07-03-2011, 15:26 | #1 |
Bu yolu açarsanız.. / Abdurrahman Dilipak
Bu millete bu kötülüğü yapamazsınız. Öfkeniz aklınızı zail etmiş sizin.. Daha önce Merve Kavakçı’nın milletvekilliğini engelleyenler kimdi?! Bugün ne oldu da bir anda bu vadilere savruldunuz! Bakın bu yolu açmayın. Biliyorsunuz, çeyrek ekmek arası döner ve bir kutu ayran, bir türkücü ve reklam ajanslarının metin yazarlarına sipariş edilen yarım sayfalık konuşma metni ile bu memlekette bir parti %7 oy aldı.. 3 tane parlamentoyu feshe teşebbüsten, 4 tane terörden mahkûm olmuş kişiyi meclise sokacağız derken ne kadar mafya babası, tetikçi, uyuşturucu sahtekarı, ahlaksız, ajan ruhlu adam varsa hepsi bu yoldan meclise girer ve dokunulmazlık kazanır.. Kendi adınıza iyi de mesela, Cemaleddin Kaplan’ın oğlunun aday olmasına ne dersiniz. Aday olacak olursa kazanacağı oyu yurtdışından bile alabilir.. Ya da İbda-C’nin lideri.. Hasan Mezarcı’nın yeniden aday olmasına ne dersiniz.. Veya başka bir örnek verelim... Danıştay saldırısını gerçekleştiren biri ya da Sıvas davasının yakalanamayan sanıklarından biri aday olur ve kazanırsa ne olacak? Kabul edecek misiniz? Ogün Samast, Yasin Hayal dokunulmazlık kazansın ister misiniz? Varsayalım Mumcu’nun gerçek katilini buldunuz. Ve adam aday oldu seçimi kazandı.. Ama dava usul yönünden sonuçlanmamış ne olacak? Bu kişi Yeşil de olabilir mesela.. Karayılan da gelsin o zaman, Kandil’deki tüm gerillalar da gelsin, “iyi çocuklar” da, Parlamento savaş yerine dönsün.. Dalga mı geçiyorsunuz siz. Aklınız başınızda mı, ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu? Size cevap vermek için, dün sizin Merve Kavakçı ile ilgili yazdıklarınız yeter de artar bile.. Bugün, dünle ilgili özür dilemeden, tam aksini söylemeye devam ederseniz, ciddiyet ve saygınlığınız tartışma konusu olur. Yargı bağımsızlığı bakımından Seyfi Oktay tanık olarak yeter de artar bile.. Tamam, paşa gönlünüz öyle istiyor diye meclise JİTEM’cileri, Özel Harpçileri, PKK’lıları, tetikçileri, “İyi çocukları” hepsini toplayın, dağda ve Düzce yolunda bitiremedikleri işi mecliste bitirsinler.. Mafia babalarını, banka hortumlayanları da toplayın.. Şu batık bankalara danışmanlık yapan emekli generalleri de.. Yakışır hani.. Kılıçdaroğlu çok şanssız bir adam. Erdoğan ne kadar şanslı ise, Kılıçdaroğlu o kadar şanssız.. Ne yaparsa, ne söylerse eline ayağına dolaşıyor. Bir dediği bir diğerini tutmuyor.. Onu en iyi anlayanlar, bir zamanlar Genç Parti’ye oy veren dinle de pek alışverişi olmayan insanlar olsa gerek. Evet, kaos planı geri tepti.. Şimdi CHP ve MHP düştüğü kötü durumdan kurtulmaya çalışıyor. MHP kötü gidişi erken fark etti. Alan’ı aday gösterdi ama meclise girdi.. Sert demeçler vermeye başladı ama arkasını getirmedi.. Türkeş’in AK Parti’den seçilen oğlunu alkışlarken yüzü gülüyordu.. Zaten başka da kimseyi alkışlamadı. “Ben güzele güzel demem, güzel benim olmayınca” havalarında idi. Bu ilginç bir ruh hali.. Kılıçdaroğlu ve ekibi de aynı kafada sanki. Narsist bir bakış açısına sahipler.. “Aslan CHP’liler” Merve Kavakçı’ya saldırırken meydanı boş bulmuşlar, esip gürlüyorlardı. Bir gün bu sözlerin dönüp kendilerini, vuracağını ne bilsinler.. Sahi Merve Kavakçı AK Parti’den aday olsaydı, bu krizde onların tavırları ne olacaktı!. Video paylaşım sitesi dailymotion.com’a düşen Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma Başkanı M. Mutlu’ya ait olduğu iddia edilen şok bir ses kaydı Ergenekon ve Balyozcuların iddialarını çürütmeye yeter de artar bile. CHP Haberal ve Balbay’ı savunamaz. MHP de Alan’ı. Bahçeli gerçeği Kılıçdaroğlu’ndan erken gördü ve meclise girerek aslında doğru olanı yaptı.. Bunlar yasaları da bilmiyorlar, ne yaptıklarının farkında da değiller. Sanki öfkeleri akıllarını zail etmiş gibi.. Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma Başkanı M. Mutlu’nun anlattıkları gerçeği bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor.. Şimdi bunları, Balyoz ve Ergenekon soruşturmasının, Susurluk ve Faili Meçhul dosyalarının açılması sonrası durum korkutuyor. Kendilerinin de bir gün kapılarının çalınmasından korkuyorlar.. Hele şu Askeri Şûra da bir geçsin. Çürük yumurtalar ordudan bir ayıklansın.. Eğer uslu dursalar belki bu işler daha da içinden çıkılmaz bir hal almadan çözülür ve kendileri de daha az bir ceza ile kurtulurlardı, ama bunlar belalarını arıyorlar. Arayan Rabbini de bulur, belasını da. İyi işte, kılavuzu Çetin Doğan olanın başı beladan kurtulmaz işte.. Hurşit Tolon’un eskisi kadar sesi çıkmadığına göre, o da gerçeklerin farkına varmış olabilir mi? Yarın itirafçı olsanız da kurtulamazsınız. Toplumun vicdanında temyizi mümkün olmayan bir şekilde mahkûm olabilirsiniz.. Karar sizin.. Selâm ve dua ile..
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|