10-24-2010, 06:04 | #1 |
Biz ölürsek böyle ölürüz!|Mustafa İslamoğlu - Bahtımca|
Mart 1980 Günler ölümlerin bizim olduğu günler olmaya başlamıştı.Ölümleri hayat biliyorduk,çünkü bizde yaşamak ve yaşatmak için ölünürdü.Umudu çamla çırayla arıyorduk.Öyle ki ,olumsuzluklardan da umut damıtmaya başlamıştık:Bizim yüzümüzü güldürecek ölümler de vardı.Duyana ‘Böylesi de varmış!’dedirtecek bir olay anlatılıyordu dilden dile. Olay vahşi Nusayri azınlığın hüküm sürdüğü Suriye’de meydana gelmişti.Her günkü gibi o gün de cıvıl cıvıl çocukların neşeli çığlıklarıyla başlamıştı ibtidaiyyede(ilkokul)hayat. Öğretmenlerini ayakta karşılamıştı çocuklar.Dışarıya gelen baharla bütünleşen küçüklerin sınıfa taşıdığı hava solumaya değerdi.Nusayri öğretmenin sorusu tatlı sessizliği anlamlı sükuta dönüştürdü.Tepiniyordu adeta öğretmen: -Kim yazdı bunu? Tahtadaki yazı ilkokul üçüncü sınıf öğrencisinin eliyle yazıldığı belli olan ‘ihvan-ı Müslimin’ ibaresiydi.Nusayri öğretmen tehditlerle yinelediği sorusuna koca sınıftan cevapalamayınca ,sıra dayağına başlamıştı.Küçücük çocukların en hassas yerlerine acımasızca indiriyordu darbelerini.Hayret:Yine çıt çıkmıyordu bütün bir sınıftan!’Ve sonunda dayanamadı ,arkadaşları daha fazla acı çeksin istemiyordu,onların söyleyemeyeceğini de aklı kesmişti:’Ben yazdım!’ dedi.Nusayri’nin gözlerinde haince ışıklar oluştu.Sesini zoraki yumuşattı: “Bunların yerini biliyor musun yavrum?” Çocuk ,anlamı belirsiz bakışlarını öğretmene dikerken suskusunda ısrarlı…Boğacakmış gibi bir hırsla sordu bu sefer.İstediği cevabı koparmıştı.O küçümencik masum baş ‘evet’ anlamında iki sefer sallandı.Bu sefer ‘hadi bana onların bulunduğu yeri göster.‘dedi,Nusayri öğretmen.Kurtuluş yoktu.O önde hain Nusayri arkada cadde boyunca ilerliyorlardı. Nusayri’nin faltaşı gibi açılan gözleri önünde küçücük bedenini çevik bir hareketle hızla gelmekte olan kamyonun altına bırakıverdi.Asfaltın kara yüzünde bir gül açmıştı. Metrelerce yerde sürünen lastiğin kokusu ortalığı kaplarken,bir serçe ölmeyi bilmeyenlerin yüzüne ‘Biz ölürsek böyle ölürüz !’ diye haykırıyordu. Bu olaydan iki ay sonraysa ,on iki yaşında bir küçük savaşçının Suriye İstihbarat Örgütü başkanı bir Nusayri generali sokak ortasında alnının ortasından kurşunlayıp kayıplara karıştığını öğreniyorduk. * * * Zulmün küçüğü mü olurmuş? Mazlumun çocuğu mu olurmuş? Mustafa İslamoğlu Bahtımca
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-24-2010, 14:59 | #2 |
eyvallah..
güzel paylaşım... Hocamın gönlüne sağlık... |
|
10-24-2010, 15:24 | #3 |
Gözlerine sağlık ustam...
|
|
10-24-2010, 15:47 | #4 |
eyvallah kardeşim...
emeğine saygı seninde... |
|
10-24-2010, 22:42 | #5 |
|
|
06-25-2011, 16:52 | #6 |
güncelleme
bu günlerde dahada bi önem arzediyor bu yazı... |
|
06-25-2011, 16:56 | #7 | |
Alıntı:
|
||
06-25-2011, 17:05 | #8 |
çok acı gerçekten hemde çok ...
bunlardan bihaberiz malesef... |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|