arkadaşlar ilgi çekici bir yazı buldum bu yazıyı okuyup yorumlayabilirmisiniz ?


http://www.ismailaga.info/yazi/2012/...e-asya-kitasi/

safsata

''Dinler Arası Diyalog'' öncelikle isim olarak hatalı bir başlangıç idi... Burada Amaç ve gaye içindeki İslami Tebliğ idi...! Lakin isminin yanlış olması Müslümanları uyandırdı ve Düşmanların bunu kullanması, Kötüleme faaliyetleri içeriden İşçi partisi adı altında kemalist adı altında İslam'a düşman kisvelerin pisikolojik harb tekniği idi ! Masonların ele geçirdiği Vatikan'ı İslam'a yumuşak bakan Papa 2nci Paulle yapılan bu kavramlar içlerinde samimi Allah'a inananlar ile Şeytana tapanlar arasındaki bir mücadelenin Arz'a yansıtılması idi ! Zaten Papa 2nci Paul zehirlenerek öldürüldü ! Ve yerine Alman Yahudi ve Nazi üyesi bir Papa getirildi...!

Elbette bu kavramların Semavi olan Din ve Dinlerin Şeytana Tapanlar olarak ayrılması projesinden dereceler ile İslam Tebliği, Allah'ın birlenmesi yahutta İsevi projeleri, Amerika'da İslam adına eksik olan derdimizi anlatamadığımız bir Lobi kurulma faaliyeti idi...!

''Teröre Karşı Savaş'' konseptleri kurulunca Aynı sistemli psikolojik harbleri Cia'de kendi alanında kullanmaya başladı...! Onlarda kesip biçip bu kavramları Kendi teröre karşı savaşta ''Ilımlı İslam'' adı altında kullanma gayretleri başladı...! Böylece Asıl olan sistem ile Düşmanların dört koldan sarmaya çalıştığı bu proje samimi ve İlim sahibi insanlar dışında şüpheli yahutta problemli güvenilmez gösterilebilmek adına çok yara aldı !

İslami kesimlerin bu parapisikolojik ve pisikolojik harb tekniklerinden pay almaları cemaatin ve bazı İlimsizlerin yaptığı yanıltıcı ve eksik hatta İslami kesime yakışmayan davranış yahutta İlmi konuları savunma pisikolojilerindeki hatalarıda birleşince düşmanların gözünden ön yargısı büyük bir hale dönüştü...!!!

Tüm bunlar içinde Kendi Misyonu ve Çabaları sayesinde başarıları büyüyerek devam etmesi Düşmanların Cemaatizm üretmek suretiyle kendi içinde boğulması taktikleri pek işe yaramasada Toplum kesiminin büyüyen cemaat sempatizanlığı karşısında bu Toplumun İslami hassasiyetlerinin çoğunluğunun sempati yahutta çıkar noktasında bulunması gibi problemleri geniş dairedeki Topyekün bir Cemaat algısı olarak zihinlerde problemli bir bakış açısı oluşturdu...!

Meseleleri daire daire süreç ve misyon tertibinde inceleme, ciddi gayretlerden tahlil edildiğinde Misyonu dışında algılanmasıda doğru değildir kanaatime göre !!!

Bu mevzuya yorum yapmadan ve yukarıdaki açıklamaya mukabele etmeden için rahat etmeyecek arkadaş...!!!!

Şimdi bu zamana kadar ki yorum ve açıklamalarınızdaki zıtlık ve tezatlıkları bir kenara bırakarak bu minvalde yaptığınız açıklamaya bir kaç soru ile tarafımı aydınlatacak kelamlara ışık tutacağınıza kaniyim.

Fakat şu noktayı da dikkatinize sunmadan edemeyeceğim, lütfen ama lütfen geniş çerçevedeki ve uçlardaki bilinen ve klişeleşmiş hakikatlerde ziyade mevzunun menbaından biraz sıyrılarak satıh düzeydeki açıklamalarınız daha elzemdir. Soracağım bir kaç istifham ve bu sual üzerine sahip olduğunuz hakikatlerin biraz daha aşikar olması..

Dinler arası diyalog kelamı ilk kim tarafından üretilmiş ve bu noktada açıklama ve çalışmalar ilk kim tarafından yapılmıştır ?

Üstadim,
diyalogda bilincli kadro önemlidir.
benim en cok elestirdigim noktalardan birisi, bilincsiz ve altyapisiz bircok insanin bu faaliyetlerde söz sahibi olmasidir.
Haliyle kör bir insanin eline silah verirsen, hedef haricinde heryere isabet eder attigi mermiler.
Geneli icin demiyorum...lakin var böyle durumlar.

Bediüzzaman Said Nursi

Belirtilen kemallere erdikten sonra mı başlasak acaba ?

Şahsım aciz adına çok beklersin kardeşim... En iyisimi azm edelim...