![]() |
#1 |
![]() Daha önce hiç karşılaşmamıştık. Bir arkadaşımın davetinde tanıştık. İçlerinde iki Harp okulu öğrencisi ve dört teğmen vardı. Söz ister istemez Ergenekon tutuklamalarına geldi. Genç subalar çok gergindiler. Onlara “TSK’da bu gelişmeler nasıl algılanıyor?” diye sordum.
Birbirlerine bakıştılar. Önce çekimser davrandılar, sonra “Siz ne düşünüyorsunuz?” diye topu bana attılar. Bir saatlik sohbet sonunda, genç subayların kafalarının bizler kadar karışık olduğunu gördüm. “Bizde aramızda tartışıyoruz ve bu işin sonunun nereye varacağını göremiyoruz” cümlesi sık sık tekrar edildi. Karşımdakiler, bir kesimimizin “böyle giderse genç subaylar darbe yapar” dediği, bir kesimimizin ise “Genelkurmay genç subayların baskısı altında. TSK fokur fokur kaynıyor” diye sözünü ettiği askerlerdendiler. Birkaç genç asker ile konuşup TSK’nın nabzını anlamak tabii ki imkansızdır. Ancak yine de bir fikir veriyor. Bana söylenenleri kabaca şu şekilde özetleyebilirim: - Asıl fokur fokur kaynayan kesim emekli komutanlar. Onlar çok sert bir tutum içindeler. Özellikle son gözaltılara Genelkurmay’ın tepki göstermesini istiyorlar. Kendi aralarında toplanıyorlar ve değerlendirme yapıyorlar. - Kuvvet Komutanlıklarında olsun, karargahlarda olsun, öyle büyük infial yerine, bir bölümünde kaygı, bir diğer bölümünde tepki, ancak çoğunlukta bekleme ağır basıyor. - TSK’nın genelinde, eskisi gibi darbe yapmanın artık imkansız olduğu kabul ediliyor. Belki kişisel inisiyatifi düşünenler çıkabilir, ancak bu tip girişimler başarıya ulaşamaz. - TSK’daki iç disiplin ve özellikle Komuta kademesinin emirlerine uyma konusunda hiç bir tereddüt yaşanmıyor. Komutanın emrine karşı çıkmak diye bir kavram yok. - Org. İlker Başbuğ artık Genelkurmay Başkanı olarak görülüyor. Ciddi, bilgili ve otoriter bir komutan olarak algılanıyor. Hakkında hiçbir kuşku söylentisi dahi duyulmuyor. - Şura öncesinde, Genelkurmay’dan olağanın dışında bir tutum, bir hareket veya uyarı pek beklenmiyor. Bu konulara daha çok devir teslim törenlerindeki konuşmalarda değinilmesi bekleniyor. - TSK’da Genelkurmay ve Komuta katlarındaki değerlendirmeler tabii ki farklı. AKP’yi haklı görenler de var. Ancak son söz için hep 1 inci Başkana bakılıyor. Bu alışkanlıkta hiç değişiklik yok. Daha çok şeylerden söz ettik. Önceki Genelkurmay Başkanlarının nasıl görüldüğü, Özkök paşa’nın nasıl algılandığı vs... Bazı komutanların gözaltına alınmaları gayet tabii hepsini rahatsız etmiş. Onlar da merakla iddianameyi bekliyorlar. Acaba somut bulgular var mı, yoksa sudan delillerle mi harekete geçilmiş (!) Subaylar da, Ergenekon soruşturmasını, AKP’nin kapanma davasına karşı bir gözdağı olarak niteliyorlar. Bu arada TSK’ya müthiş bir yıpratma kampanyası sürdürüldüğüne de inanıyorlar. Peki, AKP kapatılmalı mı? Bu soruya, TSK’nın büyük bir bölümünün EVET yanıtı verdiğini söylediler. İşte göz ucuyla bir izlenim. Tekrar edeyim, bu bilimsel bir inceleme değil, bir grup genç subayla yaptığım dostça bir sohbetin özetidir. M.Ali BİRAND Posta
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|