10-09-2011, 19:42 | #1 |
Bir İçim Su Kadarlık Servet
Halife Harun Reşid, bir gün Şakik Belhiye, rica etti: Bana bir nasihat eyle! diye.
Belhiye buyurdu ki:Ey Harun, gaflete gelme sakın.Zira ölüm, insana uzak değil, çok yakın.Aldanma bu dünyanın mal ve saltanatına.Ahirette, bunların faydası olmaz sana.Düşün şimdi bir çölde, günlerce kaldığını,hararetten susayıp, içinin yandığını.Tam ölecek bir hale gelmişken susuzluktan,biri gelse yanına, hem de serin su satan.Senin, bu susuzluktan yanmışken böyle için,ne kadar mal verirsin o suyu almak için? Harun Reşit dedi ki:Ne isterse veririm o ücreti.Olur mu o durumda, malın ehemmiyeti? Şakiki Belhiye: Yarısını isterse servetinin,verir misin o şahsa, o suyu almak için? Harun Reşid:Veririm hemen elbet.Zira ben ölüyorken, neye yarar bu servet. Şakiki Belhiye:Pekala, içtin ve kandın suya.Lakin atamıyorsun o suyu dışarıya.Yani bir damla bile, idrar yapamıyorsun.Şiddetli bir sancıyla, kıvranıp duruyorsun.O ara, bir başkası gelse senin yanına.Dese Çare bulurum, senin hastalığına.Kalan servetini de talep etse o hepten,acaba verir miydin halas için o dertten? Harun Reşit:Gayet tabii, seve seve verirdim.Ben sancıdan ölürken, neye yarar servetim? Şakiki Belhiye:Öyle ise, övünme malın ile.Bir içimlik su kadar kıymeti yokmuş bile.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-09-2011, 19:45 | #2 |
Öyle..
Bir de o mal haramsa, bir varmış bir yokmuş hesabı bir gider ki, neye uğradığını şaşırır. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|