06-19-2008, 14:16 | #1 |
CHP’nin dikili bir ağacı yok…
CHP’nin dikili bir ağacı yok…
R.Tayyip Erdoğan’ın bir sözü vardı:”CHP’nin bu ülkede dikili bir ağacı yok” diye.Gerçekten de doğru bir analiz.Demokrasinin işleyişini engelleyen, ,ülkeyi kaos ortamına sürükleyip kişilerin hassas mukaddesatları üzerinden siyaset yapan CHP’nin bırakın yararını bu ülkeye fazlaca zararı dokunmuştur. Bunun için 1924’e dönüyoruz.Ve rejim çığırtkanlığının dedelerine rastlıyoruz.İlk hedefleri Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası.TCF aslında formalite icabı kurulmuştu.Ama parti büyüdükçe CHP korkmaya başladı.Ve şimdi de olduğu gibi “irtica” ve “rejim elden gidiyor” sesleri duyuldu CHP cephesinden, ve olan oldu TCF devlete ve rejime zarar verdiği gerekçesiyle kapatıldı.Yani CHP en büyük rakibini bayağı iftiralarıyla tarihten sildi.CHP demokrasi çarkına çomak soktu. 1930’lar ise tam bir felaket.CHP önce sözde demokrasi olsun diye Serbest Cumhuriyet Fırkasını açtırdı.Ama SCF nin ilk demokratik seçimlerde kendilerinin önüne geçeceğini anlayan CHP Menemen olayını fırsat bilerek bu partiyi de kapatır.Demokratik Türkiye’ye hayır totoliter Türkiye’ye evet diyen bir zihniyetle hareket eden CHP 1930 yıllarda ülke ekonomisini Hitler Almanya’sına bağımlı yaptı.Teslimiyetçi bir ekonomi politikası seyredildi. Atatürk öldükten sonra yerine İnönü geçti.Hitler’in Führer lakabına özenip kendine Milli(!) Şef unvanını uygun gördü.Bu dönemde İnönü Marshall palanından faydalanmak için Paris de ki uzmanlardan yardım talep etti ama kabul görmeyince Washington dan istedi orası kabul etti etmesine ama Türkiye’nin vizyonu zedelendi bir kere. İnönü Türkiye’yi 2.Dünya savaşına sokmadı ama bu savaşa sokmaktan beter etti.Türkiye savaşa girmiş ülkelerle aynı mali durumdaydı.Her şey karneyle…İnsanlar aş derdindeydi.Bundan dolayı kimse CHP’nin demokratlığını tenkit etmiyordu.Ta ki 1945 yılına kadar.4 CHP’li(Bayar,Menderes,Koraltan,Köprülü) 4’lü takrir sundular.Takrir de demokrasi vurgusu yapıldı.Ama İnönü ve kurmayları demokrasiden bir haber oldukları için takriri usül bakımın reddettiler.Bunun üstüne Bayar istifa etti diğer 3’lü ise partiden çıkarıldı. Bu 4’lü Demokrat Partiyi kurup 1946 seçimlerine girdiler.Ama diktatör İnönü açık oy gizli sayım uygulamasıyla gayri-meşru bir seçim yaptı. 1950 seçimlerini DP kazandı.1950-1960 döneminde İnönü CHP’si DP’nin tüm faydalı işlerini engellemek için elinden geleni yaptı.Olayları halka hep olumsuz yönleriyle yansıttı.Paşa keşke bunla kalsaydı.Ama kalmadı.1960 darbesinde de parmağı vardı.C.Gürsel 27 Mayıs’ı müteakip Paşayı aramış ve:” Emirleriniz bizim için peygamber buyruğudur” sözlerini sarf etmiştir.İnönü ise: “Memleket ve millet için hayırlı bir iş yaptınız. Büyük bir iş yaptınız. Mutlu ve uğurlu olmasını dilerim. Asıl ben sizin emrinizdeyim. Ne zaman bir arzunuz olursa emrinize amadeyim” sözleriyle CHP’nin anti-demokratik olduğunu yine göstermişti. CHP tarih sahnesine 28 Şubatta tekrar çıkar.CHP 1997 yılının 28 Şubat MGK kararlarını memnuniyetle okur ve takdir eder.Ne de olsa kararlar islamiyete karşıydı ve anti-demokratikti.Baykal 28 Şubat hakkında: "TSK 'demokratik kitle kuruluşu' (!) gibi çalıştı", "...kurmayca planlanmış bir strateji izledi. Bir müdahale açıktır, ama resmi muhtıra bile verilmeden sorun çözülmüştür" Derken yıllar geçti 2002 genel seçimlerinde CHP muhalefet oldu.Muhalefetteyken Onur Öymen başta olmak üzere bir çok Baykal uşağı askeri kışkırtmak için her şeyi yaptı.Bunları Eski CHP’li Haluk Özdalga anlatıyor.Bunlarla kalınmadı cumhurbaşkanlığı seçimi için Baykal: "Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasına Silahlı Kuvvetler kayıtsız kalmayacaktır diye düşünüyorum." tarzında bir açıklamada bulundu.Bu sözden az bir süre sonra 27 Nisan gecesi ordu muammalarla dolu bir e-muhtıra verdi.Tabi CHP hiç gecikmedi muhtırayı desteklediklerini ve içinde barındırdığı düşünceye katıldıklarını dile getirdiler. CHP 1960 yılında yaptığını 2007 yılında da yaptı.Yani anti-demokratik tavrını sürdürdü.22 Temmuz 2007 seçimlerinde sandıkta halkın tokadını yiyince biraz sendelese de hemen başladı anti-demokratik faaliyetlerine.AK Parti'nin kapatılmasını kayıtsız şartsız savundu,savunuyor.Bununla birlikte kendilerini "laik" diye tanımlayan bu insanlar insanların inançlarıyla dalga geçmekten hiç çekinmiyorlar.Hacca gitmek isteyen birine: “Hacca gidip Araplara para mı kaptıracaksın, boş ver, hem sonra belki Muhammed seni bırakmaz” gibi laubali,ciddiyetsiz ve saygısız cümleler kurabiliyorlar.Ve CHP hala kendine solcu ve sosyal demokrat denmesinden rahatsızlık duymuyor.CHP hem darbecilik yapıyor hem de Sosyalist Enternasyonele rahatlıkla katılabiliyor. Ne diyelim…CHP yedisinde neyse yetmişinde de o.Ne değişme var ne gelişme.Hala anti demokratik hala darbe meraklısı.Bu ülke de dikili ağacı yok daha doğrusu CHP bu ülkeye bir şeyler katmadı çok şeyler kopardı.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
06-19-2008, 14:54 | #2 | |
CHP’nin dikili bir ağacı yok…
Alıntı:
Senelerdir hükümete gelemedi diye bu sinir yoksa ülke demokrasiye gidiyor diye mi?Dikkat ettim de grup toplantıların AK Partililere sürekli "sakın ha" gibi tehditvari ve sinirinin yansıması ifadeler kullanıyor.Allah(c.c) Baykal ve CHP'nin şerrinden başta Türkiye olmak üzere tüm Ümmet-i Muhammed-i korusun... |
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|