Hayırlı olsun gençliğin faydalanması duasıyla !

La abi koskoca dergi veriyorlar yanında bırak olsun o kadar

Harika, harika, harika,

Şu isimlere bakarmısın, Kazım Nami, Vecdi Bürün, Zahir Güvemli, Adıdeğmez, Süreyya Ekip, Oktay Akbal, Neslihan Kısakürek, Mustafa Şekip, Özdemir Asaf vesaire

Mürekkeplerinden akan hakikat damlaları, hepsi tarih mabedinde parlayan birer yıldız.

Uzlete çekilme arefesinde, meyus bulunduğu haleti ruhiyemde, bana müessir olup girdaptan kurtaran isimler.

sabah ilk isim star gazetesi almak oldu...
dergi ye diyecek laf yok...
tek kelime ile muhtesem...
noktasi virgulune kadar okudum...
Allah rahmet eylesin ustada...

Hayret Star Gazetesi dindarlık la alakalı bir gazete değildi Akitten beklerdim bu dergi işini

‘Büyük Doğu yeniden!..’

Haber bu şekilde akıp gitti tv'den… Tekrar bekledim okumak için, olmadı koştum internete…

Evet, doğruydu işte. Star gazetesi cumartesileri Üstad Necip Fazıl'ın efsanevi dergisi Büyük Doğu'nun tıpkıbasımlarını verecekmiş. Ne yalan söyleyeyim, tatlı bir heyecanla karışık garip duygular halesi sardı içimi. Büyük Doğu’nun tıpkıbasımları için bile olsa, yeni neslin, unutulmuş mücadele albümünde sararan bir mecmuayı haftada bir yeniden görmesi önemli bir şans olabilir diye düşündüm.

Büyük Doğu, güllerini dermeye devam ediyor

Devrin ziyadesiyle dikkat çekici ve çok önemli aksiyoner bir hamlesi olarak Büyük Doğu, bütün cephesiyle Anadolu’da hayat bulan yeni inkılapların sahte kahramanlar eliyle ‘nasıl’ını göstermiş olması bakımından elbette bir mânâ taşımaktaydı. Bu ruh hamlesini ‘kendinden zuhur’ hâlinde bünyesinde cem eyleyen üstad Necip Fazıl Kısakürek’in, Büyük Doğu’nun ilk sayısını çok partili sistemin hemen öncesine, devrimlerin de yirminci yılına yetiştirmiş olması ayrıca manidardır. Zira Batı düşüncesinin ‘çıkartma kâğıdı kolluk kuvvetleri’, silme tepeden dipçik zoruyla ve zorbalıklarla kabul ettirdiği sözümona yeniliklerle birlikte, tercüme eserlerin garabet örneği olarak Köy Enstitüleri eliyle güya ‘aydınlanma’ sosuyla sunulduğu bir zaman diliminde, Büyük Doğu, agora meydanına inerek, ‘Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak!’ diyebilme cesaretini gösterebilen bir ses olarak değmiştir Ayasofya semalarına.

Doğrusu, o tarihe kadar geçen zaman içinde, Müslümanca düşünmeyi fiiliyata dökme arzusunun dışavurumu olarak Büyük Doğu, fikir ve mânâ derinliği hâlinde ilk örnek olması bakımından ayrıca mühim bir hadise teşkil etmiştir. Bugün üstad Necip Fazıl’a basit figüranlık repliğiyle burun kıvıranların gerekçeleri her ne olursa olsun, Türkiye’nin ‘mutlak fikre nispetle’ lif lif örgüleştirdiği İslâmî her tonda, Büyük Doğu bir bayrak, bir remz olarak ‘yürüyen Büyük Doğu’ insicamı içinde fikrin ve ruhun yeniden inşâsı adına güller dermeye devam etmektedir.

Star gazetesi o gün 43.000 fazla satmış

Devrin, ‘bir mısraı bir millete şeref verecek şair’ olarak selâmladığı ve dönemin Başbakanı Recep Peker’in çevresindekilere dönerek söylediği; “Yahu ordu bizde, hükümet bizde, rejim bizde ama yine de bu Büyük Doğu’cunun sesini kesemiyoruz! Bütün bu imkânlar bu adamda olsa acaba ne yapar? Ne yapacak, bizi keser!” diyerek şekvacı olduğu üstadın ruh haritası, her sayısı ayrı bir şenlik halinde, adeta Müslümanların ruhunda perçinlenen bir kılavuz olmuştur.

Bütün cephesiyle Büyük Doğu, “dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik...” vücuda getirebilme gayretiyle malum devrimlerin Türk ruhunu aç ve susuz bırakan halin dâvacısı olarak ortaya atılan ve Türk'ün ruh köküne bağlı ve tüm insanoğlunu kuşatıcı ideal bayrağını 1943’te açmıştı. Toplam 558 sayı, günlük, haftalık ve aylık periyotlar hâlinde 5 Haziran 1978 tarihine kadar aralıklarla da olsa yayınını sürdüren Büyük Doğu, defalarca toplatılmış ve üstad Necip Fazıl’ın birçok davadan devrin sabıklarınca mahkûmiyet almasına sebep olunmuştu. Öyle ki üstad, vefatında dahi tam ikibuçuk yıl mahkûmiyet cezasıyla gitmiştir dâr-ı bekâya!..

Star gazetesinin okurlarına duyurduğu, 17 Mart tarihinde ilk sayısının verileceği bildirilen ilandan sonra, Büyük Doğu dergisinin gazeteye artı tirajını öğrenmek istedik. Gazetenin yetkililerinden aldığımız bilgiye göre, Cumartesi günü normal satışların haricinde tam 43.000 adet fazla satış gerçekleşmiş.

Şimdi düşünmekteyim, belki Büyük Doğu üstadın sağlığında iken bu kadar satmıyordu ama çok daha etkili olduğunda şüphe yok. Fakat 65 yıl önce yayınlanmış dergi bugün tıpkıbasım yapılıp hala veriliyorsa bu o zamanki tesirinin, etkisinin sürmekte olduğunu, o günlerde 5-10 bin basılıp satıldıysa bile o beş on binin bugünün 43 bininden büyük olduğunu göstermez mi?

Ama tabii bilmiyoruz, belki de daha fazla satıyordu dergi, merak etttim şimdi, acaba kaç satıyordu? Bilen varsa eğer bizimle paylaşırsa memnun oluruz.

Arif Akçalı / Dünya Bizim

Kaynak