10-04-2009, 14:21 | #1 |
Bu tabloya göre - Prof.Dr.Hayrettin Karaman
Milletimizin dindarlık durumu ile ilgili yazılarımın sonuncusunda, çeşitli alanlarda dindarlığın tezahürünü birer cümle ile vererek “Bu tabloya göre ne olması, ne yapılması gerektiği” konusundaki düşüncemi yazacağım.
Araştırmaya katılanların %92,6'sı dinin hayatlarında önemli bir yer tutuyor. %62,8'i kendisini “dindar” olarak tanımlıyor. Bu iki konuya önceki yazılarda yer verdik. Deneklerin yüzde 82,2'si çocuklarının dindar olarak yetişmesini istiyorlar. %74,6'sı “ilk din eğitimini” anne ve babalarından almış. Bu oranda böyle bir talebin başka milletlerde bulunması oldukça zordur. Devletin, bir insan hakkı olan bu talebe kulak vermesi, okullarda ve başka yerlerde din öğretimi ve eğitimi için bu orana göre imkanlar hazırlaması gerekiyor. Genel din kültürü dersinin zorunlu olmasında bir sakınca yoktur. Belli bir dinin eğitim ve öğretimi isteğe bağlı olduğu sürece laik devletin buna imkan hazırlaması da vazifeleri arasındadır. Beş vakit namaz kılıyorum” diyenlerin oranı yüzde 45,8. Bu kadar camiye gerek yok diyenler için, “daha fazlasına ihtiyaç var, hem halk yapıyor, size ne” diyen bir belge. Deneklerin yüzde 65,6'sı düzenli olarak Cuma namazına, yüzde 79,7'si düzenli olarak Bayram namazına, yüzde 30,9'u ise düzenli olarak teravih namazına gittiklerini belirtiyor. Namaz dinin direği, bu oranlar mevcut şartlarda oldukça önemli, resmi mecburiyet olmadığı halde bu kadar müslümanın namaz kılması da dindarlığın samimiyeti bakımından dikkat çekici. Düzenli olarak oruç tutanlar; yüzde 79,3. Namazını kılamazsa da orucunu tutan Müslümanların daha çok olduğunu biliyorduk. Hacca gidenler yüzde 6,1. Hac hem herkese farz değil, hem de kota var. Zekât verenler yüzde 56,7. Kurban kesenler ise 51,2 oranında çıktı. Zekatla yükümlü oldukları halde zekat vermeyenler yüzde 44 civarında ise bu eksikliğin üzerinde önemle durmak gerekiyor. Müslümanlar önce zekata tabi malların kırkta birini (bazılarının onda ve yirmide birini) yoksullara, ihtiyaç sahiplerine verecekler. Bu ihtiyacı karşılamıyorsa yeteri kadar vermek için aralarında teşkilatlar kuracak ve çalışmalar yapacaklar. “Komşusu aç iken tok yatana” dindar Müslüman demek oldukça zordur. Zekat ve kurban ile ilgili rakamlarda bir kapalılık var, “yükümlü olmadığı için vermemek ile yükümlü olduğu halde vermemek” aynı sınıfa sokulamaz.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
hayrettin karaman, namaz, oruç, yeni şafak, zekat |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|