02-28-2013, 13:40 | #1 | |||
Bir başbakan iki Erdoğan !!!
Son günlerde internette " Bir başbakan iki Erdoğan " adı altında maslanmış vede çarpıtılmış bir video dolaşıyor videoda ki konuşmalar hakkındaki araştırmamdır .
Tek dil - Anadil tartışması Erdoğanın o konuşmasını yaptığında AK Partiye Kürtçeyi resmi dil yapacağı itham edilip ve iftiraları atılıp bu yönde karalama kampanyaları yürütüyorlardı BDP'lilerde boş durmuyor ellerindeki belediyelere kürtçe tabelalar asıyordu Bulanık Belediyesi'nde iki dilli tabela BDP'nin Kürtçe tabelası indirildi DTK kürtçe resmi dil propagandası yapıyordu http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...px?id=16581435 http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...px?id=16579967 http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...px?id=16583555 http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...px?id=16592595 Erdoğan bu yaşananlar üzerine çıkıp resmi dil anlamında Türkçe tek dil demiştir diğer anlamlarda tek dil dememiştir . Kısacası kast olarak resmi dili kastederek tek dil demiştir lakin genel anlamda tek dil dememiştir Buyrun buda videodaki o konuşmayı yaptığı meclis tutanakları : Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı 23. Dönem 5. Yasama Yılı 42. Birleşim 26/Aralık /2010 Pazar BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Devamla) - Özel sektör yatırımları, açılan fabrikalar, canlanan ekonomi şehirleri değiştiriyor. Türkiye'nin her şehrinden umut fışkırıyor, heyecan fışkırıyor. 73 milyon hayata sımsıkı sarılıyor, değişimde yerini alıyor, geleceğe bugün her zamankinden daha bir umutla bakıyor. Türkiye'nin yıllarca hizmet almamış, yıllarca yatırım almamış, bir çivi dahi çakılmamış illeri, ilçeleri bugün yeniden hayat buluyor, kalkınma yarışında yeniden yerini alıyor. Algı ile gerçek arasında çok büyük fark var değerli arkadaşlarım. Doğu ve güneydoğunun diğer bölgelerdeki imajıyla gerçek durumları arasında çok ciddi bir uçurum var. Oralarda kaos varmış gibi, oralarda huzursuzluk varmış gibi, oralarda sokağa çıkılamıyormuş gibi bir görüntü oluşturulmak isteniyor. Oysa tam tersi, Edirne, Kırklareli, Muğla, Çankırı, Giresun, Antalya nasıl gelişiyorsa oralar da aynı şekilde gelişiyor; batıda umut ne kadar çoğalıyorsa doğuda da o kadar çoğalıyor; kuzey ve güney nasıl kalkınıyorsa doğu ve güneydoğu da aynı şekilde kalkınıyor. Türkiye topyekûn kalkınıyor, Türkiye topyekûn aydınlık geleceğe koşuyor. Bizim lügatimizde ayrımcılık yok, imtiyaz dağıtmak yok, bölgeleri ayırmak yok, toplumu sınıflara, etnik gruplara, mezheplere, kimliklere bölmek yok. Biz "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." anlayışıyla hareket ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) KAMER GENÇ (Tunceli) - Bakanlar Kurulunda bir tane Alevi vatandaş var mı? BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, insanlarımızı dinine, mezhebine göre ayırt etmedik, etmiyoruz. Dün de değerli arkadaşlarım, etnik milliyetçiliği… Yola çıkarken, partimizi kurduğumuzda, Afyonkarahisar'da -oradan yola çıktık- "Bizim üç tane kırmızı çizgimiz var. Biz etnik milliyetçilik yapmayacağız, biz bölgesel milliyetçilik yapmayacağız, biz dinsel milliyetçilik yapmayacağız." dedik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) FEVZİ TOPUZ (Muğla) - Hepsini yaptınız! BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Devamla) - Ve biz şu ana kadar bunu yapmadığımız içindir ki sekiz yıldır bizim milletimiz, halkımız bizi iktidarda tutuyor ve sürekli olarak oylarını artırarak bizi iktidarda tutuyor. Değerli arkadaşlarım, bakınız, biz Afyonkarahisar'da bir şey daha söyledik. Ne dedik? Onu da burada çok açık, net söylüyorum, orada da söyledim, 2005'te Diyarbakır'da değil, ta orada. Dediğimiz neydi: "Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet" dedik. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Dil var mı, dil? NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Resmî dil var, resmî dil, bekle. BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Devamla) - Sabırlı ol, sabırlı, dur; dokuz ay on gün, biliyorsun, sabırlı ol. Onlar erken doğum, sağlıksızdır. Değerli arkadaşlarım, bakınız, şunu çok dikkatle takip edelim: Etnik kökeni, inancı, dili, kültürü ne olursa olsun 73 milyon insanımız Türkiye Cumhuriyeti üst kimliği altında birdir, tek millettir. Evet, ben yine aynı şeyi söylüyorum: Alt kimlik, üst kimlik. Üst kimlik, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Bunun altında birçok etnik unsur vardır, hepsi bizim kardeşimizdir ve hepsini Yaradan'dan ötürü severiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bir şeyi daha söylüyorum: Bu ülkede ben bir Başbakan olarak Kürt sorununu savunuyorum ve savunmaya da devam edeceğim ama Kürtçülüğün karşısındayım, aynen Türkçülüğün de karşısındayım. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bunu da söyleyeyim. Bunu da söyleyeyim. Çünkü bizim medeniyetimizde, bizim değerlerimizde ırkçılık yok ama kavimlere saygı var. Biz buradan geldik, böyle de devam ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şunu da söyleyeceğim, o da şudur: Değerli arkadaşlarım, benim milletimin dili tektir. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) KÜRŞAT ATILGAN (Adana) - Hangi millet? BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Devamla) - Bu, Türk milleti. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Dili tektir, o resmî dil Türkçedir, bunu bugüne kadar öğrenmediysen, bundan sonra da öğrenemezsin zaten. Değerli kardeşlerim, fakat, bu ülkede devletin kademeleriyle belediyeleri birbirinden ayırt eden anlayış, devlet kurumlarını anlayamamış anlayıştır. Belediyeler de devletin resmî kurumlarıdır, diğerleri de resmî kurumlarıdır. Orada da Türkçe kullanılır, orada da Türkçe kullanılır. Birisinde farklı, birisinde farklı olmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bir diğer konu, onu da anlatayım, o da şu: Bakın, ademimerkeziyet dediğiniz anlayışı anlatayım. Ben belediyecilikten geldim. Ademimerkeziyetçiliği savunan birisiyim ama ademimerkeziyetçiliğin üç tanımı vardır: Bir, siyasi tanımıdır; iki, idari tanımıdır; üç, hizmet tanımıdır. Biz, siyasi tanımına karşıyız, idari tanıma da karşıyız. HASİP KAPLAN (Şırnak) - Neden? BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Devamla) - Biz, hizmet içerikli olanın yanındayız. Bizim anlayışımız budur, hizmet içerikli olan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) BENGİ YILDIZ (Batman) - O, ademimerkeziyetçilik değil. Sizin demokrasiniz ayrı. Ademimerkeziyetçilik dünyada ayrı. Böyle bir ademimerkeziyetçilik yoktur dünyada, o sizin… BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bakınız, köy boşaltmaların, faili meçhullerin, işkencelerin, suikastların, darbe girişimlerinin, karanlık senaryoların sorgulandığı, karanlık noktaların aydınlığa kavuştuğu bir Türkiye var artık. Olağanüstü hâlin kalktığı, Çekiç Güç'ün gönderildiği, anaların hapisteki çocuklarıyla kendi ana dillerinde konuştuğu, farklı dil ve lehçelerin öğretildiği, öğrenildiği, devlet televizyonlarından farklı dil ve lehçelerde yayınların yapıldığı, kontrol noktalarının asgariye indiği bir Türkiye var artık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) BENGİ YILDIZ (Batman) - Yetmiş yıl sonra Kürtçe televizyon açtınız! BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Devamla) - Bunları görelim. Türkiye'yi bu seviyelere biz getirdik. HASİP KAPLAN (Şırnak) - 3 bin tane de Kürt siyasetçi var içeride. BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Devamla) - Kardeşliğimizi yüceltmek, toplumsal barışı pekiştirmek adına bu demokratikleşme adımlarını biz attık. İşte bu, 2005'ten itibaren devam eden süreçtir, bunun öncesi var, sonrası var. Herkes, ana dilini istediği gibi, dilediği gibi konuşuyor. Farklı dil ve lehçelerde yayın da yapılıyor, kurs da açılıyor, üniversitelerde enstitü kuruluyor. Ancak şunu da herkes çok iyi bilecek: Türkiye'nin, değerli arkadaşlarım, resmî dili -tekrar ediyorum- Türkçedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ortak vatanda Kürtlerin Türkler kadar eşit olma hakkı vardır. BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Devamla) - Ortak dil Türkçedir. Bu gerçeği değiştirmeye yönelik hiçbir girişim kabul edilemez. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ortak vatanda her Türk her Kürt kadar eşittir! BAŞKAN - Sayın Kaplan… Sayın Kaplan, böyle bir usulümüz yok. HASİP KAPLAN (Şırnak) - Vardır, nasıl yok! BAŞKAN - Lütfen... Lütfen… BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Devamla) - Zira, bu mesele sosyal barış ve sosyal bütünlük meselesidir. Bu meseleyi tartışmaya dahi açmak, bu meseleyi getirip Türkiye'nin gündemine taşımak ne demokrasiye ne özgürlüklere ne toplumsal barışa ne de kardeşliğe asla hizmet etmez. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu tartışmaları gündeme taşımak da, bu tartışmaları gündemde tutmak, sabah akşam bununla ilgili yayınlar yapmak da millî birliğimize ve kardeşliğimize destek olmaz, tam tersine köstek olur. Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi, adı üstünde, bir birlik projesidir, bir kardeşlik projesidir. Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi, bu ülkeyi dayanışma, paylaşma zemininde büyütme, yüceltme projesidir. Bu proje, istismarcıların elinden oyuncaklarını alıp istismarcıları hayal kırıklığına uğratma projesidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu proje, milletin her bir ferdinin kendisini birinci sınıf vatandaş hissetmesini sağlayacak, millet-devlet kaynaşmasını sağlayacak bir projedir. Biz demokratik bir ülkenin onurlu bir vatandaşının sahip http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/t...e1=64&page2=64 http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/t...e1=66&page2=66 Şimdi düşünün bir kere TRT'nin kürtçe kanalı TRT-6 1 ocak 2009'da yayına başlayacak Erdoğan çıkp bir sene sonra 26 aralık 2010'da mecliste genel anlamda tek dil Türkçe diyecek Erdoğan geri zekalımı :D Adam resmi dil anlamında milletimin dili Türkçe diyor bunuda çok iyi bildiğiniz halde milleti yanıltmaya çalışıyorsunuz . Bedelli askerlik Bedelli askerliğe izin verildi de aynı zamanda profesyonel ordu kurulmadımı ? Kuruldu profesyonel ordu ne için kuruldu ? Gariban insanların çocukları şehit olmasın diye kuruldu . Bedelli askerlik açıklandığında ne denildi : Bedellinin Parası Şehit-Gaziler için Harcanacak "Kanun tasarısına koyduğumuz bir maddeyle bedelli askerlik geliri, şehit yakınlarına, gazilere özürlülere muhtaç erbaş ve er aileleriyle TSK’ya, Jandarma Genel Komutanlığı’na ve emniyet hizmetlerine mensup vazife malullerine yönelik sosyal hizmet faaliyetlerinin finansmanına aktarıyoruz." http://www.gazihaber.com/haber/351/b...arcanacak.html Bedelli paraları Şehitlik olacak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, bedelli askerlik parasının nasıl ve nerelerde kullanılacağını açıkladı. “Üzerimizde çok büyük sorumluluk var” diyen Şahin, İlber Ortaylı, İskender Pala gibi önemli tarihçilerle bir araya geldiğini anlatarak, şehitliklerle ilgili bir çalışma başlattıklarını anlattı. Bakan Şahin, “Bedelli askerlikten gelen para da şehit yakınları ve gazilere kullanılacak. Ne yapacağımız üzerinde bir çalışma sürdürüyoruz. Mesela şehitliklerimizi nasıl güçlendireceğiz? Şehitlik kavramını yeni nesillere nasıl anlatacağız... Biz şimdi bu parayı nasıl kullanacağımızı hocalarımızla konuşuyoruz. Mesela geçenlerde İlber Ortaylı ile bir araya geldik. İskender Pala ile buluştuk. Bir atımlık barutumuz var, nasıl kurumsal hale dönüştürebiliriz diye çalışma yapıyoruz” dedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin Vatan gazetesinin sorularını yanıtladı. http://www.gazihaber.com/haber/1307/...ik-olacak.html Bedelli parası Myanmar şehitliğine Bedelli askerlikten elde edilen gelirle onarılacak Bedelli askerlikten elde edilen gelirin bir bölümü, Myanmar’daki Türk şehitliklerinin onarımı için kullanılacak. Süresi bir ay daha uzatılacak olan bedelli askerlikten elde edilen gelirin bir bölümü, Myanmar’daki Türk şehitliklerinin onarımı için kullanılacak. 460 bin yükümlünün yararlanma hakkı olan bedelli askerlik için 69 bin 320 kişi başvurdu ve 2 milyar 4 milyon lira gelir elde edildi. Yasa gereği bedelli askerlik paralarının şehitlikler, şehit aileleri ile gaziler için kullanılması gerekiyor. Bu çerçevede bazı şehitlikler de yeniden düzenlenecek. İlk olarak Sarıkamış Şehitliği inşa edilecek. ‘’Ay yıldız' şeklinde yapılacak olan şehitlik, Sarıkamış Harekatının 100. yılı olan 22 Aralık 2014 günü açılacak. Bedelli geliriyle ayrıca, esir düştükten sonra Mynmar’a götürülen ve burada hayatını kaybeden bin 600 asker için yeni bir şehitlik yapılacak. Birinci Dünya Savaşı sırasında, Arap cephelerinde savaşırken esir düşen Türk askerleri, o zamanlar İngiltere’nin sömürgesi olan Burma'ya (Bugünkü adıyla Myanmar) getirildi. 12 bin Türk askeri Burma'da demiryolu, köprü ve suni göl yapımında çalıştırıldı ve ağır çalışma şartları ile hastalıklar yüzünden bir çoğu hayatını kaybetti. Myanmar’ın Thayet Myo bölgesindeki Türk şehitliği halen bakımsız bir durumda bulunuyor. Mandalay kentindeki ikinci Türk şehitliğinde de mezar taşları parçalanmış durumda. http://haber.gazetevatan.com/bedelli...505762/1/Haber En anlamlı bedel Bedelli askerlik geliriyle ilk yükselecek anıt Sarıkamış’ta ‘90 bin şehit’ anısına olacak http://www.haberturk.com/gundem/habe...-anlamli-bedel - NATO'nun Libya müdahalesi Erdoğan NATO'nun Libyaya müdahalesine karşı yaptığı konuşma ile NATO Libyaya Libyanın Libyalılara ait olduğunu tesbit ve tecil için oraya girmeldir dediği iki konuşmayı koymuşlar iki farklı Erdoğan izlenmi yaratmaya çalışıyorlar yahu Erdoğan Libyada hiç bir gelişme yaşanmadan mı daha önceki söyleminden vazgeçti ? Yani Libyada hiç bir gelişme yaşanmadı Erdoğan durduk yere daha önceki söyleminde vazgeçti bakın bunu böyle insanların önüne getirmek insanları kandırmaktır . Zaman geçip millet o dönemdeki yaşanan gelişmeleri unutunca çıkıp yaşanan gelişmeleri pas geçip insanların önüne bunu getirmek insanları kandırmak vede aldatmaktır . Türkiye Libyaya dış müdehale istemedi fakat önce Fransa ardından İngiltere ve Amerika Libyaya beklenilmeyen süpriz askeri müdehalesi gelince Türkiyede mecburen hem kendi çıkarları hemde Libya halkının çıkarları doğrultusunda BM nezdinde girişimler başlatıp mecburen istemeye istemeye ANTO müdehalesine onay vermiştir ve bu müdehalede kendi şartlarınıda kabul ettirmiştir . Türkiye’nin Libya tavrı yanlış değil CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Birleşmiş Milletler kararı doğrultusunda Libya’ya düzenlenen operasyonla ilgili hükümetin tavrını, “Türkiye’nin tavrı yanlış değil; yapılan açıklamaları da doğru buluyorum” sözleriyle değerlendirdi. http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...px?id=17328324 - Füze kalkanı projesi Erdoğan ilk konuşmasında ne diyor ? Bakalım : Erdoğan'dan 'Füze Kalkanı' Şartı Başbakan: Topraklarımızın genelinde böyle bir şey düşünülüyorsa, komuta kesinlikle bize verilmeli, aksi takdirde böyle bir şeyin kabulü mümkün değil. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, füze savunma sistemi ile ilgili olarak, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama’ya Türkiye’nin hassasiyetlerini ilettiğini söyledi. Erdoğan, Füze savunma sisteminin komutasının kime verileceği konusuyla ilgili, "Topraklarımızın genelinde böyle bir şey düşünülüyorsa, zaten bu kesinlikle bize verilmeli, aksi takdirde böyle bir şeyin kabulü mümkün değil" dedi. Güney Kore ve Bagladeş’teki temaslarını tamamlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gazetecilerin füze savunma sistemi ile ilgili sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan, Seul’de Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama ile yaptığı görüşmeyi hatırlatarak, "Kendileri bu konuyla ilgili zaten belli bir noktaya gelinmesi hasebiyle sordukları soruya, daha önce de burdan hareket ederken de söylediğim gibi aynı şekilde değerlendirmemi kendilerine bildirdim. ’Bu noktalardaki hassasiyetiniz, bizim de hassasiyetimiz olacaktır’ dedik" şeklinde konuştu. Türkiye’nin Şartları Var Bu işin ana merkezini NATO’nun teşkil ettiğini ifade eden Erdoğan sözü, füze savunma sisteminin komutasının kime verileceği konusuna getirdi ve şunları söyledi: "NATO’nun bir üyesi olarak şüphesiz ki, bu kapsamda atılacak bir adım ve bu işin komutasının kime verileceği hususu ki, bunun özellikle topraklarımızın genelinde böyle bir şey düşünülüyorsa zaten bu kesinlikle bize verilmeli. Aksi takdirde böyle bir şeyin kabulü mümkün değil. Bir diğer, asla, herhangi ülke adı burada belirtilemez. Tabi yerleşim noktası, bunlar çok çok önemli ve serpilme denilen konu çok çok önemli. Bu serpilme nerde olacak, nasıl olacak bu önemli. Hangi irtifada olacak, bunlar önemli. Teknik kadrolarımız bütün bunların üzerinde çalışmalarını yapıyor. Silahlı kuvvetlerimizde de bunun çalışmaları ayrıca yapılıyor. Ve Lizbon zirvesinde de bu görüşülecek. Eğer mutabakat sağlanırsa ne ala, sağlanamazsa söyleyecek bir şey yok." http://www.ilkehaber.com/haber/erdog...arti-13289.htm İkinci konuşmasında ne diyor : Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, füze savunma sisteminin komutasının Türkiye'de olacağına dair iddiaları yanıtladı. Erdoğan, komuta olayının NATO'nun bundan sonrasındaki toplantılarda belirleneceğini söyledi. Rixos Otel'de düzenlenen Fatih Projesi imza töreni sonrasında basın mensuplarını sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan İsrail ordusuna yakın bir internet sitesinde yer alan "Füze savunma sisteminin bir Türk komutanda olacağı" yönündeki haberleri değerlendirdi. Erdoğan "Şu anda balistik füze savunma sistemleriyle alakalı olarak görüşülen ve açıklanan başlıklar biliyorsunuz belli. Bu başlıklardan bir tanesi savunma amaçlı olarak NATO'nun bu sistemi kurması kararı. Bir diğeri radar sistemlerinin bununla bağlantılı olarak kurulması kararı. Bir diğeri burada her hangi bir hedefin belirlenmemesi kararı. Burada adil, hakça paylaşım yatırımlar noktasında bunun tespiti. Komuta olayına gelince bunlar bundan sonra yapılacak olan birleşimlerde, bir araya gelmelerde o zaman tespit edilecek" dedi. Şu anda komutanın kimde olacağının belli olmadığını da sözlerine ekleyen Erdoğan şöyle devam etti: "Buranın komuta sisteminin tamamıyla NATO'da olması gerektiğini söyledik ve bunu savunduk. Bundan sonraki gelişmelere de göre de tavrımız ülkemizle alakalı bir konuda gelişmeler hangi noktaya gelecek bilemediğimiz için şu anda bir şey söylemek erken olur. Komutanın kesinlikle NATO'da olması gereğini ifade ettik ve NATO malumunuz olduğu üzere bir saldırı sistemi oluşturmuyor, bir savunma sistemi oluşturuyor. NATO'nun kuruluş amacı da saldırıya yönelik değil savunmaya yönelik bir birleşimdir, bir araya geliştir. Bundan sonraki buluşmalarda, bir araya gelişlerde hangi ülkede balistik savunma sistemi kurulacak, radar sistemleri nerede kurulacak ve ona göre de komuta hangi ülkede olacak belirlenecektir. Türkiye olarak bizim bu konudaki kararlılığımız daha öncede ifade ettiğim gibidir. Bu noktada bize karşı yaklaşım da olumludur." Erdoğan, Türkiye'de bazı siyasi partilerin NATO'ya karşı değişik yaklaşımları olduğunu da ifade ederek, "Bunlar geçmişten bu yana hep olan yaklaşım tarzıdır. Bunlara da alışığız. Dikkat edilirse Lizbon Zirvesi'nde artık Rusya Federasyonu bile bu zirvenin içinde bulunmuştur, buraya katılmıştır. Dünyada bir çok değişiyor ama ülkemizde değişmeyen zihniyetler de maalesef var. Ben bundan sonraki birleşimlerde çok dahi isabetli adımların atılacağına inanıyorum" dedi. http://www.sabah.com.tr/Gundem/2010/...ialarina_cevap Sonuç olarak Füzeler sadece güneyine yerleştirilmiştir topraklarımızın geneline değil vede Türkiye NATO üyesidir .. Ne demiştik makaslama yönetemi ile oluşturulan bu video ile insanlar yanıltılmaktadır Egemenlik kimin muhabbetinde olduğu gibi buyrun il kısımda Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir dediği videonun tamamı
Yahu, Batılı diyorki, Sezarın hakkı Sezar’a, Tanrının hakkı Tanrı’ya. Ama bu ülkenin içişleri bakanı diyorki, Sezar’ın hakkı var, Tanrı’nın hakkı yok! E bu ülkenin yüzde 99’u üstelik Müslüman! Hem laik hem müslüman olunmaz! Ya müslüman olacaksın, ya laik! İkisi bir arada olduğu zaman adeta, ters mıknatıslanma yapar, mümkün değil ikisinin bir arada olması! E durum böyle olunca, ben Müslüman’im diyenin, tekrar yanına gelipte aynı zamanda da laikim demesi mümkün değil. Niye? Çünki, Müslüman’ın yaratıcısı olan Allah, kesin hakimiyet sahibidir! “Egemenlik kayıtsız şartsız miletindir.” Bak! Yalan! Koskoca bir yalan! Bunların anayasacılarına teklif ettik: Gelin dedik, anayasaya, Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir maddesinin yanına bir parantez açalım. Ne olacak? Dediler. İçine “beş senede bir yazacağız” dedim. Öyle diyince gülmeye başladılar. Niye gülüyorsunuz dedim yahu! Beş senenin dışında milletin böyle bir hakkı varmı? Durdular, durdular birbirlerine baktılar. Hakkaten ya, yök galiba dediler. Evet! Kim? Kaptı kaçtımı Maldı kaçtımı var ya bir tane, O! Nerde söylüyor bunu? Sene 1985! Marmara otelinde tartışmalı bir toplantı yapıyoruz, anayasa üzerine, orda söylüyor. Ve bende kendisine bunu böyle söyleyince, bu seferde kalktı, olmaz öyle şey dedi. Tam o sırada eski maliye bakanı Vural Arıkan, o da kafası tam böyle zil zurna sarhoş, ayakta duramıyor, o da akıl veriyor. “Korkarımki aynı masada hazırladınız bu anayasayı” dedim. Niye? Adamlar ayık kafayla hazırlamıyorlar bunu; sarhoş kafayla hazırlıyorlar. Dolayısıyla da bunların anayasası daha iki sene bile dayanmıyor, daha üçüncü senede delik deşik ediyorlar. Ve şu anda bu anayasa delik deşik. Her taraftan yamalı bohça! Ve bak şimdi ne diyorlar? Geçen gün gazeteciler soruyor: “Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?” “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Miletindir” Bak, burda işi iyi düşünün, Nereye giderken? Sandığa giderken milletindir. Ama, maddede ve manada egemenlik kayıtsız şartiz Allahındır. Ne diyor Erdoğan madde ve manada egemenlik kayıtsız şartiz Allahındır. Zaten egemenlik kayıtsız şartısız milletidir sözü ile Allahındır sözü kıyaslanmaz . Erdoğanın 1994 yılında ülkedeki halka rağmen yapılan ,halkın istemediği onaylamadığı uygulamalara atıf yaparak söylediği ve milletin 5 senede bir sadece seçim zamanı egemen olduğu için egemenlik kayısız şartısız milletidir sözünün yalan olduğunu söylüyor makaslaıyıp millete yutturuyorlar . Davos çıkışı Buyrun Davosta söyledikleri “Sesin çok yüksek çıkıyor. Benden yaşlısın biliyorum ki sesinin benden çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Benim sesim bu kadar çok yüksek çıkmayacak. Bunu böyle bilesin. Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüz, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum. Ülkenizde başbakanlık yapmış 2 kişinin bana çok önemli lafları vardır. Filistin'e, tankların üstünde girdiği zaman, 'kendimi bir başka mutlu addediyorum' diyen başbakanlarınız var. Tankların üzerine çıkıp da 'Filistin'e girince mutlu oluyorum' diyen başbakanlarınız var. Ve bana sayılar veriyorsunuz. İsmini de veririm, belki merak edenleriniz vardır. "ALKIŞ TUTANLARI KINIYORUM” Peres'in konuşmasının salonda alkışlanmasıyla ilgili olarak da Erdoğan, “Şu zulme alkış tutanları da ayrıca kınıyorum. Peki çocukları öldürenleri kalkıp da alkışlamak öyle zannediyorum ki insanlık suçudur” dedi. Başbakan Erdoğan'ın, “Sadece size, iki söz söyleyeceğim...” sözleri üzerine, oturum yöneticisi, araya girdi. Erdoğan, “sözümü kesmeyin” diyerek, “Tevrat'ın 6. maddesi der ki 'öldürmeyeceksin. Burada öldürme var. Bu da çok enteresan” diyerek sözlerini sürdürdü. Biri Oxford Üniversitesinde profesör iki İsrail vatandaşının, İsrail'i eleştiren açıklamalarını da elindeki notlardan okuyan Başbakan Erdoğan, oturum yöneticisine de dönerek, “Sana da çok teşekkür ediyorum. Benim için de bundan böyle Davos bitmiştir. Daha Davos'a gelmem. Siz konuşturmuyorsunuz. 25 dakika konuştu, 12 dakika konuştum. Olmaz.” Dedi. Erdoğan ağırlıklı olarak İsrailin geçmişte yaptıklarını anlatmış burda ikinci açıklamasında ise Erdoğan artık hisleri ile değil ekonomik çıkarlar doğrultusunda bir açıklaması var . . Bir Amerikan projesi BOP başlıklı konuşmasında ise yine makaslanıp vede çarpıtılarak Türk halkı kandırılmaya çalışılmaktadır nasılmı ? Bakalım görelim Önce ikinci videon başlıyoruz ikinci video 15 Şubat 2004'de Kanal D'de Teke Tek Programın da yapılmış bir konuşmadır ve Erdoğan o konuşmaa kültürel bir proje olan BOP projesinden bahsetmektedir aslında bu kekler bu video ile bir nevi milleti yıllardır çeşitli haritalarla nasıl kandırdıklarınıda göstermiş oldular :D Birinci videodaki konuşma 2009 yılına aittir vede Erdoğan o konuşmada BOP'dan değil Demokratik açılım pakedinden bahsetmektedir . Erdoğan, demokratik açılım paketinin ABD kaynaklı olduğuna dair eleştirilere "İspat edemezlerse alçaktırlar, namussuzdurlar" dedi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "ABD kaynaklı açılım" eleştirisine sert çıkarak, "Ellerine bir kağıt almış dolaşıyorlar: 'Amerika'nın bir projesi bu' diye. Bunu ispat ederlerse biz her şeye varız. Ama ispat edemezlerse alçaktırlar, namussuzdurlar" dedi. Dolmabahçe'deki Bezmi Alem Valide Sultan Camii'nde cuma namazı kılan Erdoğan, çıkışta gazetecilerin soruları üzerine özetle şunları söyledi: http://www.sabah.com.tr/Siyaset/2009...namussuzdurlar Gördüğünüz gibi Demokratik açılımla ilgili söylediği sözün demokratik açılım kısmını makaslayarak BOP'la iligili yaptığı konuşmayla karşılaştırıp iki farklı Erdoğan izlenimi yaratıp yalanla dolanla makaslanmış videolarla Başbakanı karalamaya çalışıyorlar
Konu EZEL tarafından (02-28-2013 Saat 13:43 ) değiştirilmiştir.. |
||||
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
02-28-2013, 19:04 | #2 |
İnsan ölür kalır eseri, bir eşek mi öldü ondanda nihayet semeri....
Tayyip Erdoğanın sözlerini derleyek oluşturulan bu tezgah yemez millet icraata bakar, ama başaramayacaksınız Allahın izniyle bu ülke sizin gibi çapulcuların eline dümeyecek..... |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|