![]() |
#1 |
![]() Türkiye’den ve 1 mayıstan haberi olmayan yabancı birini çağırıp, Taksim Meydanı’na götürsek, yağmalanan dükkanları, yakılan arabaları, tedirgin olan esnafı ve halkı göstererek:
-Burada neler oluyor sence? desek, böyle bir soruya acaba nasıl bir cevap alırdık?... Neyse önemi yok! Sonra ilgili cevabı bir kağıda yazsak ve saklasak… Bir kişiye daha sorsak, onu da not etsek… Bunu akşama kadar yapsak ve bütün cevapları saklasak. Sonra akşam ana haber bültenlerini açsak, bu aynı kişilere bir de bu bültenleri, kan gölüne dönen meydanları, hasar gören işyerlerini, canı yanan halkı, trafikte korku içinde mahsur kalan insanları izletsek… Sonra aynı kişilere bir daha sorsak: - Bu ne desek? Alacağımız yeni cevapları da aynı kağıtlara eklesek. Ve sonra üşenmesek, beklesek. Bir daha ki sene 30 nisanda bu aynı insanları tekrar çağırıp, ana haber bültenlerini yeniden açsak. 1 mayısta yine geçen seneki gibi kutlama yapmak için sokaklara dökülenleri göstersek: - Peki şimdi bu ne desek? Ve alacağımız bu cevapları da kağıtlara eklesek. Acaba kağıtlara neler yazmış olurduk. Eminim bu sorulara hiç bayram diyen çıkmazdı. Ve ben yine eminim ki o kağıtlarda şu cevaplar yazardı: 1. Cevap: Terörist bir grup ayaklanmış. Yağma yapıyorlar. 2. Cevap: Yanılmışım. Ülkenizde bir iç savaş var. Bu büyük bir örgütün başkaldırısı. 3. Cevap: Anladııımm... Demek ki siz bundan zevk alıyorsunuz. Savaşır gibi kutlama yapan, kutlama yapar gibi savaşan başka bir millet yoktur dünyada. Vardır da, kendini gelişmiş zannederek bu şekilde davranan yoktur. Anlamıyor musunuz? Eylem kültürü yok bizim milletimizde. Ve sırf bu yüzden yine bu akşam da her akşam olduğu gibi herkesin alay konusu olacağız dünya basınında. Detay: Taksim Meydanı’nda dolaşan yüzlerce turist var. Yani dışarıdan birilerini çağırıp sormanıza da gerek yok aslında. Onlar giderken sadece halı götürmüyorlar. Notlarını da alıp götürüyorlar ülkelerine. Seneye de bilmem kaç tane halıcı ustası daha işsiz kalıyor. ‘İşçi bayramından sebep işsiz kalmak.’ Daha ben ne diyeyim? Çözüm: Sebep ya da konu ne olursa olsun, herhangi bir vatandaşımız maddi ya da manevi zarar görecekse, ilgili eylem kesinlikle yapılmayacaktır. Yapanlar da müebbetle yargılanacaktır. İnsan düşünür: Ama Erdal Bey, müebbet ağır bir ceza değil mi? Dünyanın en akıllı insanı cevap verir: Herhangi bir eylemde çıkan olayda, o sokaktan geçerek okuluna gitmeye bir masumun yere düşmesi sonucu beyin kanaması geçirip ölmesinden daha ağır değildir herhalde bu ceza; çünkü biri ölmüş, öteki yaşıyor. Ölenin yakınlarına sorsak: - Çocuğunuzun ömrünün sonuna kadar şu odadan dışarı çıkmadan yaşamasını mı tercih ederdiniz, ölmesini mi? İnsan olan bir daha düşünür: Yok canım o kadar da ağır bir ceza değilmiş müebbet. Erdal Demirkıran
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|