03-11-2009, 17:53 | #1 |
Büyük Ortadoğu Projesi ve Ak Parti
Bu projenin çıkış noktası, 11 Eylül saldırılarıdır. 11 Eylül 2001'de yaşanan uçaklı saldırılar sonucunda ABD ciddi bir prestij kaybına uğramış, avrupada ise islam ile terörizm tek bir ağızdan anılmaya başlamıştı.
Avrupa, yaşanan terörizmi, ortadoğu ülkelerinin ezilmişliğiyle bağdaştırıyordu. Ünlü yazar Robert Fisk'in "Ezilmiş ve aşağılanmış insanların şeytani ve korkunç zalimliği"* şeklindeki sözleri, kaynağını ortadoğudan alan küresel terörizme Avrupanın nasıl baktığını göstermektedir. Fakat yaşananların sadece ezilmişlikle alakalı olmadığını Amerika çok iyi biliyordu. Çünkü Amerika'yı rahatsız eden bu terörist eylemlerin asıl planlayıcısı da Amerika'ydı. 1970'li yıllarda Başkan Carter döneminde ciddi bir Rusya ve kominizm tehlikesi vardı. Müslüman dünyası ise komünizmi dinsizlik olarak görüyor, Sovyetlerin tutumuna karşı sert bir tavır takınıyordu. Amerika bu durumdan faydalanarak Rusya ve komünizm tehlikesini kaldırmak için "Yeşil kuşak projesi" ni hayata geçirdi. Sovyetlere karşı direnen müslüman Afganlar, Amerika tarafından bu proje kapsamında desteklenmiş, silah dışında sayısız Kuran-ı Kerim bastırılıp Afganistan ve Pakistan'a gönderilmiştir. Ayrıca Afgan direnişçilere Pakistan'da askeri ve dini eğitim bizzat Amerika tarafından verilmişti. Aynı zamanda Orta Doğu'da aynı proje kapsamında "İslamcı uyanış hareketi" başlatılmış, başta El-Kaide olmak üzere köktendinci guruplar oluşturularak müslüman dünyasının kominizm ve Sovyetlere karşı tavrı sertleştirilmiştir. Bunun bir sonucu olarak 1991 yılında SSCB çökertilmiş, kominizm tehlikesi de ortadan kalkmıştır. Amacına ulaşan Amerika, kendi yetiştirdiği köktendinci gurupları kaderine terk edince, kontrolden çıkan başta Afganistan'daki güçler, zaman içinde tamamen Amerikan ve batı karşıtı bir yapı kazandı. Bunun sonucunda kendi oluşturduğu köktendinci gurupların saldırısına maruz kalan Amerika, 11 Eylül saldırılarından sonra önlem almaya karar verir. İkinci dünya savaşından sonra avrupa halkını kalkındırmak için hazırlanan ve Marshall yardımı olarak da bilinen projenin bir benzeri, ortadoğu için de hazırlandı. Bu amaçla Amerika, Büyük Ortadoğu Projesi'ni hayata geçirdi. Amerika'ya ciddi stratejik bilgiler veren "Rand Cooperation"** adlı düşünce örgütü, kapsamlı bir rapor hazırlayarak Amerikan yönetimine sundu. Bu raporda müslümanlar 4 guruba ayrılmıştır***; 1- Köktendinciler 2- Gelenekçiler 3- Ilımlı İslamcılar 4- Laikler Bu gurupların detaylı analizleri sonucunda, Büyük Ortadoğu Projesinin temelini oluşturan sonuçlara varıldı. Buna göre; Köktendinciler: Şiddet yanlısı, saldırgan gurubu temsil etmektedir. Demokratik değerleri ve modernliği reddederler. Hristiyan unsurlara, özellikle de Amerika'ya düşmanlık beslemektedir. Sahip oldukları inanç sistemi, terörist unsurların propogandaları ile sapmış yada sapmak üzeredir. Gelenekçiler: İslam dininin kurallarına bağlı bir guruptur. Köktendinciler gibi dinen bir sapmaya uğramamışlardır. Bu nedenle saldırgan bir tutum izlemezler. Terör yanlısı değillerdir. Fakat batıyı özellikle de Amerika'yı sevmezler. İslama karşı batıyı tehlike unsuru olarak görürler. Ilımlı İslamcılar: İslama bağlı bir guruptur. Fakat islamın doğduğu yıllardaki sosyal ve tarihi koşulların, günümüzde yaşatılmasının dinle alakalı olmadığını düşünürler. Onlar için tek değişmez, islamın getirdiği emir ve yasaklardır. Bu gurup, eşitlik ve özgürlüğe dayalı bir devlet anlayışına sahiptir. İnanç özgürlüğünü benimserler ve her dine karşı saygıları vardır. Hayallarinde küresel bir islam modeli vardır. Tüm dünyaya islam dininin yayılmasını isterler. Terörizme ve şiddete karşıdırlar. Böyle eylemlerin, islamın yanlış anlaşılmasına sebep olacağını düşünürler. Laikler: Din ile devlet işlerini birbirinden ayırmış tek guruptur. Dini esasları devlet işlerine karıştırmazlar. Değerler açısından batıya en yakın guruptur. Fakat laikler, otoriter bir yapıyı esas alır. Çoğunlukla solcu ve saldırgan milliyetçi bir tutum izlerler. Amerika'yı süper güç olması ve dünyadaki olaylara karışması sebebiyle sevmezler. Aşırı ölçüde Amerikan düşmanlığı besleyenler bile vardır. Ayrıca diğer islam ülkelerinde sözü dinlenebilir bir gurup da değildir. Bu nedenlerle laikler, Amerika'nın proje kapsamında iş birliği yapabileceği sadık bir grup değildir.**** Bu analize göre oluşturulacak eylem planı ise şu şekilde belirlenmiştir: Ilımlı İslamcıların Desteklenmesi: Bu kapsamda özellikle mali destek sağlanmalı; liderlik modeli oluşturulup bu modele uygun devlet adamları desteklenmeli, başa geçmeleri için gerekli çalışmalar yapılmalı Gelenekçilerin Eleştirilmesi: Gelenekçi kesimin kusurları eleştirilmeli fakat köktendinilere karşı da korunmalıdır. Dikkatli şekilde Laiklerin Desteklenmesi: Köktendinciliğin ortak düşman olduğunu benimsetilmeli, komünizme kaçan aşırı solculuğun bu ülkelerde zayıflamasını sağlayarak Amerikan karşıtlığı azaltılmalıdır. Köktendincilerle Mücadele: Yasadışı faaliyetler açığa çıkarılmalı; yaşananların islamla uyuşmadığı anlatılmalı; Amerika'ya karşı terörist eylemlerle kahramanlaştırılmaları engellenmeli. Analize göre Türkiye, ılımlı islamcılar gurubuna dahil edilmiş, aynı zamanda projenin "model ülke"si olmuştur. Ayrıca Fethullah Gülen, ılımlı islamcılar için sofistik ve hoşgürülü tavrıyla, önemli bir lider olarak gösterilmiştir.***** Projenin hayata geçirilmesi için 23 ülke ile (Türkiye, Moritanya, Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Sudan, Lübnan, Filistin, Ürdün, Suriye, Kuveyt, Irak, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Yeman, İran, Pakistan, Afganistan) temaslar kurulmuştur. Fakat Türkiye, "ılımlı islam ülkesi" taımlamasına sert tepki göstermiştir. Başbakan Erdoğan, "ılımlı-ılmsız islam olamaz"****** diyerek tanımlamaya karşı çıkmıştır. Genelkurmay'da Türkiye'nin laik bir ülke olduğunu, ılımlı islam kategorisine sokulamayacağını vurgulamıştır. Bunun üzerine Amerika, Türkiye için sadece "demokratik ortak" tanımını kullanmıştır. Proje kapsamında ilk ciddi zirve, 2004 yılında Amerika'da yapıldı. Davete Türkiye, Afganistan, Irak, Ürdün, Cezayir ve Bahreyn katıldı. Mısır, Suudi Arabistan gibi birçok Arap ülkesi ise, İsrail sorunu çözülmeden böyle bir projenin başarılı olamayacağını söyleyerek davete katılmadılar. Yapılan zirve sonucunda, Türkiye'ye model ülke olarak; Yemen'e Ortadoğu'yu temsilen; İtalya'ya ise G8'i temsilen eş-başkanlık görevi verilmiştir. Bunun sonucunda bir basın toplantısı düzenleyen Başbakan Erdoğan, projenin islam dünyasına büyük fayda sağlayacağını; projenin İsrail'e karşı hazırlanmadığını ama BOP'un başarısı için İsrail'in de insanları öldürmemesi gerektiğini belirterek Şaron'a ciddi eleştirilerde bulunur.******* Yaşanan bu gelişmelerin sonucunda Büyük Ortadoğu Projesi tam anlamıyla hayata geçirilmiş oldu. Fakat projenin geleceği hakkında dünyaya açıklanmış resmi bir belge bulunmamakadır. Bu nedenle projenin İslam dünyası ve Türkiye için tehlike unsurları taşıyor olabileceği, özellikle Amerikan karşıtı aşırı solcu veya kominist güçler ile hedef durumundaki köktendinci kesimler tarafından sık sık dile getirilmektedir. ---------------------------------------------------------------- *Chomsky Sayı:18 2002 **www.rand.org ***http://www.rand.org/publications/MR/MR1716/MR1716.pdf ****www.cia.gov *****Graham Fuller "Siyasal islamın Geleceği" (Rand Raporu) ****** http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=119335 *******http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=119048
Konu Eşref tarafından (03-11-2009 Saat 18:02 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
ak parti, bop, büyük ortadoğu projesi, türkiye |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|