12-18-2011, 20:07 | #1 |
Bu itiraflar PKK'yı bitirir
Ağrı Emniyet Müdürlüğünde ifadesi alınan terör örgütü mensubu, örgütteki yöneticilerin istediği gibi davranabildiğini belirterek, "Üst düzey yöneticilerin birçoğunun bayanlarla hatta erkeklerle bile ilişkisi vardır" dedi. ...
Van'da yakalanan terör örgütü mensubunu M.A., ifadesinde, kamplarda, aile hayatını, temizliği gösteren; evlilik gibi güzel şeylerin olduğu filmlerin izletilmediğini belirterek, "Çünkü bu görüntülerden etkileneceğimizden korkuyorlardı. Kaçanların yakaladığı zaman birincisinde ajan olduğu devletle işbirliği olduğunu söyleyerek psikolojik baskı kuruyorlar, ikinci seferinde öldürdüklerini biliyorum. Ayrıca kaçanları grup içerisinde kendi açılarından değerlendirerek kaçan hakkında mahkeme gibi yargılayarak karar veriyorlar, kaçmaya çalışanların silahlarını alarak tünel, kazı çalışmalarına göndererek çalıştırıyorlar. Örgütte olup da kaçanların infaz edildiğini bilmeyen yoktur" dedi. Teröristlerin zaman zaman domuz eti yediğini anlatan M.A., domuz eti yemediği için kendisine tepki gösterildiğini söyledi. Köylerden de zorla yiyecek alındığını belirten M.A. "Bu gelen yiyecekleri başımızda ki komutanlar silah zoru ile almaktadırlar. Köylüler gariban insanlar oldukları için ses çıkaramamaktadırlar" şeklinde konuştu. Örgütte temizlik anlayışı olmadığını belirten M.A., yaklaşık 2.5 içerisinde en fazla 3 kez yıkanabildiğini anlattı. M.A. "Yöneticilerin bir eli yağda bir eli balda iken biz bit içinde kıvranıyoruz. Örgütte üst düzeyde yönetici isen her şeyi yapabilirsin, senden kimse hesap sormaz; eğer normal bir dağda savaşçı konumunda örgüt mensubu isen yaptığın en küçük hatanın hesabı sorulur. Üst düzey yöneticilerin birçoğunun bayanlar ile hatta erkekler ile ilişkisi vardır. Bayanlar ile ilişkisi olan üst düzey yöneticiler bu bayanları yükselterek üst konumlara getirirler. Eğer ilişkiyi reddederlerse ajanlıkla suçlanıp cezalandırılırlar. Bulunduğum dönem içerisinde bir birlerini sevdiklerinden dolayı örgütten kaçan insanları gördüm" diye konuştu. Terör örgütü yöneticileri tarafından teröristlere Zerdüştlük dersi verildiğini de belirten M.A. ifadesini şöyle sürdürdü: "Zerdüştlüğün de kutsal bir din ve Kürtlerin gerçek dini olduğu öğretilmektedir. Zerdüşt'ün Kürtlerin peygamberi olduğunu söylüyorlardı. Örgüte yeni katılanlardan namaz kılanlara ve oruç tutanlara hemen tepki çekmesin diye ilk başta karışmıyorlar; daha sonra yavaş yavaş imkanları kısıtlanarak namaz kılmaları engelleniyor. Abdest alacak su bulmalarına imkan verilmiyordu. Hatta ben de örgüte ilk katıldığımda oruç tutuyordum. İftar ve sahur saatinde yemek vermiyorlardı. Belli bir müddet sonra gücün kalmıyor, temizlik de yapamıyorsun, oruç moruç kalmıyor zaten. Zerdüştlük ile ilgili kamplarda bol bol kitaplar okunmaktadır. Örgüt kamplarında ayrıca bizleri topladıklarında Ermenilerin iyi insan olduğunu ve onların da Kürt olduğunu söylüyorlardı. Hatta İsrailli Yahudiler ile Kürtlerin kardeş olduklarını söylüyorlardı. Şuan ki İslamiyet'in gerçek İslamiyet olmadığını, İslamiyet'in bozulduğunu, dünyada doğru bir İslamiyet'in kalmadığı şeklinde konuşmalar yapıyorlardı. Örgütü yönetenler ne Allah'a ne Peygambere ne de kitaba inanıyorlar. Zaten inansalar domuz eti yemezlerdi." thafıza
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
12-18-2011, 20:08 | #2 |
İşte bunların gerçek yüzü....
|
|
12-19-2011, 01:25 | #3 |
PKK'lı teröristten şok itiraf!
Ağrı Emniyet Müdürlüğü'nde ifade veren M. A. isimli terörist, terör örgütünde bulunduğu sürede yöneticiler tarafından zerdüştlük eğitimi verildiğini, İsrailli Yahudiler ile Kürtlerin kardeş olduklarının telkin edildiğini söyledi. Emniyete ifade veren M.A., terör örgütündeki yöneticilerin bazen domuz eti yediklerini, kendileri yemedikleri zaman tepki gösterildiğini ifade etti. M.A., "Dağda olup da üst düzey komutanlar hariç vücuduna bit düşmeyen kimse yoktur. Dağdaki örgüt mensupları cenabet olarak dolaşıyorlardı. Bundan da çok rahatsızlık duyuyordum. Bu kandırılmış, akılları çelinmiş gariban gençleri kullanan üst düzey yöneticiler ise bir eli yağda bir eli baldadır. Örgüt kimliğimizi vermeye gelmekte iken bile örgütün üst düzey yöneticisi olan 'Abbas' kod adlı Duran Kalkan ise ciplerle gelmektedirler." Terör örgütünde üst düzey yöneticilerin birçoğunun bayanlar ile hatta erkekler ile ilişkisi olduğunu ifade eden M.A., "Bayanlar ile ilişkisi olan üst düzey yöneticiler, bu bayanları yükselterek üst konumlara getirirler, eğer ilişkiyi reddederlerse ajanlıkla suçlanıp cezalandırılırlar. Bulunduğum dönem içerisinde bir birlerini sevdiklerinden dolayı örgütten kaçan insanları gördüm." dedi. İFADE VEREN TERÖRİSTİN HAYRETTE BIRAKAN AÇIKLAMALARI Ağrı'nın Hamur ilçesi Yuvacık Köyü Aladağlar mevkiinde yapılan operasyonda, 7 Aralık'ta yakalanan, 17 yıldır aranan Serkeş kod adlı (Z.Z.) isimli teröristle beraber faaliyet yürüten M.A. isimli terörist, Ağrı Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM)'nde ifade verdi. M.A. isimli terörist, emniyetteki ifadesinde çok çarpıcı bilgiler verdi. Yakalanan teröristin ifadesinden satır başları şöyle: ''POLİS VE ASKER İŞKENCECİ OLARAK GÖSTERİLİYORDU '' "Devletin işkence yapacağı, ömür boyu hapse koyacak diyerek örgüt mensuplarını korkutuyorlardı. Örgüt kamplarında CD'lerde polisin, askerin insanları öldüren, işkence yapan, elektrik veren, coplar ile vuran şeklinde görüntüler izletiyorlardı. Bu şekilde, örgüt mensuplarının devletten, askerden, polisten soğuması ve kinlenmesi sağlanıyordu. Kamplarda aile hayatını gösteren, temizliği gösteren evlilik gibi güzel şeylerin olduğu filimler izletmiyorlardı, çünkü bu görüntülerden etkileneceğimizden korkuyorlardı." ''ÖRGÜTTEKİLER ZAMAN ZAMAN DOMUZ ETİ YİYORLARDI'' "Yiyecek içecekler komutanlar tarafından sağlanıyordu. Bizim de ihtiyaçlarımızı Suriyeli 'Çiye' kod adlı temin etmekte idi. Örgüttekiler zaman zaman da domuz eti yiyorlardı, ben yemiyordum. Dini inanışlarıma göre haramdır. Ben domuz eti yemediğim zaman bana tepki gösteriyorlardı. Ben de bu tepkiden kurtulmak için midemin rahatsız olduğunu eti sevmediğimi söylüyordum. Bunlar domuzu şu şekilde görüyorlardı; inek de ot yiyor dört ayaklı, domuz da dört ayaklı bunu yemende herhangi bir günah yoktur şeklinde bana söylüyorlardı. Domuzu silahla avlayıp başını kesip yiyorlardı. Domuzun bütün etlerini yiyorlardı. Zaman zaman da yılan, ayı eti yediklerini gördüm." ''DAĞDA KALDIĞIM İKİ YIL İÇERİSİNDE ÜÇ DEFA YIKANABİLDİM'' "Dağda yaşayan yasadışı örgüt mensuplarının herhangi bir temizlik anlayışları yoktur. Ben dağda bulunduğum 2-2,5 yıl içerisinde toplam 2-3 defa yıkanabilmişimdir, o da derede soğuk su ile kafamıza çamaşır deterjanı dökerek yıkanabildim. Dağda olup da üst düzey komutanlar hariç vücuduna bit düşmeyen hiçbir örgüt mensubu yoktur. Çok uzun zaman cenabet bir şekilde dağda dolaştım. Dağdaki diğer örgüt mensupları da aynı şekilde cenabet olarak dolaşıyorlardı. Bundan da çok rahatsızlık duyuyordum. Bu kandırılmış, akılları çelinmiş gariban gençleri kullanan üst düzey yöneticiler ise bir eli yağda bir eli baldadır. Örgüt kimliğimizi vermeye gelmekte iken bile örgütün üst düzey yöneticisi olan 'Abbas' kod adlı Duran Kalkan ise cipler ile gelmektedirler." "ÜST DÜZEY KOMUTANLARLA İLİŞKİSİ OLAN BAYANLAR ÜST KONUMLARA GETİRİLİYOR" "Örgütte üst düzeyde yönetici isen her şeyi yapabilirsin, senden kimse hesap sormaz, eğer normal bir dağda savaşçı konumunda örgüt mensubu isen yaptığın en küçük hatanın hesabı sorulur. Üst düzey yöneticilerin birçoğunun bayanlar ile hatta erkekler ile ilişkisi vardır. Bayanlar ile ilişkisi olan üst düzey yöneticiler, bu bayanları yükselterek üst konumlara getirirler, eğer ilişkiyi reddederlerse ajanlıkla suçlanıp cezalandırılırlar. Bulunduğum dönem içerisinde bir birlerini sevdiklerinden dolayı örgütten kaçan insanları gördüm." ''ÖRGÜT KAMPLARINDA ZERDÜŞTLÜK EĞİTİMİ VERİLİYORDU'' "Örgütte bulunduğum sürede örgüt mensuplarına yöneticiler tarafından zerdüştlük eğitimi verilmektedir. Zerdüştlüğün de kutsal bir din ve kürtlerin gerçek dini olduğu öğretilmektedir. Zerdüşt'ün kürtlerin peygamberi olduğunu söylüyorlardı. Örgüte yeni katılanlardan namaz kılanlara ve oruç tutanlara hemen tepki çekmesin diye ilk başta karışmıyorlar, daha sonra yavaş yavaş imkanları kısıtlanarak namaz kılmaları engelleniyorlardı. Abdest alacak su bulmalarına imkan verilmiyordu. Hatta ben de örgüte ilk katıldığımda oruç tutuyordum. İftar ve sahur saatinde yemek vermiyorlardı. Örgüt kamplarında ayrıca, bizleri topladıklarında Ermenilerin de iyi insan olduğunu ve onlarında Kürt olduğunu söylüyorlardı. Hatta İsrail'li Yahudiler ile Kürtlerin kardeş olduklarını bizlere söylüyorlardı." CİHAN |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|