Büyük proje, büyük cesaret - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**LâHuTî** · 10-09-2012, 13:18

Gülay GÖKTÜRK
08 Ekim 2012 Pazartesi

AK Parti hükümeti cesur bir hükümet.

Bazı konularda topallasa da, ayak sürüse de, açıklığı pek sevmese de, eleştirilerden hoşlanmasa da, Başbakan zaman zaman hepimizin tüylerini diken diken eden demeçleriyle bir çuval inciri berbat etse de bu parti gerçekten büyük bir dinamizme sahip ve bu hükümet üçüncü döneminde hâlâ büyük bir cesaretle yenilikçi adımlarına devam ediyor.

Türkiye çapında 7 milyon binayı yıkıp yenisini yapmak... Milyonlarca aileyi yerinden kaldırıp başka bir yere taşımak, sonra da yeniden yerine döndürmek... Bir bakıma Türkiye'nin altını üstüne getirmek ve bunu kimseyi incitmeden, küstürmeden, mağdur etmeden yapmaya çalışmak...

Böylesine akıl almaz bir yükün altına girmek için deli cesaretine sahip olmak gerekir. Şükürler olsun ki, Erdoğan'da bu cesaret var ve onun bu cesareti sayesinde milyonlarca insanın hayatı kurtulacak.
Kentsel dönüşüm planında ilk balyoz vuruldu ve ben 1999 depreminden beri ilk defa, Marmara'daki fay kırıldığında yaşanacak o büyük kıyamette hayatını kaybedecek olan yüz binlerce insan için bir yaşam umudu doğduğunu görüyorum.

1999 depreminden beri hiç el atılmayan "çürük yapı stokunun dönüştürülmesi" konusunda ilk defa bir projeyle karşı karşıyayız. Somut, gerçekçi ve doğru bir proje! Böyle büyük bir işin altına cesaretle girdiği için hükümeti kutluyorum. Aslında siyasetin tam da böyle konularda "sorun çözücü" olarak devreye girmesi; siyasi tartışmaların ve siyasi rekabetin tam da böyle projeler üzerinden yürümesi gerektiğine inanıyorum.

Rant düşmanlığı ayyuka çıkacak

CHP'yi düşünüyorum da...

Kırk yıl iktidar olsa böyle bir yükün altına girmeye cesaret edemez herhalde. Komisyon üstüne komisyon kurar, raporlar hazırlatır babam hazırlatır. Sonuçta ne tek bir ev yıkabilir ne de tek bir ev yapabilir.
Ama iş yapanların yaptıklarına kulp takmakta, engel olmakta, üstüne yoktur.

Nitekim kentsel dönüşüm yasasıyla ilgili yıkıcı konuşmalara başladılar bile: "Sulukule'de ne olduysa Okmeydanı'nda da o olacak.", "Milyonlarca İstanbullu dönüşüm mağduru olacak.", "Kentsel kavga çıkacak.", "Dönüşüm sürgünleri ortaya çıkacak.", "Bu yasa Rantsal Dönüşüm Ferman Yasası'dır. Anayasa'ya, insan haklarına ve mülkiyet yasasına aykırıdır."

Ben desem ki şimdi: Ey CHP, daha ilk günden böyle baykuş gibi konuşmakla milyonlarca insanın canını tehlikeye attığının farkında değil misin? Hiç vicdanın sızlamıyor mu? Hiç sorumluluk duymuyor musun?

Ne faydası olacak ki...

Onların mayasında yapıcılık değil, yıkıcılık var. Birileri bir şey yapacak ki CHP'ye yıkma-bozma-sabote etme işi çıksın. Zira ellerinden gelen başka bir iş yok. Belediye başkanları sırtlarından ter süzülerek mahalle halkını yıkıma ikna etmeye çalışır, pazarlık ederken, onlar zengin düşmanlığı yaparak, rant düşmanlığı yaparak projeyi baltalamaya çalışıyor. Daha ortada fol yok yumurta yokken, insanları "Seni sürecekler, seni mağdur edecekler" diye kışkırtıyor.

Yolsuzluk da olacak, mağdurlar da

7 milyon binanın yıkılıp yeniden yapılmasından, 500 milyar dolarlık dev bir projeden söz ediyoruz.

Bu dönüşüm sürecinde elbette müthiş bir rant yaratılacak ve birtakım insanlar zengin olacak.

Peki ne sakıncası var? Müteahhitlik dediğimiz şey zaten rant yaratıp arsa sahibi ile paylaşmak değil midir?

Birileri zengin olmasın diye mezar evlere mi razı olsun insanlar?

Elbette bazı yolsuzluklar da, usulsüzlükler de hatalar da yapılacak. Kimileri de mağdur olacak. Bunları minimuma indirmek için çalışmak yerine daha şimdiden felaket tellallığı yapmak neden?

Elbette, bu dönüşümü kendileri için fırsata çevirmeye çalışan, çürük evinin karşılığında sağlam bir ev sahibi olmakla yetinmeyip ilave avantalar peşinde koşan ev sahipleri de çıkacak piyasaya.

Ana muhalefet partimiz de onları mumla arayıp bulduklarını "mağdur" diye kamuoyunun karşısına çıkaracak.
Kısacası, bu söylenenlerden anlaşılan o ki, AK Parti hükümeti bir yandan zaten son derece zor bir iş olan bu büyük projeyi yürütmeye çalışırken, bir yandan da muhalefetin baltalama faaliyetleriyle mücadele etmek zorunda kalacak.

Zavallı Erdoğan Bayraktar; "Lütfen bu meseleyi siyaset üstü bir mesele olarak ele alın" diye yalvarıp duruyor ama CHP'nin durumu umutsuz vak'a...

Ne diyelim, Allah cidden kolaylık versin.

10-09-2012, 13:18	#1
Kullanıcı Adı LâHuTî	Büyük proje, büyük cesaret Gülay GÖKTÜRK 08 Ekim 2012 Pazartesi AK Parti hükümeti cesur bir hükümet. Bazı konularda topallasa da, ayak sürüse de, açıklığı pek sevmese de, eleştirilerden hoşlanmasa da, Başbakan zaman zaman hepimizin tüylerini diken diken eden demeçleriyle bir çuval inciri berbat etse de bu parti gerçekten büyük bir dinamizme sahip ve bu hükümet üçüncü döneminde hâlâ büyük bir cesaretle yenilikçi adımlarına devam ediyor. Türkiye çapında 7 milyon binayı yıkıp yenisini yapmak... Milyonlarca aileyi yerinden kaldırıp başka bir yere taşımak, sonra da yeniden yerine döndürmek... Bir bakıma Türkiye'nin altını üstüne getirmek ve bunu kimseyi incitmeden, küstürmeden, mağdur etmeden yapmaya çalışmak... Böylesine akıl almaz bir yükün altına girmek için deli cesaretine sahip olmak gerekir. Şükürler olsun ki, Erdoğan'da bu cesaret var ve onun bu cesareti sayesinde milyonlarca insanın hayatı kurtulacak. Kentsel dönüşüm planında ilk balyoz vuruldu ve ben 1999 depreminden beri ilk defa, Marmara'daki fay kırıldığında yaşanacak o büyük kıyamette hayatını kaybedecek olan yüz binlerce insan için bir yaşam umudu doğduğunu görüyorum. 1999 depreminden beri hiç el atılmayan "çürük yapı stokunun dönüştürülmesi" konusunda ilk defa bir projeyle karşı karşıyayız. Somut, gerçekçi ve doğru bir proje! Böyle büyük bir işin altına cesaretle girdiği için hükümeti kutluyorum. Aslında siyasetin tam da böyle konularda "sorun çözücü" olarak devreye girmesi; siyasi tartışmaların ve siyasi rekabetin tam da böyle projeler üzerinden yürümesi gerektiğine inanıyorum. Rant düşmanlığı ayyuka çıkacak CHP'yi düşünüyorum da... Kırk yıl iktidar olsa böyle bir yükün altına girmeye cesaret edemez herhalde. Komisyon üstüne komisyon kurar, raporlar hazırlatır babam hazırlatır. Sonuçta ne tek bir ev yıkabilir ne de tek bir ev yapabilir. Ama iş yapanların yaptıklarına kulp takmakta, engel olmakta, üstüne yoktur. Nitekim kentsel dönüşüm yasasıyla ilgili yıkıcı konuşmalara başladılar bile: "Sulukule'de ne olduysa Okmeydanı'nda da o olacak.", "Milyonlarca İstanbullu dönüşüm mağduru olacak.", "Kentsel kavga çıkacak.", "Dönüşüm sürgünleri ortaya çıkacak.", "Bu yasa Rantsal Dönüşüm Ferman Yasası'dır. Anayasa'ya, insan haklarına ve mülkiyet yasasına aykırıdır." Ben desem ki şimdi: Ey CHP, daha ilk günden böyle baykuş gibi konuşmakla milyonlarca insanın canını tehlikeye attığının farkında değil misin? Hiç vicdanın sızlamıyor mu? Hiç sorumluluk duymuyor musun? Ne faydası olacak ki... Onların mayasında yapıcılık değil, yıkıcılık var. Birileri bir şey yapacak ki CHP'ye yıkma-bozma-sabote etme işi çıksın. Zira ellerinden gelen başka bir iş yok. Belediye başkanları sırtlarından ter süzülerek mahalle halkını yıkıma ikna etmeye çalışır, pazarlık ederken, onlar zengin düşmanlığı yaparak, rant düşmanlığı yaparak projeyi baltalamaya çalışıyor. Daha ortada fol yok yumurta yokken, insanları "Seni sürecekler, seni mağdur edecekler" diye kışkırtıyor. Yolsuzluk da olacak, mağdurlar da 7 milyon binanın yıkılıp yeniden yapılmasından, 500 milyar dolarlık dev bir projeden söz ediyoruz. Bu dönüşüm sürecinde elbette müthiş bir rant yaratılacak ve birtakım insanlar zengin olacak. Peki ne sakıncası var? Müteahhitlik dediğimiz şey zaten rant yaratıp arsa sahibi ile paylaşmak değil midir? Birileri zengin olmasın diye mezar evlere mi razı olsun insanlar? Elbette bazı yolsuzluklar da, usulsüzlükler de hatalar da yapılacak. Kimileri de mağdur olacak. Bunları minimuma indirmek için çalışmak yerine daha şimdiden felaket tellallığı yapmak neden? Elbette, bu dönüşümü kendileri için fırsata çevirmeye çalışan, çürük evinin karşılığında sağlam bir ev sahibi olmakla yetinmeyip ilave avantalar peşinde koşan ev sahipleri de çıkacak piyasaya. Ana muhalefet partimiz de onları mumla arayıp bulduklarını "mağdur" diye kamuoyunun karşısına çıkaracak. Kısacası, bu söylenenlerden anlaşılan o ki, AK Parti hükümeti bir yandan zaten son derece zor bir iş olan bu büyük projeyi yürütmeye çalışırken, bir yandan da muhalefetin baltalama faaliyetleriyle mücadele etmek zorunda kalacak. Zavallı Erdoğan Bayraktar; "Lütfen bu meseleyi siyaset üstü bir mesele olarak ele alın" diye yalvarıp duruyor ama CHP'nin durumu umutsuz vak'a... Ne diyelim, Allah cidden kolaylık versin.

Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster Sayfayı E-Mail olarak gönder
Stil
Normal Hybrid-Şeklinde gösterime geç Ağaç şeklinde gösterime geç

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)