![]() |
#1 |
![]() Sinoplu Hoca, 30 yaşında olduğunu, imam-hatip ve ser'i ilimler tahsil ettigini söylüyor. Adı Ramazan Özsarı. Kutlu Dogum Haftası için "Seni seviyorum ya Rasulallah, Ya Sen?" adlı bir kitap bastırmış. Kitap, İstanbul Bahçelievler' deki birkaç cami hocası tarafından ve hediyesi bir liradan cemaate dağıtılıyor.
Söz Sinoplu Hoca'nın: - Müzik dinliyorsan, çalgılı düğünlere gidiyorsan, Allah senden razı degildir. Çalgı dinlemek haramdır. Çalgı çaldığında iki şeytan gelir, dinleyenin omuzlarına biner ve hoplamaya baslar. Çalgı müzik dinlemek kisiyi zinaya götürür. -Arapları sev! Peygamberimiz buyuruyor ki, Arap'ı üç seyden dolayı sev, ben Arap oldugum için, Kur'an Arapça oldugu için ahirette Arapça konusulacagı için! Ahirette öbür dinlere mensup insanlar hangi dille konusacak diye sormayın, siz Sinoplu Hoca'dan iyi mi biliyorsunuz? Araplara da kem gözle bakmayın! Yoksa adamı, "Allah'a küfretti" diyen bir tanıkla idama mahkûm ederler! Oflu Hoca'nın adı çıkmıs! Nihat Genç'e dua etsin! Bakın daha ne bilgiler veriyor Sinoplu Hoca: -Kur'an okurken ağlayın, ağlayamıyorsanız, ağlar gibi yapın. -Kur'an'ı güzel oku, lakin güzel okuyacağım diye ağzını sağa sola yamultarak kıratı, nazmı ve mahreci bozma! -Camiye giderken aheste aheste gidiniz. Zira, namaza gitmeye niyet ettiğiniz andan itibaren namazdasınız. -Peygamber efendimiz hayatı boyunca bir defa olsun masa üzerinde yemek yememiş, bir defa olsun inceltilmis buğday unundan ekmek yememiştir. Masa üzerinde yemek hem sağlığa hem de sünnete aykırıdır. -Yemeğe oturmanın iki şekli vardır, ya iki dizin üzerine oturulur ya da sağ dizi dikip sol ayak üzerine oturulur, lakin yemeğe nasıl başlanılmıssa sonuna kadar o şekil degiştirilmemelidir. -Yemek duasına Hıristiyanlar gibi başla, Yahudiler gibi sonda değil de yemeğin ortasında yap! -Eğer ellerine yemek bulaşmışsa yıkamadan önce parmaklarını dilinle sünnetle, çünkü Rasulallah böyle yapardı. -Dişlerin arasında kalan artıkları süpürge çöpü, kibrit çöpü gibi şeylerle degil kürdanla çıkarıp yut. Çünkü bunlar hem fakirliğe hem de hastalığa sebeptir. -Bilinmeyen hastalıkların ekser olan sebebi, ekmek ve yemek kırıntılarının mutfak suyuyla lağıma karışmasıdır. -Kediyi sev, çünkü Rasulallah çok severdi. -Horoz öttüğünde Allah'tan isteyin. -Eşek anırdığında euzü çekin, Allah'a sığının, zira eşek muhakkak şeytan görmüş de anırmıştır. -Çocuklarınızı şu fitne zamanında bir medreseye vermek tercihlerin en şayanıdır. -Dilenen fakirlerden parça ekmek satın alma. -Kadınlarla birlikte oturma! Çünkü göz rahat durmaz, Efendimiz " el'aynani tezniyani; iki göz zina eder " buyurmaktadır. -Melekler peruk takana ve taktırana, saçında kahkül bırakana, dişlerini seyreltene lanet eder! -Kadınların cenazeyi takip etmesi harama yakın mekruhtur. -Yolculuğa Pazartesi veya Perşembe günü çık. -Yolculukta bir çocuğun çisi geldiğinde duruluyor da namaz için durulmuyor. İnsaf nazarıyla düşünerekten hareket edilmelidir. "Sinoplu Hoca'nın algıladığı veya bildiği İslâm" böyle bir şey! Fakat kitabını basan yayınevi var, dağıtan imamı var, okuru var! Sinoplu Hoca'nın bu işte bir kusuru var mı? Fakat Sinoplu Hoca, o kadar da masum değil galiba! Cünkü temyiz kudreti var! Kitabın sonunda, "Canım Peygamberim. Sensiz yaşamak güzel değil, inşallah seneye seni ziyarete gelecegiz. Seni çok özledim, seni görmek istiyorum" diye bir çocuk mektubuna yer vermiş! Bu tür ifadeler çocuklar arasında yayılıp, çocuk intiharları artar da kısa yoldan genç nüfus azaltılırsa Başbakanımız öfkelenir mi acaba! Allah aşkına hangi İslâmcılıktan bahsediyoruz biz; hangi İslâm'dan? Aslan Bulut
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() -Kur'an okurken ağlayın, ağlayamıyorsanız, ağlar gibi yapın.
-Yemek duasına Hıristiyanlar gibi başla, Yahudiler gibi sonda değil de yemeğin ortasında yap! Diğerlerine katılıyorum. Yazar her kimse cahilliğini öttürmüş. Destek veren her kim ise sünnetten bihaber olsa gerek. Bu tür yazılar insanları islamdan uzaklaştırır,imansızlığa kadar götürür. Altını çizdiğim 2 cümleyi ilk defa duydum,bilen birisi varsa açıklarsa sevinirim. Bilgi sahibi olamadan fikir üretmeyin,cahil cahil dolaşırsınız.Anıran eşşektende farkınız kalmaz. Böyle cahilicühela yazarları ayıklamak lazım insanların içinden :-* |
|
![]() |
![]() |
#3 | |
![]() [b]Sinoplu Hoca'nın doğru bulmadığım ve doğru bulduğum fikirleri varmış. Hiçbir şey mükemmel değildir, kendisinin samimi olduğunu düşünüyorum.Benim katılıp katılmamam da mesele değil yuakrdaki konular yüzyıllardır tartışılan konular. Bir müslümana göre çalgı haramdır birine göre değil. İkisi de müslümandır.Bana göre değil mesela...
Bunlar "içtihadi" konular, içtihad alanında alimlerin görüşlerini taklid etmek düşer "mukallidlere"; içtihad alanı olmayan Kur'anın kesim hükümleriyse müslümanların asıl ortak noktaları. Fakaaaat, Sinoplu Hoca'nın görünen o ki en az Aslan Bulut kadar keskin bir "ayırt etme gücü" var. Mesela, Alıntı:
Bunun suçunu başbakana isnad etmekse en hafif deyimiyle "saçmalık" "komiklik"tir. Bir komiklik daha söyleyelim: böyle adamların köşe yazarlığı yapıyor olması... |
||
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Ayrıca şunu da sorgulamak var:
Bu adamları ayıklamaktan kasıt nedir ? Bu insanlar içtihad alanında yanlış bilgileri olsa da "öyle inanıyorlar". İnançlarından ötürü bu insanları dışlamak, "yobaz" ilan etmek, kovmak, haşlamak, taşlamak bize ne kazandırır? Rahatsızlık nedir bilmek isterim. Bu adamları "ayıklamayı" kimse isteyemez. Bu adamların kendimize göre yanlış yaklaşımlarını ayıklamak ise onlara karşı, fıkıh ilmine karşı müslümanların borçlarıdır. Yanlış bilenleri değil, yanlış bildiklerini ayıklamak, anlatabiliyorum inşallah. |
|
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Ayrıca eğer yukardaki meselelerin doğrusunu biliyorsak ve doğruluğuna kani olmuşsak aksi surette yazılan bir kitap, aksini savunan görüşler bizi neden rahatsız etsin. Büyük hesap kitap yazılanlara verilmeyecek ki.
|
|
![]() |
![]() |
#6 | |||
![]() Ben bu yazıyı buraya asmadan önce 2 defa okudum , bazı söylediklerine tabiiki bende katılıyorum ama bazılarıda varki gidip birileri açıp telefonu hesap sormalı diye düşünüyorum.
Alıntı:
Yazar beni ilgilendirmiyor , bu kitap gerçekten dağıtıldıysa ve okunuyorsa içeriği hakkında bu arkadaşın uyarılması gerekiyor. Alıntı:
Alıntı:
|
||||
![]() |
![]() |
![]() |
#7 | |
![]() Alıntı:
Peki çözüm ne? Müslümanlar Kur'an ve Hadis eksenli, "babalarının" değil Allah'ın dinini anlatan alimler yetiştirdikçe. Hayatlarını hadis ve sünnet eksenine oturtan "bilinçli müslüman" oldukça bu sıkıntılar aşılacaktır. Dini inanışı belirlediği insanların kim olduğuna, neler söylediklerine, ne kadar ilmi, adilane, islami olduğunu sorgulamamaksa ayrı bir "sorumluluk"tur. “Allah katında hayvanların en şerlisi, akletmeyen sağırlar ve dilsizlerdir.” (8/Enfâl, 22) “Sağır, dilsiz ve kördürler de, akletmezler.” (2/Bakara, 171) “...Bunlardan bir grup vardı, Allah’ın Kelâmı’nı işitirlerdi de, onu aklettikten sonra, bile bile tahrif ederlerdi.” (2/Bakara, 75) :-* |
||
![]() |
![]() |
#8 |
![]() çözüm nedir ? demişsiniz ...
teşkilatınız sağlam , geniş , organize ... eğitin bu tip adamları , cemaati yönlendiren insanlar bunlar ... söylediklerine inanılan insanlar bunlar. sohbet edilen , sözü dinlenen , belli bir statü edinmiş insanlar. en azından açın bir telefon konuşun. ne yani ... nasıl olsa düşünceleri değişmez diye başka insanlara bu hatalı bilgileri dağıtmasına müsade etmek dahamı iyidir ? alimler yetişsin , bilinçli müslümanlar çoğalsın ve bu gibi sorunlar aşılsın tabiiki ama bu süreç gelişirkende bunlara maal verilmesin , anlatmak istediğim bu. alimler yetişirken aynı hızda dağıtılan o kitaplar ile yanlış düşüncelere sahip insanlar çoğalmıyormu ? hatta çok daha hızlı olmuyormu bu ? bir alimin yetişme süresi ile yanlış bilgilendirilen insanın süresi aynı değildir , alim seneler sonucunda birikimlerini servis etmeye başlayacak kıvama gelir ama cahil bir beyin bir günde yanlış bilgiler donatılarak hatalı yola saptırılabilir ertesi günde bu bilgileri servis edebilir. ben bu konuda çok fazlada tartışmak istemiyorum çünkü sizin böyle insanları bir şekilde koruduğunuza inanmak istemiyorum , çok samimiyim. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() İslamda "devrim" değil "ıslah" vardır. Bu işler yarından bugüne halledilecek meseleler de değil. Hatta taassubtan birgün tamamıyla kurtulunacağı iddası fazla iddaalıdır.
Bu kitapların yanlışlarını tecdid edilen kitaplar da yazılıyor. Bu insanları korumak benim boynumun borcudur, müslüman müslümanın kardeşidir. Ama yanlışlarını kabul etmek, ayırt etmek, düzeltmek de benim görevimdir. Kardeşler kavga etse de kardeştir, birbirini sevmese de, birbirinden ayrı düşünse de... Peygamber (sav): “Müslüman kardeşiniz mazlum da olsa, zalimde olsa yardım edin!” dediğinde sahabe şaşırıp soruyor; Ya Rasullah, mazluma yardım etmeyi anladık lakin zalim müslümana nasıl yardım edebiliriz? Peygamber (sav): de “ZULMÜNE MANİ OLARAK! |
|
![]() |
![]() |
#10 |
![]() Bende onu diyorum işte , zulmüne mani olun ....
Buradaki zulmüde aman ha kalkıp kelime anlamı olarak almayın sakın .... hatalarına mani olarak demek istiyorum ... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|