![]() |
#1 |
![]() Bazıları Baykal’ın ‘çarşaf açılımı’nı önemseyebilir ama ben hiç ciddiye almıyorum.
Bir de başımıza ‘çarşaf açılımı’ nitelemesi çıktı, iyi mi? Sanki Baykal, bazı kisvelere kamusal alanda özgürlük tanıyan bir önermede bulunmuş yahut mevcut önermelerden birine katkı yapmış gibi. Hemen heyecana kapılmayın. Baykal herhangi bir ‘iyileştirme’ vaadetmiyor. Sadece çarşaflılardan ve başörtülülerden oy istiyor. Refikimizin abartarak sunduğu ‘açılım’ bu... Sadece oy... Başka da bir şey değil. Ayrıca, rozet takmanın neresi açılımdır, onu da anlayabilmiş değilim. Baykal, daha önce de buna benzer açılımlara kalkışmıştı. Bosna Hersek’te başörtüsü dağıtmış, türbe ziyaretlerinde bulunmuş, odasına ‘Şeyh Edebali’nin vasiyetini asmış (Murat Bardakçı ‘Deniz Baykal’ın yerinde olsam, Osman Gazi’nin kayınpederi Şeyh Edebali’nin öğütleri olduğu söylenen o panoyu hemen indiririm. Zira, Şeyh’e maledilen sözler eskiden kalma falan değildir, 20. yüzyılın başında imal edilmiş, daha doğrusu uydurulmuştur ve bir İttihatçı imalatıdır’ diyordu.), durup durup ‘Anadolu solculuğu’ diye ne idüğü belirsiz bir kavram rotaya atmış, seçim meydanlarında ayet ve hadis okumuş, ağzı bozuk bir İlahiyatçı olan Yaşar Nuri Öztürk’ün manevi şahsiyesinde Anadolu Erenleri’ne karışmış, ‘İslam’da sosyal adalet’ fikriyatının babası Seyyid Kutub’a övgüler yağdırmıştı. İnanmayın. Başörtülü ve çarşaflı seçmenler de inanmasın. Dostum Haluk Koç’uın da belirttiği gibi, ‘Bu bir seçim yatırımıdır.’ Hadi bunu da doğal karşılayalım. Olabilir... Sonuçta, çarşaflıların oyu kimsenin tapulu malı değil... Baykal, siyaseten dışlanmış kesimleri bir şekilde oyuna dahil etmek istiyordur. Fakat yine de olmayan bir şeyler var. Olmayan... Yürümeyen... Hep aynı örneği veriyorum ya, kusura bakmayacaksınız: SHP-CHP ayrışmasının yaşandığı yıllarda, ‘demokrasi’ konusunda, ‘radikal’ diyebileceğimiz en keskin söyleme sahip parti, Deniz Baykal’ın genel başkanı bulunduğu CHP’ydi. Bu, elbette ‘Millî Şef’in otarşik CHP’si değildi... Klasik CHP’yi o sırada mahdum Erdal İnönü, Murat Karayalçın ve ipini koparmış sosyal demokrat takımının kümelendiği SHP temsil ediyordu. Yani, Sosyaldemokrat Halkçı Parti... Baykal’ın CHP’si o günlerde güya bir ‘çıkış’ yapmış, ‘6 ok’ başta olmak üzere, bütün bir İttihatçı geleneği ve tek parti CHP’sinden neşet eden ‘kötü alışkanlıkları’ tartışmaya açmıştı. İşin başını çekenlerden biri de, rahmetli İsmail Cem’di. Baykal liberalizmin kavramlarıyla siyaset yapıyor, açıkça ‘özelleştirme’yi savunuyor, ‘sosyal demokrat’ düşüncenin esas itibariyle ‘burjuva değerleri’nden türetilebileceğini, klasik CHP devletçiliğiyle ödeşmeden sosyal demokrasinin tesis edilemeyeceğini söylüyordu. Sonra ne mi yaptı? Söylediği her şeyi unuttu. Sonra gidip darbecilerle saf tuttu ve ‘Ordu, sivil kamuoyunun oluşmasına katkı sağlayan önemli bir baskı grubudur’ diyerek, açıkça BÇG’nin ‘fişleme düzeni’ne sahip çıktı. Baykal budur işte... Bugün çarşaflılara rozet takıyor, ‘kıyafet özgürlüğü’nü savunuyor ama, ‘üniversitede başörtüsüne özgürlük’ tanıyan anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi’nde iptal ettiren başvurunun altında yine kendi imzası var. Şimdi gel de inan... 20 Kasım 2008 Perşembe
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() insanlar gözünü açtı arakadaşlar
daha düne kadar türban siyasi bir simgedir diyen mahkeme kapılarında türban yasasının iptali için çırpınan deniz baykal ve chp zihniyeti değilmiydi.. sen kalk şimdi çarşaflılara türbanlılara rozet tak oy toplamak için bu kadar küçünülmez yazıklar olsun ... kusura bakmayın türk milleti uyumuyor artık her şeyin bilincinde |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|