AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-02-2014, 06:12   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Cemile Bayraktar - 28 Şubat, 17 Aralık'a Bağlanırken: "Beceremediniz, Artık Bırakın"
Cemile Bayraktar



28 Şubat, 17 Aralık'a bağlanırken: "Beceremediniz, artık bırakın"

28 Şubat 1997 tarihini Türkiye'nin darbeler tarihinden biri, bir başlangıç sanıyorsanız emin olun ki çok yanılıyorsunuz demektir. 28 Şubat 1997, Türkiye'deki sorunlu laiklik anlayışının oluşturduğu travmatik zamanlardan sadece biridir. Zira Türkiye'de var olan realite, 28 Şubat Darbesi değil 28 Şubat ruhudur. O ruh, Türkiye'deki sorunlu laiklik anlayışının oluşturduğu 'İslam karşıtlığıdır' ve İskilipli Atıf Hoca'nın idamıyla başlayan bir süreçtir, bugüne kadar da varlığını sürdürmüştür.

O ruh; Merve Kavakçı'nın milletvekili seçildiğinde vekilliğini düşüren, Aynur Tezcan'ı sedyede ölüme terk eden, ülkesindeki binlerce kadının çalışma hakkını elinden alan, ikna odalarında genç kızlara psikolojik işkence yapan, 70 yaşındaki Medine Bircan'ı başörtülü olduğu için tedavi etmeyen, Gezi günlerinde metroda başörtülü kadını tekmeleyen, kamuda başörtüsü yasaklansın diye geçen hafta mahkemeye başvuran, Kabataş Olayı üzerinden nefret dolu yorumlar yapan, başörtülü kadınların yüzüne tüküren ruhtur. Dönem dönem ortaya çıkar, dönem dönem kaybolur ama asla yok olmaz.

Türkiye'nin resmî ideolojisinin bir kısmı da sorunlu laiklik anlayışıyla şekillenmiştir. Zira laiklik kimsenin inancına müdahale etmemeyi telkin ederken (?) Türkiye tipi bir laiklik, inancı olanları bastırmayı hedeflemiştir. Tüm bu realite içinde sıradan bir Türkiye vatandaşı için İslam karşıtlığı, dindar kesime yönelik baskı ve şiddet 'sıradan vatandaşların' gönüllülüğe dayalı vazifeleri olmuştur. Bunu yer yer darbe girişimleri, yer yer yolda izde nefret söylemi içeren sataşmalar ile sağlamışlardır. Hannah Arendt, 'Kötülüğün Sıradanlığı Üstüne Bir Çalışma: Kudüs'teki Eichmann' [Eichmann in Jerusalem: A Report on the Banality of Evil] adlı eserinde kötülüğün nedenlerini sorgularken, bireyin 'vazife' olarak gördüğü eylemin onun vicdanının önüne geçtiğini ve hatta bu kötü eylemine karşı bir savunma olarak sunabileceğini belirmiştir. İşte bu gün bir zulmün tarafı olmaktan çekinmeyen kesimlerin tutumlarının temelinde kısmen bu güdü yatmaktadır. [Daha geniş açıklama için eserin tamamının incelenmesi tavsiye edilir.]

Adına 'Cemaat- Ak Parti çekişmesi' denen, özel dershanelerin kapatılması meselesiyle konuşulmaya başlanan, 17 Aralık 2013 Operasyonu ile birlikte netleşen bir sürecin içinden geçiyoruz. Bu sürecin başlangıç tarihini 17 Aralık'a bağlayanlar var ama ben ilk günden bu yana bu meselenin 28 Şubat 1997'ye dayandığını düşünüyorum. Söyleminde kendine 'Camia' adını veren ancak tabansal eylemlerini 'dinî cemaat' formuyla yürüten Gülen Cemaati'nin Türkiye'deki dindar kesime karşı duruşunu ilk kez ortaya koyduğu tarih 28 Şubat 1997'dir. O dönem, 28 Şubat ruhuyla çatışmayan, o ruha karşı bir direnç göstermeyen Gülen Cemaati, bir darbe girişimi olan 17 Aralık'ın mimarı rolünü üstlendi. 28 Şubat ruhunun hedef aldığı kitleyi hedef aldı. 28 Şubat'ta olduğu gibi 'yolsuzluk' söylemleriyle başlayan, asıl meselenin üzeri örtülmek istenen bu süreçte Gülen Cemaati, maalesef 28 Şubat'ın faillerinin rolünü üstlendi. 28 Şubat ruhuyla aynı safta durdu. Misal; Bugün TV ekranlarından davet ettiği konuk, Kabataş Olayında adı geçen başörtülü kadın için 'Fadime Şahin' benzetmesinde bulunurken bundan hiçbir rahatsızlık duymadı.

28 Şubat bu yıl 17 Aralık çekiyor. 28 Şubat bu yıl 17 Aralık'a bağlanıyor. 28 Şubat ruhu, bu yıl 17 Aralık ruhuna karışıyor. Dillerindeki nefret söylemlerinden dolayı bana ruhen ikinci 28 Şubat'ımı yaşatan 28 Şubat ruhun anısı Gezi ruhu, 17 Aralık mimarları arasında dolaşıyor. 17 Aralıkçılar, 'Gezi haklıydı' diyor. Gezi'den 17 Aralık'ın parmak izi; 17 Aralık'tan Gezi'nin DNA'sı çıkıyor. 28 Şubat ruhunu, 17 Aralıkçılarda görmek, 28 Şubat'ta iradesine kastedilmiş bir halkın seçimi olan Refah Partisi'ne yönelik 'Beceremediniz, artık bırakın' diyen Fethullah Gülen'i hatırlatıyor. 28 Şubat'tan bugüne yaşadıklarımızın hepsi gözümün önünden geçiyor, kalbimde bir yer derinden sızlayarak, içimden 17 Aralık mimarlarına, 'Beceremediniz, artık bırakın' demek geliyor.

Kaynak


Yeni Şafak 28.02.2014

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi