Avrupa’nın en muhafazakâr siyasetçileri yeni bir sağ parti kurmak üzere bir araya geliyor.

Temelinde ‘İslam Karşıtlığı’ ve ‘Göçmen Karşıtlığı’ ilkeleri bulunan bu yeni oluşuma

‘Avrupa Vatansever Partisi’

adının verilmesi düşünülmektedir.


AB üyesi Avusturya, Belçika, Bulgaristan ve Fransa’nın en muhafazakâr liderleri
‘Avrupa Vatansever Partisi’ni kurmak amacıyla 25 Ocak 2008 günü Viyana’da toplandılar.

Çok sayıda AB ülkesini içine alacak geniş bir yelpaze oluşturmak istediklerini söylediler.

AB yasasına göre, bir Avrupa siyasi partisinin kurulabilmesi için en az yedi ülkeden üyeye sahip olması gerekmektedir.

Yeni oluşumun sözcüsü Avusturya Özgürlük Partisi lideri Heinz-Christian Strache gazetecilere;

“Hedefimiz çok açık, 10’dan fazla partiyi üye olarak görmek istiyoruz. En ideali, her AB ülkesinden bir siyasi partinin yeni oluşuma katılmasıdır.”

Dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

“Söylemimiz şu: Tüm Avrupa ülkelerinin vatanseverleri, birleşin! Çünkü sorunlarımızı ancak birlikte çözebiliriz. Sorumsuz ve çok yoğun bir göçmen akını, Avrupa’nın en temel sorunlarından biridir.”

Avrupa Vatansever Partisi’nin 15 Kasım 2008’de kurulması umuluyor.

Daha önce de Avrupa Parlamentosu’nda, ‘Kimlik, Gelenek, Egemenlik’ adında bir grup bulunmaktaydı.

Bu grubun İtalyan parlamenterlerinden, Benito Mussolini’nin torunu Alessandra Mussolini bir gazeteye,

“Yasaları çiğnemek, Romanyalılar için bir yaşam biçimi oldu”

Deyince, beş Romanyalı parlamenter hemen gruptan ayrılmış, grup da dağılmıştı.

Avrupa Parlamentosu’nda bir grup kurabilmek için en az 20 parlamenter gerekmektedir.

‘Kimlik, Gelenek, Egemenlik’ grubunda şu siyasi güçler yer almaktaydı:

Fransız Ulusal Cephe, Avusturya Özgürlük Partisi, Belçika Flamanları Partisi, Bulgaristan Atak Koalisyon, Büyük Romanya Partisi, İtalyan parlamenterler ve bir İngiliz parlamenter.

İşte şimdi bu siyasi güçler, yeni oluşumun içinde de yer almakta, yani Avrupa Vatansever Partisi’ni kurmak üzere bir araya gelmektedirler.

AB’de sayıları hiç de azımsanmayacak bir grup parlamenter ‘ önce vatan’ derken, bizim ülkemizde omurgasız aydınların yere göğe sığdıramadığı kart dönek Çetin Altan bakın nasıl kıkırdıyor:

“Önce vatan… Kah kah kah…Kih kih kih”

Fransız, Avusturyalı, Belçikalı, Bulgar, Romanyalı, İtalyan ve İngiliz parlamenterler hep bir ağızdan ‘vatanseverler birleşin’ diye haykırırken, bizim ABD-AB uşağı medyanın gözbebeği, Cizvit papazlarının eğittiği Mehmet Altan bakın neler yumurtluyor:

“Ben dünya vatandaşıyım…”

“Türkiye’nin çöküntüsü hızlanmazsa giremeyeceğiz AB sürecine…”

AB’nin 7 ülkesinin parlamenterleri ‘egemenlik’ diyerek ayaklanırken,

dünyada 4000 üniversite arasında, başarı sıralamasında sondan üçüncü olan Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Eser Karakaş, gönüllü uşaklığa hazır olduğunu bakın nasıl açıklıyor:

“…uluslararası vesayetten yanayım. Kopenhag Kriterlerini uluslararası vesayet Türkiye’ye dayatacaksa, ben de bir biçimde bundan yanayım.”

AB’nin bazı parlamenterleri , ‘Avrupa Vatansever Partisi’ni kurma hazırlıkları içindeyken, ABD-AB beslemesi PKK teröristlerini Kandil dağındaki inlerinde görmeye giden gönüllü devşirme Ahmet Altan, bakın seceresini nasıl ortaya koyuyor:

“Bir çift kadın .......... vatanı satabilirim.”

Şu ibret verici sözlere bir bakar mısınız:

“Ben bir fikir or........…Bir ........pu kim para verirse onunla yatmaz mı? İşte ben de onlardan biriyim. Yalnız parasını aldığım iştedir aradaki fark”

Bu sözler Radikal gazetesi köşeyazarı Murat Belge’nin babası Burhan Belge’ye aittir.

Babaların eksikliklerini, kusur ve özürlerini oğullara yüklemek pek insaflı bir yaklaşım değilmiş gibi gelebilir.

Ama öte yandan, ‘Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al’ deyişinin içerdiği bilgeliği de göz ardı edemeyiz.

Yalnız AB’li parlamenterlerin değil, Avrupa halkının da büyük bir çoğunluğu ‘kimlik’ lerine sıkı sıkıya sarılırken, ‘fikir ******su’ Burhan Belge’nin çocuğu Murat Belge bakın ne diyor:

“Türk olmaktan kıvanç duymuyorum!..Yani ben elimde olmadan Türk doğmuşum. Hatta ailemde Çerkezlik var, Türklük yanım zayıf yani! Türklüğümün zayıf olmasından kıvanç duyuyorum!”

Elbette bizler, vatanseverliği AB’den öğrenecek değiliz!

Peki, ben bütün bunları niçin yazdım?

Vatanseverliğimizle alay edenlerin, kimliğimizi çiğneyenlerin, ulusalcılığımızı aşağılamaya çalışanların ve egemenliğimizi Hıristiyan AB’ye teslime hazır olanların karakterlerinin bir kez daha görülmesi ve bu kişilerin ABD-AB sömürgecilerinin birer uşağı olduğunun bir kez daha anlaşılması için yazdım.