03-25-2011, 19:18 | #11 |
Şık: Kitabı mutlaka basın
Kitabı yayımlanmadan toplatılan tutuklu gazeteci Ahmet Şık'tan, 'Kitabı mutlaka basın' açıklaması geldi. Tutuklu gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'i cezaevinde ziyaret eden İzmir Baro Başkanı Sema Pektaş, Şık'ın aydınlara ve gazetecilere mesajını iletti: "Kitabı mutlaka basın." Tutuklu gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'i cezaevinde ziyaret eden İzmir Barosu görüşmeye ilişkin basın toplantısı düzenledi. Taksim Hill Otel'de yapılan toplantıya Baro Başkanı Sema Pektaş, Başkan Yardımcısı Ercan Demir, Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Yücel ve Av. Aysel Altınbaş katıldı. Şene:Kanyon hukuka çarptı İzmir Baro Başkanı Pektaş, insan hak ihlalleri ve savunma hakkı ihlallerinin yaşandığını belirterek, son dönemlerde olağanüstü durumların olağan gibi gösterilmeye çalışıldığını, buna karşı ses çıkarmak için bu toplantıyı düzenlediklerini söyledi. Av. Pektaş, Nedim Şener ve Ahmet Şık'ı Silivri Cezaevi'ne ziyaret ettiklerini hatırlatarak, Şener'in "Kamyon bu defa hukuka çarptı" dediğini aktardı. "Hukukun, sözün bittiği yerdeyiz" diyen Pekdaş, son dönemde yaşananların bir gözdağı olduğunu belirtti. ŞIK: Ben buradaysam hukuk yok Pektaş, Ahmet Şık'ın kitap taslağının toplatılmasına da sert tepki gösterdi, bunun ciddi bir sansür olduğunu söyledi. Ahmet Şık'ın söylediklerini aktaran Pektaş, şöyle konuştu: "Ahmet 'eğer ben buradaysam hukuk yoktur' dedi. Kitabıyla ilgili olarak da bütün bilgilere hakim değildi, yasak geldiğini bilmiyordu ama 'Mutlaka basın ve insanlar benim ne yazdığımı okusunlar' dedi." Av. Ercan Demir, savcının tutuklamaların ardından yaptığı açıklamayı hatırlatarak, "'Biz Ahmet Şık'ı gazetecilik faaliyetleri ve kitabı sebebiyle tutuklamadık elimizde gizli deliller var' demişti ama dün yayınevi ve bir gazete basılarak kitaba el konuldu, yok edildi. Eşi ve avukatının elindeki nüshalara da el koydu ve bu durum savunmaya bir engeldir" dedi. 'Bu da kitabın uakılmasıdır' Darbe dönemlerinde kitapların yakıldığını hatırlatan Demir, "Bu da bir kitap yakmadır. Basılmış nüshaları olsa yakarlardı. Şimdi dijital ortamdaki örneklerini yok ettiler" dedi. Demir, "Bu kitap mutlaka basılmalıdır. Bu bir suç unsuru değildir. Ahmet'in kafasındaki düşüncelerin yansımasıdır" dedi ve aydınlara gazetecilere "Bu kitabı mutlaka basın" diye seslendi. Av. Demir, bu davada yaşanan hukuksuzlukların Özel Yetkili mahkemelerin varlığından kaynaklandığını belirterek, bu sorunun sadece Ergenekon'la sınırlı olmadığını, KCK, Devrimci Karargah ve başkaca siyasi davalarda da yaşandığını kaydetti. Özel yetkili mahkemelerin hukuku çok farklı bir noktaya getirdiğine dikkat çeken ve kimsenin güvenliğinin kalmadığını söyleyen Av. Demir, 15-16 Nisan günlerinde özel yetkili mahkemeleri ve hukukta yaşanan sorunları ele alan bir sempozyum gerçekleştireceklerini, ardından da 17 Nisan'da 78 baronun başkanlarının katılımıyla bir toplantı gerçekleştireceklerini belirtti. yasal değil Av. Ozan Yücel ise kitap taslağına el konulmasının yasal dayanağının olmadığına dikkat çekti, kişinin ailesi ve avukatın elindeki örneklerin alınamayacağını belirtti. etha http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=202577 |
|
03-25-2011, 21:22 | #12 |
Bende artık sıkılmaya başladım ya bu adam kitap yazsa ne olur yazmasa ne olur sanki artık yargı etkileniyor mu hergun yenı bır haber kıtap cıkıyor zaten .. Bence biraz sınırları zorluyorlar
|
|
03-25-2011, 21:33 | #13 |
Kitap yazan göz altına alınıyor. Bakın yazdığı için demiyorum.
Yazacak olan göz altına alınıyor. Yazacağı için alınıyor demiyorum. Kitaplar ne hakkında? Cemaat, Fethullah vs. vs. Bu durumda kim kârlı çıkıyor? Güya kendine yönelik olduğu için kitaplara ve yazarlarına yargı yoluyla savaş açan cemaat kârlı mı? Hele hem cemaate bak. Yargıyı ele geçirmiş, emniyeti ele geçirmiş, hükümeti ele geçirmiş. Miş miş miş. Aksi olsa bir kitap için koca yargı mesnupları ve emniyet ayağa kalkmaz. Hükümet ergenekon sürecini hiç desteklemez. Cemaate bak hele =P Yıllardır piyasada Fethullah ve Cemaati hakkında yazan bir sürü yazar var. Bir sürü kitap var. Kimler neler yazıp neler söylüyor. Kime ne olmuş. İki örnek çıktı diye yumulun hemen. 1) Oda.tv baskını Oda.tv'yi daha popüler yaptı. 2) Kitaplar ve yazarları bu tutuklamalarla daha popüler olup daha geniş kitlelere ulaşıyor. 3) Mazlum ve mağdur durumuna düşüp daha fazla destek alıyorlar toplumdan. Şimdii bir kitap için yargıyı, emniyeti, hükümeti kullanarak yeri yerinden oynatacak kadar güçlü hale gelebilen bir cemaatin akıllı, zeki ve kurnaz olması beklenir. Neden bu kadar basit, aptalca ve beş para etmez bir yönteme bulaşıp karşı tarafın ve fikirlerinin propagandasını yapsın. Yapar mı? Tamam ülkede cemaat etkisi küçümsenemez. Lakin abartmaya da gerek yok. Hani ne oldu yargıya saygı, yargılamanın sonucunu bekleme hassasiyeti. Bir takım hezeyan ve paranoyalarla taraflara yüklenmeyelim. |
|
03-25-2011, 21:58 | #14 |
Kitap yüzünden baskın yapılır, adam tutuklanır mı?
Okumayla arası iyi olmayan arkadaşlar için özet geçiyorum:
Subjektif olarak bakarsam, bence de Halk tv'yi alarak bir şey değiştireceğini sanacak kadar vizyonsuz adamlar isterse bütün rafları kitaplarla doldursun hiçbir etkisi olmaz.Ancak kanun subjektif olamaz. Bu kitapların cürmü kadar yer yakacak olması, hükümeti devirme amacındaki bir örgütün direktifiyle yapılmış bir işi suç kapsamından çıkarmaz. O kitap(lar) Ergenekon örgütünün direktifiyle yazılmış ise yazan suç işlemiştir. *** Soğuk Savaş'ın ve dışa kapalı dönemin kapandığı zamandan beri, Türkiye büyüklüğünde,gelişmişliğinde ve öneminde bir ülke için silahlı müdahale devri kapanmıştır. Artık, halkın karar mercii olmasından rahatsız olanlar için devir bürokratik vesayet devridir. Bu vesayetin muktedir olmasının başlıca şartıysa kaos, karışıklık ve düzensizlik ortamının oluşmasıdır. Son 10 yıldır, bilgi çağı sayesinde geçmişte işlenen cinayetlerin niye işlendiği ve ülkeyi götürdüğü nokta hemen hemen herkes tarafından bilindiği için, adam öldürerek kaos ortamı yaratmak da artık mümkün değildir. Yeni dönemin kaos silahları yalan, iftira, dezenformasyondur. Doğal olarak bu silahların kullanıldığı mecra medya, günümüzün tetikçileri de ''gazeteci''lerdir, yazarlardır, medya mensuplarıdır. *** Adam öldürerek kaos yaratmanın imkansız hale gelmesinden sonraki darbemiz 28 Şubat'ta medyanın rolü ortadadır. Medyanın o dönem yaptıkları olmasa darbenin olma ihtimali imkansıza yakındır. Oynadığı rol ise yukarıda yukarıdaki analizin adeta kanıtıdır. Şimdi izleyeceğiniz video ise Ergenekon'un ne olduğunun en iyi anlatılış şeklidir. Bu video ve sözler zihinlere kazınmalı, Ergenekon'u askerden ibaret sanan ''demokrat'' yazarlara tekrar tekrar izletilmeli. *** videoyu burada izleyebilirsiniz: http://kaankk.blogspot.com/2011/03/gazeteci-tutuklamalar-baglamnda.html *** İşte ''Türkiye'yi 12 Eylül'e sürükleyen güçler''(in tetikçileri) o zamanın''karşımızda duran'' güçleriydi. Şimdi karşımızda duranlarsa bir 12Eylül daha yaratmak isteyen güçlerdir. ''Şu anda yapılan mücadelenin Kurtuluş Savaşı döneminde yapılan mücadeleden hiçbir farkı yoktur. Ergenekon, Balyoz vb. operasyonlardaki tavrımız varoluş-yok oluş savaşındaki düşman unsurlara karşı olan tavrımızla aynı olmalıdır.'' Bu ifade, odatv'den çıkan belgelerde geçmektedir. Durumun vahametini ve ''karanlık güçlerin'' gözü dönmüşlüğünün en net ifadesidir. Bu örgütün ve insanların amaçları kanıtlarıyla ortaya konmaktadır. İstenen, beklenen nedir acaba? Mümtaz Soysal gibi darbe yapılmadan suçun oluşmayacağını mı düşünmekte kimileri? Bir 12 Eylül daha yaşayıp, 20 yıl sonra işin ardını gören programlar yapıp, bundan 10 sene sonra da ''karanlık eller''i engelleme çalışmalarını ''heryerekonculuk''la mı sulandıralım? Karanlık ellere haddini bildiremeden daha kaç daire çizmemiz gerekiyor? *** Subjektif olarak bakarsam, bence de Halk tv'yi alarak bir şey değiştireceğini sanacak kadar vizyonsuz adamlar isterse bütün rafları kitaplarla doldursun hiçbir etkisi olmaz.Ancak kanun subjektif olamaz. Bu kitapların cürmü kadar yer yakacak olması, hükümeti devirme amacındaki bir örgütün direktifiyle yapılmış bir işi suç kapsamından çıkarmaz. O kitap(lar) Ergenekon örgütünün direktifiyle yazılmış ise yazan suç işlemiştir. Bakınız, Ergenekon örgütüne yarayan hatta çıkan örgüt belgelerinde belirtilenle nerdeyse tamamen aynı şekilde, bu tutuklananlardan da çok daha etkili yazılar yazan ''gazeteciler'' vardır. Onlara niye dokunulmaz peki? İşte onlarınki, bağlantı kanıtlanamadığı için suç unsuru içer(e)mez ve basın özgürlüğüne girer. *** Velhasıl, 21.yüzyılın darbecileri ve/veya darbecilerin baş tetikçileri ''gazeteci''lerdir, yazarlardır. Kimse basın özgürlüğü kavramıyla bunun üstünü örtmeye, manipüle etmeye çalışmasın. 21. Yüzyıl Ergenekon'u askerlerden, bürokratlardan ve katillerden ibaret değil! |
|
03-25-2011, 22:08 | #15 |
Biz bu insanları tutuklayarak artık daha fazla güven sağlanacağını düşünmüyorum tam tersi tepki olmaya başlayacak.
Bizi kanunlarla ezdikçe yükseldik şimdi aynısını bizde uyguluyoruz diye korkuyorum |
|
03-25-2011, 22:36 | #16 |
Ben hiç endişe duymuyorum hocam... Hak getire, devran o devran değil artık... Binlerce gazeteci tutuklanırken,nice yazarın kitabı toplatılırken tek kelime etmeyenler bugün avukat kesilmişler...
Not: Herhangi bir cemaat mensubu değilim... |
|
03-25-2011, 22:54 | #17 |
Devran o devran değil diye bizdemi zulmetmeye başlayacağız. Allah ıslah etsin bizleri.
|
|
03-25-2011, 23:02 | #18 |
Ergenekonun ne çok muhafazakar güzin ablası varmış..
|
|
03-25-2011, 23:03 | #19 |
|
|
03-25-2011, 23:14 | #20 |
Basılmamış kitabı örgütsel döküman gerekçesiyle alıp imha etmek hakmıdır ? Taraf gazetesi samanyolu ortalığa dökümanları saçarken susan bizler bu yaklaşımı nasıl kabul ederiz.
Bu dava demokratikleşme davasından çıkıp küçük grupların birbirleriyle olan hesabına çevrilmemelidir. Aksi takdirde bu sürünceme onyıllar boyu devam eder gider. Bir biz ele geçiririz bir onlar ele geçirir bir biz zulmederiz bir onlar zulmeder. Zalimlikle nereye kadar varabiliriz ? İzzetli şerefli onurlu bir İslam duruşuyla Kim olursa olsun zalime karşı Kim olursa olsun mazlumdan yana ... |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|