AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 04-10-2009, 19:43   #1
Kullanıcı Adı
Necip Fazıl
Standart Birand bakın nasıl uyandı
Ergenekon ile ilgili ilk iddianamesi ile ilgili tereddütlerini sık sık ekranlarda ve yazılarında tekrarlayan Mehmet Ali Birand, bugünkü yazısında o mühtiş gerçeği farkettiğini bakın nasıl itiraf etmek zorunda kaldı:



İşte Birand'ın farkına vardığı müthiş gerçek


Ergenekon, artık hafife alınamaz...

Ergenekon ile ilgili ilk iddianame açıklandığı zaman, bu köşeyi takip edenler bilir, tereddütlüydüm. Özellikle, ilk gözaltılar ve ilk iddianame bu tereddütlere hak verdirecek nitelikteydi.

Yeterince üzerinde çalışılmamış görüntüsü vardı. Gereksiz bilgilerin ayıklanmadığı, davanın temeliyle örtüşmeyen özel konuşmaların dahi içine atıldığı koskoca bir bohça ile karşı karşıyaydık. İçeriğin bir bölümü inandırıcıydı, ancak diğer bir bölümü hiçte ikna edici değildi. Kamu oyunun belirli bir kesimi için, “Darbe hazırlığı” yanı sıra, muhaliflere de gözdağı verilmek isteniyordu.

Kim ne derse desin, böyle bir izlenim yaygındı.

İkinci iddianame ile bu durum büyük oranda değişti.

Davayı hala “muhalefeti susturmak ve bir baskı rejimi kurma çabası” diye niteleyenler var. Bu kesim fikrini hiçbir zaman değiştirmeyecek.Ancak, bugünkü durum çok farklı. Bugün rahatlıkla, ciddi bir dava ile karşı karşıya bulunduğumuzu söyleyebiliriz.

Bu sonuca, ikinci iddianameyi baştan sona okuduktan sonra vardım.

Hala bazı abartı ve gereksiz notlar var, ancak...

İkinci iddianamede de bazı abartılar var.

Okuduğunuz zaman “Bunun darbe yapmakla ne ilgisi var” diyeceğiniz birçok unsurla karşılaşabiliyorsunuz. Örneğin, CHP lideri Baykal'ı devirmek veya MHP'yi bölme planlarının bir darbe komplosu olarak göstermek pek inandırıcı gelmiyor.

Aynı şekilde, Uğur Dündar'ı isyan ettiren cinsten öylesine gereksiz mailleşmeler, konuyla hiç ilgisi olmayan özel konuşmalar, hatta asıl astarı olmayan söylentileri dahi kapsayan bölümleri var ki, insanda güvensizlik yaratıyor.

İddianamenin içeriğine yönelik diğer bir eleştirim, savcıların ellerine geçen her şeyi, inandırıcı delillere bağlamadan bu bohçaya atılmış olması. Zaten Ergenekon davasının en baş düşmanı ne gariptir ki, yine kendisidir. Daha doğrusu, savcılar hazırladıkları iddianamelerle bu davayı öylesine sulandırmışlar, öylesine yaymışlar, öylesine karman çorman hale getirmişler ki, korkarım bu dava kendi yarattıkları bataklıkta kaybolacak. Zira hiç kimse hakimlerin bu işin içinden çıkabileceğine inanmıyor.

Yıllarca sürecek, bir türlü sonuç alınamayacak, gözaltında tutulanlar da serbest bırakılmak zorunda kalınacak. 12 Eylül dönemindeki DİSK davasına dönecek. (15 yıl sürmüş ve herkes beraat etmişti)
İşte benim de korkum bu...

Gün gelecek, gerçekten ceza alması gerekenler de kurtulacak.

Bunlara rağmen, geri kalan dahi yeter

Bütün bu eleştirilere, abartılara ve gereksiz bilgilere, sonuçsuz kalma tehlikelerine rağmen, geri kalan iddialar bu davanın yine de ciddiyetle ele alınmasına yetiyor. Hatta, çok muhalif bir bakışla Ergenekon davasının yüzde 80'inin yalan yanlış olduğu ileri sürülse dahi, geriye kala yüzde 20'lik doğru bu davanın ciddiyetinin tescil edilmesine yeter de artar bile.

Özden Amiral'in ve ardından da Mustafa Balbay'ın günlükleri yan yana getirildiği, diğer bilgilerle yoğurulduğu zaman ortaya müthiş bir gerçek çıkıyor: Bu insanlar hükümeti devirmek için karmaşa yaratmak ve sonrasında da bir darbe organize etmek istemişler.

Mahkemenin vereceği karara kadar, iddiasnamede suçlanan herkesin suçsuz sayılması gerektiğine inanıyorum. Ancak bu defa eskisi kadar kuşkulu olmadığımı söylemeliyim. İddianamedeki delillerin, kamu oyunda Eruygur ve Tolon paşaları işaret ettiği izlenimini perçinleştirdiğini de söylemeliyim.

Doğrusunu söylemek gerekirse, iddianameyi okudukça,hayretler içinde kaldım. Türk Silahlı Kuvvetlerinin en tepesindeki çekişmeler, birbirlerine adeta nefretle bakan , komplo kuran komutanlarla karşılaşmak bende büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Benim bildiğim ve tanıdığım Türk Silahlı Kuvvetleri bu değildi. Demek ki ben hayal kuruyormuşum. Meğer hep böyle imişler de, biz farkında değilmişiz.
1 inci Başkanı (Genelkurmay Başkanı Özkök) devirmek için kurulan tuzaklar… Büyükanıt ve Başbuğ'a duyulan güvensizlik hikayeleri toplumun bu kurum hakkındaki tüm inançlarını yıktı.

TSK sık sık açıklama yapar. Bazı eleştirilerin, Silahlı Kuvvetlerin moralini bozduğunu ve ülkenin en önemli kurumunu yıkmaya yönelik olduğuna dikkat çeker.

Ne yazık ki, TSK'ya , asıl kendi içinden yetişmiş olan ve bir zamanlar hepimizin güvendiği komutanlar zarar vermişler. Canım bir kurumu paramparça etme pahasına inanılmaz çalışmalar yapmışlar.
Bir darbenin bu ülkeyi nasıl karıştıracağını düşünmeden hareket etmişler.

TSK'yı bu durumdan kurtarmak Başbuğ'a düşüyor

Türk Silahlı Kuvvetleri son derece zor bir süreçten geçiyor.
Bir yandan eski komutanlarının düştükleri durum var. Öte yandan da özellikle ikinci iddianamedeki veriler. Eminim büyük bölümünün kafası karışmıştır. Okuduklarının büyük bölümü abartılı olsa dahi, olayın küçük bir bölümün dahi tepki göstermeye yeteceğini görüyorlardır.

Peki bundan sonra ne olacak?

TSK 'nın moralini düzeltmek ve bu iddianame ile açılan yaraların sarılıp yeni bir sürecin başlaması gerekiyor. Bunu yerine getirebilecek tek kişi de, Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ 'ur. Bizler de ona destek olmamız gerekir.

M.ALİ BİRAND-POSTA

 

Necip Fazıl isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 04-10-2009, 19:46   #2
Kullanıcı Adı
TYH
Standart
bu adamı neden hala tutuyorlar :|
hadi ağzı laf yapıyor dicem ama öyle de değil virgül koyarcasına "ııı,iiii,üüü" diyip duruyo boyuna..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 04-10-2009, 19:48   #3
Kullanıcı Adı
ultrAstribun
Standart
TSK ile ilgili beklenmedik tespitler ortaya koymuş.
Vakit gazetesinin yazarlarından biri böyle bir yazı yazmış olsaydı TSK kınama bildirisi yayınlardı.
Kim bilir bunada yayınlarlar

Bütün bu gelişeleri Ergenekon'a muhalif kesime anlattığımız zaman ya Atatürk düşmanı oluyoruz ya da şeriatçı ilan ediliyoruz.
Malib'in yazması iyi olmuş.
En azından ona Şeriatçı demezler..
ultrAstribun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-10-2009, 19:56   #4
Kullanıcı Adı
TYH
Standart
Alıntı:
ultrAstribun Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
En azından ona Şeriatçı demezler..
hayır kardeşim o adamın affola *dönek* olduğunu zaten biliyorlar ya işte ondan dedim neden hala tutuluyo bu diye..
hatta bulursam koyarım buraya da;kendisi fethullah gülen'le ilgili -görüşlerini- bildiriyodu daha doğrusu onu ne kadar etkileyici ve sıcak bulduğunu anlatıyordu ..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 04-10-2009, 20:06   #5
Kullanıcı Adı
ultrAstribun
Standart
Alıntı:
yeahh Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
hayır kardeşim o adamın affola *dönek* olduğunu zaten biliyorlar ya işte ondan dedim neden hala tutuluyo bu diye..
hatta bulursam koyarım buraya da;kendisi fethullah gülen'le ilgili -görüşlerini- bildiriyodu daha doğrusu onu ne kadar etkileyici ve sıcak bulduğunu anlatıyordu ..
Onu etkileyici ve sıcak bulması fikirlerini benimsiyor olması anlamını taşımaz.
İlk önce;
"Fetullah Gülen'in fikilerine saygı duyan adam; doğru yorumlar yapamaz, her konuştuğu yanlıştır, onun yorumları değersizdir" şeklindeki tabuları yıkmak lazım.
Daha sonra birbirimiz kolayca anlayabiliriz.
ultrAstribun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-10-2009, 23:38   #6
Kullanıcı Adı
TYH
Standart
Alıntı:
ultrAstribun Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Onu etkileyici ve sıcak bulması fikirlerini benimsiyor olması anlamını taşımaz.
İlk önce;
"Fetullah Gülen'in fikilerine saygı duyan adam; doğru yorumlar yapamaz, her konuştuğu yanlıştır, onun yorumları değersizdir" şeklindeki tabuları yıkmak lazım.
Daha sonra birbirimiz kolayca anlayabiliriz.
Alıntı:
TSK ile ilgili beklenmedik tespitler ortaya koymuş.
anladım,2mizde aynı noktaya parmak bastık sanırsam bende diyorum ki tsk ile ilgili beklenmedik tespitler ortaya koyması da doğru yolu bulduğu anlamına gelmez,işte bunun için pek "sabit görüşlü" bir zat değil
  Alıntı ile Cevapla
Alt 04-10-2009, 23:40   #7
Kullanıcı Adı
NS
Standart
birand la dündar ın kafalarını yumurta gibi tokusturmak lazım :D
NS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-10-2009, 23:53   #8
Kullanıcı Adı
Yıldırım
Standart
MEHMET ALİ BİRANT'I ÇOK TAKİP ETMİYORUM FAKAT....ERGENEKON KONUSUNDA Kİ GENEL GÖRÜŞÜ "BU İŞ ÇÖZÜLSÜN" BUDUR DİYE BİLİYORUM...BU ADAMI HALA TUTMALARININ SEBEBİ...GİDERSE ÇOK KONUŞUR OLABİLİR...
Yıldırım isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-11-2009, 05:46   #9
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart İşte Birand'ın farkına vardığı müthiş gerçek



Ergenekon ile ilgili ilk iddianamesi ile ilgili tereddütlerini sık sık ekranlarda ve yazılarında tekrarlayan Mehmet Ali Birand, bugünkü yazısında o mühtiş gerçeği farkettiğini bakın nasıl itiraf etmek zorunda kaldı:

İşte Birand'ın farkına vardığı müthiş gerçek


Ergenekon, artık hafife alınamaz...

Ergenekon ile ilgili ilk iddianame açıklandığı zaman, bu köşeyi takip edenler bilir, tereddütlüydüm. Özellikle, ilk gözaltılar ve ilk iddianame bu tereddütlere hak verdirecek nitelikteydi.

Yeterince üzerinde çalışılmamış görüntüsü vardı. Gereksiz bilgilerin ayıklanmadığı, davanın temeliyle örtüşmeyen özel konuşmaların dahi içine atıldığı koskoca bir bohça ile karşı karşıyaydık. İçeriğin bir bölümü inandırıcıydı, ancak diğer bir bölümü hiçte ikna edici değildi. Kamu oyunun belirli bir kesimi için, “Darbe hazırlığı” yanı sıra, muhaliflere de gözdağı verilmek isteniyordu.

Kim ne derse desin, böyle bir izlenim yaygındı.

İkinci iddianame ile bu durum büyük oranda değişti.

Davayı hala “muhalefeti susturmak ve bir baskı rejimi kurma çabası” diye niteleyenler var. Bu kesim fikrini hiçbir zaman değiştirmeyecek.Ancak, bugünkü durum çok farklı. Bugün rahatlıkla, ciddi bir dava ile karşı karşıya bulunduğumuzu söyleyebiliriz.

Bu sonuca, ikinci iddianameyi baştan sona okuduktan sonra vardım.

Hala bazı abartı ve gereksiz notlar var, ancak...

İkinci iddianamede de bazı abartılar var.

Okuduğunuz zaman “Bunun darbe yapmakla ne ilgisi var” diyeceğiniz birçok unsurla karşılaşabiliyorsunuz. Örneğin, CHP lideri Baykal'ı devirmek veya MHP'yi bölme planlarının bir darbe komplosu olarak göstermek pek inandırıcı gelmiyor.

Aynı şekilde, Uğur Dündar'ı isyan ettiren cinsten öylesine gereksiz mailleşmeler, konuyla hiç ilgisi olmayan özel konuşmalar, hatta asıl astarı olmayan söylentileri dahi kapsayan bölümleri var ki, insanda güvensizlik yaratıyor.

İddianamenin içeriğine yönelik diğer bir eleştirim, savcıların ellerine geçen her şeyi, inandırıcı delillere bağlamadan bu bohçaya atılmış olması. Zaten Ergenekon davasının en baş düşmanı ne gariptir ki, yine kendisidir. Daha doğrusu, savcılar hazırladıkları iddianamelerle bu davayı öylesine sulandırmışlar, öylesine yaymışlar, öylesine karman çorman hale getirmişler ki, korkarım bu dava kendi yarattıkları bataklıkta kaybolacak. Zira hiç kimse hakimlerin bu işin içinden çıkabileceğine inanmıyor.

Yıllarca sürecek, bir türlü sonuç alınamayacak, gözaltında tutulanlar da serbest bırakılmak zorunda kalınacak. 12 Eylül dönemindeki DİSK davasına dönecek. (15 yıl sürmüş ve herkes beraat etmişti)
İşte benim de korkum bu...

Gün gelecek, gerçekten ceza alması gerekenler de kurtulacak.

Bunlara rağmen, geri kalan dahi yeter

Bütün bu eleştirilere, abartılara ve gereksiz bilgilere, sonuçsuz kalma tehlikelerine rağmen, geri kalan iddialar bu davanın yine de ciddiyetle ele alınmasına yetiyor. Hatta, çok muhalif bir bakışla Ergenekon davasının yüzde 80'inin yalan yanlış olduğu ileri sürülse dahi, geriye kala yüzde 20'lik doğru bu davanın ciddiyetinin tescil edilmesine yeter de artar bile.

Özden Amiral'in ve ardından da Mustafa Balbay'ın günlükleri yan yana getirildiği, diğer bilgilerle yoğurulduğu zaman ortaya müthiş bir gerçek çıkıyor: Bu insanlar hükümeti devirmek için karmaşa yaratmak ve sonrasında da bir darbe organize etmek istemişler.

Mahkemenin vereceği karara kadar, iddiasnamede suçlanan herkesin suçsuz sayılması gerektiğine inanıyorum. Ancak bu defa eskisi kadar kuşkulu olmadığımı söylemeliyim. İddianamedeki delillerin, kamu oyunda Eruygur ve Tolon paşaları işaret ettiği izlenimini perçinleştirdiğini de söylemeliyim.

Doğrusunu söylemek gerekirse, iddianameyi okudukça,hayretler içinde kaldım. Türk Silahlı Kuvvetlerinin en tepesindeki çekişmeler, birbirlerine adeta nefretle bakan , komplo kuran komutanlarla karşılaşmak bende büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Benim bildiğim ve tanıdığım Türk Silahlı Kuvvetleri bu değildi. Demek ki ben hayal kuruyormuşum. Meğer hep böyle imişler de, biz farkında değilmişiz.
1 inci Başkanı (Genelkurmay Başkanı Özkök) devirmek için kurulan tuzaklar… Büyükanıt ve Başbuğ'a duyulan güvensizlik hikayeleri toplumun bu kurum hakkındaki tüm inançlarını yıktı.

TSK sık sık açıklama yapar. Bazı eleştirilerin, Silahlı Kuvvetlerin moralini bozduğunu ve ülkenin en önemli kurumunu yıkmaya yönelik olduğuna dikkat çeker.

Ne yazık ki, TSK'ya , asıl kendi içinden yetişmiş olan ve bir zamanlar hepimizin güvendiği komutanlar zarar vermişler. Canım bir kurumu paramparça etme pahasına inanılmaz çalışmalar yapmışlar.
Bir darbenin bu ülkeyi nasıl karıştıracağını düşünmeden hareket etmişler.

TSK'yı bu durumdan kurtarmak Başbuğ'a düşüyor

Türk Silahlı Kuvvetleri son derece zor bir süreçten geçiyor.
Bir yandan eski komutanlarının düştükleri durum var. Öte yandan da özellikle ikinci iddianamedeki veriler. Eminim büyük bölümünün kafası karışmıştır. Okuduklarının büyük bölümü abartılı olsa dahi, olayın küçük bir bölümün dahi tepki göstermeye yeteceğini görüyorlardır.

Peki bundan sonra ne olacak?

TSK 'nın moralini düzeltmek ve bu iddianame ile açılan yaraların sarılıp yeni bir sürecin başlaması gerekiyor. Bunu yerine getirebilecek tek kişi de, Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ 'ur. Bizler de ona destek olmamız gerekir.

M.ALİ BİRAND-POSTA
/ HABERVAKTİM
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi