AK Gençliğin Buluşma Noktası
Akaid ve Fıkıh İman ve iman esasları, mükellefiyet ve hükümler.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 09-16-2007, 17:59   #1
Kullanıcı Adı
CAGLAR
Standart CALVİNİSM VE İSLAM PROTESTANLIĞI TARTIŞMALARI......Yücel Sarpdere
Ülkemizde ve İslam dünyasında İslam Protestanlığı, İslami Calvinistler, dinde reform gibi tümüyle
Hıristiyan dünyanın şahsına münhasır olan bir takım ifade ve kavramlar, İslam’a sokulmak ve
zihinlerde şüpheler uyandırılmak istenmektedir. Bu ve benzeri tartışmalar tümüyle Hıristiyan
patentlidir ve kaynağı Batı dünyasıdır. Ortaçağ karanlığındaki; ilme, akla, mantığa, iktisadi güce
ve dış dünyaya tümüyle kapalı, karanlıklar içindeki Hıristiyan dünya için kaçınılmaz olan böyle bir
reform hareketini, İslam ile özdeşleştirmek doğrudan doğruya İslamı tanımamaktır.

Yüce dinimiz İslam; iman ve ibadet dinidir. İbadetler üç kısımda mütalaa edilmiştir. Bunlar a) mali
ibadetler ( Zekat, fitre, sadaka vb. b) Bedeni ibadetler ( namaz, oruç vb.) c) Hem mali ve hem
de bedeni ibadetler ( Hac ve Umre gibi). Aynı zamanda dinimiz; çalışmaya ve maddi kalkınmaya
çok büyük önem vermiş, ilme ve akla (düşünce ve tefekküre) kapılarını açmıştır. Evrensel ve
cihanşümul bir dindir.

İbadetlerin özünde maddeten güçlü olmanın çok büyük yeri vardır.Dinimiz; meşru şartlar içinde, kul
haklarına tecavüz etmeden kazanmayı, mal, mülk, servet edinmeyi ve sahip olduklarını da yine
meşru şartlar dahilinde, israfa dalmadan sarf etmeyi emreder. Ancak dünya kazancı ahiret
hayatını hiçbir zaman unutturmayacaktır. Bir mü’min olarak daima cimrilikten sakınacak ve israfa
dalmadan tasaddukta bulunacaktır. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’in
lisanıyla; “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışacaktır.” Hz.
Peygamber’in (s.a.v) bu ve benzeri açıklamaları ve muhtelif Kur’an ayetlerinde görüldüğü üzere,
dinimiz dünya ve ahiret dengesini kurmuştur. İslam dini; çalışmaya, ilme, teknolojik alanda
ilerlemeye ve iktisadi kalkınmaya hiçbir zaman karşı olmamıştır.

İslam Protestanlığı Tartışmaları
Son günlerde İslam Protestanlığı, İslami Calvinistler, dinde reform vb. tartışmaların ülkemizde
yaygınlaşmasıyla birlikte; İslam’da öngörülen ibadetlerin de tartışmaya açıldığına şahit olmaktayız.

Kadınların camide, aynı safta baş açık namaz kılmaları, tesettürün İslam’daki yeri, Cuma namazları ve
benzeri pek çok konu gündemi meşgul etmeye başladı. Bu esnada modernite adına kilise
düzenini camide görmek isteyenlerde seslerini yükseltmeye başladılar.

Camiye oturma guruplarının yerleştirilmesi, ayakkabı ile girilmesi, bağlayıcı olmadan herkesin hür ve
gönlünden geçtiği şekilde namazını kılması, istediği şekilde ibadet etmesinin en doğal hakkı
olduğu yönünde, cami adabına ters, Allah (c.c)’ın koyduğu prensiplere uymayan bir sürü
açıklamalara da bu esnada şahit olduk.

Fakat burada bilinçli yada bilinçsizce göz ardı edilen bir nokta var. İslam dini Hak ve son dindir.
Kurallarını her şeyin ve tüm kainatın sahibi olan Allah (c.c) koymuş, nasıl, ne şekilde iman ve
ibadette bulunulacağını da belirtmiştir. İbadetlerin Kur’an ve sünnette detaylarına kadar tarifi
yapılmış, Hz. Peygamber (s.a.v) hayatı boyunca bunun talimini yaptırmıştır. Hiçbir beşerin Allah’ın (c.c)
koyduğu ibadet kuralını değiştirmeye yetki ve salahiyeti asla yoktur.

Fakat Hıristiyanlık için aynı şeyleri söylemek mümkün değildir. Hıristiyan dünya asırlarca kilise
doğmalarının hakimiyetinde kendini dış dünyaya kapatmış, karanlık bir dönem yaşamıştır. İlme,
akla, mantığa, maddi, iktisadi kalkınmaya tamamen kapalı, kilise doğmalarının sultasından
kurtulmak isteyen Hıristiyan dünya; asırlar süren büyük mücadele, ihtilaller ve reformlar
sonucunda bugünkü noktaya gelebilmiştir.

Bu tartışmalarda; İslamiyet’in modern inanç ve düşüncenin ortaya koyduğu problemleri bugünkü
haliyle kendiliğinden çözmesinin, cevap bulabilmesinin mümkün olmayacağı, ancak Hıristiyan
reformasyonuna benzer bir reform hareketi, değişim yaşaması durumunda başarı sağlayabileceği
fikri işlenmeye çalışılmıştır.

Orta çağ karanlığında, kapılarını dış dünyaya kapatan Hıristiyanlığa çözüm olarak takdim edilen
reformasyon hareketi; aslında aydınlıktan ve modernlikten uzaktır. Zira Çözüm olarak ortaya
konan Calvinist veya Lutheran öğretiler; temelde Katolik öğretilerden daha katı ve karşı konumdadırlar.

Hıristiyan dünyanın kısmen de olsa bu gelişimine Calvinism’in sağladığı katkı Batı dünyasında önemle
vurgulanmaktadır. Kapitalist girişimcilik ve Protestan ahlakı sonucu ulaşılan Kapitalizm ruhu
Calvinism ile kazanılan reformasyonun bir sonucudur.

Max Weber’in 1904 yılında yayınladığı önemli Protestan Ahlakı ve Kapitalizm Ruhu adlı çalışmasındaki
temel felsefenin; Türk ve İslam toplamalarına da aynı ruhun uyarlanması, empoze edilmesi
çalışmaları olduğunu görmekteyiz.

Modernlik; günümüzde geleneksel anlayışı tamamıyla tasfiye ederek, onu tümüyle değiştirecek bir
düşünce veya yaklaşım tarzı olarak algılanmaktadır. İslami Calvinistler, İslam Protestanlığı,
dinsel reformlar vb. kavram ve ifadeler kullanılarak başlatılan tartışmalarla; temelde gelenekçi,
muhafazakar ve İslami çevrede, ciddi manada reformlara ve zihniyet değişimine ihtiyaç
duyulduğu dile getirilmektedir. Bu anlayışta, böyle bir değişim yaşanmadan reformasyonun
sonucu ve ürünü olan kapitalizmin, iktisadi gelişlimin gerçekleşmesi mümkün değildir. Bu sebeple
İslam toplumlarında dini reformlar olmaksızın, hiçbir şekilde iktisadi gelişme ve ilerlemenin
mümkün olamayacağına dair yorumlar yapılmıştır.

Bir asra yakın süredir Türkiye’de ve İslam dünyasında; iktisaden kalkınmamışlığın ve büyümenin
önünde, dinden kaynaklanan bir takım zihniyet engellerinin bulunduğu, bu durumun ancak dini
reformasyonla aşılabileceği tezi; Hıristiyan batı toplumları ve onların yerli işbirlikçilerince
işlenmeye çalışılmaktadır.

Oysa İslamiyet Osmanlı Türk toplumlarında, son bir asırlık sürede modernliğe geçiş sürecini yaşamış,
bununla birlikte gelenekçi anlayışı muhafaza etmeyi de başarmıştır. Zira İslam Modernizme
cevaplar bulmak yerine moderniteyi İslamileştirmenin gerekliliği üzerinde durmuştur. Özellikle
İkinci meşrutiyet dönemi batıcılık anlayışından buyana modernist hareketin izlerini görmekteyiz.
Her toplumda geleneğin dışına çıkanlar, özellikle Hıristiyan dünyada kilise doğmalarını dilediği gibi
yorumlayan marjinal fert yada guruplar mevcuttur.

Son günlerde ülkemiz ve İslam dünyasında yoğun biçimde gündemi meşgul eden, batı menşeli
tartışmalar; “İslami Calvinistler” ve “İslam Protestanlığı”’dır. Medyada konu edilen, İslam’la en
küçük bağlantısı olmadığı halde sık sık gündeme getirilen Calvanism ve İslam Protestanlığı nedir?
Jean Calvin kimdir?

Jean Calvin ve Calvinism:
Fransız Jean Calvin ( 1509 / 1564), Kitab-ı Mukaddes’e ve öğrencisi bulunduğu Luther’in
düşüncelerine sıkı sıkıya bağlı bir Protestan teologdur. Ancak 1541’den itibaren Cenevre’ye
hakim olup çok sert ve kapalı bir Protestanlığı savunur. her şeye rağmen Luther’in fikirleri Ulrich
Zwingli ve Jean Calvin tarafından önemli destek görmüştür.(1)

Daha sonra Fransa’da reformlara önderlik etmiş ve oradaki boşluğu doldurmuştur. 1536’da “Reform
edilmiş kiliselere” teolojik yapısını ve temel kurallarını kazandıracak olan “L’Institution de la
Religion Chretienne/ İnstitutio Religions Christianae”(Hıristiyan Din Dersleri) adlı eserini
neşretmiştir.Calvin ikinci neslin reformcusudur. O hayatının sonuna kadar Protestan öğretisini
sistematik bir biçimde takdime çalışmış, hidayetin, bağışlanma ve kurtuluş ile küfür ve inkarın
kaynağını Tanrı’nın değişmez kararında bulmuştur.(2)
Organizatör konumunda olan Calvin, Protestanlık için teşkilatlanmanın gerekliliğine inanmış,
sadece Tanrı’nın kelamı ile yönelmiş bir cemaat oluşturmayı kendisine görev edinmiştir.(3)
Kült ve Kilise disiplini üzerindeki fikirlerini yeniden gözden geçiren Calvin; Kilise yönetimini tevdi
ettiği Consistoire’yi (Potestan Papazlar Konseyi) de oluşturmuştu. Papaz ve laiklerden oluşan,
etkin bir konumda olan bu konsey, her türlü politik etkilerden uzak bir yapıdaydı.(4)
Calvin zamanının büyük bir bölümünü vaaz, İncil yorumu, papazlık müessesinin oluşturulması ve
geleneklerin denetimini büyük bir otorite ile icra etmiş, en yakın dostu Melanchthon(5)
ve talebesi John Knox ile birlikte; İsviçre, Fransa ve Hollanda’da reformun idare edildiği,
İskoçya’da tüm kiliselerin önderi olmuştur. Calvin tipi reform, İsviçre’nin bir kısmında, Fransa,
Macaristan ve Hollanda’da yayılmıştır. Böylece Reform, birçok merkezden Avrupa’ya yayılmıştır.
Ayrıca her biri bir reformcunun adıyla şöhret bulmuş ve bu reformcu tarafından doktrine özel bir
mana verilmiştir. Transubstantiation (6)
doktrini şeklinde ifade edilen, Katolik düşünceyi reddeden ve İsa’nın Ekmek-Şarap türü içindeki
iki tabiatıyla hazır olduğunu ifade eden Luther’le; Tanrı’nın sağına yükseltilmiş olan İsa’nın söz
konusu ayinde sadece Kutsal-Ruhun kudretiyle var olabildiğini söyleyen Calvin aralarında bir
uzlaşma gösterebilmektedirler.(7)
Renan’ın kendisinden “ kuşağının en dindar Hıristiyan’ı” diye söz ettiği Calvin’in Reform
Kiliselerinin nihai şeklini almasında Zwingli’den daha çok etkili olmuştur.”Institutio” adlı eserinde;
Tanrı Bilgisi, Christologia (Mesih Bilgisi), Kutsal Ruh aracılığıyla insanın kurtuluşu) ile Kilise ve
ayinlerini ele alır.(8)

Calvin’in kurtuluşa yönelik yorumları Hıristiyan öğretileriyle ilgili görüşlerini incelediğimizde diğer din ve
mensuplarına karşı dışlamacı, sert ve katı tavırlar içerisinde olduğu görülür

Calvinism, Westphalia Antlaşması sonrasında tüm dünyada sürekli bir şekilde gerileme içinde olmuştur.
Önemli bir yanlışlıkta; Max Weber’in “Protestan Ahlakı ve Kapitalizm Ruhu” adlı çalışmasında
ifade ettiği gibi olmayıp, kapitalizmin önde gelen muhaliflerindendir. Calvin ve Luther, Zwingli ve
diğer tüm reformist Hıristiyan teologları gibi iktisadi konularda Aziz Augustine vb. önde gelen
kilise babalarına kadar dayandırılan Katolik görüşlerini benimsemekteydi.

İslam’ın İçtihat formülü
Her şeyden önce Calvinism ve İslam Protestanlığı konularında doğru yaklaşım sergilenebilmesi
için Hıristiyanlıkta görülen deformasyonun İslam’da da aynen görülmesi gerekir. Zira Önce
deformasyon ( bozulma) olacak ki akabinde reformlara ihtiyaç duyulsun, reformlar olsun.
Burada ifade edilen Calvanism, veya Reformanizmdeki asıl Mantalite dönüşümdür. Hıristiyanlığın
gerek dinsel açıdan ve gerekse iktisadi açıdan dönüşüme geçmişte hep ihtiyacı olmuş, halen de
olmaktadır. Oysa İslam dininin bu tür dönüşüme ve reformsal akımlara hiçbir ihtiyacı yoktur. Var
olduğu iddiasında bulunmak; İslam dinini hiç bilmemek, İslam’ın kaynağı ve temeli olan esasları
tanımamaktır. Zira İslam’ın buna ihtiyacı yoktur. İslam kadar ticareti, iktisadi kalkınmayı öven ve
teşvik eden, akla, mantığa evrensel değerlere, yorum ve içtihada kapısını açan bir din yoktur.
Zira İslam’da içtihat kapısı, içtihat yolu vardır ve içtihat kapısı hep açık olmuştur. İçtihat böyle bir
dönüşüme ve reform hareketine ihtiyaç bırakmamaktadır. İslam’da değişmeyen, dinin iki temel
kaynağı vardır.

Bunlar; Rabbimizin yüce kitabı Kur’an ve Hz. Peygamber’in sünnetidir. Mensubu bulunduğumuz İslam
dini evrensel, cihanşümul bir dinidir. Kitabımız Kur’an ve Hz. Peygamber’in mesajı da evrenseldir.
Kur’an her asırda yepyeni, taptazedir. Onun mucizevi yönü kıyamete kadar yaşayan insanların
ihtiyaçlarına cevap verebilecek yapıda olmasıdır. Allah (c.c.) tarafından tamamlanmış ve
kıyamete kadar koruma altına alınmıştır. Diğer dinlerin evrensellik özelliği yoktur, ek******ler ve
koruma altında olmadıkları için tahrifata uğramışlardır. Bugün Hıristiyanların elinde bulunan İncil,
Yahudilerin elinde bulunan Tevrat muharreftir, aslı değiştirilmiş, bozulmuştur. Bu sebeple
Hıristiyanlığın reforma ihtiyacı vardır, her asırda olmuştur. Fakat İslam’ın reforma ihtiyacı yoktur,
hiçbir zaman da olmayacaktır. Çünkü Kur’an hiç değiştirilememiş, kıyamete kadar
değiştirilemeyecek Hakk kelamıdır. Her asrın ihtiyaçlarına cevap verebilecek güçtedir. Tüm
ilimlere, akla, mantığa evrensel değerlere kapısını açan dinimiz; içtihat makamı sayesinde her
asırda karşılaşılan problemleri çözmüştür. Netice olarak ifade etmek istersek; İslam son ve hak
dindir. Diğer semavi dinler tamamlanmamıştır. Allah (c.c) Kitabında Kuran’ını tamamladığını, din
olarak İslam’ı seçiğini, Hak din olarak İslam dinini gönderdiğini ifade etmiştir. Calvinisim ve
Protestanlık ruhu ile İslam’ı birlikte mütalaa etmek İslam’a yapılan en büyük hakarettir, saldırıdır.

---------------
1- Eliade, Mircea, Loan P. Couliano, “Dinler Tarihi Sözlüğü” , (Çev: Ali Erbaş), İnsan yay., İst., 1997, s.133.
2- Sarıkçıoğlu, Ekrem, “Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi”, Bayrak Yay., İst., 1983, s.250.
3- Mehl, Roger, “Protestanlık Mezhebi”, (Çev: Mehmet Aydır, Hıristiyan İlahiyatı), Arı Basımevi,
Konya 1983, s.98,99.
4- Mehl, Roger, “Protestan Mezhebi”, (Mehmet Aydın, Hıristiyan İlahiyatı), Arı Basımevi, Konya
1983, s.99-101.
5- Bettany, T. George, “Encyclopedia of World Religions”, ( Çev.Ahmet Aydoğan, Dünya Dinleri
Ansiklopedisi), Say Yay., İst. 2005, s.945.
6- Transubstantiation:Rabbin Akşam yemeği konusunda “cevher değişimi” yahut dönüşümüdür. (
Bettany, T. George, “Encyclopedia of
World Religions”, ( Çev.Ahmet Aydoğan, Dünya Dinleri Ansiklopedisi), Say Yay., İst. 2005,
s.733,) Komünyan ayininde ekmek ve şarap
takdis edildikten sonra, Mesih’in etinin ve kanının, çarmıha gerildidğinde ve kıyamında nasılsa
öyle, gerçek olarak (kutsanmış
unsurlarda) mevcut olduğu (Gr.metabole,L.transubstantion) Bir keşiş olan Paschasius
Radbertus tarafından
vaz edildi ve savunuldu. (Bettany, a.g.e., s.849.)
7- Mehl, Roger, “Protestan Mezhebi”, (Mehmet Aydın, Hıristiyan İlahiyatı), Arı Basımevi, Konya
1983, s.99- 101.
8- Bettany, T. George, “Encyclopedia of World Religions”, ( Çev.Ahmet Aydoğan, Dünya Dinleri
Ansiklopedisi), Say Yay., İst. 2005, s.945.


YAZAR Yücel Sarpdere

 

CAGLAR isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi