Bir 6S'linin Ağzından 6 Kasım 2002 HATIRASI
bu tarihin de elbet kişisel bir hatırası olacaktır, olmalıdır. ben galatasaraylıyım. takım yenildi mi ağlardım eskiden. ama şimdi yenilgi sıradanlaştı. bu sıradanlığın miladı işte bu maça dayanıyor galiba. neyse efendim. bu maça dönelim. yine ‘bu sefer yeneceğiz’ hissiyatıyla izlemeye koyulduğumuz bir maçtı. batıl itikat ucuz kafaların dini olduğu için inanmam toteme, uğursuzluk getiren şeylere. o yüzden orada farklı zamanlarda izlediğim son üç maçta galatasaray galip gelemediği halde yine eskişehir adalar’daki özlü cafe’ye gittim. bu cafeyi hiç unutmuyorum zira ilhan mansız’ın tek golüyle yarı finale çıktığımız senegal maçını da burada izlemiştik. mücavir alanının en salaş mekanlarından. hınca hınç doluydu, kalabalığın halet-i ruhiyesini tafsilatıyla anlatmaya gerek yok. yerimizi aldık. 8 kişilik bir grubuz. dağılım 3 cimbomlu/5 fenerli şeklinde. ortamdaki ısıdan camlarda kesif bir buhar tabakası var ki, mekana girer girmez tv’nin arkasındaki cama kocaman bir “terim istifa” yazarak zaten apriori tepkimi vermişim. maç başladı. goller tabii gelmeye başladı. karadeniz yaylalarından dün gelmiş gibi sevimli tuncay şanlı yazmıştı golünü. sabırla bekledik, çıkarırız diye. olmadı. camdaki sloganımın harflerinden aşağıya doğru çizgiler oluşmuştu. su yürüyordu. o yürüdükçe fener yürüyordu. kısa keseyim. serhat mıydı neydi, 4. golü yediğimiz vakit iki arkadaş sağlam bir küfürle kahveyi terk ettik. hatta maç sonu bizim sloganın altına imza atanlar olmuş. mağlubiyet sonrasında bile esprisini ve tepkisini eksik etmeyen renkdaşlarımla gurur duydum. biz o moral bozukluğu ile küfürlerimizle senkronik attığımız adımlar sayesinde eve vardık. tv’yi açtık tabii. atv kanalıydı galiba. sağ üst köşede 6-0 gibi bir tablo vardı. yutkundum. asıl darbe maç sonu röportajında geldi. serhat konuşuyordu:
“seyirci 5 istedi 6 attık. 7 istedi vakit yetmedi...” ama şimdi düşünüyorum da iyi ki 6-0 bitmiş. ya 5-0 bitseydi? bu kesinlikle daha ağır bir skor olurdu. zira “türk futbolunda 5 çekmenin yaşattığı duygu” diye bir şey var. evet 5, tek el hareketiyle gösterilen bir şey. ama 6 aynı karizmaya sahip değil. 5’ten sonraki rakamlar insanda yabancılaşmış bir duygu uyandırıyor; her iki tarafta da. ‘bu bizim skorumuz olamaz’ gibi bir duygu. neticede büyük bir kazaydı.
kısm-i azamisi fenerli bir okulun galatasaraylı olmasıyla öne çıkmış bir ferdi olarak pazartesi sabahının kantin geyiklerini düşünmek bile istemiyordum. kötüydü işte. daha kötüsü yarın öbür gün bu mağlubiyeti egale etsek bile keşke 7-0 olsaydı diye dövüneceğim. insanoğlu böyle işte. "zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları..." demiş cemil meriç. bizimki de o hesap.
o gün bugündür önümüzdeki maçlara bakıyoruz. hâlâ göremiyoruz. parolamız 3 puan ama bir türlü tutturamıyoruz. fetret devrinin ilk günü buydu. bakalım imparatorluğu kim toparlayacak?
|