AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 07-04-2010, 13:52   #1
Kullanıcı Adı
Ahmet Yasin
Standart Bu ateşi söndürün artık


Acı haber hep Hakkâri'den Şırnak'tan, Doğudan geliyordu. Oysa acının Doğu'su Batı'sı yoktu. Türkiye'nin dört bir tarafında yaşayan şehit annelerin kültürleri, dilleri farklı olsa da birleştikleri ortak bir nokta var: 'Evlat acısı.'



Doğu ve Güneydoğu'da görüştüğümüz; "Allah verdi, Allah aldı." diyecek kadar mütevekkil Kürt ve Arap annelerin dileği ise aynı: "Bu ateşe bir su dökün artık."

Bir odaya girmek ne zaman zordur? İçeride bir şehit annesi olduğu zaman... Böyle odalar loş ve sessizdir, beyaz yazmalı kadınlar başka hiçbir vakit böyle suskun ve kederli oturmazlar. Bir el, onu gösterir nazikçe, 'şehidin annesi' diye fısıldar başka bir ses... Yerde oturan en kederli ve en suskun kadın şehidin annesidir. Bitkin ama mağrur görünen kadın... En büyük oğlunu daha üç gün önce toprağa vermiş ve o günden bugüne acıdan mı, sabırdan mı büyüdükçe büyümüş... Adı Medine Aksoy...

Diyarbakır'ın Ergani ilçesine bağlı Ziyaret köyünde bulduk onu. Sessiz, yarı karanlık odalardan birinde, duvara sırtını dayamış, dimdik oturuyordu. Yalnız değildi, köyden ve civar köylerden hatta uzak yakın şehirlerden gelen akraba kadınlar bir koltuk değneği, yaslanacak bir omuz, bir teselli cümlesi gibi yanına dizilmiş duruyordu. Yaklaştık, sarılıp kucaklaştık, televizyon haberlerinde 'Kürtçe ağıtlar yaktı.' denilen kadın bu işte, bir elimiz onun elinde, sormak lazım; ama nasıl? Sekiz oğlundan en büyüğünü yitirdi, biliyoruz. 20 yaşındaki Zülküf'ü... Ergani'de makamı bulunan Zülküf Peygamber'e hürmeten konmuş bir isim... Teyzesi Zeliha, 'Yokluk içinde büyütmüşlerdi." diyor. "Hatta askere de domates toplamak için gittikleri Ege'den uğurlamışlardı."

Mevsimlik işçi olarak gittiği Manisa'dan askere gönderilmiş bir delikanlı. Önce Manisa Kırkağaç sonra Elazığ Karakoçan... "Görmeye gitmiştik." diyor anne çok az bildiği Türkçeyle; "Elazığ'da keyfi iyiydi, kilo almış, yakışıklı olmuştu. Bir komutan vardı orada, bizimle çok ilgilendi, dedi ki 'İyi baktık oğlunuza, bakın nasıl kilo aldı.'" En son ne zaman konuşmuştunuz?" diye soruyoruz. "Vefatından üç gün önce." diyor "Beni teselli etti, korkma dedi, operasyona gitmiyoruz. Askerliğinin bitmesine dört ay vardı. İzin kullanmadığı için bir ayını saymıyordu. 'Üç ay sonra geliyorum, bana bir kız bul, demişti yavrum. " Anne murat almadan giden oğluna yanıyor şimdi ama elden ne gelir! "Ben bittim, başka analar bitmesin." diyor kederle, "Bu ateşe bir su dökün.".
Erkekler dışarıda Diyarbakır Müftüsü Ali Melek'i dinliyor. Şehitlik makamından söz ediyor müftü, kardeşlik duygusundan, birlik ve beraberlikten. Gelip gidenler, teselli edici sohbetler, sık sık okunan Fatihalar babayı rahatlatıyor. "Yedi oğlum var geride, yedisi de vatana kurban." diyor.

Oğluma ağlayamıyorum bile

Elazığ'ın Mağden ilçesinde yaşayan Ezime Topçu'nun oğlu ise Bitlis'te şehit olmuş. 19 yıl önce şehit olan Feyzi Topçu'nun terhisine sadece 20 gün varmış. Zaza kökenli olan Ezime Hanım, oğlunun acısı yüzünden kanser olan eşini de kaybetmiş. Bugün ikinci oğlu da askerde olan şehit annesi sabahlara kadar uyuyamadığını söylüyor. Ezime anne oğlu şehit olduktan 3 yıl sonra taziyeye gittiği Diyarbakır'da enteresan bir hadise yaşamış. Gittiği evde acısından ağlayan Ezime Hanım'ın yanına bir kadın yaklaşır. Kadın çevresindekilere onun neden bu kadar ağladığını sorar. 'Oğlu şehittir.' cevabını alan kadın Ezime teyzenin kulağına eğilir şöyle der: "Kızım sen ağlayabilirsin ama benim oğlum terörist öldü. Zorunlu gittim, cesedini getirdim. Vatan haini oldu. Ağlayamadım bile. Allah'a şükür biz Müslüman'ız ama oğlum nasıl böyle oldu anlamadım. Ben okumaya gönderdim dağa çıkmış. Elimden geleni yaptım ama kim kandırdı bilmiyorum." Teröristlerin de annesinin acı çektiğini söyleyen Ezime anne "O anne ne yapsın?" diyor ve hiçbir annenin artık ağlamasını istemiyor.



Şenköy'ün de altı şehidi var

Bir gün sonra, Mardin Midyat'a bağlı Şenköy beldesinde yine bir yas evindeyiz... Bir ateş topu havada patlamış, köy şehir ayırt etmeden, Türk, Kürt, Arap demeden her evin içine bir kıvılcım fırlatmış sanki. Şenköy'ün altı şehidi var, en yenisi 21 yaşındaki Salih Albayrak... 10 kardeşin ortancası, 1.90 boyunda babayiğit bir delikanlı. Diyorlar ki, onun cesareti bir hafta önce 37 eri ölümden kurtardı. Asker üniformasıyla içeri sızmayı ve öğlen yemeği için toplanmış askerleri öldürmeyi planlayan teröristleri kapı girişinde fark eden Salih, cesareti dilden dile dolaşacak gerçek bir kahraman artık. Şehit Salih'in annesini görmek istiyoruz ama artık öğrendik, yas evlerinde şehidin annesine ulaşmak için dışarıda toplanmış beylerin yanında biraz oturmak, topluca okunan Fatihalara âmin demek ve babaya başsağlığı dilemek gerekir. Sonra, odayı gösterirler, "Buyurun ama anneyi yormayın lütfen!" Asya anne Lübnan asıllı, ağzı dualı biri. "Ne söyleyeyim?" diyor. "Allah bizi cennette onunla buluştursun. O en yüksek mertebeye erişti. Allah verdi, Allah aldı. Başka ne söyleyeyim?" Oğluyla her gün telefonlaştığını duyunca, soruyoruz, "Ne konuşuyordunuz, ortamın tehlikeli olduğundan söz etmiş miydi hiç?" "Hiçbir şey söylemedi." diyor anne, "Sadece bizi soruyordu. Köyde ne var ne yok merak ediyordu. Hasat zamanıdır şimdi, kimin ekini biçildi, kimin daha işi var... Ama gitti işte, daha gelmez. Benim ocağım yandı, başka ocaklar yanmasın. Türkiye'ye barış gelsin, huzur gelsin. Ben ağladım, başka analar ağlamasın."
Binlerce yıldır Türk, Kürt, Süryani, Yezidi ile bir arada mutlu mesut yaşayan Arap asıllı bu aile, biraz da şaşkın aslında. Hem anne hem baba hem de amca, "Bizim bir düşmanımız yoktu." diyor. İşin doğrusu, birlikte yaşamanın sırrını çözmüş bu insanlar için terör aklın alacağı bir iş değil. Taziye evinde de zaten, Türk, Kürt, Süryani, Yezidi yan yana oturuyor. "O zaman" diyorlar, "Bu teröristler olsa olsa dış güçlerdir. Bu topraklarda yaşıyor olamazlar."


20 yaşında Şehit düşen Zülküf Aksoy'un kabri Diyarbakır'ın Ergani ilçesine bağlı Ziyaret Köyü'nde. Zülküf, yokluk içinde büyümüş hatta askere de domates toplamak için gittikleri Ege'den uğurlanmıştı.
***


Şehit Zülküf Aksoy'un annesi Medine Hanım (solda)
***


Şehit Davut İlbaş'ın kızı Beyza
***


Şehit Salih Albayrak'ın annesi Asya Hanım (sağda) ve babaannesi
***

Şehit Davut İlbaş'ın annesi Duri Hanım

ZAMAN

 

Ahmet Yasin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi