![]() |
#11 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#12 |
![]() Zalimler için yaşasın cehennem ! İrandan, Rusya'dan, İsrail'den getirtilen keskin nişancılar ile karşılığını vermeyeceğimizi sanma Ebul Esved !!!
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#13 | |
![]() Alıntı:
Allah; Müslüman Suriye Halkını korumak için uğraşan, Beşar Esad'ı, yönetimini ve Suriye ordusunu korusun. Amin. Katliam Tanıkları: Teröristler Katliamı Devlete Destek Veren Aileleri Karşı Düzenledi ŞAM – Hula katliamının iki canlı tanığı, bölgede işlenenn katliamın silahlı terör grupları tarafından, devleti destekleyen, karşıt gösterilere katılmayı, silah taşımayı yada teröristlere para vermeyi reddeden belirli ailelere karşı düzenlendiğini açıkladı. Güvenliklerini korumak amacıyla adları açıklanmayan görgü tanıkları, teröristlerin bir çok bölgeden geldiklerini ve eş zamanlı olarak asayiş güçleri noktalarına gelişmiş silahlarla saldırdıklarını belirterek televizyonlarda yayınlanan görüntülerin bir kısmının çatışma sırasında öldürülen ve kurban sayısını arttırmak için diğer cesetlere eklenen silahlılara ait olduğuna işaret etti. İlk görgü tanığı Cumartesi günü Suriye televizyonuna yaptığı açıklamada, "teröristleri adım adım izliyordum ve katliam öncesinde yapacaklarını ayrıntılarıyla biliyordum. Katliamdan üç gün önce Cuma günü gerçekleşecek olağanüstü bir şeyden bahsediyorlardı. Bundan o kadar çok söz ediyorlardı ki bu ayrıcalıklı eylemi öğrenmeye can atıyorduk" dedi. Cuma günü öğle namazından sonra silahlıların bir kısmı kuzey semtinin yakınındaki Saat Bulvarında bulunan güvenlik bariyerinin yakınlarına konuşlandığını bildiren tanık, büyük silahlı grubun ise halkın baraj yolu olarak adlandırdığı Trablus yolu ve Nasiriye bölgesi, Sitto caddesi ve Beyt Zahir Mermer Fabrikalarına giden Ebu Zeyd Tatlıları caddesine yöneldiklerini söyledi. Tanık kuzey semtteki silahlı grubun bulvardaki asayiş güçleri elemanlarını oyalamak ve saldıracağı sanısını uyandırmak için havaya ateş açtığına işaret etti. "Ben baraj yoluna hareket eden Selefi Ebu el-Vahed, Abdülmelik el-Salih, Nidal Bekkur, Heysem el-Hisan, Akrama gruplarının yanı sıra Akreb, Kefer Laha, Tel Deheb'den gelen gruplar ve yabancılardan oluşan, yoğun şekilde silahlanmış büyük bir grupla beraberdim. Müfrezenin çevresinde gelişigüzel ateş açmaya başladılar. Müfrezeye, bölge sakinlerine ve evlere isabet aldılar" diye ekledi. Tanık, silahlılardan bir kısmının silah kullanmayı iyi bilmediklerini, bir teröristin havan topuna benzeyen RPG roketini müfrezeye doğru ateşlemeye çalışırken evlerden birine isabet aldığını ve iki vatandaşın ölümüne yol açtığını dile getirdi. Kurbanların bir çoğunun silahlıların, fertlerinin gösterilere katılmamaları, devlete destek vermeleri, sorunlardan uzak durmaları, silahlılara silah satın almaları için bağışta bulunmamaları nedeniyle belirli bir aileyi tasfiye etmek hedefiyle katledildiklerini belirten tanık, teröristlerin bir Milletvekiline yakınlığı nedeniyle Seyyid ailesinden eskiye dayanan bir anlaşmazlık nedeniyle intikam almak istediklerine dikkat çekti. Ayrıca, Halk Meclisi üyeliğine seçilmesi nedeniyle milletvekiline bir hediye vermek istediklerini sözlerine ekledi. Tanık, asıl hedefleri devrim yapmak değil katletmek, kaçırmak, soymak ve petrol borlarından petrol çalmak olan ve büyük bir servetleri bulunan el-Hisan grubunun el-Seyyid ailesine kin duyduklarını, bu grubun el-Seyyid'in evinin çevresine konuşlandığını söyledi. Silahlı teröristlerin çevreye gelişigüzel ateş açtığını bildirerek özellikle el-Seyyid'in yakınlarının evine, kardeşi, yengesi ve çocuklarına ateş açtıklarının altını çizerek "Seyyid ailesinin yakınında Bekkur ailesinin evi vardı. Bu ailenin fertleri hayatta kalırken neden çevresindekiler tek tek katledildi? Diğer tarafta Ğazuv, Haddo yada Ali Bekkur ve ailesinin evleri vardı ve bunlara hiçbir şey yapılmadı. Hedef alınan Abdülrezzek'ın evinin yakınındaki Zaher Bekkur, Hermuş, güvenlik müfrezesine beş metre uzaklıktaki Naasan ailesinden Matematik öğretmeni ve ailesinin evlerine de hiç dokunmadılar." diye konuştu. Tanık, katliamın silahlı teröristler tarafından bu aileleri hedef almak amacıyla düzenlendiğini vurguladı. Öte yandan kadın olan diğer görgü tanığı, katliamın gerçekleştiği Cuma günü silahlıların sayısının geçen Cumaya nazaran çok fazla olduğuna, aralarında Teldo bölgesinden olmayan yabancı yüzlerin bulunduğunu söyledi. Tanık, asayiş güçleri bariyerine semtten Havan topuyla saldırdıklarını, ateş eden Sait Faiz Akş'ı fark eden asayiş güçlerinin kendisine ateş açarak ayağından yaraladıklarını bildirerek yaralının Kefer Laha'daki bir alan hastanesine kaldırıldığına işaret etti. Ardından silahlıların güvenlik bariyerine yoğun şekilde ateş açmaya başladıklarını belirten görgü tanığı, orada bulunan başka bir grubun telsiz aracılığıyla başka gruplarla iletişime geçtiğini belirterek "biz tüm konuşmalarını duyabiliyorduk. Silahlıların büyük bir bölümünün el-Nasiriye, daha önce yakılan ve müfreze olarak bilinen ikinci güvenlik bariyerinin karşısındaki el-Sed bölgesinde yoğunlaştıklarını anladık. Silahlıların bir kısmı ise bulunduğumuz bölgedeki asayiş güçlerini oyalamak için burada kalacaktı" dedi. Tanık, bölgeye farklı yerlerden silahlı grupların geldiğine dikkat çekerek telsizle konuşmaları sırasında silahlıların bize Tel Deheb, Akreb yada Resten gruplarını gönderin dediklerine işaret etti. "Silahlıların arasında köyümüze yabancı yüzler vardı. Onları ilk kez görüyorduk. Burç ve Talf bölgelerinden de silahlılar vardı. Fakat sayıları azdı" diyen görgü tanığı, güvenlik bariyerine eş zamanlı olarak saat 13.30 sularında saldırdıklarını, müfrezeden çok sayıda güvenlik mensubunun katledildiğini, buna karşılık çok sayıda silahlının da öldüğünü söyledi. Silahlıların bir aracı havan topuyla bombaladıklarını, araçtan dumanların yükseldiğini belirterek müfrezedeki mühimmat ve silahları çalıp kuzey semtine götürdüklerini ve aralarında paylaştıklarını kaydetti. Silahlı teröristlerin soydukları müfrezeyi ateşe verdiklerine dikkat çeken tanık, aynı zamanda hastaneyi, hastanenin arkasındaki ormanı yaktıklarını dile getirdi. Tanık, "Müfrezenin düşmesi ardından Akrama Salih adlı şahsın Nidal Bekkur ve Halit Abdülvahid adlı şahıslarla telsizle görüşürken konuşmalarını duydum. Nidal Bekkur kendisine yabancı bir grup göndermesini, başka bir eylem yapacaklarını söyledi. Bu arada Heysem Hallak elindeki silah ve satırla lideri olduğu el-Nasiriye grubuna doğru gitti. Bu grup yaklaşık 200 silahlıdan oluşuyor. En büyük grup olan el-Nasiriye hırsızlık, kaçırma ve katliam gibi eylemler gerçekleştiriyordu" diye belirtti. Müfrezeye el-Nasiriye Bölgesinden ve baraj yolundan saldırdıklarını ifade eden tanık, grubun su deposunun bulunduğu yöne gittiğini, burada baraj yoluna ulaşan yollar bulunduğunu söyledi. Tanık, saat 19.00 sularında katliamın olduğunu öğrendiklerine, müfrezenin düşmesiyle katliamın gerçekleşmesi arasında iki saatlik bir zaman farkı bulunduğuna dikkat çekerek saat 20.00 sularında bir araca doldurdukları kurbanları kuzey tarafındaki Ram camisine taşıdıklarını bildirdi. Saat 20.00 sularında araçlarıyla bölgeden ayrılmaya başladıklarını, bu sırada müfrezenin tamamıyla düştüğünü kaydeden tanık, bu arada ordunun takviye güçlerinin bölgeye hala ulaşmamış olduğunun altını çizdi. Tanık kurbanların el-Seyyid ailesine mensup olduklarını, Muaviye el-Seyyid'in polis subayı olduğunu ve görevinden kopmadığını dile getirerek görevinden ayrılmayan ve onlara katılmayan herkesin hedef alındığını ve hayatının tehlikede olduğunu vurguladı. Polis subayının evinin müfrezeye yakın olması nedeniyle hayatını güvence altına aldığını, bu nedenle köyden ayrılmadığını belirten tanık, "el-Seyyid ailesinden bir aile ve seçimlerde Halk Meclisi Sekreterliğini kazanan Abdülmuti Meşleb'in yakınları olan bir aile hedef alındı. Devlet yanlısı Abdülrezak'ın ailesi de hedefler arasındaydı. Abdülrezzak'ın dört aileden oluşan fertlerinin evleri ve fertlerine saldırıldı. Sadece silahlı olan bir ailenin evine yaklaşmadılar" dedi. Tanık, el-Seyyid ailesinin evlerinin silahlıların civarında olduğuna işaret ederek "iddia edildiği gibi hükümet milisleri (Şebbihalar) bölgeye girip katliamı gerçekleştirmiş olsalar silahlıların çocuklarına neden dokunmadılar? Neden sadece belirli evlerde katliam yapıldı? Katledilen ailelerin evlerine yakın evlere hiç dokunulmadı. Neden Abdülrezzak'ın evinin yakınındaki Bekkur ailesinden hiç kimse ölmedi? Neden sadece Abdülrezzak'ın çocukları katledildi?" diye sordu. Tanık, katliamda tümü silahlı olan Cezire televizyonunun ünlü kameramanının mensup olduğu Faur ailesinden hiç kimseye dokunulmadığını dile getirerek daha önce bu aileden bir kişinin silahlı eylemler sırasında öldüğüne, ardından kardeşinin teslim olduğuna dikkat çekti. Tanık, gözlemcilerin karşısına çıkardıkları cesetlerin bir çoğunun silahlıların yanı sıra katledilen ailelere ait olduğunu kaydetti. SANA - Suriye Arap Haber Ajansı Konu Ebul Esved tarafından (06-03-2012 Saat 13:34 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#14 |
![]() yabancı askerler dediği aslında kendi rejimini korumak için getirttiği iran askerleri .
onlar zaten ifşa oldu esed neyi ifşa edeceksin ? |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#15 |
![]() Ebul Esved nickli Beşşar Esed kafirinin destekçisi Baasçı hain yalan yanlış yazılarla insanların kafalarını karıştırmaya çalışmaktan vazgeç!.. Ey hain Nusayri, Suriye'de desteklediğin Beşşar Esed güçlerinin yaptığı katliamları, katliama maruz kalan mazlum müslümanları üstüne atmaktan utanmaz mısın sen? ALLAH'tan da mı korkmazsın sen? Suriye'deki İslam düşmanı Nusayri-Baas rejiminin resmi ajansı olan SANA'nın yalanlarıyla bizi kandıracağını mı zannediyorsun ? |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#16 | |||||||||||||||
![]() El-Hule Katliamının Tanıkları, Dehşeti Anlattı Hule’de Beşşar Esed yönetimine bağlı ordu birliklerinin yaptığı katliamı kameralara anlatan tanıklar, yürekleri sızlattı. ![]() 28 Mayıs 2012 Pazartesi 13:25 Suriye'nin Humus kentine bağlı Hule semtinde yaşanan katliamdan yaralı olarak kurtulan, ancak güvenlik gerekçesiyle kimliğini açıklamak istemeyen bir kadın, Esed yönetimine bağlı askerlerin evlerini bastığını, kadın ve çocukları odalara sıkıştırarak üzerlerine ateş açtığını öne sürdü. Olayda babası ve kardeşini kaybettiğini belirten kadın, Özgür Suriye Ordusu güçlerinin Esed yönetimine bağlı askerlerle çatışmaya girmesinin ardından muhalifler tarafından kurtarıldıklarını söyledi.
AA’nın geçtiği görüntülerde başka bir kadın da evlerinde kocası dâhil 12 kişinin öldürüldüğünü, askerlerin yanı sıra Hule'ye beyaz renkli araçlarla giren Şebbiha milislerinin saldırılara katıldığını belirtti. Aynı kadın, saklayarak katliamdan kurtardığı bir çocuğu kameralara gösterdi.
Katliamdan yaralı olarak kurtulan başka bir kadın da kocası evde olmadığı sırada Şebbiha milislerinin saldırdığını, dövülerek evlerine getirilen başka sivillerle birlikte üzerlerine ateş açıldığını söyledi. Ölü taklidi yaparak katliamdan kurtulduğunu anlatan kadın, 3 erkek ve 1 kız çocuğunun katledildiğini ifade etti.
9 yaşındaki Ali Seyyid de evlerine önce tanktan ateş açıldığını, daha sonra kapılarının kırılarak babası ve kardeşinin öldürüldüğünü belirtti.
Bu arada, Türklerin de yaşadığı Humus'un Hule semtindeki katliamdan kurtulan yaralılar, hastaneye dönüştürülen Merkez Camisi'nde yetersiz sağlık koşullarında tedavi edilmeye çalışılıyor.
Suriye Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Cihad Makdisi ise katliamda hükümet güçlerinin herhangi bir sorumluluğu olmadığını belirterek, saldırıyı muhaliflerin gerçekleştirdiğini iddia etmişti. Haksöz-Haber Konu Özgür Suriye tarafından (06-03-2012 Saat 13:38 ) değiştirilmiştir.. |
||||||||||||||||
![]() |
![]() |
![]() |
#17 | |
![]() Alıntı:
TC Hükümetinden ve Hükümetin İstihbaratının bu konuda TEK BİR BEYANI YOK.... ALLAH AŞKINA YALVARIRIM NE OLUR YALAN-İFTİRA YAPMAYIN.. MOSSADIN ve Darbecilerin çıkarlarına HİZMET etmeyin. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#18 |
![]() Hafız Esad zamanında Suriye, İsrail'le savaştığı için Golan işgal altında... Mazlum Müslümanları katleden ve asıl kafir olan da senin desteklediğin kukla muhalif çetelerdir.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#19 |
![]() Sen Beşşar Esed kafirine karşı savaşan mücahidlere ''kafir'' , kafir oğlu kafir Beşşar Esed'e ise ''kahraman'' diyecek kadar sapık birisin. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#20 |
![]() ESED 100 MİLYON DOLAR KARŞILIĞI GOLAN’I İSRAİL’E SATTI ![]() İRAN ANALİZ / Mısır’ın öldürülen eski devlet başkanı Enver Sedat’ın yakın arkadaşı olan Dr. Mahmut Cami’nnin yazdığı “Bildiğim Sedat” adlı kitabında Hafız el Esed ile ilgili şok bilgilere yer verdi. Kitapta Hafız Esed’in 1967 savaşında 100 milyon Amerikan doları karşılığında Golan Tepelerini İsrail’e sattığı ileri sürülüyor. Bir dönemin en önemli ismi olan Sedat’ın söylediklerini Lübnan eski Cumhurbaşkanı Cemayel de doğruluyor. Mısır’daki ilk Danışma Konseyi’nin üyesi olan Dr. Cami’nin kaleme aldığı “Bildiğim Sedat” adlı kitabında mezkur anlaşmadaki parayı Rıfat el Esed ile kardeşi Hafız Esed’in aldığı ve bir İsviçre bankasında çek olarak muhafaza edildiğini söyledi. Kitapta şunlar yazılıyor: “Bir gün sabah Sedat beni yanına aldı özel olarak ve yanımızda hiçbir koruma olmaksızın (Suriye’nin bir parçası olan) Golan Tepelerine gittim. Allah’a yemin ederim ki kendisi elini omzuma koydu ve birlikte Golan Tepelerine karşı duruyorduk. Şunları söyledi: Bak Mahmut. Burası Golan. İsrail bile olsa herhangi bir güç burayı kolaylıkla ele geçirebilir mi? ” Cevaben Sedat’a bunun imkansız olduğunu söyledim. O da bana dedi ki: Sana çok tehlikeli ve gizli bir şey söyleyeceğim. Golan Tepeleri İsrail tarafından 100 milyon dolar karşılığı satın alındı. Hem Hafız Esed hem de Rıfat Esed tarafından alınan bu para bir İsviçre Bankasındaki hesaplarına yatırıldı.” O zaman bunun bedeli Suriye Savunma Bakanı olan Hafız Esed’in 1967 Haziran savaşında Golan Tepelerinde bulunan güçlerini hemen çekmesiydi. Esed bu anlaşma gereği tek bir kurşun bile atılmaksızın güçlerini çekti ve Golan Tepelerini İsrail’e teslim etti. “Bu olaya ve yaşananlara dair tanıklık yapabilirim. 1999 yılına kadar bana verilen bu sırra sadık kaldım. Ta ki “Bildiğim Sedat” adlı kitabımda üstü kapalı bir şekilde işaret edinceye kadar. Burada da tüm detaylara yer vermedim. 2006 yılında el Mihvar adlı televizyon kanalına konuk olarak katıldım. Burada dürüst bir şekilde olaya dair bildiğim her şeyi anlattım. Öyle ki (sunucu) Mutaz bile duyduklarından şok oldu.” diye yazdı Dr. Cami. El Mihver kanalının diğer gün Lübnan eski cumhurbaşkanı Emin Cemayel’i konuk ettiği ve aynı konuda kendisine de soru sorulduğunu aktaran yazar aynen söylediklerini Cemayel’in de doğruladığını belirtti. Akabinde Beyrut’taki el Müstakbel televizyon kanalının kendisini konuya dair konuk almak istediklerini, ancak özür dileyip katılmadığını söyledi. Öte yandan Suriye resmi ajansları olayı hemen yalanlayarak aslı olmadığını öne sürdü. Kaynak: Bawaba Konu Özgür Suriye tarafından (06-03-2012 Saat 13:47 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|