AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 11-19-2011, 04:17   #11
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart
Alıntı:
depare Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hem katılıyorum hemde katılmıyorum

İslamsız yaşadıkça ahlaksızlığın dibine vuranlar da var ateist olduğu halde ahlaksız olmayanlar da var..

İslamın ahlak üzerin de etki ettiği su götürmez bir gerçek ama ahlak bütünüyle islamla alakalı bir mevzu değil karakter de çok önemli..

Yakın bir misal verelim deprem felaketin de ülkemize yardım etmek için gelen Japonlar bana göre ahlaksız ve karaktersiz olamaz..

Tabiki yinede hepsin'in gideceği yer aynı...
Ön yargılı olmayı hiç sevmem. Ama bu konuda çok katı bir düşünceye sahibim. Kişinin gayrimüslim olması, onun ahlaksız olacağı anlamına gelmez. Buna kabulüm. Fakat bir insan ateistse, bence o insan ahlaklı olamaz.

Düşünün ki; kalbimizde Allah ve cehennem korkusu olduğu halde, biz müslümanlar bile nefsimize yenik düşebiliyoruz. Hal böyleyken, ateistin kendi nefsiyle olan mücadelesini sadece karakteriyle kazanabilmesi mümkün mü?

Belki görünüşte çok iyi niyetli, çok ahlaklı ateistler vardır. Bakarsınız, o karakter size çok tatlı görünür. Fakat asla inanmayın derim. Çünkü şeytanın ustalığı; en büyük çirkinlikleri bile güzel gösterebilmesinden kaynaklanır.
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-19-2011, 05:08   #12
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart
Alıntı:
sinan80 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Googlede de aratabilirsiniz çıkmaz çünkü yeni söyledim. Söz nasıl güzel mi bişey ifade ediyor mu?

''Ne kadar çok İslâmsızlaşırsak o kadar çok ahlâksızlaşırız.''
Öncelikle eline yüreğine sağlık kardeşim. İslamsızlaşmak derken, sanırım Müslüman olup da ibadetlerinden uzaklaşan insanları kastediyorsun. Yani bir Japon'a ahlaksız demiyorsun. Doğru anladıysam, bence haklısın. Çünkü birşeyden uzaklaşıyorsan, muhakkak başka bir şeye de yakınlaşıyorsun demektir. Bu nedenle Müslüman, ya islamın sunduğu gerçek güzellikle huzur bulur yada şeytanın sunduğu sahte güzelliğin kurbanı olur.

Fakat bu düşünceni ifade şeklin, arkadaşlarımızın da dediği gibi tekerleme gibi olmuş. Tavsiyemi soracak olursan şunları söyleyebilirim; eğer söylediğin söz kısa ise o söz içinde kafiyeye redife yer verme derim. O kısa cümleye sadece yoğunluk katmaya çalış. Ya da sözünü biraz daha uzatabilir, kulağa tekerleme gibi gelen ses benzerliklerini kamufle edebilirsin.

Biraz daha çalışırsan, eminim çok güzel şeyler ortaya çıkartabilirsin.
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-19-2011, 20:24   #13
Kullanıcı Adı
depare
Standart
Alıntı:
Eşref Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ön yargılı olmayı hiç sevmem. Ama bu konuda çok katı bir düşünceye sahibim. Kişinin gayrimüslim olması, onun ahlaksız olacağı anlamına gelmez. Buna kabulüm. Fakat bir insan ateistse, bence o insan ahlaklı olamaz.

Düşünün ki; kalbimizde Allah ve cehennem korkusu olduğu halde, biz müslümanlar bile nefsimize yenik düşebiliyoruz. Hal böyleyken, ateistin kendi nefsiyle olan mücadelesini sadece karakteriyle kazanabilmesi mümkün mü?

Belki görünüşte çok iyi niyetli, çok ahlaklı ateistler vardır. Bakarsınız, o karakter size çok tatlı görünür. Fakat asla inanmayın derim. Çünkü şeytanın ustalığı; en büyük çirkinlikleri bile güzel gösterebilmesinden kaynaklanır.


Katılmıyorum kısa bir cevap buna yeterli olur..

Ebu Talib ne Müslümandı ne Yahudiydi ne de Hristyandı fakat ahlaksız değildi..
Üstelik torpili de yoktu Cehennemlik olarak öldü..

Ahlaklı olmalarına tabiki kanmayacağız nitekim o ahlakını kullanarak seni de ateist yahut gayri müslim yapabilir..

Ahlaklısın dan daha çok kaçacağız sözlerim yanlış anlaşılmasın


depare isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-19-2011, 22:59   #14
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Ahlakli olmak insanin imanli olduguna delil olamayacagi gibi, ahlaksiz olmakta imansizliga delil degildir...

Ahlak bakimindan müslümanlari sollayan hiristiyanlar taniyorum.
Fakat üstünlük acisindan en ahlaksiz müslümani en ahlakli imansiza degismem....
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-20-2011, 01:16   #15
Kullanıcı Adı
onurcan
Standart
Sosyal normların bir kategorisini oluşturan din kuralları ile ahlak kuralları arasındaki ilgi çok yakındır.
Din kurallarının yaptırımı,ahlak kurallarından farklı olarak doğa üstüdür ve rasyonel değildir;din kuralları ancak dolayısı ile sosyal durumlarda hitap etmektedirler.
Ahlak kuralları dinsel inançların devamı için yol hazırlarlar ve dinlerde doğa üstü yaptırımları ile ahlak kurallarını desteklerler.Ancak ahlak kuralları ile din kuralları ihtilafa da düşerler.Gerçekten ahlaklılığın bir şartıda hüküm vermek hususunda özgür olmaktır;din tutucu özelliği içinde yeniden meydana gelen ahlak görüşüne karşı olur.
onurcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-20-2011, 01:22   #16
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Alıntı:
Eşref Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ön yargılı olmayı hiç sevmem. Ama bu konuda çok katı bir düşünceye sahibim. Kişinin gayrimüslim olması, onun ahlaksız olacağı anlamına gelmez. Buna kabulüm. Fakat bir insan ateistse, bence o insan ahlaklı olamaz.

tam aksine...
bir çok ateistte erdem olarak evrensel ve sosyal ahlak fazlaca bulunur...
bülent akyürek ki eski bir ateisttir ahlak ateistlerin dinidir der...
bizim ahlakımız kuran ahlakıdır...
ve şöyle birşey söyler büyüklerimiz önce insan sonra iman diye...
bir ateist insanlık ve ahlak olarak erdemli olabilir ama üstüne islami koymaz ise helak olur...
onun ahlakı sadece toplumsal ve dönemsel olur...
ama olur mu ahlakı olur...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 11-20-2011, 01:24   #17
Kullanıcı Adı
Blur
Standart
Ben sevdim yüreğine sağlık kardeşim.
Blur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-20-2011, 01:32   #18
Kullanıcı Adı
onurcan
Standart
İslamda güzel ahlak

İslâm Dini kadar güzel ahlaka önem veren bir başka din veya düşünce sistemi göstermek mümkün değildir. Öyleki Peygamber Efendimiz "İslâm, güzel ahlâktır" buyurmuştur. Hz. Peygamberin güzel ahlâka teşvik eden bir çok güzel sözü vardır.
"Mü’minlerin îmanca en kamil olanı, ahlâkI en güzel olanıdır" "İçinizden en çok sevdiklerim ve kıyamet gününde bana en yakın olanlarınız, ahlaki en güzel olanlarınızdır" hadisleri bunlardan sadece ikisidir. Kur’an-ı Kerim’de adalet, ahde vefa, affetme, alçak gönüllülük, ana-babaya itaat, sevgi, kardeşlik, barış, güvenirlilik, doğruluk, birlik, beraberlik, iyilik, ihsan, iffet, cömertlik, merhamet, müsamaha, tatlı dilli olma, güler yüzlülük, temiz kalplilik gibi güzel ahlâki hasletlere teşvik eden ve zulüm, haksizlik, riya, haset, gıybet, çirkin sözlülük, asık suratlılık, cimrilik, bencillik, kıskançlık, kibir, kin, kötü zan, israf, bozgunculuk... gibi kötü hasletlerden nehyeden pek çok âyetin yer alması, Kur’an’da ahlaka ne kadar önem verildiğinin bir göstergesidir.

Peygamber Efendimizin güzel ahlaka teşvik eden ve kötü hasletlerden nehyeden hadisleri ise neredeyse bir kitap oluşturacak kadardır. O sadece bu sözleri söylemekle kalmamış, güzel ahlaki bizzat yasayarak insanlara örnek olmuş ve öğretmiştir.

Bu yüzden O’nun ahlaki, İslâm ahlakinin en güzel tatbikatını oluşturmaktadır. İste bu sebeple burada peygamberimiz Hz. Muhammed’in güzel ahlakından az da olsa sözetmek istiyoruz(*). Çünkü O gerçekten en güzel örnektir:
Peygamber Efendimiz güler yüzlü, nazik tabiatlı, ince ve hassas ruhlu idi. Kati yürekli, sert ve kırıcı değildi. Ağzından sert ve kaba hiçbir söz çıkmazdı. Başkalarını tenkit etmez, kimsenin ayıbını yüzüne vurmazdı. Yanlış ve hoşlanmadığı bir davranış görürse "içinizden bazı kimseler, söyle söyle yapıyorlar..." Şeklinde, bu davranışları yapanların kim olduklarını belli etmeden ve hiç kimseyi kırmadan yanlışı ve hataları düzeltirdi. Kimsenin sözünü kesmez, konuşması bitinceye kadar dinlerdi. Tartışmayı sevmez, sözügereğinden çok uzatmazdı. Kendini ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmaz, kimsenin gizli hallerini araştırmazdı. Allah’a hürmetsizlik olmadıkça, sahsına yapılan kötülükleri, ne kadar büyük olursa olsun, bağışlar, eline imkan geçince öç almayı düşünmezdi.

Son derece iffet ve haya sahibiydi. Bütün insanları eşit tutar, zengin fakir, efendi-köle, büyük-küçük ayrımı yapmazdı. Her bakımdan kendisine güvenilirdi. Verdiği sözü mutlaka zamanında yerine getirirdi. Dürüstlükten ayrıldığı, saka bile olsa yalan söylediği hiç görülmemiştir. Bu yüzden O’na henüz peygamberlik verilmeden önce "Muhammed’ül-Emin" denilmişti. Nitekim Peygamberliğini haber verdiği zaman, iman etmeyenler bile O’na "yalancı, yalan söylüyor" diyememiştir. En yakın akrabalarını safa tepesinde toplayıp onlari İslâm’a davet için, "Size su dağın arkasında düşman atlılarının bulunduğunu söylesem, bana inanırmısınız?" dediği zaman: "Hepimiz inanırız. Çünkü sen yalan söylemezsin" diye cevap vermişlerdi. Kendisi böyle olduğu gibi, herkesin dürüst olmasını isterdi. "Doğruluktan ayrılmayınız, çünkü doğruluk, iyilik ve hayra götürür. İyilik ve hayır da, kişiyi Cennete ulaştırır. Kişi doğru söyleyip doğruluğu aradıkça, Allah katında sıddıklar zümresine yazılır. Yalan sözden ve yalancılıktan sakınınız; Çünkü yalan insani kötülüğe sevkeder. Kötülük de kişiyi Cehennem’e götürür. İnsan yalan söylemeğe ve yalan aramağa devam ede ede, Allah katında nihayet yalancılardan yazılır" buyurmuştur.

Rasûlüllah (s.a.v.) insanların en cömerdi ve en kerimiydi. Eline gecen her şeyi muhtaçlara dağıtır, kimseyi eli boş çevirmezdi.
Peygamberimizin ahlakini özetleyen bu kısım. Kısmî tasarruflarla İrfan YÜCEL’in "Peygamberimizin Hayati" adli eserinden iktibas edilmiştir. Son derece mütevâzı ve alçak gönüllü idi. Bir topluluğa geldiğinde, kendisi için ayağa kalkılmasını istemez, nereyi bos bulursa, oraya otururdu. Arkadaşları arasında otururken ayaklarını uzatmazdı. Arkadaşları her işini yapmayı kendileri için şeref ve cana minnet saydıkları halde, bütün islerini kendi görür, ev islerinde hanımlarına yardim ederdi. Methedilmesini ve aşırı hürmet gösterilmesini istemezdi. Fakir kimselerle düşüp kalkmaktan, yoksulların, dulların, kimsesizlerin islerini görmekten zevk alırdı. Bulduğunu yer, bulduğunu giyer, hiç bir şeyi beğenmemezlik etmezdi. Yiyecek bir şey bulamayınca, aç yattığı da olurdu.

Bütün islerini tam bir düzen ve nizam içinde yapardı. Namaz ve ibadet vakitleri, uyku ve istirahat için ayırdığı saatler, misafir ve ziyaretçilerini kabul edeceği hep belliydi. Vaktini boşa geçirmez, her ânini faydalı bir isle değerlendirirdi. "İnsanların çoğu, iki nimetin kıymetini takdirde aldanmışlardır: "Sıhhat ve boş vakit", buyurmuştur.

İnsanı en yakından tanıyan, onun iç yüzünü ve bütün gizli hallerini en iyi bilen, şüphe yok ki eşidir. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) ilk vahiyden sonra gördüklerini anlattığı zaman eşi Hz. Hatice:
"Allah’a yemin ederim ki, Cenâb-ı Hak hiç bir vakit seni utandırmaz. Çünkü sen akrabanı gözetirsin, işini görmekten aciz kimselerin ağırlıklarını yüklenirsin, fakire verir, kimsenin kazandıramayacağını kazandırırsın. Müsafiri ağırlarsın, Hak yolunda herkese yardım edersin..." diyerek O’nun peygamberliğini hemen kabul etmiş, en küçük tereddüt göstermemiştir.
Çocukluğundan itibaren Medine’de 10 yıl hizmetinde bulunan Hz. Enes: "Rasûlüllah (s.a.v)’e 10 yıl hizmet ettim. Bir kere bile canı sıkılıp, öf, niçin böyle yaptın, neden şunu yapmadın, diye beni azarlamadı" demiştir.

Peygamber Efendimizin bizzat yaşayarak, uygulayarak çizdiği bu ahlaki tablo, hiç şüphesiz İslâm ahlâki hakkında bir fikir vermektedir.

*Kendisi için istediğini başkası için de istemek, kendisi için arzulamadığını başkaları için de arzulamamak,

*Olduğu gibi görünmek ya da göründüğü gibi olmak, *Küçüklere sevgi büyüklere saygı,

*Affetmek, hoşgörülü davranmak, başkalarının kusurlarını araştırmamak,

*Öfkeye hakim olmak,

*Sözünde durmak, ahde vefa göstermek,

*Doğruluk ve dürüstlükten zerrece taviz vermemek,

*Güvenilir olmak,

*Kibirden gururdan sakınmak mütevazî olmak,

*Cimrilikten, tamahtan uzak durmak,cömert olmak,

*Her hususta sabırlı olmak, *Asla adaletten ayrılmamak,

*Maddi ve manevi temizliğe riayet etmek,

*Allah’ın kendisine verdiği sağlığına ve sıhhatine çok dikkat etmek,

*Boş vakitlerini hayırlı işlerde değerlendirmek,

ve benzeri yüzlerce muazzam ahlâkî prensibe özenle yer veren İslâm ahlakını her yönüyle tanımak için bu konuyu geniş olarak inceleyen eserlere müracaat etmek gerekmektedir.
İslam Dininde ahlakın büyük bir önemi vardır. İslâm'ın gayesi; insanları güzel ahlak sahibi yaparak olgunlaştırmaktır. İslam Peygamberi Hz. Muhammed (A.S.) şöyle buyurmuştur. "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim. Bir müslümanın değeri, ahlakının güzelliği ile ölçülür. Bu konuda, Hz. Peygamber, kendisine en sevimli olanların, güzel ahlak sahipleri olduğunu bildirmiş. ''Allah katında en sevgili kullar kimlerdir?'' sorusuna da, ''Ahlakı en güzel olanlardır" cevabını vermiştir


Yüce Rabbimiz, insanlığı, inançsızlığın karanlığından çıkarıp iman ve güzel ahlakın aydınlığına kavuşturmak için Peygamberler ve Kitaplar göndermiştir[1]. İnsanları, asla rehbersiz bırakmamış ve son olarak da, Kur’an-ı Kerîm’i ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’i göndermiştir. İslam dininin gayesi, “Tevhîd” inancını, bütün insanların gönüllerine nakşetmeleri ve onların güzel ahlak sahibi fertler olmalarıdır. Bakınız Kur‘an, bu hususta şöyle buyuruyor:”Ey Ehl-i Kitap! Size, kitabınızdan gizlediklerinizin birçoğunu ortaya koyup açıklayan, birçoğunu da bağışlayan Elçimiz geldi. Gerçekten size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap geldi. Allah bu Kitap’la, rızasını gözetenlere kurtuluş yollarını gösterir, Kendi izni ile onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve onları dosdoğru yola ulaştırır”[2]. Hz. Peygamber (a.s)‘in gönderiliş amacını da kendileri, “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim”[3] şeklinde açıklamaktadır. Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamber’i şöyle tanıtmaktadır: “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin” ve “Andolsun ki, Allah’ın Resulü sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.”[4] Kur’an-ı Kerim, itikat, ibadet ve ahlaka ait esasları, bir çok ayette birlikte zikreder. Bu da bize, iman ile ahlaki davranışlar arasında sıkı bir irtibatın bulunduğunu gösterir. Ahlak kavramı, bir insanın bütün davranışlarını kapsar. İbadetin bir hikmeti de insanı güzel ahlak sahibi olmaya yönlendirmektir.

Bunun için güzel ahlak, Müslümanların aynasıdır.Hz.Peygamber (s.a.v.): “İman bakımından müminlerin en olgunu, ailesine karşı şefkat, merhamet gösteren ve ahlakı güzel olandır”[5] buyurmuşlardır. Kur’an-ı Kerim, olgun müminleri; zor günlerde yoksulu doyuran, birbirine doğruyu tavsiye eden, Allah’ın koyduğu sınırları aşmayan, kötülüğün gizlisine de açığına da yaklaşmayan, cana kıymayan, ölçü ve tartıda adaleti gözeten, ölçülü konuşan, verdiği sözde duran, insanlara karşı büyüklük taslamayan, verilen emaneti koruyan, sözü özü bir olan, ana babaya, akrabaya, komşuya, arkadaşa ve yönetimindekilere güzel davranan kişiler olarak nitelendirir. Güzel ahlakı korumak, Yüce Rabbimizin emridir. Aynı zamanda toplum hayatını sürdürmenin ve insanlık onurunu yüceltmenin bir gereğidir. Bir insanın yaptığı kötü bir davranışın, ailesinden başlayarak bütün topluma dokunan zararları vardır. Bunun için ahlaka aykırı tavırları görüp geçiştirmek, onun yayılmasına imkan hazırlamak demektir. Güzel ahlaka aykırı görülen davranışları, uygun bir lisan ile düzeltmeye çalışmak, iyi huylu olmayı teşvik etmek, toplum için önemli bir görevdir.
“Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir”[6].

[1] Hadîd, 57/9
[2] Maide, 5/15, 16
[3] İmam Malik; Muvatta, Husnu’l Hulk, 8, II/904.
[4] Kalem, 68/4; Ahzab, 33/21.
[5] Et-Terğib, 4/182
[6] Al-i İmrân, 3/l
onurcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-20-2011, 02:23   #19
Kullanıcı Adı
ibocan
Standart
Alıntı:
AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

tam aksine...
bir çok ateistte erdem olarak evrensel ve sosyal ahlak fazlaca bulunur...
bülent akyürek ki eski bir ateisttir ahlak ateistlerin dinidir der...
bizim ahlakımız kuran ahlakıdır...
ve şöyle birşey söyler büyüklerimiz önce insan sonra iman diye...
bir ateist insanlık ve ahlak olarak erdemli olabilir ama üstüne islami koymaz ise helak olur...
onun ahlakı sadece toplumsal ve dönemsel olur...
ama olur mu ahlakı olur...
akıncı abim, birde ALLAH'ın affedici olduğunu unutmamalıyız,herhangi bi iyilik , derecesini bilmiyorum ama ( kadri ALLAH' ın

Yüce Allah'ın, "Biz, seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." beyanı ile anlattığı Efendimiz'in kudsî sözleri rahmetin yeryüzüne yayılmasına kılavuzluk etmiştir. Allah Resûlü, canlılara su vermenin rahmetin bir tecellisi olduğunu öğretmiştir. O şöyle anlatıyordu: "Çölde gördüğü susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe su içiren günahkâr bir kadına, Yüce Allah Cennet kapılarını açtı." İnsanların birbirlerine su ikram etmelerinin günahlarının affına vesile olacağını yine O (sas) bildirmişti. O'nun teşvikiyle, insanlar birbirlerine su ikram etmede yarışa girmişti. Bu durum bir su medeniyeti doğurdu.kaynak

yukarıda demek isteneni anlamışsınıdır..yani zina eden kadın'ın çöldeki az miktarda bulduğu suyu köpeğe ikram etmesi onun rahmet kapılarına kavuşmasına sebep oluyor..yani ALLAH affediyor..ve cennet kapılarından girmesine müsade ediyor..ama ALLAH'ın her zina eden kadının köpeğe veya başka bi insana su verip cennet'i hak edeceği kanısına biz beşerler tabiki bilemeyiz,,
ALLAH'ın İSLAM dinini bilip NAMAZ kılmayan ve kendisine müslüman diyenlerde malesef ŞİRK yapıyorlar demektir,,şu kaynağı oku ..yani hem o yaratıcının esaslarını bileceksin hem dediklerini yapmayacaksın..Ataist ,bu müslümandan daha şanslı gibi gözüküyor .çünkü ataist güzel davranışlı değilmiydi,fazlaca etraflarındakine zararlı değildi,yalan konuşmazdı,yardım ederdi,akrabalarını gider ziyaret eder ve onları kırmazdı..vsss ..yani ben ALLAH'In kadrini bilemem ama,,şu hadiste aklıma geliyor bir an..“Sizin en hayırlınız insanlara faydalı olanınızdır”. gayri bundan sonrası ALLAH'ın takdirine kalmış..umarım demek istediklerimi anlamışsınızdır..
ibocan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-20-2011, 02:24   #20
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
muhterem sen benim demek istediklerimi anladın mı ?
bide punton çok zor abi...
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi