03-26-2009, 15:02 | #1 |
Bu Asker intihar mı etti yoksa öldürüldü mü? İlginç Telefon
BABAYA KAHIR MEKTUBU
Oğlunuz intihar etmedi, bu konuyu mutlaka araştırın Zekeriya Bahar, "Oğlumun cenazesini defnetmeden önce yüzünü son kez görebilmek için çok ısrar ettik ancak askeri yetkililer buna izin vermediler. Oğlumu tabutla gömdüler. Birkaç gün sonra Siirt’ten aradığını ve subay olduğunu belirten bir kişi telefonda, ‘oğlunuz intihar etmedi, bu konuyu mutlaka araştırın’ dedi. Bunun üzerine, ‘acaba oğlumun vücudunda birden fazla kurşun yarası mı vardı da bize göstermediler’ diye düşünmeye başladım" Askerde ölen oğlunun intihar ettiğine inanmayan babaya oğlunun intiharı düşündüğünü yazdığı günlükler gönderildi. VATANİ görevini yaptığı Siirt’te 1 Ekim 2008 tarihinde kafasına sıktığı tek kurşunla yaşamına son verdiği iddia edilen oğlu İsmail Bahar’ın intiharına inanmayan ve otopsi isteyen baba Zekeriya Bahar’a oğlunun intiharı düşündüğünü defalarca yazdığı günlüğünün fotokopisi gönderildi. Mektup fotokopilerini gönderen Bahar’ın komutanı Yüzbaşı Ayhan Meniz “Acınız acımızdır. Her türlü yardıma hazırız” ifadelerine yer verdi. OĞUL Bahar günlüklerinde günlerin geçmediğini her an sevdiğinin hayalini gördüğünü ve gözlerinin dolduğunu kaydederek, “Kendime sıkasım geliyor. Onun o yemyeşil gözleri gözlerimin önünde, sesi kulaklarımda çınlıyor. Onu görebilmek için her şeyimi feda ederim. O kadar özledim” diyor.Baba Bahar otopsi isteğinde ısrarlı olduğunu belirterek, “Kuşkularım giderilsin istiyorum” dedi. Vatani görevini yaptığı Siirt’te 1 Ekim 2008’de kafasına sıktığı tek kurşunla yaşamına son verdiği iddia edilen oğlu Piyade Onbaşı İsmail Bahar’ın intihar ettiğine inanmadığını belirterek yeniden otopsi isteyen Zekeriya Bahar’a, oğlu İsmail’in, intiharı düşündüğünü defalarca yazdığı günlüğünün fotokopisi gönderildi. Acılı baba, ‘Amacım kimseyi suçlamak değil. Sadece oğlumun ölümüne ilişkin kuşkularımızın giderilmesini istiyorum" diyerek otopsi isteğinde ısrarlı olduğunu vurguladı. Askerliğini Kayseri 1. Piyade Tugay Komutanlığı’nda yapan Trabzonlu Piyade Onbaşı İsmail Bahar (23), geçici görevli gittiği Siirt’te, 1 Ekim 2008’de Doğankaya bölgesinde kendi silahıyla başından vurulmuş halde bulundu. Askeri kayıtlara intihar olarak geçen bu olayın ardından İsmail Bahar’ın cenazesi, memleketi Trabzon’un Çarşıbaşı İlçesi’ne getirilerek defnedildi. Oğlunun ölümüne ilişkin kendilerine kapsamlı bilgi verilmediğini ve cenazesinin bile kendilerine gösterilmediğini vurgulayan acılı baba Zekeriya Bahar (60), oğlunun intihar ettiğine inanmadığını belirterek, yeniden otopsi yapılmasını istedi. Bahar bu teklifini dilekçe ile hem Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a, hem de oğlunun ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı’na bildirdi. YENİDEN OTOPSİYE İZİN VERİLMEDİ Askeri savcılık, İsmail Bahar’a yapılan otopside kafasına çene altından sıkılan bir kurşunla öldüğünün belirlendiğini ve yeni otopsiye gerek olmadığını bildirdi. Son olarak ölen İsmail Bahar’ın Bölük Komutanı Piyade Yüzbaşı Ayhan Meniz, acılı baba Zekeriya Bahar’a bir mektupla birlikte, ölen İsmail Bahar’a ait günlüğün fotokopisini gönderdi. Yüzbaşı Meniz, olaydan derin üzüntü duyduklarını belirttiği mektubunda, "Acınız bizim de acımızdır. Sizlere yapılabilecek her türlü yardıma hazırız" ifadelerine yer verdi. Mektuba eklenen günlük fotokopilerinde, İsmail Bahar’ın kız arkadaşından ayrıldığı için büyük üzüntü yaşadığını ve intiharı düşündüğünü yazdığı görüldü. BABANIN KUŞKUSU SÜRÜYOR Ölen oğluna ait olduğu ileri sürülen yazıların da kendisini ikna etmediğini belirten Zekeriya Bahar, "Oğlumun cenazesini defnetmeden önce yüzünü son kez görebilmek için çok ısrar ettik ancak askeri yetkililer buna izin vermediler. Oğlumu tabutla gömdüler. Birkaç gün sonra Siirt’ten aradığını ve subay olduğunu belirten bir kişi telefonda, ‘oğlunuz intihar etmedi, bu konuyu mutlaka araştırın’ dedi. Bunun üzerine, ‘acaba oğlumun vücudunda birden fazla kurşun yarası mı vardı da bize göstermediler’ diye düşünmeye başladım. Bu kuşku içimi kemiriyor. Amacım kimseyi suçlamak değil. Sadece oğlumun ölümüne ilişkin kuşkularımızın giderilmesini istiyorum" diyerek otopsi isteğini yineledi. İŞTE O GÜNLÜKTEKİ YÜREK YAKAN SATIRLAR Zekeriya Bahar’a gönderilen ve ölen oğlu İsmail Bahar’ın kaleme aldığı belirtilen günlük fotokopilerinde şu satırlar yer alıyor. "30 Ağustos 2008- Benim şafaktan bir gün daha gitti. Ama günün nasıl geçtiğini bir Allah bir de ben bilirim. Zaman, hatta saniyeler dahi geçmiyor. Her an onun hayali gözlerimin önüne geliyor ve gözlerim doluyor. Kendime sıkasım geliyor. Onun o yemyeşil gözleri gözlerimin önünde. Onun sesi kulaklarım da çınlıyor. Şu anda onu görebilmek için her şeyimi feda etmeyi bile göze alırım, o kadar özledim." "31 Ağustos 2008-Pazar. Sabahleyin saat 7’de kalktık. Tıraşımızı olduk ve ben koğuşta kaldım. Herkes mıntıka yaparken ben koğuşu süpürdüm. Sonra kahvaltıya gittim. Kahvaltıda, haşlanmış patates, beyaz peynir, bal, domates ve çay vardı. Ben ekmek arası peynir ve bal yaptım, Barış Parkı’na gidip çayla yedim. Daha sonra tekrar mıntıka yaptık ve akşama kadar koğuşta yattım. Kafamı yastığa koyar koymaz aklıma yeşil gözlüm geldi. Bazen öyle bir oluyorum ki; hayatımdan bıkmış gibi oluyorum. Zaman geçmiyor. Ama bir gün senin için kafama tek bir tane HK 33 (piyade tüfeği) mermisi sıkacağım. Ve o zaman anlarsın seni ne kadar sevdiğimi belki… O günün çok yakın olduğunu hissediyorum. Ben seni ilk gördüğüm günden beri hayalin gözümden hiç gitmedi ve senin o haberi aldığın zaman ne hale geldiğini çook görmek isterim. Her şey sende birleşiyor. Mermi+Ben=Sen" GÜNEBAKIŞ (Trabzon)
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
asker, ayhan meniz, intihar, ismail bahar, kuşku, telefon, trabzon, tsk, yüzbaşı, zekeriya bahar, ölüm, şüphe |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|