Devletin tüm inatçı tavrına rağmen, sivil toplum vicdasının baskısı ile dışarıda ölümüne izin verilen Güler Zere kadar şanlı olamayan İslamî siyasi fikirlerinden mahkum Cahit Durmaz, hapishanede hayata veda etti

Yaklaşık 2 yıldır bağırsak kanseri olan Durmaz, Adli Tıp Raporu bir türlü çıkmayınca Ankara Sincan Cezaevi'nde hayatını kaybetti.

Terörist faaleyitlerinden dolayı mahkum olan Güler Zere, sivil toplum vicdanın baskısı ile devletin inadını kırmış ve "dışarıda ölme şansı" yakalamıştı.

Fakat kanser olan diğer mahkûmların, Güler Zere kadar şanslı olmadığı çarpıcı bir örnekle gözler önüne serildi.

Cahit Durmaz, 2 yıl önce kaldığı Kırıkkale Cezaevi'nde mide rahatsızlığından dolayı ilaç tedavisine başladı. Bağırsak kanseri teşhisi konulan Durmaz'a, ilaç tedavisi cevap vermeyince, Ankara Numune Hastanesi'ne sevkedildi.

Numune Hastanesi heyeti tarafından, Cahit Durmaz hakkında 8 Aralık 2009 tarihinde hazırlanan sağlık raporunda, mahkûm Durmaz'ın hastalığının süreklilik arz etmekte olduğu belirtildi. Durmaz'ın cezasının cezaevinde infazı durumunda hayati tehlikesinin mevcut olacağının hatırlatıldığı raporda, Durmaz'ın cezasının 6 ay süreliğine tehir edilmesi gerektiği ifade edildi.

ADLİ TIP RAPORUNDA USÛL HATASI VARMIŞ
Sincan 2 No'lu F Tipi Cezaevi Cumhuriyet Başsavcısı Günay Serap Yüksel, Numune Hastanesi'nin verdiği sağlık raporunu kabul etmedi. Savcı Yüksel, Adli Tıp Kurumu'ndan rapor istedi. Vakit'e konuşan Cahit Durmaz'ın avukatı Abdulgani Orhan, Cahit Durmaz'ın Şubat ayında İstanbul Adli Tıp Kurumu'na getirilerek muayene edildiğini, fakat sağlığının her geçen gün kötüye gitmesine rağmen cezaevinde infazının devam ettiğini ifade etti. Orhan, Adli Tıp Kurumu'nun bir rapor hazırladığını duyduklarını, fakat detayları ile ilgili kendilerine bilgi verilmediğini belirterek, “Savcı sağlık raporunda usûl hatası olduğunu ileri sürerek, raporu Adli Tıp Kurumu'na geri gönderdi” dedi. Abdulgani Orhan bu süreç içerisinde Cahit Durmaz'ın, hastalığına yenilerek hayatını kaybettiğini anlattı. Av. Orhan; “Cahit Durmaz, Ankara Sincan F Tipi 2 No'lu Cezaevi'nde kaldı. Durmaz, hayatının son 10 gününde hapishaneden alınarak, Numune Hastanesi hasta koğuşunun yoğun bakımında kaldı. Cahit Durmaz, hastalığı sebebiyle 80 kilodan 30 kiloya düştü ve bir deri bir kemik kaldı. Bu halde bile Durmaz'ın affedilmemesi anlamsızdır” dedi. Cahit Durmaz, Şubat ayında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e mektup yazarak içinde bulunduğu durumu anlatmış ve af talebinde bulunmuştu.

VAKİT




PKK'lı Güler Zere, ağız kanseri teşhisi konulunca affedilip serbest bırakılırken; İslâmî siyasi fikirlerinden dolayı hapiste bulunan Cahit Durmaz, aynı ilgiyi göremedi.



Yaklaşık 2 yıldır bağırsak kanseri olan Durmaz, Adli Tıp Raporu bir türlü çıkmayınca Ankara Sincan Cezaevi'nde hayatını kaybetti.


HÜSEYİN KULAOĞLU / İSTANBUL- 1994 yılında Tunceli'nin Pertek ilçesinde 3 askerin şehit edilmesi, 7 vatandaşın öldürülmesi, Ulukaya köyünün yakılması ile 2 silahlı çatışma olaylarında da bulunduğu gerekçesiyle cezaevinde olan Güler Zere, ağız kanseri teşhisi konulunca Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporla affedilip serbest bırakılmıştı. Zere, Doğan Grubu gazetelerinin yürüttüğü propaganda sonucunda kısa sürede tahliye olmuştu.
Fakat kanser olan diğer mahkûmların, Güler Zere kadar şanslı olmadığı çarpıcı bir örnekle gözler önüne serildi. Cahit Durmaz, 2 yıl önce kaldığı Kırıkkale Cezaevi'nde mide rahatsızlığından dolayı ilaç tedavisine başladı. Bağırsak kanseri teşhisi konulan Durmaz'a, ilaç tedavisi cevap vermeyince, Ankara Numune Hastanesi'ne sevkedildi.
Numune Hastanesi heyeti tarafından, Cahit Durmaz hakkında 8 Aralık 2009 tarihinde hazırlanan sağlık raporunda, mahkûm Durmaz'ın hastalığının süreklilik arz etmekte olduğu belirtildi. Durmaz'ın cezasının cezaevinde infazı durumunda hayati tehlikesinin mevcut olacağının hatırlatıldığı raporda, Durmaz'ın cezasının 6 ay süreliğine tehir edilmesi gerektiği ifade edildi.


ADLİ TIP RAPORUNDA USÛL HATASI VARMIŞ

Sincan 2 No'lu F Tipi Cezaevi Cumhuriyet Başsavcısı Günay Serap Yüksel, Numune Hastanesi'nin verdiği sağlık raporunu kabul etmedi. Savcı Yüksel, Adli Tıp Kurumu'ndan rapor istedi. Vakit'e konuşan Cahit Durmaz'ın avukatı Abdulgani Orhan, Cahit Durmaz'ın Şubat ayında İstanbul Adli Tıp Kurumu'na getirilerek muayene edildiğini, fakat sağlığının her geçen gün kötüye gitmesine rağmen cezaevinde infazının devam ettiğini ifade etti. Orhan, Adli Tıp Kurumu'nun bir rapor hazırladığını duyduklarını, fakat detayları ile ilgili kendilerine bilgi verilmediğini belirterek, “Savcı sağlık raporunda usûl hatası olduğunu ileri sürerek, raporu Adli Tıp Kurumu'na geri gönderdi” dedi. Abdulgani Orhan bu süreç içerisinde Cahit Durmaz'ın, hastalığına yenilerek hayatını kaybettiğini anlattı. Av. Orhan; “Cahit Durmaz, Ankara Sincan F Tipi 2 No'lu Cezaevi'nde kaldı. Durmaz, hayatının son 10 gününde hapishaneden alınarak, Numune Hastanesi hasta koğuşunun yoğun bakımında kaldı. Cahit Durmaz, hastalığı sebebiyle 80 kilodan 30 kiloya düştü ve bir deri bir kemik kaldı. Bu halde bile Durmaz'ın affedilmemesi anlamsızdır” dedi. Cahit Durmaz, Şubat ayında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e mektup yazarak içinde bulunduğu durumu anlatmış ve af talebinde bulunmuştu.


Vakit