BİN LADİN’İN ÖLÜMÜ VE BİR DÖNEMİN SONU

Demek ki neymiş?

İstenirse oluyormuş.

Yani?

11 Eylül saldırılarının ardından çok şey söylendi. Kimi çevreler yıllık bütçesi 80 milyar doları bulan CIA’nin 11 Eylül saldırılarını engelleyememiş olmasını kuşkuyla karşılarken, kimileri söz konusu saldırıların ABD’nin Irak’a ve Afganistan’a saldırmak ve bölgenin enerji kaynaklarını kontrol altına almak için kullandığı örtülü bir operasyon olarak gördü. Kuşkusuz El Kaide’nin palazlanmasında Afgan-Rus savaşı bağlamında ABD’nin etkisini işaret edenler de yok değildi.

Zamanla benzeri kuşkular birbirini izledi.

Nasıl oluyor da, sadece CIA için yılda 80 milyar dolar harcayan bir devlet Bin Ladin’I yakalayamıyor ya da etkisiz hale getiremiyordu.

Bin Ladin’in bir türlü yakalanamamasında ABD yönetiminin isteksizliği mi söz konusuydu yoksa başarısızlığı mı?

Ya da şöyle soralım. Obama yönetimi Bin Ladin’in yakalanması ve etkisiz hale getirilmesi konusunda Bush yönetiminden daha mı istekli ve başarılı oldu?

Gerçek şu ki, Bush ikinci kez seçilmesini Bin Ladin’in seçimlerden tam bir gün önce ABD halkına hitaben yaptığı, Bush aleyhtarı konuşmaya borçlu. Dileyenler Joseph S. Tuman‘ın ‘Communicating Terror: The Rhetorical Dimensions of Terrorism’ adlı kitabının 157. Sayfasına bakabilir.

Yani Bush yönetimi Bin Ladin’in yakalanması için Obama yönetimi kadar çaba sarfetmemiş olabilir.

Ya da Bush yönetiminin tercihleri Bin Ladin’in yakalanması ya da etkisiz hale getirilmesini zorlaştırmış olabilir.

Obama ise yönetime gelir gelmez önceliğinin Afganistan-Pakistan siyaseti olduğunu açıkladı.

Bir kaç ay önce yaptığı ‘State of Union’ konuşmasının son bölümünde açıkça El Kaide’ye mesaj göndererek ‘El Kaide’yi yeneceğiz mesajı verdi.

Bu Obama’nın kararlığının gösteriyordu.

Obama yönetimi bir süre önce, Taliban ile görüşmeleri başlatması için Afganistan’a ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi Marc Grossman’ı gönderdi.

Bu Bin Ladin’in etrafındaki kıskacın daralmasını hızlandırdı.

Yanısıra, CIA Direktörü Panetta geçen sonbaharda MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la bir görüşme yaptı. Görüşmede El Kaide ve PKK ile mücadelede işbirliği önerdi.

Panetta’nın geçen ay Türkiye’ye geldiği ve yine MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile görüştüğü iddiaları basına yansıdı.

Yine geçen hafta, CIA Başkanı Panetta’nın ABD Savunma Bakanlığı’nın Başına atanacağı, yerine de Afganistan’daki savaşı yöneten Orgeneral Patreous’un geçeceği duyuruldu. Bu bence önemli bir ayrıntı ve bu süreçle bağlantılı görülüyor.

Bu gelişmeler Obama’nın düğmeye bastığı ve mutlaka sonuç almak istediği anlamına geliyor.

Konuya Türkiye bağlamında bakacak olursak, 2003 HCBS ve Sınagog saldırılarında El Kaide-Ergenekon işbirliğine ilişkin veriler elde edildi.

Türkiye’de El Kaide ve Ergenekon’a yönelik operasyonların eş zamanlı yürütülmesi de kuşkusuz tesadüf olarak görülmemeli.

Bin Ladin’in öldürülmesi, ABD’nin terörle mücadelesinde kuşkusuz bir dönüm noktası. Bu sürecin Afganistanda ki süreci nasıl etkileyeceği ise merakla bekleniyor. Uzmanlar, Bin Ladin’in öldürülmesinin Afganistanda süren savaşta yeni bir sayfa açabileceği ve ABD askerlerinin eve dönüşünü hızlandırabileceğini belirtiyorlar.

AYDOĞAN VATANDAŞ
GAZETECİ - YAZAR



Samanyoluhaber.com