![]() |
#1 |
![]() ![]() ABD ve İsrail ekseni, Ortadoğu’da hayata geçirmeye çalıştıkları düzenin siyasal, toplumsal, dini şekillendirmede, engel olarak gördükleri, İran merkezli itiraz dinamiğini yok etmek üzere, İran , Hizbullah ve Suriye’yi kendi istedikleri bir dönemde sıcak çatışmanın içine çekerek İsrail’in stratejik varlığını güvenceye almaya çalışmaktadır. İsrail’in son yıllarda ABD ve Batı’yı; İran merkezli itiraz eden, uyuşmayan(ılımlı olmayan İslam), tehdit eden dinamik konusunda harekete geçirme isteği bilinmektedir. İsrail kendine yönelik bir tehdit olarak gördüğü İran’a ve Hizbullah’a Gazze saldırısı ile hazırlıksız yakalamak üzere büyük provakasyon hazırlamıştır. İran , Hizbullah ve Suriye’yi çatışmanın içine çekerek yakın tehdit unsuru olmaktan çıkarmak istemektedir. İsrail bu saldırıyla yalnızca Hamas’ı etkisiz kılmayı amaçlamış olamaz zira saldırının büyük ahlaki,hukuki,siyasi maliyeti görünen amaçla açıklanamaz. İran ve Hizbullah İsrail’in bu oyununu görüp cepheden çatışmaktan şimdilik kaçınmaktadır. Hiçbirşey göründüğü gibi değil! İsrail uygulamaya koyduğu bu strateji çerçevesinde, İslam dünyasını tepkisini ve öfkesini örgütlemede Türkiye’nin rol almasını arzu etmektedir. İsrail istihbaratına yakın DEPKA sitesi Türkiye’nin İsrail ile olan anlaşmalarını iptal edip Arap liginin önderliğine soyunabileceğini eleştirirken, gerçekte neyi amaçladığını göstermiş oluyor. Türkiye’ye ABD , İsrail ve İngiltere ekseni tarafından büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde ılımlı İslam dinamiği ile bölgesel önderlik öngörülmektedir. Nitekim geçtiğimiz günlerde Şimon Perez yaptığı açıklamada İslam Dünyası ve Ortadoğunun, İran ve Türkiye ekolünden birini seçmek zorunda olduğunu belirtmiştir. Amerika ve İsrail ekseninin İran-Rusya ekseni ile siyasi, askeri çatışması yoğunlaşmıştır. Bu noktada Türkiye’nin dini ve kültürel model olarak sunulması yanında , Rusya ve İran eksenini zayıflatmak ve etrafını boşaltmak üzere Türkiye- Suriye sıcak ilişkileri ile Suriye'nin, İran ekseninden çıkarılması amaçlanmıştır. Aynı şekilde Ermenistan ile Türkiye ilişkileri emrivaki ile hazmedilmeden düzeltilerek, Ermenistan’ın Rusya-İran dinamiğinden çıkarılması hedeflenmektedir. Gürcistan’ı da ABD ve İsrail’in derin ilişkilere girdiği ülke olarak düşündüğümüzde , İran ve Rusya eksenin etrafı stratejik olarak boşaltılmaktadır. Anglo- Sakson ekseni siyasi, askeri boşaltmanın yanı sıra , alanda İran’ın ideolojik hakimiyetini boşa çıkaracak şekilde Türkiye’ye ılımlı İslam elbisesi giydirilmektedir. Gazze katliamı sonrası cari Türkiye’nin öfkesinin, İsrail eleştirisinin derinlikli olup olmadığının bir göstergesi de; Türkiye İsrail’in ayağına bastığı sırada Uluslararası Yahudi sermayesi Türkiye’den para çekmemekte, fon çıkışı yapmamakta, döviz kurlarını yükseltmemektedir, borsa şok düşüşler yaşamamaktadır.Üstelik IMF ile kaynak sorununu halletme noktasına gelebilmektedir. İsrail varlığına tehdit algılamadığı, halihazırdaki cari Türkiye’nin bölgede İran’ın yüklendiği misyonu etkisizleştirerek rol transferi yapmasını hedef olarak önüne koymuştur. Bu çerçevede Anglo-Sakson eksen Türkiye’nin iç yapısındaki ılımlı İslam denilen cemaat dinamiğini desteklediği gibi buna uygun siyasal dinamiği de desteklemektedir Türkiye, ABD ve İsrail’in kendisine yüklemek istediği bu misyonu sahici bir şekilde taşımayacak kadar tarihi, vicdani, dini, ahlaki, derinliğe sahiptir. ABD , İsrail ve İngiltere’nin Türkiye’nin sıkışmışlığından faydalanarak dayattıkları bu rol konjonktürel, arızi bir durumu içermektedir. Türkiye; jeopolitik, dini , kültürel, tarihsel varlığının imkanlarını kullanmak isteyen bu Anglo- Sakson ekseninin ekonomik, siyasi, milli birliğe yönelik tehditlerini boşa çıkartmak üzere, sahip olduğu bu imkanlarını tehdit eksenine karşı korunma silahı olarak kullanmalıdır. Türkiye’nin güvenlik üretmedeki gücü konusunda; İsrail lobisine yakın Çevik Bir, kendi döneminde Türkiye’nin ihraç edebileceği değerin “güvenlik” olduğunu ifade etmişti. Uluslararası Yahudi sermayesi Türkiye’ye İsrail’in korunmasında ekonomiyi bir tehdit olarak kullanıyorsa,Türkiye sürecin bir adım önüne geçerek “ekonomime dokunursan” bölgede ağırlık merkezini kaydırdığımda İsrail’in güvenliğinin tehlikeye gireceğini hissettirmelidir. Türkiye Milli derinliğinin sağlayacağı özgüveniyle Yahudi lobisine “parayı kısarsan güvenliğini kısarım” diyebilmelidir. Türkiye; toplumsal birliğine yönelik olarak, etnik uçlarda örtük, kışkırtıcı olarak gördüğümüz İsrail'e "birliğime dokunma güvenliğine dokunurum" mesajını verebilmelidir. Yıllarca Türkiye’ye karşı İsrail lobisinin Ermeni soykırım tasarılarında kullandığı pazarlığı Türkiye yine bir adım öne geçerek” Ermeni konusunda beni sıkıştırırsan güvenlik konusunda da ben seni sıkıştırırım” diyebilmelidir. Türkiye’yi sıkıştırarak yine Türkiye’nin imkanlarını kullanmak isteyen ABD İsrail, Anglo-Sakson eksenine aynı imkanları kullandırmama tehditiyle etkin bir konuma geçebilir. Türkiye adaletten, haktan yana, bağımsız şerefli tarihi ve genetik kodlarıyla buluşarak, bugün zulüm ile geçici güç kazanmış ABD- İsrail eksenine mahkum olmadan bağımsız milli varlığını ortaya koymalıdır. Bu irade kendini var kılacak imkanları beraberinde getirecektir. Vedat Saydam Kaynak: www.kadinhaberleri.com
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|