AK Gençliğin Buluşma Noktası


 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 09-16-2011, 17:00   #1
Kullanıcı Adı
Enfal
Standart Cemalnur Sargut'la Dobra Dobra
Cemalnur ismini size kim verdi?


Hocam. Rüyada Reşküre’nin bir kızı olacak Cemal’dan başka isim istemiyoruz demiş. Yalnız Cemal. Onun üzerine benim duası ile olduğum evliyaullahtan annem de bir Nur ekleyelim demiş. Biliyorsunuz Cemal cemaldir nur celaldir. Tamamlamış yani ismi.Allah bu isme layık olmayı nasip etsin.

- “Modern zamanların Rabia’sı” olarak anılıyorsunuz… Siz de kendinizi öyle görüyor musunuz?

- Estağfurullah. Hz. Rabia’ya benzeme isteğimden başka bir benzerliğim olduğunu zannetmiyorum. Ama tabii ki her kadının içinde Allah’ın safiye makamındaki bir sultana benzemek isteği yatar.

- “Safiye Makamı” nedir?

- Hz. Meryem’de tecelli eden bir makamdır safiye makamı. Bu makamda ter temizlik vardır. Kur’an-ı Kerim bunu o kadar güzel anlatır ki, Hz. Meryem, Hz. İsa’yı doğurduktan sonra evine giderken halk bunu taşlamaya başladığında Allah’tan sus emrini alır, hiç cevap vermeyeceksin emrini alır. Hz. Meryem nefsin en yüksek makamıdır, nefsi temsil eder. Dişilik nefsi temsil eder. Ne zaman nefis kendisine karşı yapılan hakaretlere karşı susarsa o zaman kucağındaki ruhullah olan ruh konuşur ‘Annem suçsuzdur’ diye. Demek ki bu makamın en büyük özelliği kendisi ile ilgili her tür meselede suskun olmasıdır. Hz. Rabia’nın yani Meryemiyet makamına ermeyi Allah nasip etsin.
- Peki, bu benzetmeden rahatsızlık duyuyor musunuz?

- Ben neden rahatsızlık duyabilirim ki. Hz. Peygambere Ebu Bekir gelmiş ‘ne güzelsin’ demiş Ebu Cehil gelmiş aynı gün ne çirkinsin demiş. İkisine de gülmüşler. Niye diye sorunca Ben aynayım herkes kendisini seyrediyor demiş. Beni metheden de kendi güzelliğini anlatır.

TASAVVUF DİNİ YAŞAM BİÇİMİDİR

- Kimya mühendisi iken tasavvufa yöneldiniz… Bu yöneliş nasıl oldu?

- Aslında ben çocukluğumdan itibaren mutasavvıf bir ailenin içinde doğdum. Bir kere en büyük şansımın o olduğunu düşünüyorum. Tasavvuf dini yaşam biçimidir. Dinin ilmini herkes bilebilir ama yaşamını yapmak çok zor. Ben ailemde yaşayan mutasavvıflar gördüm.

- BABAM İDAM İSTEĞİ İLE YARGILANIRKEN BİZİM EVDE NEŞE VARDI

- Mesela 1960 ihtilalında babam idam isteğiyle yargılanırken bizim evde sonsuz bir neşe vardı. Annem secdeye kapandı Allah’ına şükretti. Dedi ki, başımıza her gelen sendendir ve biz seni memnun etmek için bu dünyaya geldik. 7,5 seneye mahkûm olduğunda da biz biraz gözümüzden yaş geldi diye tokat yedik. Menderes’in çocukları ne yapsın diye. Yani bu derece her başımıza gelenden memnun olan bir anne ile yetiştik. Kinsiz, nefretsiz muazzam bir dünyada yetiştim. Mesela söz verilince mutlaka yapılırdı, söz Allah’a verildi demektir diye. Yalan asla söylenmeyen, hiç hüzün havası olmayan bir evde büyüdüm. Ama tabiat olarak şüpheci biriyim ve akrep burcuyum dolayısıyla da büyür büyümez genç kız olduğumda anneme dedim ki sakın bana bir şey öğretmeye kalkma kendim anlamaz ve kendim öğrenmezsem hiçbir şey kabul etmem, Ben Allah’ıma iman ediyorum, mürşidimi seviyorum fakat ben önce felsefe ile uğraşacağım dedim. O mutluluğun içinde ben kendi kendimi depresif kıldım.

YAŞANABİLİR FELSEFENİN NE OLDUĞUNU MESNEVİDEN ÖĞRENDİM

- Sonra oturdum dedim ki niye bu kadar akıllı adamlar, hayranlıkla izlediğim, hayranlıkla okuduğum adamların hiç biri mutlu olmamış. Biri delirmiş, biri intihar etmiş, biri kendi felsefesini reddetmiş. Niye? Dedim. Sonra annem elime Mesnevi’yi verdi. O benim bütün hayatımın değişmesine sebep oldu. İlk defa yaşanabilir felsefenin ne olduğunu ben Mesnevi’den öğrenmeye başladım. Sonra Kimya mühendisliği çok sevdiğim bir meslekti, benim zamanımda akıllı kızlar mühendis olur gibi bir algı vardı o yüzden onu seçtim ama anladım ki ben öğretmen olmalıyım sonra da öğretmen oldum. Öğretmenliğim süresince devre devre niye edebiyat ya da din hocası değilim de daha rahat anlatabilirim diye düşünmüşümdür ama direkt müdüre gidip ben yüzde elli kimya anlatırsam yüzde elli Mesnevi anlatırım çocuklara ama sene sonunda çocukları imtihan edin sonuçlarına bakın kimyadan bir eksikleri varsa o zaman konuşuruz dedim. Mesela kimya anlattığımda son derece dinlemeyen öğrencilerim Kur’an ve Mesnevi anlattığımda hemen dikkatle dinlemeye başladılar.

- Tasavvufun insan hayatına etkileri nedir?

- Bir kişi gerçekten tasavvuf eğitimi almışsa o insanda mutsuzluk, huzursuzluk gibi mefhumların kalkması lazım.

- Çağımızın en önemli hastalığı mutsuzluğun ilacı tasavvuftur diyebilir miyiz?

- Kesinlikle ama ezeli nasibi yoksa gece gündüz okusa Mevlana’dan kafasını kaldırmasa gene o idrak seviyesi neyse o kadar alıyor. Demek ki burada iki özellik kalıyor birincisi ezeli nasip ikincisi gayret.

- Allah aşkı ile dolabilirim diye halinden her an memnun olup, rıza makamına erip Allah ile meşgul olan kimseden problem kalkar. Tasavvuf budur.

- DİN GÜZEL AHLAKTIR

- Kur’an-ı Kerim’i en iyi anlama yolu nedir? Ne tavsiye ediyorsunuz?

- Bir kere Kur’an-ı Kerim’i hakikaten sevmek lazım. Bence ilk başlanacak nokta Kur’an-ı Kerim değil ilk başlanacak nokta Peygamber. Peygamberin hayatı, yaşantısı, neler yapmış, hangi ahlak üzere hareket etmiş. Çünkü din nedir diyorsunuz? Güzel ahlaktır diyor başka bir tarif vermiyor. Bana bir gazeteci sordu ben dinsizim dedi siz ne diyeceksiniz dedi. Ben de dedim o zaman siz güzel ahlaksızım demek istiyorsunuz çünkü din güzel ahlaktır dedim. Yok, o zaman öyle değilim dindarım dedi. Şimdi bu tarifi verdiğinizde herkes bir titriyor. Çünkü bizde din denince çok başka şeyler geliyor insanların aklına, mecbur edilmeler mecburiyetler akla geliyor. Hayır din o değil güzel ahlaktır. O halde peygamberin ahlakı nedir önce onu öğrenmek lazım. Bu gayrete girdiğiniz zaman Kur’an-ı Kerim’i anlamak kolaylaşıyor.

Peygamberin hayatından başlayıp Kur’ana yönelmeyi biraz açar mısınız?

- Eğer peygamberle başlayıp Kur’an’a yönelirsek ve Kur’an’ı okurken de biraz tasavvufi yorumlardan da yararlanabilirsek o zaman korkutucu ayet diye bir şey kalmıyor. Mesela ben Kıyamet ayetlerini çalışırken çok korkarak, ne yapacağım diye başlamıştım bir de baktım ki en zevkli ayetler onlar. Çünkü o benim kıyametimden bahsediyor. Benim kıyametim nefsimden ölmek demek. Bunun yollarını bana öğretiyor ve ondan daha zevkli bir ayet düşünemedim. Böyle baktığınızda hadiseler son derece değişiyor.

- NAMAZI AŞKA YOLCULUK HALİNE GETİRİRSENİZ,İBADET KÜLFET OLMAZ

- Dolayısıyla Kur’an-ı Kerim’in emir ayetleri ağır gelmiyor o zaman.

- Kesinlikle. Mesela namaz dünyada en zor şeylerden biridir normalde bakarsanız. Sabah uyku halinde bir insanın uykuyu bırakması, kalkması en zor şeylerden biridir eğer âşık değilse Allah’a. Ama tasavvufi bir bakış kazanırsa namaz aşka yolculuk haline gelir. Mesela geçenlerde bir gün hastaydım dedim ki Allah’ım sen her şeye kadirsin affedicisin, inanın kalkacak halim yok, bu sabah acaba oturduğum yerden dua etsem dedim. Mesnevi kitabı kütüphaneden çıkıp kafama düştü. Böyle bir şey göremezsin, benim kütüphanem kocaman bir kütüphanedir, başka kitap niye değil de Mesnevi düşüyor oradan kafama. Kalk namazını kıl diyor Allah. Ama ben öyle bir zevk aldım ki, dedim sevgilim beni bırakmıyor dedim. Onun için namazı aşka yolculuk haline getirirseniz o zaman ibadet külfet filan olmuyor zevk haline geliyor.

- Peki, giyim tarzınızdan dolayı, başınızın açık olmasından dolayı eleştiriliyor musunuz?

- Eleştiri aldığım da oldu ama mesela ben birçok şehirde konuşma yaptığımda eğer böyle bir soru gelirse hemen başı örtülü bütün hanımlar o kişi üzerine yürüyerek O’na karışılmaz diyorlar. O zaman görüyorum ki insanlar benim yapmak istediklerimi anlamışlar. Mesela ben geçen gün umreden gelince bir hanım dedi ki aleyhinizde konuştum ama hocam sonra da düşündüm bir bildiği vardır, mutlaka vazifelidir dedim. Bunları görmek Allah razı olsun beni çok memnun ediyor.

- Peki, bir Müslüman kadın nasıl olmalı?

- Benim 12 senedir Mekke ve Medine’de gördüğüm bir şey var; hiçbir insanın namazı diğeri ile aynı değil. Dolayısıyla ben insanların birbirlerine benzerliklerinden çok Mevlana Hazretlerinin bir sözü var “hamamın içindeyken senin Mevlevi olduğunu anlıyorlarsa sen o zaman Mevlevisin.” Biz her halimizle her olayda ahlakı Muhamediye’yi yaşıyorsak Müslümanız demektir. Mesela Affedeceğiz, kızmayacağız, kırılmayacağız, sözümüze riayet edeceğiz, karşımızdakine hürmet edeceğiz, uyarmamız gereken yerde uyaracağız ama asla edebimizi kaybetmeden. Bütün bunları yapabiliyorsak gerçek Müslümanız demektir. İkincisi mutlaka edepli olacağız. Kadın ya da erkek ikisi de edebini muhafaza etmek zorunda.

- Edepden kastınız nedir?

- Edep her yerde Allah’ı seyretme aklı. Edebin genel ana başlığı bu. Ücvedi Hazretleri anlatıyor Hz. Züleyha Yusuf peygambere çok âşık, Hz. Yusuf da çok yakışıklı biliyorsunuz. Züleyha da çok güzel. Çekerek O’nu götürüyor ama Züleyha evli. Hz. Yusuf da Allah’a niyaz ediyor beni haram işlettirme ben senin peygamberinim diye. Züleyha putunun yüzünü örtüyor, görmesin bu çirkin yapacağım hadiseyi diye. Tahta putun yüzünü örtmüş. O zaman Hz. Yusuf demiş ki, benim taptığımın yüzü örtülmez. İşte edep bu idraktir. Allah’ın her an her yerde, tuvalette dahi sizi seyrettiğini bilerek Allah’a karşı sorumluluğunuzu devam ettirmek üzere hareket etmek, edebin tarifi budur. O zaman siz edepsizce hareket edemezsiniz, başkasına karşı tahrik edici davranamazsınız. Bu tahrik ediciliği sadece cinsel yönden kullanmıyorum, öfke, nefret hiç biri olmayacak çünkü sizi karşınızda her an seyreden Allah olduğunu idrak edersiniz. Her nereye dönsen Allah’ın veçhi oradadır ayeti sizde zuhur eder

- KOCAN YUKARI DOĞRU UÇMAYA BAŞLARSA, SEN ALTTAN UÇKİ BİRBİRİNİZE ÇARPMAYIN

- Son dönemlerde boşanma olaylarında çok ciddi artış var. Evlilikte olmazsa olmazlar nelerdir?

- Çok güzel bir tarif var ben hep onu söylerim nişan yüzüğü falan takarken; Allah bir birimize bakmamız için değil el ele verip kendine bakmamız için evliliği yüceltmiş. Bir birimize bakarsak her an ben sizin her yaptığınızdan kuşkulanabilirim, kızarım, sinirlenirim ama eşimle el ele verip Allah’a bakıyorsam eşimi görecek vaktim olmaz. Hep Allah’la meşgulüm demektir o zaman boşanma olmaz. İkincisi Halil Cibrili’nin bir çok güzel bir tarifi var. Diyor ki; çok güzel bir mabet kuracaksınız evlilik bir mabettir. Siz iki sütunsunuz bir birinize yapıştırırsanız mabet çöker aranızdan Allah’ın muhabbeti geçecek kadar mesafe bırakın ki o mabet oluşsun. O zaman bir birimize tapmak üzere değil Allah’a tapmak üzere ele ele vermek lazım. Bundan sonra ne boşanma olur ne de bir şey olur. Biz evlenirken derlerdi ki kocan yukarı doğru uçmaya başlarsa sen alttan uç ki birbirinize çarpmayın.

- Ama siz boşandınız. Sizin gibi hassasiyetleri olan, nasıl olurda boşanır?

- Boşanmanın en ayıp bir şey olduğunu düşündüğüm için Allah beni en başta onunla terbiye etti birinci sebebi bu. İkincisi, Allah bin kere razı olsun eşimden beni terbiye etmek için çok uğraştı fakat manevi bakışlarımız arasında çok büyük farklar vardı. Ben evliliğimi devam ettirseydim manevi hayattaki yapacağım hiçbir şeyi yapamayacaktım. Bunun yanında başka maddi sorunlarımız da girdi. Bunun üzerine oğlum ayrılmamı rica etti.

- Kendi oğlunuz boşanmanızı mı istedi?

- Evet, kendi oğlum ayrılmamı özel rica etti.

- Neden?

- Çok mutsuz bir evde yaşıyorduk. Sen ayrılmazsan anneannem ve dedemle yaşayacağım dedi. Onun üzerine ben de düşündüm, gene de ayrılmayı düşünmüyordum, hocama gittim eşim de gitmiş ikimizi de dinledi. Bana sen benim göz bebeğimsin alacağın kararda arkandayım yalnız manevi hayatını engellemesin dedi. Direk ayrıl demedikleri için gene de biraz oluruna bırakmaya gittim ama oluru olmadı. Hiçbir şekilde manevi hayatımın devam etmesi mümkün olmayan şartlar oluştu.

Eşiniz manevi hayatınıza uyum sağlayamadı mı?

- Uyum sağlamak değil… Yani ben daha Allah’ın istediği şekilde yaşamanın sanki daha farklı olduğunu düşünen bir insandım, daha hizmete yönelik, daha ibadete yönelik eşim de onları pek önemsemedi. Bu konuları da fazla konuşmak istemiyorum. Ona hürmetsizlik ona edepsizlik etmek de istemiyorum. Allah’a her gün dua ediyorum ve ilk tavaflarımı daima onun için yaparım. Fakat bu şekilde devam ettiremeyince ben 34 yaşında ayrıldım 59 yaşındayım o günden bu yana dönüp bir erkeğe bakmadım. Bunu çok rahat söyleyebilirim size.

- İkinci evliliği neden düşünmediniz?

- Zor bir evlilikten çıkınca insan ikinci evliliği hiç düşünmüyor. İkincisi öyle bir zevkli hayatın içerisine girdim ki, oraya başka bir şey sokmaktan çok edep ettim. O bana has bir şeydi.

- Oğlunuz şu anda nerede?

- Şu anda Türkiye’de. Oğlum 36 yaşında çok şükür. 12 sene Amerika’da yaşadı. Çok doğru bir hayat yaşadı ama o da zor bir evlilik yaptı. Onun da eşi ayrıldı en sonunda ve çok depresyona girdi oğlum. Çünkü onun için de ayrılık fikri hiç yoktu. Her şeye rağmen eşi ile olmayı tercih etti. Buraya geldiğinde ben çok sevindim. Şuna sevindim terbiye oluyor diye sevindim, acı çekmek çok güzel bir şey. Allah sevdiğine lütfeder. Çok acı çekti, ciğerlerinin yandığını ben biliyorum. Beni psikologa götür anne dedi ben umreye götürdüm iki umre bir Hz. Mevlana bir de hocam onu hallettiler. Çok şükür düzeldi. Çok güzel bir işi ve çok güzel bir eşi var. Çok seviyorum gelinimi Allah bozmasın.

- Şimdi biraz da kadınların toplu ibadet mevzusuna girmek istiyorum. Mesela ramazanda kadınlar mukabele okuyorlar, toplu iftarlar yapıyorlar, türbe ziyaretlerinde bulunuyorlar. Ama ramazanın bitimiyle beraber bunlar bitiyor. Toplu ibadetlerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sizin yorumunuz nedir?

- Tabi ki ben size yüzde yüz katılıyorum hatta bu konuda bizim şöyle bir çalışmamız var; biz her cumartesi sabahı 100–150 kişi toplu halde kadın erkek bir arada İstanbul’daki bir camide sabah namazına gideriz. Bunu hiç bırakmadan yapmaya gayret ediyoruz. O camiye gitmek için ben genç kızların bir hafta gün saydıklarını, üniversite öğrencilerimin biz sadece bu sabahlar yaşıyoruz dediklerini gayet iyi biliyorum. Oradan çıkıp hep beraber kahvaltıya gidiyoruz. Çocuklara, gençlere cazip hale getirmek lazım, kalıpların içine sokmamak lazım yani güzelleştirmeli ki çocukları ibadetten zevk alsınlar yoksa mecburiyet gibi anlatırsak olmaz. Gerçi ben çocukların namaza kaldırılmalarının çok doğru olduğuna da inanıyorum, peygamberin bir hadisi de var bu konuda biliyorsunuz. Ama tabi çok da zorlamadan sevdirerek yapmalı. Bu sabah namazlarına toplu gidişler ve onun üzerine kahvaltılar çocukların üzerinde çok pozitif etki yarattı.

- HER YILBAŞI SABAHI SÜLEYMENİYE CAMİSİNE GİDERİZ

- Yine her yılbaşı sabahı biz Süleymaniye camisine gideriz, mutlaka ayın birinci günü sabahı alkoliklerle beraber sokakta oluyoruz. Yılbaşını dört gözle bekleriz o namaza gitmek için. Sonra ben umreye her sene iki kere yüz kişi yüz elli kişi gibi hep gençleri götürürüm. Mesela bu sene gidenler hep iki yaşında üç yaşında çocuklarıyla gidiyorlar. O çocuklar küçücük yaşta o Kabe zevkini alıyorlar. Dolayısıyla bunu yapabilmek biraz bizim elimizde, bu kalıpları kırarsak o zaman bu sevgiyi veririz. Mesela bizim çocuk iftarlarımız var, biz büyük otellerde çocuk iftarları veririz, zengin çocuklarına da. Çünkü asıl onlarda problem var. Mesela zengin çocuklarına bilet aldırırız onlar gelirler oradan fazla gelen para ile de, hibe edilenlerle de kimsesiz çocuk yurdundan öğrenci getiriyoruz. Hepsi aynı masada oturuyorlar, eğlencelere beraber katılıyorlar, namaz kılıyorlar. Ben size anlatamam onun zevkini. Mesela okula başlarken âmin alayları yapıyoruz.

- ÇOCUKLAR IN DEFTERLERİNE İLK ÖNCE BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM YAZILIYOR

- Âmin Alaylarında neler yapıyorsunuz?

- Çocuklarla beraber Eyüp Sultan Hazretlerinden başlayarak türbe ziyaretlerine gidilir, ondan sonra bir evde toplanırlar hocamız önlüklerini giydiriyor ve defterlerini alıyorlar ilk önce defterlere bismillahirrahmanirrahim yazılıyor. Herkes o bismillahirrahmanirrahimi söylüyor. Ondan sonra Rabbiyesiri ezberletiyor kolay gitsin diye. Sonra bütün gelenler çocuklara hediyeler veriyorlar. Çocuklar torbalarla hediyeler alıyorlar defterler, kalemler…. Mesela ben amin alayıyla okula başladım. Ben umreye gittim. Dolayısıyla çocuklara çocukluklarında bu zevki aşılatmak lazım.

Bu çocuk grupları hep aynı mı?

- Yok, sürekli değişiyor. Çocuklar büyüdükçe onlar vazifelendiriliyorlar bu sefer onlar küçüklerle ilgileniyorlar zincirleme bir döngü.

- Bu guruplara herkes katılabiliyor mu? Şartlarınız var mı?

- Hiçbir şartı yok. Benim bütün sohbetlerim halka açık. Bütün sabah namazlarımız halka açık. Kim gelmek istiyorsa gelebilir. Tabi ki çok yakınımda olanlara biraz daha karışabiliyorum.

- Sizinle iletişimi nasıl kuracaklar?

- Türk Kadınları Kültür Derneğinden bize ulaşabilirler…

- CENAZEDE ÖLEN KİŞİ MÜBAREK İSE ONUN NURUNUN GELEN KİŞİLERİN ÜZERİNE AKSEDER



- Türkiye’de Cuma namazlarını, bayram namazlarını ve cenaze namazlarını kadınlar kılmıyor. Bu durumdan şikâyetçiyim. Siz ne düşünüyorsunuz?

- Bir kere cenaze namazını ben kılıyorum, hoca kılmayın bile dese arkaya geçip kılıyorum. Çünkü mutasavvıflar cenazede ölen kişi mübarek bir kişi ise onun nurunun gelen kişilerin üzerine aksettiğini gelenlerden biri mübarekse onun nurunun da ölüye aksettiğini söylüyorlar. Bu kadar büyük bir lütuftan yararlanmamak çok eksiklik geliyor bana. Zaten gitmişiz, erkeklerin önüne geçerek ben kılacağım havasında değil arkada siz de o kişi için namaza durarak hiçbir şekilde düzeni bozmadan hürmet içinde namazı kılmayı ben tavsiye ediyorum.Cuma için cami yaptırma vakfına başvurdum bize ayrı bir yer verin diye bunun için bazı çalışmalar yaptık.

- Kadınların Cuma namazı kıldığı camiler var mı?

- Şeyh Yahya Efendi Hazretlerinde Cuma namazını kadınlar kılabiliyor. Böyle birkaç yer var bunları çoğaltabilirsek Allah nasip ederse erkekler vaaz dinlediği gibi bize farz olmasa da o vaazdan yararlanmak iyi olur. Çünkü biliyorsunuz diyanet vaazları o devrin problemlerine göre yönlendiriyor bazen haberdar bile olamıyoruz. Bayram namazlarına zaten katılmalıyız diye düşünüyorum. Gerçi benim bunların içerisinde en az katılmak istediğim bayram namazı onu da söyleyeyim. Çünkü Türklerde bir bayram âdeti vardır, beylerin hep birlikte selamlaşarak namaza gidişlerini çok seviyorum. Hanımların da onlara kahvaltı hazırlamalarını çok seviyorum. Bunun da namaz kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Çok seviyorum bayram namazını ama çok ısrarcı değilim ama Cuma namazlarıyla cenazelerin gidilmesini gerektiğine inanıyorum.

- Kur’an çalışmalarınızda Yasin süresini öncelediniz. Neden?

- İlk umreye gittiğim seneydi. Ben de iki rekât namazın ikinci ayetini Allah’ın bana emrettiğini ve o terbiye üzere o gün hareket etmem gerektiğini düşünerek hep tutarım. Mesela sabah namazında ikinci rekâtta okunan surenin manasına o gün çok riayet etmeye çalışırım. Ayrılmak üzereyiz yatsı namazının ikinci rekâtında Yasin okundu. Normalde biliyorsunuz namazlarda uzun olduğu için Yasin çok okunmaz. Farzın ikinci rekâtında Yasin okununca anladım ki ben Yasin ile vazifelendim.

- YASİN SURESİ KURANIN KALBİ

- Ve O vazifeyi devraldım, geldik buraya. Zaten 10 senedir Kur’an çalışıyorduk. Fakat çocuklara dedim ki böyle bir vazife edindik hemen Yasin’in üzerinde çalışmaya başlarken Kur’an’ın kalbi olduğunu bizim de kalp makamına istekli olduğumuzu düşünerek böyle bir çalışma başlattık. Bana göre Yasin’in ayetlerine uymayan hiçbir tasavvufi bölüm yok.

Daha sonra Bakara Suresi ile devam ettiniz…

- Şimdi kalbi çalışınca edebi çalışmazsak yani şeriat kısmını çalışmazsak aşk uçar illa onu bir kablonun içinden geçirmeliyiz ki elektrik ampulü gibi aydınlatsın onun için Bakara Suresini tercih ettik. Yani edebe gelelim, nefsimizle nasıl mücadele edelim, putlarını nasıl kıralım ve böylece Bakara’ya başladık.

- Devamı gelecek mi?

- Bakara’nın ikincisi, üçüncüsü şimdi çıkıyor, 30 ayetini şimdi yapmış olduk. Geçen gün öğrendim Amerika’da bir profesör diyor ki; hocam bu Futuhati İstanbuliye gibi bir şey olacak 27-28 cilt gibi. Yalnız benim çok sevgili dostum Hz. Mevlana’nın torunu Selahattin Çelebi çok mübarek bir insandır o bana çok güzel bir mesaj çekti geçen sene dünya kadınlar gününde. Hocam rica ediyorum Bakara’ya ara verin de Meryem Suresini açıklayın dedi. Onun üzerine ben onu emir ahdettim. Şimdi üçüncü ciltten sonra Meryem Suresini arada açıklayıp Bakara’ya devam edeceğiz ömrümüz müsaade ederse.

- KULU ARADAN ÇEKECEK KADAR ALLAH AŞKINI KUVVETLENDİRİRSENİZ,ASLA KIRILMAZSINIZ


Kırmamak ve kırılmamak için önerileriniz nedir?

- O kadar basit ki, ben Kâbe’de de gördüm bunu, aradaki kulu görüyoruz, sebepleri görüyoruz. Sebep görürseniz mutlaka kırılırsınız. Orası size cehennem olur yani Kabe’nin cehennem olduğu insanı gördüm. Çünkü birisi ona zarar vermiş o kişiyi düşünmekten Kabe’yi göremedi. Öyleyse insanı kulu aradan çekecek kadar Allah aşkını kuvvetlendirirseniz yapanın yaptıranın yalnız Allah olduğunu idrak ederseniz o zaman asla kırılmıyorsunuz. Aşkı arttırdınız mı zaten o zaman sizi sevmişler mi sevmemişler mi, her şeyde sevgilim bana ne yapıyor diye bakıyorsunuz. İrtibat Onunla oldu mu insanlık âlemi ile alakanız kesiliyor.



- Grubunuzda sanat camiasından birileri var mı?

- Var. Zeynep Tokuş var. Birçok öğrenci mankenlikten geldi, birçok öğrencim sosyeteden geldi. Fakat benim sevdiğim ne biliyor musunuz? Mesela mankenlikten gelen kızlar yüz bin tane mankenlikten gelen insanlarla beraber olmuş diyelim ki evlenecekler beyler siz mankenlikten gelmişsiniz önce bir beraber olalım dediklerinde, hayır biz bu yola girdik biz o günden itibaren edep içinde yaşıyoruz isterseniz beni almayın dediğini ben biliyorum. Evlenmeden kimse ile beraber olamayacağım dediğini ben biliyorum. O zaman bakıyorsunuz namusludan daha namuslu olduğunu bunu Allah için yaptığını görüyorsunuz. Geçmiş hataları bizi ilgilendirmiyor. Mühim olan Müslüman olduktan sonra hata yapmasınlar. Teslim olmadan Müslümanlık olmuyor.

- Sosyeteye daha meyilli olduğunuz söyleniyor… Öyle mi?

- Hiç alakası yok ben bir kere çok fakirim, memurum. Hayatta hiçbir şeyden para almadım. Ne bir radyo konuşmasından, ne bir seyahatten prensip olarak hiçbir konuşmamdan para almadım. Ben herkese şunu tavsiye ediyorum; aslında hiç zor bir şey de değil, ütopik de değil. Bana hep ütopik şeyler anlatıyorsunuz diyorlar. Gelip benimle yaşasınlar benim hakkımda şüpheye düşenler gelip ne olur benimle yaşasınlar o kadar kolay bir hayat yaşıyoruz ve o kadar zevkli bir hayat yaşıyoruz ki..Hiçbir ayrımımız yok herkes gelebilir. Gönlü güzel olan herkes, Allah’a iman etmek isteyen herkes gelebilir.

Nursel Tozkoparan - Haber 7

 

Enfal isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
cemalnur sargut


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi