Ali Haydar Haksal

milligazete
25 KASIM 2010

Bir dakika sayın devlet erkânı, AK Parti iktidarı!..


Türkiye diplomasisi ve Devlet erkânının dış politika manevraları iflas etti.



Yıllardır, sürdürülen ikiyüzlü politikaların artık hangi aşamada olduğu çok açık.


Millî Görüş geleneğinden kopan bu kadro, millî ruha sahip olan insanımızı yanıltıcı ve yanılsatıcı politikaları gün yüzüne çıktı. Biz, tâ başından beri söz konusu duruşun ve politikanın hangi merkezde yürüdüğünü biliyoruz. Yazılarımız, konferanslarımızda bunu çok açık ifade ettik ediyoruz.


Sayın Davutoğlu Dışişleri Bakanı olduğundan beri, muhafazakâr medya ve onlara bağlı çevreler, bir dehanın başarılı politikalarını yere göğe sığdırmadılar. Irak işgali sırasında 1 Mart Tezkeresi'nde, AK Parti iktidarının ve yöneticilerinin nasıl bir sıkıntıdan geçtikleri bilinen bir gerçek.


Bush'un anıları yayımlandı. Türkçe'ye çevrildi mi bilmiyorum. Kitap dünyasını yeterince izleyemiyorum. Şahsımla ilgili nedenlerden ötürü. Medyaya yansıdığı kadarıyla Sayın Cumhurbaşkanı'nın, o zaman Başbakandı, ne kadar zorlandığı anlatılıyor. Hatta Sayın Gül'ün Başbakanlıktan bile istifası söz konusu olmuştu.


Basamaklar hızlı tırmanılıyor. Muhafazakâr medya ise iktidarına toz kondurmuyor. Aman iktidarımız ve çıkarlarımız zedelenmesin zarar görmesin kaygısındadırlar.


Muhafazakâr iktidarın, politikaları tâ Irak işgalinden beri iflastaydı. Fakat, muhafazakâr medya, hem de onları destekleyen liberal kanadın Amerikancı yazarları öylesine örtbas ediyorlar ki, herkes yapılanların ne denli doğru olduğuna inanıyor, hatta iman ediyor. Bu durum, Millî Görüş kanadını bile etkiledi ne yazık ki. AB konusunda beliren yumuşamalar da bunun bir sonucu. İflas etmiş AB konusuna balıklama dalanlar bile var şu sıralar.




Bu iki yüzlü politika bir yandan Davos'ta "one minute" diye gürler, bir yandan da, NATO'nun Türkiye'ye konuşlandıracağı füzeleri "reel politika" adına onaylıyorlar.


Türkiye; işgal altında. Türkiye Müslümanlara karşı Amerika adına işgal altında. Bu, sonradan NATO ile kamufle edildi, üstü örtüldü.


Düşünün ki, İsrail, Akdeniz'den ve Türkiye üzerinden Suriye'deki tesisleri çok rahatlıkla bombalayabiliyor.

Düşünün ki, Amerika - İsrail - İngiltere üçgeni İsrail'i koruma ve kollamada özel bir titizlik içindedirler, işbirliği yapıyorlar. Buna AB de katılmış bunuyor.


"Reel politika" ve "Ortak Akıl" kavramları AK Parti ile siyasal literatüre girmiş bulunuyor. Bu, şu anlama geliyor. Türkiye insanına biz bu politikaları uygulamak zorundayız, gerçekçi olan da budur. Tabii şunu göz ardı edemiyoruz.



Bu siyasiler konuşurlarken Türkçe kavramlardan ve deyimlerden kaçıyorlar. Nedeni belli. "reel" kavramını Anadolu insanı ne bilsin. "ortak akıl" Türkiye'nin ortak düşüncesi değildir. İşte görülüyor; NATO, AB, Medeniyetler İttifakı, Dinler Arası Diyalog vs. gibi oluşların etkisi burada oldukça belirgin.


Lizbon'da muhafazakâr Demokrat iktidarın dış politikasının gerçek yüzü ortada.

Türkiye'ye konuşlandırılacak olan Amerikan füzeleri, affedersiniz NATO füzeleri başta İran olmak üzere, Suriye ve İslâm coğrafyasını hedef almakta. Bu, NATO'nun öncelikleri arasında yer almakta.

Uzun bir süredir İsrail, İran ve Suriye konusunda kıvranıp duruyordu. İkide bir İran'ı vuracak bir hazırlık içindeydi. Bu, sürekli olarak gündemde kaldı.


Bir de Türkiye medyası, bağımlı medyası, iktidar medyası bu felâketleri nasıl da başarılı bir dış politika olarak gösteriyorlar. Bu göz boyayıcılık öylesine başarılı ki, bunu kimseye anlatamıyorsunuz.


Bir dakika Sayın Cumhurbaşkanı...
Bir dakika Sayın Başbakan...
Bir dakika Sayın Davutoğlu...
Neler oluyor sizlere, nasıl bunu kabullenirsiniz? Türkiye'nin sınırlarında, çevresinde, NATO karşıtı hangi ülkeler var? Bu nasıl bir iştir ki, siz İsrail'i korumak için böyle bir girişimde bulunuyorsunuz?


Sayın Başbakan "One Minute"nize ne oldu? Hem, hani, önce dediniz ki "Füzelerin kontrolü bizde olacak." Sonra da: "Hayır komuta ve yönetim NATO'da olacak." İyi, bu sizin gelecek dönem iktidarınızı perçinleyeceği için size hayırlı olsun!.. Başka ne diyebiliriz.