tırtıl, gönlünü çelmez. Görünenin ötesine geçmek istersen eğer, aradan örtüyü kaldırıp da gönül gözü ile bakarsan, kelebeği bulursun kaşında. Güzeldir ya kelebek, gönlün ona bakar. Laki n gönül gözünle görürsen eğer, kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın." Bak kendine, cümle mahlukatın özünü gör. Devri tamam olan gelir, devri tamam olan gider. Gelen, gidende saklıdır; gelen gidende saklı." Kale içinde kale, duvar içinde duvar, sırlar içre sırlar inşa etmişti. Uzaktan bakan göremezdi ortadaki noktayı. İlk duvarı geçebilen, ikincisine takılır, o da olmadı bir üçüncüsü zebani gini dikilerek geçit vermez, sır saklardı. İsimler büyülüdür. Sade büyülü mü, isimler hem de büyücüdür. Bir isimle ol ismi taşıyan, evvela hemnâm; bir zamana sonra hemsıfat ve hemmeşrep; derken hemdil, hemkadeh ve hemsohbet; en nihayetinde de hemsefer oluverirler. Sefer vakti kapıya dayandığında, yolcu yolunda ,hancı hanında gerektir. Semada Her bir nokta Olup bir halka Dönerdi kendi etrafında. O büyük ve hudutsuz halka Sırtını soğuğa verdi Bağrını nâr-ı aşka. Evvela ürkek ürkek Sonra kendini koyvererek Ağlardı ayrılık acısıyla Sema dediğin akde vefa O nur yüzlü dosta vefa.. "ayineye sen nasıl bakarsan, ayine de sana öyle bakar." "hani halkanın ucunda/ kavuşacaktım sana/ hani bir iken ayrı düşmüştük/ ve çok iken bir olacaktık sonunda/ çoktan razı idim oysa/ razı idim gecenin matemine/ karanlığı fırsat bilene/ ve korkaklığıma/ ve karabasanlarıma/ oyun oynar gibi yaşar giderdim/ kuş avlardım/ kuşları deli gibi kıskanırdım ya/ bırakmadın/ bırakmadın ki kendimden kaçayım/ koyvermedin/ koyvermedin ki sürsün bu devran" "döndü halka/döndü olanca hızıyla/ toprak ki siyah bir halka idi/ ve geceye saklanırdı bazen/ tuttu su ile karıştı/ su ki sarı bir halka idi/ rengiyle dalaşırdı bazen/ tuttu toprağı kucakladı/ eğildim suya baktım/ suda kendimi gördüm/ kendimi sen sandım/ sarılmak için atıldım/ köprüye hıncım yalan imiş/ onu yıkarken suya karışan/ ben oldum" "balçıktan çıktım ben/ balçıktan yoğurdum kendimi/ içerdeki dışa taştı/ dıştaki içe çekildi/ görünen görünmeyene sataştı/ görünmeyen görünene diş biledi/ siyah halka/ sarı halka ile yer değiştirdi/ çekildim bir köşeye/ sessiz sedasız/ baktım olan bitene/ seni gördüm kaderimde/ ebrunun halkalarını saydım/ tastamam dört etti/ halkalardaki kıvrımları hesapladım/ tastamam senin ismin etti/ isminin yanına beni de kazı dedim/ boyalar isyan etti" "bir de baktım ki/ ben ben değilim artık/ suretim başka bir suret/ ismim bir başkasının ismi/ gönlüm ne yöne akar/ ben ne yöne/ verdiğin emaneti yitirdim yollarda/ hata ettim/ kusur ettim/ affola…" "isimler ki büyülüdür/ sade büyülü mü/ isimler hem de büyücüdür/ sanmam ki çıkmış olsun hatırından/ ismini “fasl-ı hazan” koyalım/ söndüğü yerde aradığını bulasın/ lakin fasl-ı hazan demek/ fasl-ı hüzün demek/ söndüğü yerde/ sana kavuşmam gerek/ onun söndüğü yerde/ benim tutuşmam gerek…” "Beraber okuyoruz" diyerek 7. kitabımızı hitama erdirdik.. Biliyorum yol çok uzun. Keşfedilecek çok yazar, çok dünya var.. Ama keşfin "beraber" olan kısmına şimdilik veda.. Bu bölümde emeği geçen herkese çok teşekkürler.. Tüm kitap yoldaşlarına saygı ve hürmet.. Baki selamlar.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#53 |
![]() Bilgidayarımdaki sorundan dolayı bu bölüme bişey yazamadım bir kaç gündür..
Özgün İrade'nin imzasından ötürü yazdığı sayfalara giremiyorum sayfam kapanıyor maalesef : ) Geçdiğimiz gece bitirdim kitabı..İsmi Pinhan.. sır gibi bir kitabdı.. Ama okudum ve gördüm ki kitab sırdan muafdı =) Ben ne sırrı görebildim ne de bu kitabı çözebildim ![]() O topal kıza ne oldu bilmiyorum sonunda göremedim =) "Demek öfke dediğin öfke ile diniyor.." |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#54 |
![]() dün ikindiden sonra elektrikler kesildi.ve pinhanı keşfetmek için büyük bir fırsat geçti elime.işyerinde başladığım serüvene evimde yarım mumu bitirerek devam ettim.
ilk sayfalarda alışıkl olmadığımdan bir uslübdan dolayı biraz sıkıntı ve hayal kırıklığı ile devam ettim ta ki ikinci bölüme pinhanın gerçek hikayesine başladığı ana kadar demekki biraz sabır gerekmiş.kendini hemen açan bir kitap olmadığını söyleyebilirim..bir anı anlatırken ben en fazla 3 kelime ile anlatırken kitapta o kadar çok ve dolaylı kelimeler kullanılmışki.aslında ne kadar yavan ve boş olduğumu bir kez daha anladım.bazen abartılmış olsada kelime hazinemizin genişlemesi açısından çok önemli.. hoşuma giden pek çok cümle ve satırlar var..ama kısa ve öz olanlardan aklımda kalanları yazayım... av yokken avcının ne kadar naçar olduğunu anlatmış... annesinin kuşluk vaktinde ki duaları akşamada doğru bedduaya dönüşmesi de ilginç bu da pinhanın gecelerinin niye kasvetli olduğunun işareti olabilir. tekkede ki her kahramanın kendince bir hikayesi olduğunu öğrendik.daha çok şey yazabilirim ama fazlada kafanızı ve belleğinizi bulandırmayayım ![]() ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|