09-08-2008, 10:40 | #1 |
Bir Hayal Kurdum
Bir hayal kurdum yine dün gece: Başlangıcında sen, ortasında sen, Sonunda yine sen. Hep seni bekliyorum, hep seni arıyorum Ve hep seni özlüyorum. Duygularımın yoğunluğu içerisinde Seni kaybetmekten korkuyorum, Kendimi senin varlığında kaybettiğim gibi. Bir kez olsun kulak ver de dinle: “Bir ikindi vakti. Beyazıt Meydanı’ndan Sahaflara doğru gidiyorum. Sen, Bir dükkânın önünde kitaplarla uğraşıyorsun yine. Yanına yaklaşınca, Camda vücudumun aksini fark ederek Geriye dönüp sarılıyorsun boynuma, Sımsıkı, Asırlardır ayrıymışız gibi. Sonra çarşıdan çıkıp Çemberlitaş’a doğru yol alıyoruz. Çemberlitaş kalabalık, korkutucu. Karanlık kuyuya atılmış bir halatı tutar gibi yapışmışım ellerine, Sımsıkı. Düşünüyorum: “Bu insanlar seni benden çalacaklar” Düşüncelerimin yoğunluğu içerisinde Seni kaybetmekten korkuyorum Kendimi senin varlığında kaybettiğim gibi. Sonra Sultanahmet’te turistlere karışıyoruz. Ayasofya bir adım ötede. Bir Cuma aşkıyla surlar deviren adamın çağlar ötesinden gelen sesi Yankılanır gibi kubbede. Hızır’ın parmağıyla yönünü değiştirdiği kıblesi Eski yönüne dönmüş yine. Benim dönüp dolaşıp sana döndüğüm gibi. Sana dönüyorum, Çünkü çağların karanlığı içerisinde Seni kaybetmekten korkuyorum. Kendimi senin varlığında kaybettiğim gibi. Topkapı’ya uğramadan, Soğuk Çeşme Sokağı’nda, Ahşap evlerin arasında Leylakların, akasyaların kokusunda Mistik bir havayı teneffüs ediyoruz birlikte. Bu sarhoşlukla Gülhane’ye giriyoruz. Gülhane! Âşıkların mekânı… Her zamanki gibi güzel. Huzur veriyor çınarların serinliği insana. Kalabalığın içinde, Elim eline sımsıkı kenetlenmiş; İstanbul’un, Gülhane’nin kalabalığı içerisinde Seni kaybetmekten korkuyorum. Kendimi senin varlığında kaybettiğim gibi. Sarayburnu’nda hırçın bir rüzgâr yüzümü okşuyor, Bir annenin şefkatli eli gibi. Vapurla karşıya geçerken Dalgalara bakıyorsun sen. Ben kaçıyorum dalgalardan. Sevmiyorum. Dalgalar hırçın, Dalgalar korkutucu. Seni kandırıp Saçlarını çalmak istiyorlar. Hırçın dalgaların derinliği içerisinde Seni kaybetmekten korkuyorum. Kendimi senin varlığında kaybettiğim gibi. Akşama doğru… Çamlıca’dayız güneş batarken. Gül kokuları arasında… Gözlerine bakıyorum, Sonra İstanbul’a. İstanbul! “İstanbul topuklarımızı öpüyor. Boğaz Köprüsü fesadından çatlayacak gibi. Bir tarafta da kız kulesi. Kucak açmış yine yasak aşklara.” Yeşil çimenlere uzanıyorsun sonra. Ben de senin dizlerine. Saçlarımı okşuyorsun. Demli bir yudum çayın kokusunu duyar gibiyim nefesinde. Dudaklarının arasından iki cümle yankılanıyor, Kalbimi parçalayan, Bağrımı yakan: “Bir daha görüşmeyeceğiz. Ayrılacağız seninle.” Göz pınarlarından iki damla yaş süzülüyor sonra, Gözyaşlarıma karışıyor Ağır ağır, Acı acı. Yakıyorsun yine, Korkutuyorsun beni. Hayalimde dahi olsa İstanbul’un bu en güzel çamlığında, Sözlerinin acılığında, Gözyaşlarının sıcaklığı içerisinde Seni kaybetmekten korkuyorum. Kendimi senin varlığında kaybettiğim gibi.” Bunları sana anlatmam bile bir hayal biliyor musun? Görüyorsun ya; İşim gücüm hayaldir benim, Fakat Başlangıcında sen, Ortasında sen, Sonunda yine sen olacaksın bu hayalin. Bu sıkıcı dünyada Seninle birlikte olsam seni bu kadar sevmezdim belki. Ben senin hayalini sevdim. Ve şimdi Bu sıkıcı dünyanın yalnızlığı içerisinde Hayalini kaybetmekten korkuyorum… Seni kaybetmekten korkuyorum. Kendimi senin varlığında kaybettiğim gibi. Alıntı
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
09-08-2008, 15:47 | #2 |
Bir Hayal Kurdum
paylaşım için teşekkürler ak_kelebek(+) :-*
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|