BÜYÜK İSKENDER'E BÜYÜK DERS
Bir gün Büyük İskender yüzbinlerce askerden oluşan muhteşem ordusuyla sefere gidiyordu. Yolununun üzerinde bulunan bir harabeden geçerken, ortada inzivaya çekilen bir ihtiyar, buluduğu yerden başını kaldırıp bu tantanalı alayı seyir ediyordu. Karşıdan ihtiyarı gören İskender bu ilginç. adamın halini ve tavrını merak etmiş ki hemen yanına geldi. Fakat ihtiyar bırakın en küçük bir saygı belirtisi göstermeyi, dönüp yüzüne bile bakmadı. Bu vaziyet karşısında gururu incilen büyük Cihangir büyük bir öfke ile dediki: "Niçin böyle gafilace durup, bana saygı göstermiyorsun? Yoksa benim meşhur İskender olduğumu mu bilmiyorsun? Unutma ki ben bütün dünyanın sığınağıyım. Büyük Okyanus kadar geniş bir kalbe, güneş kadar parlak bir fikre sahibim."
- Bütün bunların yarım arpa kadar değeri yoktur. Sen bütün dünyanın kendisine sığındığı mercii olduğunu söylüyorsun. Haşa! belki sen beşeriyet tarlasında bitmiş bir daneden ibaretsin, her saat senin gibi yüzbinlerce daha insanlık tarlasında bitiyor ve kısa süre sonra yitiyor. Dediğin gibi ben gafil biri değilim. Belki senden yüz derece daha akıllıyım. Ben her şeyin "Fani" olduğunu bildiğim için, bu hüzünengiz harabe neticeyi bekliyorum. Asıl gafil sensin ki zenginlik ve servet için iki günlük ömre mağrur oluyorsun Mademki neticesi ayrılıktır. Öyleyse halkın arasına karışmanın da hiç bir faydası yoktur. Sen, BENİM KÖLEM OLAN "HIRS"ın esirisin Durum böyle olunca, benimle eşit olduğunu nasıl söyleyebilirsin?
SEN, BENİM KÖLEMİN KÖLESİSİN
|