Cehennemde yanma özgürlüğü - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Gönülden** · 03-31-2008, 17:02

Müslüman olmak zordur. Yaptığın iyilikleri eksik yaptığına veya güzel yapamadığına yanacaksın, yapman gerekirken yapamadığın iyiliklere yanacaksın. Yaptığın her hata için üzüldüğün gibi hata işleyen herkes için de üzüleceksin.

Kendini bu dünyada kötülüklerden öbür dünyada cehennemden korumak için yalan söylemeyeceksin, haram yemeyeceksin, kızdığın adama küfredip boşalma tarafına gitmeyeceksin.

Çünkü sevgili peygamberimiz “Ben, lanet etmek üzere gönderilmedim, rahmet için gönderildim buyurmuş. (Müslim, sahih, hadis no: 2599)

Altı milyar insanı, ’ın kulu, Hz. Adem’in çocuğu kabul edip yanmamaları için koşturacaksın.

Canlarını kendi canın gibi bileceksin.

Kazandığın servetin tamamını üstüne üstlük canını bu yolda vermeye hazır halde tutacaksın.

Kindar olmayacaksın dindar olacaksın.

Zordur Müslümanlık.

Rabbimiz, sevgili peygamberimizi bize tanıtırken “Biz, Seni ancak, alemlere rahmet olarak gönderdik.” Buyurmuş. (Kur’an-ı Kerim, Enbiya suresi ayet 107)

Alemlere Rahmet, Hazreti Muhammet sallallahü aleyhi ve selem, zor günlerde kendisini destekleyen, amcası Hazreti Hamza’nın ciğerine ok saplayan, kulaklarını, burnunu kesen, ciğerini çıkarıp ağzında dişleyen putperestler için ağlamış ama beddua etmemiş.

Onlar Müslüman olduklarında geçmişi gündeme getirmemiş.

Efendimiz bir gün şöyle konuşmuş: “Benim ve sizin haliniz şuna benzer: adamın biri karanlık gecede ateş yakınca kelebekler o aleve doğru hücum ettiklerinde o ateş yakan adam, kelebekler yanmasın diye onların ateşe doğru uçmalarını engeller ya işte ben de sizin cehenneme hücum etmemeniz için kemerlerinizden tutuyorum” demiş. (Buhari, sahih, rikak bab 26, hadis 6118, Müslim sahih, fedail hadis 2284, Tirmizi, sünen, 5/154 hadis 2874)

“Ben, müminleri canlarından daha fazla sever ve korurum. Bir insan ölse eğer malı varsa varislerinindir. Eğer borcu var ve malı yoksa kimsesiz kalan aile efradı bana gelsin. Ben, koruyucusuyum” buyurmuş. ( Taberi tefsiri, Ahzab suresi ayet 6)

O, rahmet peygamberiydi.

Bütün Müslümanlar da rahmet ümmetidirler.

Bir grup, gecenin karanlığında güle oynaya uçuruma doğru gitseler, siz de karşılarından gelseniz ve yolun sonunun uçurum olduğunu karanlıkta düşebileceklerini söyleseniz, onlar da sizi dinlemese ve sizinle dalga geçseler, sizin ısrarınızı görünce “Düşecek olan biziz, sana ne?” deseler biz yine de uyarımıza devam edeceğiz.

Birileri çıkar ve “Cehennemde yanacak olan benim, sana ne!” derse biz ona kızmayız. Onun için de gözyaşı dökeriz. Yüreğimiz yanar bizim.

“Yanma kardeşim, benim için yanma. Ben halimden memnunum, cehennemde yanma özgürlüğü hakkımı kullanıyorum” diyenler için de yanarız biz.

Bizim bu yanmalarımızın ahirette cehennem ateşimizi söndüreceğine inandığımız için yanarız.

Rabbimiz, sevgili peygamberimizi tarif ederken onun insanlara kendilerinden daha şefkatli, daha koruyucu ve kişiye kendinden daha yakın olduğunu haber verir ve şöyle buyurur: “Peygamber, müminlere canlarından daha evladır.” (Kur’an-ı Kerim Ahzab 6)

Yıldız Üniversitesi öğrencilerine sohbet yaparken “Bütün arkadaşlarınızı sevin. Severseniz onlara şefkatiniz ve merhametiniz artar. Onların İslâm’ı yaşamalarına yardım edin ki Allah katında sorumluluklarınızı azaltın” demiştim.

Birkaç gün sonra öğrencilerden biri “Hocam, sınıfımızda çok iyi anlaştığım bir arkadaşım var. Ateist olduğunu söylüyor. Bir gün ona “Böylece gidersen ahirette yanarsın” dediğimde “Bırak da yanma özgürlüğümü kullanayım” dedi” diye haber verdiğinde:

“Sen ona de ki: Fakültenin önünde bir öğrenci kendi üzerine benzin dökse ve elindeki kibrit veya çakmakla kendini yakmak üzere olsa ne yaparız?

“Üniversiteyi kazanacak aklın var, yirmi yaşına gelmişsin. Bırakalım da kendini yakma özgürlüğünü kullansın” der miyiz?

Yalvarır yakarır, ne diller dökeriz. Bir kaçımız dil dökerken öbür taraftan polisin veya itfaiyenin onu yakalamasına yardım ederiz. O istemese de hastahaneye götürür ve tedavisi için çalışırız.

Beyyine suresinde Rabbimiz, Ehli kitabın (Yahudi ve Hıristiyanların), müşriklerin ebedi cehennemde kalacaklarını haber verirken şöyle buyurur:

“Şüphesiz ehli kitap ve müşriklerden olan kâfirler cehennem ateşinin içindedirler ve ebedî olarak orada kalıcıdırlar. İşte onlar yaratılanların en şerlisi/kötüsüdürler.” (Beyyine 6)

İşte Müslümanların bu cehennem ayetlerini okumalarında “Ohhh olsun yanacaksınız” manası yoktur.

“Bakınız, yaratan böyle diyor. Can bedenden ayrılmadan tedbirinizi alınız, “Eyvaaaah” demeden “Allah ” deyiniz anlamınadır.

Altı milyar insan,Allah’ın kulu olduğuna göre altı milyarının da yanmaması hedefimizdir.

Müslüman, kendi canına, malına, servetine göz diken kafirlerin bile kendisini sevdiğinden daha fazla sever ki, onun yanmaması için kendisini her türlü tehlikeye atar.

Kendini yakmak üzere olan genci kurtarmak için çalışan polis ve itfaiye erinden daha kahraman bir şekilde kurtarmak için kendini feda eder bir Müslüman.

03-31-2008, 17:02	#1
Kullanıcı Adı Gönülden	Cehennemde yanma özgürlüğü Müslüman olmak zordur. Yaptığın iyilikleri eksik yaptığına veya güzel yapamadığına yanacaksın, yapman gerekirken yapamadığın iyiliklere yanacaksın. Yaptığın her hata için üzüldüğün gibi hata işleyen herkes için de üzüleceksin. Kendini bu dünyada kötülüklerden öbür dünyada cehennemden korumak için yalan söylemeyeceksin, haram yemeyeceksin, kızdığın adama küfredip boşalma tarafına gitmeyeceksin. Çünkü sevgili peygamberimiz “Ben, lanet etmek üzere gönderilmedim, rahmet için gönderildim buyurmuş. (Müslim, sahih, hadis no: 2599) Altı milyar insanı, ’ın kulu, Hz. Adem’in çocuğu kabul edip yanmamaları için koşturacaksın. Canlarını kendi canın gibi bileceksin. Kazandığın servetin tamamını üstüne üstlük canını bu yolda vermeye hazır halde tutacaksın. Kindar olmayacaksın dindar olacaksın. Zordur Müslümanlık. Rabbimiz, sevgili peygamberimizi bize tanıtırken “Biz, Seni ancak, alemlere rahmet olarak gönderdik.” Buyurmuş. (Kur’an-ı Kerim, Enbiya suresi ayet 107) Alemlere Rahmet, Hazreti Muhammet sallallahü aleyhi ve selem, zor günlerde kendisini destekleyen, amcası Hazreti Hamza’nın ciğerine ok saplayan, kulaklarını, burnunu kesen, ciğerini çıkarıp ağzında dişleyen putperestler için ağlamış ama beddua etmemiş. Onlar Müslüman olduklarında geçmişi gündeme getirmemiş. Efendimiz bir gün şöyle konuşmuş: “Benim ve sizin haliniz şuna benzer: adamın biri karanlık gecede ateş yakınca kelebekler o aleve doğru hücum ettiklerinde o ateş yakan adam, kelebekler yanmasın diye onların ateşe doğru uçmalarını engeller ya işte ben de sizin cehenneme hücum etmemeniz için kemerlerinizden tutuyorum” demiş. (Buhari, sahih, rikak bab 26, hadis 6118, Müslim sahih, fedail hadis 2284, Tirmizi, sünen, 5/154 hadis 2874) “Ben, müminleri canlarından daha fazla sever ve korurum. Bir insan ölse eğer malı varsa varislerinindir. Eğer borcu var ve malı yoksa kimsesiz kalan aile efradı bana gelsin. Ben, koruyucusuyum” buyurmuş. ( Taberi tefsiri, Ahzab suresi ayet 6) O, rahmet peygamberiydi. Bütün Müslümanlar da rahmet ümmetidirler. Bir grup, gecenin karanlığında güle oynaya uçuruma doğru gitseler, siz de karşılarından gelseniz ve yolun sonunun uçurum olduğunu karanlıkta düşebileceklerini söyleseniz, onlar da sizi dinlemese ve sizinle dalga geçseler, sizin ısrarınızı görünce “Düşecek olan biziz, sana ne?” deseler biz yine de uyarımıza devam edeceğiz. Birileri çıkar ve “Cehennemde yanacak olan benim, sana ne!” derse biz ona kızmayız. Onun için de gözyaşı dökeriz. Yüreğimiz yanar bizim. “Yanma kardeşim, benim için yanma. Ben halimden memnunum, cehennemde yanma özgürlüğü hakkımı kullanıyorum” diyenler için de yanarız biz. Bizim bu yanmalarımızın ahirette cehennem ateşimizi söndüreceğine inandığımız için yanarız. Rabbimiz, sevgili peygamberimizi tarif ederken onun insanlara kendilerinden daha şefkatli, daha koruyucu ve kişiye kendinden daha yakın olduğunu haber verir ve şöyle buyurur: “Peygamber, müminlere canlarından daha evladır.” (Kur’an-ı Kerim Ahzab 6) Yıldız Üniversitesi öğrencilerine sohbet yaparken “Bütün arkadaşlarınızı sevin. Severseniz onlara şefkatiniz ve merhametiniz artar. Onların İslâm’ı yaşamalarına yardım edin ki Allah katında sorumluluklarınızı azaltın” demiştim. Birkaç gün sonra öğrencilerden biri “Hocam, sınıfımızda çok iyi anlaştığım bir arkadaşım var. Ateist olduğunu söylüyor. Bir gün ona “Böylece gidersen ahirette yanarsın” dediğimde “Bırak da yanma özgürlüğümü kullanayım” dedi” diye haber verdiğinde: “Sen ona de ki: Fakültenin önünde bir öğrenci kendi üzerine benzin dökse ve elindeki kibrit veya çakmakla kendini yakmak üzere olsa ne yaparız? “Üniversiteyi kazanacak aklın var, yirmi yaşına gelmişsin. Bırakalım da kendini yakma özgürlüğünü kullansın” der miyiz? Yalvarır yakarır, ne diller dökeriz. Bir kaçımız dil dökerken öbür taraftan polisin veya itfaiyenin onu yakalamasına yardım ederiz. O istemese de hastahaneye götürür ve tedavisi için çalışırız. Beyyine suresinde Rabbimiz, Ehli kitabın (Yahudi ve Hıristiyanların), müşriklerin ebedi cehennemde kalacaklarını haber verirken şöyle buyurur: “Şüphesiz ehli kitap ve müşriklerden olan kâfirler cehennem ateşinin içindedirler ve ebedî olarak orada kalıcıdırlar. İşte onlar yaratılanların en şerlisi/kötüsüdürler.” (Beyyine 6) İşte Müslümanların bu cehennem ayetlerini okumalarında “Ohhh olsun yanacaksınız” manası yoktur. “Bakınız, yaratan böyle diyor. Can bedenden ayrılmadan tedbirinizi alınız, “Eyvaaaah” demeden “Allah ” deyiniz anlamınadır. Altı milyar insan,Allah’ın kulu olduğuna göre altı milyarının da yanmaması hedefimizdir. Müslüman, kendi canına, malına, servetine göz diken kafirlerin bile kendisini sevdiğinden daha fazla sever ki, onun yanmaması için kendisini her türlü tehlikeye atar. Kendini yakmak üzere olan genci kurtarmak için çalışan polis ve itfaiye erinden daha kahraman bir şekilde kurtarmak için kendini feda eder bir Müslüman.

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)