09-15-2007, 03:56 | #1 |
Bu ay anlatılmaz; ancak yaşanır
Ramazan ayı lezzetlerin içi içe sunulduğu bir zaman dilimidir. Bu lezzetleri tadabilmek için de o frekansı yakalayabilmek gerekir. İmanla tutulan her oruç bizi Allah’a (cc) bir adım daha yaklaştırır.
Varlık da ne varsa hepsi Rahman’ın (cc) mührünü taşır. Zaman onun ikramıdır. İnsan için imar edilen dünya sarayı, ahiret sarayının ön kabul kapısıdır. Hayatı değerli yapan, bakanın gözü ve basiretidir. Bakmayı bilmeyen Kâbe’ye dahi nazar etse taştan başka bir şey göremez. Ebu Cehil’in bakışıyla Ebu Bekir (ra)’ın bakışı asla müsavi değildir. İkisi de baş gözüyle O’nu (sas) görmüştür. Kimin gönlünde hakikat ve iman sevgisi varsa o yücelmiş, diğeri ise alçalmıştır. Malumdur ki O’nu imanla gören sahabe unvanını almıştır. İmanı kaybedenler, o yüce ismi de kaybetmişlerdir. *** RAMAZAN’I DEĞERLİ KILAN NEDİR? Nurlu ay Ramazana bakan ve şahit olanlarda aynı konumdadırlar. Ramazanı değerli kılan iman ve onun şeâiri hükmünde ki orucudur. Zamanı kutsallaştıran imanlı insanın varlığıdır. Zira tüm kutsiyetler insanın yüceltilmesi için konulmuştur. Kâbe dahi insan için inşa edilmemiş midir. Müminin değeri Kabe’nin değerinden daha yücedir. Yoksa onun etrafında yaşayan onu imar edip ziyaretçilerine su ikram edenlerin Hakk (cc) katında değerli olmaları gerekirdi. Asla böyle değildir. İman ve cihat ehli Kabe’yi göremese de kıymetinden bir şey kaybetmez. Ramazan her yönüyle manevi bir panayırdır desek anlatmış olamayız. Gönüllerin ve ailelerin sarmaş olduğu ve her şeyimizle bizi kutsadığı zamanın adıdır. Zamanın doğuş ve batışını bize ihtar ederken, semanın en büyük ayetleri olan güneş ve ay ile münasebetimizi pekiştirir. Doğuştan evvel sahuru tattırırken, batışı zevkler üstü zevk haline dönüştürür. Her güneş batışını doğuşunun niyet başlangıcı haline getirir. Asla ümitsizliğe fırsat vermez. Hilali ve güneşi iman ve amelimize şahit tutan bir aydır Ramazan. Caddelerin iftar saatindeki sessizliği, İslamın sesidir. Tüm iman erlerini iftar sofrasına toplarken adeta kıyameti sembolize etmektedir. Öten sur değil fakat hakkın sedası olan ezandır. İkisi de hakkın izniyle harekete geçer. Her türlü lezzetin en yüksek mevkie çıkması ancak Ramazanın atmosferiyledir. Bedenler acıkıp susadıkça ruhlar doyuma ulaşmaktadır. Dudaklar kurudukça, gönüller manevi zevkle kanmaktadır. Mideler küçüldükçe, maneviyatımız artmaktadır. Sağlıktan dostluğa, yardımdan fedakarlığa, sahurdan iftara, hatimden duaya ne varsa tüm hayatı nur halkalarıyla sarmaktadır. *** İMAN, İNSANIN KALBİNE SARAY İNŞA EDER İman insanın kalbinde saray inşa eder, amellerse o sarayı zinetlendirir. Maddi azalarımızı haz ve zevklerini, iman basiretiyle görebilenler daima mutlu olurlar. İster sıkıntı, ister sevinçli olsun her durumda kâr hanesini doldurmak mümkündür. Gönüllerin miski amber misali kokusu ile havzu Kevser içimi arsında hayatı lezzetlendirir. Buluşma noktası cennet olana hiçbir şey ağır gelmez. Her amel cennet basamağı kabul edilir ve cennete varıncaya kadar iyiliklere doymaz. Hayatın her anı ve durumunu ibadet zevkiyle yaşamak ancak gerçek imanlı gönüllerin nasibidir. Şehvetten servete, mevkiden iktidara, uykudan çalışmaya, yürümekten koşmaya ne varsa hepsi kulluk şuuruyla ifa edilir. Oruç ise tüm varlığımızı farklı şekilde sarıp sarmalayan bir manevi hazdır. Bu yolda acıkmak ve doymak aynı lezzeti temin eder. Ömrün ve günün bereketini güneş doğmadan programlar. Kazancın ikramı olan sadaka, fitre, zekat ve iftar ve hediyelerle maddeye esaretten kendini kurtarmış olur. Gerçek mükafatın günlerini gönlünde sayıklar. Her duruşu ve bakışı Rahman’ın cemaline hazırlık içindir. Tüm engelleri aşarak gönül alemini hakkın ziyaretine hazırlar. *** ORUÇ FİİLİ DUADIR Oruç sadece gıdayla alakalı değildir. Aynı zamanda fiili dua hükmündedir. Duanın yaşam ayıdır. Duayı vahiyle, vahyi imanla, imanı icabetle buluşturan bu ay ilimle zirveye tırmanmaktadır. Hilalin şahadetini gözleyerek, kelime-i şahadetten ölümde ki şahadete kapı aralamaktadır. Ramazanın hilaline şahadet orucu, Hakk’ın yücelmesine şahadet ise ölümü sevdirmektedir. Bu ay insan sevgisini ikram ile üst sıralara taşımaktadır. Sanki çağıranlar ensar, çağrılanlar ise muhacir edasıyla hareket ederler. Tüm iftarlar Rabbimiz’in, davetçisi Hz. Muhammed sallallahü aleyhi vesellem, hizmetçileri ise biz değilmiyiz. Bu ay anlatılmaz, ancak yaşanır, yazılmaz ancak hissedilir. O zevki hangi kelimeler anlatabilir ki, Tatmayan bilmez dendiği gibi, tadanlar o sevgiyi çoğaltabilir. -------------------------------------------------------------------------------- MUSTAFA AYDIN, ADAPAZARI SEZGİNLER CAMİİ İMAMI Sayı: 249 Bölüm: Mübarek Günler AİLEM DERGİSİ--- ZAMAN
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
09-15-2007, 03:59 | #2 |
Bu ay anlatılmaz; ancak yaşanır
herkezin bu tadı tatması kanatindeyim
|
|