03-09-2008, 16:33 | #11 | |
Bir kaç soru
Alıntı:
Fetllah Gülen ile Erbakan arasında şuan bilinen bir bağ yok...Ancak Erdoğan arasında var...Fetullah Gülen ve beraberinde ki Nur cemaatini oluşturanların çoğunluğu bugün Erdoğan'ı desteklemekte... Fetullah Gülen ve çevresindeki hayırsever iş adamları Ak Partiyi desteklemekteler yani... Fetullahçı denilmesi bence de hoş değil...Ayrıca Nur cemaatine bağlı kimse ben Fetullahçıyım demez... Hizmette Fetullah Gülen bir başlangıç yaptığı için o sadece aracıdır... Bir de başka bir yönü var tabi... Bediüzzaman Said Nursi'nin kitaplarını çokça okumuş, onu kendisine rehber edinmiş ve onun gibi din konusunda kendisini geliştirmiş birisi... Sohbetlerinde Bediüzzaman'dan çokça bahsettiği için de onun sanki Bediüzzaman'dan el aldığını yani onun devamı niteliğinde olduğunu düşünenler de az da olsa var... Abla ve abilere gelince...Evlerin masraflarının çoğunu başkaları karşılar...Ama evde yaşayanlarda tamamen beleş geçinmez..Aileleri az miktarda da olsa yardımda bulunur... Onların karşılık beklemeden ders anlatmalarnın sebebi de tamamen hizmet adınadır... Buna kendileri ikna olmuştur...Zaten başkaları yardımıyla yaşadıkları o evlerde öğrencilere ders vermeyi kendilerine bir borç bilirler... Bana ders anlatan ablalarım hiçbir karşılık beklememişlerdi... Masrafları cemaate mensup zengin iş adamları karşlıyor yani...Nasıl Doğu-Batı kaynşmasında Doğuda 60.000 kurban kestilerse evlerin masraflarını da karşılıyorlar... |
||
03-09-2008, 20:32 | #12 | ||
Bir kaç soru
Alıntı:
|
|||
03-09-2008, 20:54 | #13 |
Bir kaç soru
nur cemaati kendi arasında bölünmelere ayrılmış fakat hepside aynı dava için hizmet etmektedir.fakat en çok çalışanı dışa yayılanı zaman,sızıntı ve dershanelere bağlı olan kesimdir.bu kesim daha çok gençleri yetiştirip üniverstelerde okutup belirli bir düzeye çıkarmaya çalışıyo.bir kesimide gazete,dergi yada herhangi birşeye bağlı olmayıp sadece kendilerini manevi hizmete adamış insanlardır bu insanlar hizmet ettikleri evlere dershane diyolar ve bu evlerde hem kendilerini yetiştiriyolar hemde insanlara manevi anlamda yardım ediyolar evlerinde hiçbir karşılık beklemeden hizmet veriyolar bu evlere her yaştan insan gelio genci yaşlısı tatillerde kamp yapıolar bu kampın adıda risale okuma kampı.bende haftada 1 insanları kırmama adına gidiyorum ama gerçekten hoş bi ortam manevi anlamda evler genellikle cemaate bağlı insanların yardımlarıyla alınmış evler oluyo fakat günlük ihtiyaçlarını alışverişlerini o evde kalan öğrenciler karşılıyo ama dışardan insanların yardımlarıda göz ardı edilemez tabi(bi ara banada hocam gel sende kal ablalık yap dedi ama ben istemedim)kısacası hepsi Said nursinin yolunda aynı amaca hizmet ediyo tabikiide onlarında tasvip etmediğim bazı yönleride var ama yaptıkları hizmet onları kapatıyo.tebliğ görevlerini en yi şekilde yapmaya çalışıolar rabbim bu yolda onları muvaffak etsin.şunuda belirtiyim bende hizmet veren cemaatlere bağlı olan insanların ben şucuyum diye kendilerini tanıtmalarına ve sadece kendi cemaatlerinin kitaplarını yada hocasını dinlemesine karşıyım.Allah için görev yapan bütün cemaatlerinde sohbetlerine katılırım sadece bi yere takılıp kalmaya gerek yok
|
|
03-09-2008, 21:32 | #14 |
Bir kaç soru
Fethullah Gülenin çok büyük hizmetleri dokunmuş bu ülkeye.. En azında Türkçe'yi dünyaya öğreten okulların kurucusu. Siyasetle alakalı olmamaları iyiye işaret. Zaten tarikatların cemaatlerin siyasette etkili olması hiç hoş değil
Müslümanlık adınada büyük hizmetleri oldu, özellikle diyalog adına yaptıkları takdire şayan. İslam-hiristiyan ilişkisine yeni ve etkili bir boyut kazandırdı, buda çoğu radikal islamcı taraflarda rahatsızlıklara neden oldu, özellikle milli görüşcülerde. Vakıflar yasasını destekleyerek nedenli ciddi olduğunu gösterdi, ayrıca bu ciddiyeti papaz okuluna yaptığı bağışla perçinledi. Şimdi Nur cemaati hakkında bazı bilgileri paylaşacağım..(Bu kısım cemaatten ayrılan bir zatın yazısından alıntıdır.) Ağabey: Fethullahçı eğitmen, yol gösterici. İnsanları cemaate çekmeye, cemaati hoş göstermeye çalışan kişi. Temel Fethullahçı birim. Abla: Kadınlar arasında “ağabey”lerin rolünü üstlenen kişi veya kişiler. Beton Kemal: Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya takılan adlardan biri. Diğerleri de “Musti, Kefere, Deccal, Öküz Aleyhisselam, Öküz Kemal, Kemal Ağa”dır. Altın Nesil: Fethullah Gülen’in tasvirlerinde “bir eli Kuran’da, bir eli bilgisayarda olan” diye de bahsettiği, kendisinin izinde yürüyen ağabeyler-ablalar topluluğu. Diğer adı “Beklenen Nesil”dir. Mabede Giden Yolların Kapatıldığı Zaman Dilimi: Fethullah Gülen’in Atatürk ve İsmet İnönü dönemini kastettiği zaman aralığı. Amerika: Fethullah Gülen’e bağrını açmış bu toprakların örgüt içinde başka ve özel bir anlamı vardır. Fethullah Gülen’in “buralara gelin” çağrısıyla adeta ABD’ye gitmek en kutsal yerlere gitmek kadar önemlidir. Zaman gazetesinde, 4 Eylül 1997 tarihinde “İnanmış bir insanin Batı karşısında, Batı’yla entegrasyon karşısında, Amerika'yla entegrasyon karşısında olması katiyen düşünülemez” şeklinde batı dünyasına nasıl tavır alınması gerektiği konusundaki söylemini tamamlayan şu sözleri de niyet belirtmesi açısından oldukça açıklayıcıdır “Amerikalılar istemezlerse kimseye dünyanın değişik yerlerinde hiçbir iş yaptırmazlar. Şimdi bazı gönüllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, Amerika ile çatıştığınız surece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz”. Ayrıca Fethullah Gülen’in “Dünya Gemisinin kaptanı” olarak nitelediği ABD’yle asla ters düşülmemesi gerektiğini de sık sık vurgular. Şakirt- Şakirde: Çırak, talebe çömez gibi anlamları vardır. Ağabey ve ablaların yetiştirdiği Fethullahçılara denir. Olgunlaştıklarında “o artık şakirt oldu” denilir. Her ağabey ve abla da bir üstündeki emir aldığı kişiye göre “şakirt ya da şakirde”dir. Ders Çalıştırma: Öğrencileri evlere çekmek için başvurulan en temel ve vazgeçilmez yöntem. Sohbet: Haftada bir, aynı gruptaki, çoğu arkadaş ve birbirini getiren kişilerin evlerde toplanarak bir vaiz eşliğinde dini, güncel, politik konuları daha çok monolog olarak tartışmasıdır. Yarım saat ile bir saat arasında, genellikle Fethullah Gülen’in kitaplarından parçalar okuyan “sohbet abisi” sohbetin bitiminde katılanların birbiri ile kaynaşması için şakalar, takılma yollu münasebetler kurar. Daha sonra çay içilir, futbol ve malayani başka konular etrafında ortama şerbet verilir. Toplantının kod adı “çay içmek”tir. Tedbir: Cemaate zarar gelmesini engelleyici her tülü yol. Ortamın bir savaş ortamı olduğu vurgusu sık sık yapılır. Bu sebeple cemaat üyeleri “hile mübahtır” felsefesiyle hareket ederler. Bu doğrultuda gerekiyorsa yalan söyleme dahil her yol açıktır. Evlerden teker teker çıkmaktan, kitapları insanlar fark etmesin diye ciltlemeye, gerekirse en usturuplu yalanları söylemeye kadar her şey “tedbir dairesi” içinde mütalaa edilebilir. İmam: Faaliyetlerden sorumlu kişi. Yetki alanı bir üstü tarafından belirlenmiş yürütme işinin temel birimi. Her evden sorumlu olan kişi bir “ev imamı”dır. Yine her “semt”den, her “bölge”den, her büyük bölgeden, her okuldan, her devlet dairesinden, her istişareden, her sohbetten sorumlu olan bir “imam” mutlaka vardır. Müceddit: Peygamberden sonra her asırda geldiğine inanılan din alimi. Said Nursi’nin micedditliği tartışılmaz bir hakikat olarak evlere gelenlere anlatılır. Fethullah Gülen’in de böyle olduğu da bazen gizli, bazen de açıkça vurgulanır. İlim: Bilinen manadaki bilimden farklıdır. İnsanı Allah’ı bilmeye, tanımaya götüren pozitivist olmayan bilgidir. Fethullahçılara göre bilim yanılır ama ilim asla yanılmaz. |
|
03-10-2008, 17:40 | #15 | |
Bir kaç soru
Alıntı:
Fetullah Gülenin dersanesi değil cemaatin dersanesi ve bende bu dersanelerden birine gidiyorum ama Peygamber Efendimizi göz ardı etmek heleki onu Peygamber olarak görmek söz konusu bile değil kaldıki dersanelerde Fetullah Gülen falanda anlatılmıyor arkadaşın epey abartmış ben yada ailem cemaatten falan değiliz ama içlerinde çok iyi tanıdığım insanlar var hiç birinin bu tür bi tavrını görmedim arkadaşın her ne kadar tarafsız olsada ''solcu'' diyosun bi önyargı mevcut yani.... zorla namaz kıldırma konusunu bende duydum eğer bu yapılıyosa dersaneyle yada cemaatle alakalı değil tamamen evlerdeki ''abla'' ''abi'' dediğimz insanlarla alakalıdır kaldıki namaz farz olan bi ibadet dinimizce zorunlu ama kimse kimseyi yap diye zorlayamaz ancak anlatırsın kişiye kalmış ___________________ öğrenciler evlerin kiralarını kendileri veriyolar diye biliyorum ben :-\ |
||
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|